Yüzyıllardır başka halkların yaşadığı topraklara emperyalist bir barbarlıkla el koymanın hesapları yapılıyor. Savaşa karşıyız diyenlerin sesleri kesilmek isteniyor.

Kültür hayatımızda büyük bir yozlaşma ve çürüme gözleniyor. Gazeteler, televizyonlar, radyolar halkın sorunlarıyla ilgilenmeye uzun zamandır son vermiş durumda. Çok satan kitapların konusu toplumsal sorunların bütününden soyutlanmış salt cinsellik içeriyor. Sanat hayatımıza holdingler el atıyor. Toplumcu, ilerici, gerçekçi kültür-sanat insanlarımıza yaşam hakkı tanınmıyor.

Ülkemizin sorunları büyük. Her geçen gün daha da artıyor.

Kendilerini çaresiz hisseden çalışanlar sosyal haklarında gerilemeye razı oluyor. Zam dönemlerinde sıfır zammı kabule zorlanıyor. İşsiz kalan işçiler çalışacak yeni bir iş bulamıyor. Köylüler yetiştirdikleri ürünleri satamaz hale geliyor. Esnaf dükkânını siftahsız kapatıyor. Gençler ancak geçici işler bulabiliyorlar. Öğrenciler, orta öğrenimde müfredat programının, üniversitede YÖK'ün baskısı altında. Hem liseliler hem de üniversiteliler acımasız, saçma sapan disiplin yönetmelikleriyle boğuşmak durumunda kalıyor.

Yeterince karanlık bir tablo değil mi?

Peki böylesine iç karartan bir dünya ve ülke gerçeği varken toplumsal dinamikler ne yapıyor? Türkiye'nin aydınlık, ilerici güçleri, demokratları, devrimcileri, yurtseverleri, sosyalistleri nasıl bir muhalefet örgütlüyor?

İşçiler daha örgütlü bir mücadele yürütmenin gereklerini anlamaya başladılar. Sendikalı işçiler yalnızca kendi haklarını savunarak gerilemeyi durduramayacaklarını anlıyor. Başta işsizler olmak üzere diğer katmanlarla buluşmanın yolları aranıyor. Yoksul köylüler sadece taban fiyatını bekleyerek ekmeklerini kazanamayacaklarını görüyorlar. Esnaf neredeyse yüzyıllık bir suskunluktan sonra kiminle dost olmaya ihtiyaç duyduğunun farkına varıyor. İMF boyunduruğunda yaşayan bu ülkede uygulanan ekonomik politikaların yalnızca tekelci sermayenin, büyük kapitalistlerin yararına olduğunu tüm toplumsal kesimler biliyor; ona göre safını belirlemeye başlıyor.

İşçisi, köylüsü, emekçisi ülkenin geleceğinde söz sahibi olmak için, kendi kaderlerini kendileri belirlemek için harekete geçmeye başlamışken, Türkiye'nin gençleri ne yapıyor?

Ülke gençliği yaşadığı baskılara karşı bir muhalefet örgütleyebiliyor mu, yoksa başına gelecekleri sessizce kabullenecek bir uysallık içinde mi?

Bizler, gençleri tanımlamak için ne birinci soruya da ikinci soruya da tek başına 'evet' cevabı vermenin yeterli olmadığının tespitini yapıyoruz.

İlerici gençlik güçlü bir muhalefet potansiyeli taşımasına rağmen, henüz bunu örgütleyebilecek bir dinamizmden yoksun. Bunu biliyor ve görüyoruz. Ancak, aynı ilerici gençlik, otoriter yönetimlerin, egemen ideolojinin, YÖK düzeninin, patronların, zengin toprak sahiplerinin, toplumsal cinsiyet rollerinin ve erkek egemen sistemin baskısına karşı da direniyor.

Bu direniş çoğu zaman bireysel tepkilerle sınırlı kalıyor. Bazı dönemler ise yığınsal bir güce kavuşarak gençliğin taleplerini haykırıyor.

Ancak, her iki durumda da, gençliğin isteklerinin kalıcı olması için gençliğe önderlik edecek bilimsel kılavuzların bulunması şart olmakta. Bilimsel çalışmanın olmadığı yerde gençliği aydınlık bir gelecek mücadelesinden ayıran akımlar güç kazanıyor. Özellikle gerici bir eğitim sistemini, tekelci medyayı arkasına alan burjuvazi, gençliğin yolunu kaybetmesi için elinden geleni yapmakta. Gençlerin boş işlerle uğraşması için, gençlik hevesiyle çeşitli şeylerle meşgul olması için türlü yollar deniyor. Tekelci burjuvazi gençliğin emekçilerin sorunlarına karşı duyarsızlaşması ve kendine yabancılaşması için ne gerekiyorsa yapıyor.

Burjuvazinin bu saldırılarına karşı ise gençlik dağınık bir görünüm sergiliyor. Birliğini sağlayamamış bir gençlik egemenlerin oyunlarına karşı koyamıyor. İyi niyetli gençlerin yürüttüğü anti emperyalist, anti kapitalist mücadele orada burada birbirinden kopuk ve dağınık yürüdüğü için heba oluyor.

İşte, gençliğe karşı yürütülen bu oyunlara ve ona yapılan tüm bu fiziki ve ideolojik saldırılara karşı, ilerici, devrimci, yurtsever, sosyalist gençliği tek bir yumruk gibi birleştirecek bir gençlik örgütüne ihtiyaç zaten ilerici gençlik tarafından duyulmaktaydı. Ancak, böylesi bir talebe karşı hangi zeminde bir araya gelineceği belirsizdi.

Belirsizlik ortadan kalktıktan sonra, bu ihtiyaç bir grup gencin bir araya gelerek TÜM İLERİCİ GENÇLİK DERNEĞİ adı altında bir gençlik derneği kurmasıyla sonuçlandı.

İşçi ve öğrenci gençlerin bir araya gelerek kurduğu TÜM İLERİCİ GENÇLİK DERNEĞİ, amacını tüm ilerici, demokrat, yurtsever, devrimci, sosyalist gençleri ülkemizi yıkıma uğratan kesimlere karşı tek bir örgütün çatısı altında birleştirmek olarak açıklıyor. Gençliğin önce eylem birliğinin, hemen ardından örgütsel birliğinin sağlanmasını derneğin en önemli çalışma maddesi olarak ortaya koyuyor.

Gençliğin birliği için demokratik solcu, sosyal demokrat, ilerici, devrimci, sosyalist gençlik kesimleriyle işbirliği yollarının bıkmadan usanmadan aranması tüzük gereğidir.

Türkiye'nin kendine özgü gençlik hareketleri geçmişine bakıldığında, kısa bir dönem hariç tutulacak olursa, gençlik örgütü dendiğinde akla sadece 'öğrenci gençliğin' geldiği görülür. İşte, TÜM İLERİCİ GENÇLİK DERNEĞİ bu olumsuz özelliği de yıkmayı ve uzun yıllardır unutulan eski bir geleneği canlandırmayı amaçlıyor. TÜM İLERİCİ GENÇLİK DERNEĞİ çalışma ilkelerine göre, örgüte yalnız öğrenci gençler değil, diğer emekçi gençlik kesimlerinden gelenler, yani işçi gençler, çıraklar, kalfalar, köylü gençler de girebilirler. Derneğin amacı, bütün gençlik kollarını yığınsal, demokratik, merkezi bir örgütte toplamaktır. Elbette ki bu bir süreç işidir ve uğrunda sebatlı bir çalışmayı gerektirir.

TÜM İLERİCİ GENÇLİK DERNEĞİ, gençlik hareketini işçi sınıfının siyasi hattına uygun bir şekilde yürütecektir. İşçi sınıfının birliğini bozmaya yönelik akımların gençlik içerisinde güç kazanmaması için sürekli bir mücadele verilecek. Bunun için de, tüm demokratik güç ve kuruluşlarla eylem birliği yapılacak.

Gençliğin farklılığını gözetecek bir çalışma yürütmek derneğin en başta gelen görevi olacaktır. Gençliğin hem diğer kesimlerden farklılığını gözetecek hem de kendi içinde her gencin birey olduğunu unutmayacak bir çalışma biçimi amaçlanacak. Bu yolda da kitleselleşme baş hedef olacak. Sosyalist bir yığın örgütünün oluşması için ülkede bütün şartlar hazır.

Gençliği işçi sınıfından ayrı değerlendirmeye yönelen bütün anlayışlarla mücadele edilecek. Gençlerin öğrenci olarak, işçi olarak, köylü olarak, kadın olarak kendine özgü sorunları var; bu bilinmekte. Gençliğin ekonomik, toplumsal ve politik hakları için savaşım verilmeden gençlik adına mücadele yürütülemez. Ancak, işçi sınıfının yolundan ayrı düşen bir gençlik hareketinin sonunun belirsiz olacağı da bilinmekte. Bu nedenle her zaman yolumuzun işçi sınıfının yolu olduğu vurgulanacaktır. Gençliğin anti-emperyalist, anti-kapitalist devrimci geleneklerinin savunulması olmazsa olmaz şartlardan biridir. Günümüz dünyasında SAVAŞA KARŞI BARIŞ, SÖMÜRÜYE VE ZULME KARŞI SAVAŞ'tan, özgürlük ve ilerlemeden yana güçlerin yol göstericiliğini yine işçi sınıfı yapıyor O nedenle, bu ilkeleri savunmayanları dönüştürmek de dernek üyelerinin görevleri arasında olacak.

Bizim derneğimiz çatısı altında tüm diller, kültürler, inançlar kardeş sofrasında buluşacak. Ülkemizin kültürel mozaiğini geliştirmek için kadın erkek her gencin yaratıcılığı teşvik edilecek.

YÖK'ün kalkması ve emekçi üniversitesinin kurulması için tüm dernek üyeleri dost örgütlerle güçbirliği yapmak üzere bütün koşulları zorlayacak.

Yolumuz işçi sınıfının yoludur şiarıyla yola çıkan ilerici gençlik, işçi sınıfının genç adayları: Çırakları, işçi gençleri sınıf mücadelesinde örgütleyecek. Uzun zamandır devrimcilerin, ilericilerin gündeminde yer bulamayan genç işçileri gençlik mücadelesinin gündemine sokarak sadece öğrenci eksenli örgütlenme perspektifini değiştirecek. Atölyede ustasının ezdiği çırağın, fabrikada formenlerin disiplini altındaki kadın-erkek genç işçilerin özgürleşmesi için elbirliğiyle çaba sarf edilecek.

Dünya gençliği ile dayanışma anti-emperyalist bir kurtuluş savaşı yürütmüş olan Türkiye gençliğinin gelenekleri arasındadır. Ezilen, ulusal kurtuluş mücadelesi veren tüm dünya gençliği ile dayanışma, dünya gençliği ile ortak şenlik, miting, eylem düzenleme derneğin ilkeleri arasında en önemli yeri almakta. Hedef, tek bir yığınsal merkezi gençlik örgütüdür.

Yolumuz işçi sınıfının yoludur. Bu yolda elele, omuz omuza yürümek için tüm ilerici gençleri, safları sıklaştırmaya çağırıyoruz.

- YAŞASIN EMEKÇİ ÜNİVERSİTESİ!
- YÖK KALKACAK, BİLİMSEL ÖZERKLİK GELECEK!
- ÇIRAK, ÇOCUK SÖMÜRÜSÜNE SON!
- YOLUMUZ İŞÇİ SINIFININ YOLUDUR!

TÜM İLERİCİ GENÇLİK DERNEĞİ