Tarih: Temmuz 2002 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:2
Sivas Katliamını Unutma!

Çorum, Maraş ve sonunda Sivas: 2 Temmuz 1993. Tıpkı Çorum ve Maraş'ta olduğu gibi Sivas'ta da gerici-faşist güçler önceden tasarlanmış bir katliam planını sahnelemek için alanlardaydı... Katliam öncesinde aradan geçen yıllara rağmen halen daha- "kimliği belli olmayan" kişilerce dağıtılan ve altında *"Müslümanlar" imzası bulunan bir bildiride Alevilerin İslam'ın düşmanları olduğunu; onları ve onlarla birlik olanları yok etmenin "Müslümanlık" görevi olduğu ve "kâfirlerin" Sivas sokaklarında ellerini kollarını sallayarak dolaştıkları vurgulanarak, insanları -Müslümanlığın gereğini yerine getirme günü adıyla!- katliama hazırlamışlardır.
Biz bu metinleri, bildirileri, konuşmaları, anonsları Çorum'dan Maraş 'tan da hatırlıyoruz. Yapılan katliamların önceden planlanmış ve "gerekli" yerlerden onay alınarak yapıldığı da belleklerimizde yerini koruyor. Bunun en iyi örneği ise Madımak Oteli'nin yakılması sırasında polis ve askerin izleyici konumunda olmasıdır. Bu tavırla bir anlamda da katliama yeşil ışık yakılmıştır. Yapılan katliamlar, her dönem, egemen, gerici güçlerce sahnelenen din adına toplumu ayrı kutuplara bölerek birbirine düşürme politikasının ürünlerinden başka bir şey değildir. Dinci gericilik ise Sivas Katliamında, tıpkı Maraş'ta Çorum'da Kanlı Pazar'da olduğu gibi, bu politikayı sahneleyen güruh olmuştur. Ülke tarihini defalarca kan ve gözyaşına boğup ardından gazetelerinde, televizyonlarında 2 Temmuz'u "zafer günü" olarak kutlayanlara son sözümüzü; emekten, özgürlükten, bilimin ve insanlığın engin aydınlığından yana olanlar olarak hep birlikte söyleyeceğimiz günler uzak değildir.
Biz bu metinleri, bildirileri, konuşmaları, anonsları Çorum'dan Maraş 'tan da hatırlıyoruz. Yapılan katliamların önceden planlanmış ve "gerekli" yerlerden onay alınarak yapıldığı da belleklerimizde yerini koruyor. Bunun en iyi örneği ise Madımak Oteli'nin yakılması sırasında polis ve askerin izleyici konumunda olmasıdır. Bu tavırla bir anlamda da katliama yeşil ışık yakılmıştır. Yapılan katliamlar, her dönem, egemen, gerici güçlerce sahnelenen din adına toplumu ayrı kutuplara bölerek birbirine düşürme politikasının ürünlerinden başka bir şey değildir. Dinci gericilik ise Sivas Katliamında, tıpkı Maraş'ta Çorum'da Kanlı Pazar'da olduğu gibi, bu politikayı sahneleyen güruh olmuştur. Ülke tarihini defalarca kan ve gözyaşına boğup ardından gazetelerinde, televizyonlarında 2 Temmuz'u "zafer günü" olarak kutlayanlara son sözümüzü; emekten, özgürlükten, bilimin ve insanlığın engin aydınlığından yana olanlar olarak hep birlikte söyleyeceğimiz günler uzak değildir.
* Katliam Öncesi Dağıtılan Bildiri
"Müslüman Kamuoyu... Salman Rüştü Müslümanların çok az olduğu kafir bir ülkede sokağa çıkmaya bile cesaret edemezken, onun yerli uşağı Aziz Nesin köpeği, yanında kendisiyle beraber bir ekiple birlikte şehrimiz valisi tarafından davet edilip, şehirde adeta Müslümanlarla alay edercesine gezebilmektedir... Kafirler şunu iyi bilmeli ki: İslam'ın peygamberini ve kitabın izzetini korumak için bu uğurda verilecek canlarımız vardır. Gün Müslümanlığımızın gereğini yerine getirme günüdür. 'İman edenler Allah yoluna savaşırlar, kafirler de tağut yolunda savaşırlar. O halde şeytanın dostlarıyla savaşın. Çünkü şeytanın hilesi zayıftır.' (Nisa suresi, 76) Galip gelecek olanlar şüphesiz ki, Allah tarafından olacaktır