Tarih: Nisan 2005 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:9
SİYASAL ZOR VE "HAYATA DÖNÜŞ" OPERASYONU
Bizim gibi ülkelerde kapitalizm çarpık gelişmektedir. Kapitalizmin zaten içinde barındırılan krizler, emperyalizme bağımlı bizim gibi ülkelerde sürekli bir milli kriz halini alır. Milli krizin çelişkilerinden doğan ve palazlanan burjuva sınıfı, genel halk kitlesinin memnuniyetsizliğe savrulmasını sağlar ve tepki doğurur. Burjuvazi ise, halkın tepkilerini pasifize etmek için siyasal zorunu kullanırken, devlet aygıtını buna göre biçimlendirir. Siyasal zoru çözmeden, bunun devlet mekanizmasına yaptığı değişimi anlamadan doğru bir çizgide devrimci siyaset yapılası çok zordur.
Fakat büyüyen dünya ekonomik krizi ve bu krizin son yıllarda ülkemize yansıyan etkileri, sınıfsal çelişkilerin keskinliğini günden güne artırmaktadır. Bizim gibi ülkelerde burjuva demokrasisi bile tam anlamıyla oluşmadığından 'temsili demokrasi' ya da oy hakkı demokrasisi mevcuttur. Lenin, Devlet ve İhtilal adlı eserinde açıkça dile getirmiştir; "Oluşturulan oy hakkıyla, demokrasiyi sağladıkları palavrasını halka yuttururlar ve bundan en çok oportünistler ve sosyal demokratlar çok şey bekler."
Siyasal zor, çoğu kez askeri biçimlerde toplumun karşısına çıkmaktadır. Türkiye'nin siyasal tarihinde bunun sayısız örneği mevcuttur. 19 Aralık'ta 2002 yılında cezaevlerindeki devrimcilere yönelik olarak 'Hayata Dönüş'(!) adı altında gerçekleştirilen operasyon örneklerden sadece biri. Onlarca devrimcinin göz göre göre katledildiği operasyondan sonra 'F tipi' adı altındaki hücrelere götürülen tutsaklar 12 Eylül'ü aratmayan muamelelerle maruz karşılaşmışlardı. Operasyon sırasında burjuva medyası halkı yanıltmak için ortalığı yalanlarla karartmış ve halk aslında kendisine yönelmiş olan bu saldırının haklılığına inandırılmıştı. Hatırlanacağı gibi dönemin adalet bakanı Hikmet Sami Türk operasyondan birkaç gün sonra kameraların karşısına geçip: "Bu iş bitmiştir, hepsini susturduk" demişti. Ancak aradan geçen zamana karşı F tipleri bile ilericileri yıldırmaya yetmedi. Yine sokaklarda bayrak ve pankartlarımız dalgalanmaya devam ediyor. Yine devrim ve sosyalizm sloganlarımız yeni yeni ağızlarla buluşuyor.Demek ki doğruyu, haklıyı, güzeli savunanlar öyle kolay bitmiyor. Bizler bir kez daha, öncesi ve sonrasıyla, Suphi'lerden 19 Aralık'a siyasal iktidarlarca katledilen sayısız ilericiyi anıyor ve mücadelelerine sahip çıkılması gerektiğini yineliyoruz. Ve bir ek daha yapıyoruz: Unutmadık, Unutturmayacağız!
Fakat büyüyen dünya ekonomik krizi ve bu krizin son yıllarda ülkemize yansıyan etkileri, sınıfsal çelişkilerin keskinliğini günden güne artırmaktadır. Bizim gibi ülkelerde burjuva demokrasisi bile tam anlamıyla oluşmadığından 'temsili demokrasi' ya da oy hakkı demokrasisi mevcuttur. Lenin, Devlet ve İhtilal adlı eserinde açıkça dile getirmiştir; "Oluşturulan oy hakkıyla, demokrasiyi sağladıkları palavrasını halka yuttururlar ve bundan en çok oportünistler ve sosyal demokratlar çok şey bekler."
Siyasal zor, çoğu kez askeri biçimlerde toplumun karşısına çıkmaktadır. Türkiye'nin siyasal tarihinde bunun sayısız örneği mevcuttur. 19 Aralık'ta 2002 yılında cezaevlerindeki devrimcilere yönelik olarak 'Hayata Dönüş'(!) adı altında gerçekleştirilen operasyon örneklerden sadece biri. Onlarca devrimcinin göz göre göre katledildiği operasyondan sonra 'F tipi' adı altındaki hücrelere götürülen tutsaklar 12 Eylül'ü aratmayan muamelelerle maruz karşılaşmışlardı. Operasyon sırasında burjuva medyası halkı yanıltmak için ortalığı yalanlarla karartmış ve halk aslında kendisine yönelmiş olan bu saldırının haklılığına inandırılmıştı. Hatırlanacağı gibi dönemin adalet bakanı Hikmet Sami Türk operasyondan birkaç gün sonra kameraların karşısına geçip: "Bu iş bitmiştir, hepsini susturduk" demişti. Ancak aradan geçen zamana karşı F tipleri bile ilericileri yıldırmaya yetmedi. Yine sokaklarda bayrak ve pankartlarımız dalgalanmaya devam ediyor. Yine devrim ve sosyalizm sloganlarımız yeni yeni ağızlarla buluşuyor.Demek ki doğruyu, haklıyı, güzeli savunanlar öyle kolay bitmiyor. Bizler bir kez daha, öncesi ve sonrasıyla, Suphi'lerden 19 Aralık'a siyasal iktidarlarca katledilen sayısız ilericiyi anıyor ve mücadelelerine sahip çıkılması gerektiğini yineliyoruz. Ve bir ek daha yapıyoruz: Unutmadık, Unutturmayacağız!
Devrim ŞİMŞEK
MERSİN/MUT
Diğer Haberler
KAPİTALİZMDE AŞK BAŞKADIR!UMUT GENÇLİKTE!Sermayenin Tarihi ve DoğalGüzelliklerimizi Yağmalamasına
Karşı SavaşıyoruzGENÇLİK MÜCADELESİNİN SORUNLARI ÜZERİNEEMEKÇİLER EĞİLDİKÇE SANATA
YIRTILACAKTIR ELBET KARANLIKLAR DASERMAYENİN DİYETİTEKSTİL İŞÇİLERİKADIN VE ÖRGÜTLÜLÜKSİYASAL ZOR VE "HAYATA DÖNÜŞ" OPERASYONUDGM DİRENİŞLERİ