Tarih: Kasım-Aralık 2006 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:13
ANILARI MÜCADELEMİZDE YAŞAYACAK
İlerici Gençler 16 Kasım'da İstanbul'da, faşizm döneminde katledilen yoldaşlarını andılar. İlk olarak Kulaksız mezarlığında, 1982 yılında işkencede katledilen Mustafa Asım Hayrullahoğlu (Deniz yoldaş) anıldı.
Saat 11:00'de başlayan anmaya İlerici Gençler Deniz yoldaş başta olmak üzere tüm devrim şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladılar. Daha sonra hep bir ağızdan dünya işçi sınıfının marşı "Enternasyonal" okundu. Marşın okunmasının ardından; Deniz yoldaşın devrimci kişiliği, mücadele azmi vurgulandı. Bilindiği gibi Deniz yoldaş çok kısa süren yaşamı boyunca, sınıfsız bir toplum için mücadele etmiş, gerektiğinde Anadolu'nun ücra bir köşesinde gerektiğinde bir fabrikada direnişte, dişiyle tırnağıyla bayrağını yükseltmek için çelik disipliniyle, özverisiyle kısa sürede devrimci önderler arasında yer almıştır. Bir buçuk iki yıl süren uzun takipten sonra 1982 yılında gözaltına alınan Deniz yoldaş işkenceyle öldürüldükten sonra başka bir isimle kulaksız kimsesizler mezarlığına gömülmüştü.
Deniz yoldaşın katledilmesi üzerinden geçen 24 yıl sonra onun mezarı başında olmanın bir anlamı var. İnsanlık tarihi boyunca eşitlik ve özgürlük mücadelesi verenler defalarca ölümle karşılaştılar. Ama onların verdiği mücadele için zaferden başka bir son yok denildi.. Bu bayrağı taşıyanlar yere düşebilir ama bayrak her defasında el değiştirecek ve her geçen gün daha da yukarılarda olacak.
İlerici Gençler, Deniz yoldaşın mezarı başında düzenledikleri etkinlikte Türkiye Komünist Partisi saflarında mücadele etmiş Bilen yoldaşı da andılar.
İstanbul Haliç Tersanesi'nde makinist olarak çalışmaya başladığı sırada komünizm ile tanışan TKP Genel Sekreteri İsmail Bilen yoldaş TKP'nin ağır yara aldığı 1951 tutuklanmalarından sonra Partinin yeniden canlanmasına ciddi katkılarda bulunmuştu. 1958 yılında Bizim Radyo'nun kurulması, 1963'te Yurdun Sesi, 1964 yılında Yeni Çağ dergilerinin yayınlanması, göçmen işçiler arasında örgütlenmelerin başlatılması, TKP'nin Sesi Radyosu'nun kurulması ve en önemlisi 1973'te atılım kararının alınması. Atılım kararı ile yükselişe geçen Türkiye solu ancak 1980 Askeri Darbesi ile durdurulabilmişti.
Yapılan bir diğer anma Topkapı Kozlu Mezarlığı'nda Talip Öztürk hocamız içindi. Talip Hocamız bundan tam 27 yıl önce bir okul bahçesinde karanlık, kanlı elleri olan faşitler tarafından pusuya düşürülmüştü. Burjuvazi ve onun kolluk güçleri 16 Kasım 1979 yılında onu görev yaptığı okuldan çıkarken silahlı saldırıyla katletti.
Talip hocamız, gerici güçlerin dünyayı kan ve gözyaşına boğmaya çalışan savaş politikaları karşısında her zaman barışın ve ezilen halkların mücadelesinden yana olmuştu. Barış Derneği'nin kurucularındandı. Eğitim emekçilerinin hakları için verilen kavgada hep en öndeydi. Yetmişli yıllar boyunca bu mücadelenin örgütlü sesi olan TÖB-DER'in yılmaz bir sıra neferiydi. Yaşamı boyunca emeğin, emekçinin ve işçi sınıfının safında yer aldı. O, biz gençlerle hep kol kolaydı.
Bugün diyoruz ki; emperyalistler, sömürücüler aramızdan bazı yoldaşlarımızı aldınız, ama İlerici Gençler'in örgütlü sesinde boğulacaksınız.
Devrimciler Ölür Ama Devrimler Durmaz Sürer... Haşim Kanar Abimizi Kaybettik..
Salihli'nin Gökeyüp Köyü'nde doğmuş, sonra Ankara Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nü bitiren Haşim Kanar, Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) üye olmuştu. Mücadele ile dolu öğretmenlik yaşamında her zaman "sakıncalı'' görüldü. 1980 öncesi komünizm propagandası yapmaktan yargılanan Haşim Kanar, 12 Eylül'den sonra TKP üyesi olarak yargılandı. O, devrimciydi, sosyalistti. Mamak Cezaevi'nde yatarken, kızı Ekin için yazdığı şiirde aynı zamanda onun mücadelesini de görüyoruz.
BEN BUGÜN KIZIMI GÖRDÜM
Ben bugün kızımı gördüm./Kutup yıldızımı,/Yaşam hızımı,/Yürek sızımı gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm/Yavru ceylan bakışlı,/Kıvırcık ipek saçlı,/Kara kuzumu gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm./Kızımda iki gözümü,/Gülen yüzümü, /Ateşli sözümü gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm./Fırtınalı açık deniz yolculuğunda,/Güneş koruyuculuğunda,/Şimşir tekne ucunda özümü gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm./Geride kalan çetin günler, /Gide gelmeye günler,/Baba diye ünler yürek közümü gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm./Bir düş gibi, /Dokuz ay karanlıkta yürümüş gibi.
Birdenbire güneşi görmüş gibi / Yürek yalazımı gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm./Demedim hava duruldu, /Fırtına yoruldu, /Kış gider oldu, fakat baharımı yazımı gördüm...
Ben bugün kızımı gördüm./Geldik buraya bitişik iki kamaradan, /Duvarlar kalkacak aradan,/Yola çıkınca buradan,/Ustam Nâzım'ı gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm./Elbet değil buluşma yeri,/Konuşma yeri,/ Burası duruşma yeri, /Yargımı yazımı gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm./Yüzünde gülüşlerin en güzeli,/Baba gel sarıl öp beni der gibi, /Gözlerimin dili suskun avazımı gördüm.
Saat 11:00'de başlayan anmaya İlerici Gençler Deniz yoldaş başta olmak üzere tüm devrim şehitleri anısına bir dakikalık saygı duruşu ile başladılar. Daha sonra hep bir ağızdan dünya işçi sınıfının marşı "Enternasyonal" okundu. Marşın okunmasının ardından; Deniz yoldaşın devrimci kişiliği, mücadele azmi vurgulandı. Bilindiği gibi Deniz yoldaş çok kısa süren yaşamı boyunca, sınıfsız bir toplum için mücadele etmiş, gerektiğinde Anadolu'nun ücra bir köşesinde gerektiğinde bir fabrikada direnişte, dişiyle tırnağıyla bayrağını yükseltmek için çelik disipliniyle, özverisiyle kısa sürede devrimci önderler arasında yer almıştır. Bir buçuk iki yıl süren uzun takipten sonra 1982 yılında gözaltına alınan Deniz yoldaş işkenceyle öldürüldükten sonra başka bir isimle kulaksız kimsesizler mezarlığına gömülmüştü.
Deniz yoldaşın katledilmesi üzerinden geçen 24 yıl sonra onun mezarı başında olmanın bir anlamı var. İnsanlık tarihi boyunca eşitlik ve özgürlük mücadelesi verenler defalarca ölümle karşılaştılar. Ama onların verdiği mücadele için zaferden başka bir son yok denildi.. Bu bayrağı taşıyanlar yere düşebilir ama bayrak her defasında el değiştirecek ve her geçen gün daha da yukarılarda olacak.
İlerici Gençler, Deniz yoldaşın mezarı başında düzenledikleri etkinlikte Türkiye Komünist Partisi saflarında mücadele etmiş Bilen yoldaşı da andılar.
İstanbul Haliç Tersanesi'nde makinist olarak çalışmaya başladığı sırada komünizm ile tanışan TKP Genel Sekreteri İsmail Bilen yoldaş TKP'nin ağır yara aldığı 1951 tutuklanmalarından sonra Partinin yeniden canlanmasına ciddi katkılarda bulunmuştu. 1958 yılında Bizim Radyo'nun kurulması, 1963'te Yurdun Sesi, 1964 yılında Yeni Çağ dergilerinin yayınlanması, göçmen işçiler arasında örgütlenmelerin başlatılması, TKP'nin Sesi Radyosu'nun kurulması ve en önemlisi 1973'te atılım kararının alınması. Atılım kararı ile yükselişe geçen Türkiye solu ancak 1980 Askeri Darbesi ile durdurulabilmişti.
Yapılan bir diğer anma Topkapı Kozlu Mezarlığı'nda Talip Öztürk hocamız içindi. Talip Hocamız bundan tam 27 yıl önce bir okul bahçesinde karanlık, kanlı elleri olan faşitler tarafından pusuya düşürülmüştü. Burjuvazi ve onun kolluk güçleri 16 Kasım 1979 yılında onu görev yaptığı okuldan çıkarken silahlı saldırıyla katletti.
Talip hocamız, gerici güçlerin dünyayı kan ve gözyaşına boğmaya çalışan savaş politikaları karşısında her zaman barışın ve ezilen halkların mücadelesinden yana olmuştu. Barış Derneği'nin kurucularındandı. Eğitim emekçilerinin hakları için verilen kavgada hep en öndeydi. Yetmişli yıllar boyunca bu mücadelenin örgütlü sesi olan TÖB-DER'in yılmaz bir sıra neferiydi. Yaşamı boyunca emeğin, emekçinin ve işçi sınıfının safında yer aldı. O, biz gençlerle hep kol kolaydı.
Bugün diyoruz ki; emperyalistler, sömürücüler aramızdan bazı yoldaşlarımızı aldınız, ama İlerici Gençler'in örgütlü sesinde boğulacaksınız.
Devrimciler Ölür Ama Devrimler Durmaz Sürer... Haşim Kanar Abimizi Kaybettik..
Salihli'nin Gökeyüp Köyü'nde doğmuş, sonra Ankara Hasanoğlan Yüksek Köy Enstitüsü'nü bitiren Haşim Kanar, Türkiye Öğretmenler Sendikası (TÖS) üye olmuştu. Mücadele ile dolu öğretmenlik yaşamında her zaman "sakıncalı'' görüldü. 1980 öncesi komünizm propagandası yapmaktan yargılanan Haşim Kanar, 12 Eylül'den sonra TKP üyesi olarak yargılandı. O, devrimciydi, sosyalistti. Mamak Cezaevi'nde yatarken, kızı Ekin için yazdığı şiirde aynı zamanda onun mücadelesini de görüyoruz.
BEN BUGÜN KIZIMI GÖRDÜM
Ben bugün kızımı gördüm./Kutup yıldızımı,/Yaşam hızımı,/Yürek sızımı gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm/Yavru ceylan bakışlı,/Kıvırcık ipek saçlı,/Kara kuzumu gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm./Kızımda iki gözümü,/Gülen yüzümü, /Ateşli sözümü gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm./Fırtınalı açık deniz yolculuğunda,/Güneş koruyuculuğunda,/Şimşir tekne ucunda özümü gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm./Geride kalan çetin günler, /Gide gelmeye günler,/Baba diye ünler yürek közümü gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm./Bir düş gibi, /Dokuz ay karanlıkta yürümüş gibi.
Birdenbire güneşi görmüş gibi / Yürek yalazımı gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm./Demedim hava duruldu, /Fırtına yoruldu, /Kış gider oldu, fakat baharımı yazımı gördüm...
Ben bugün kızımı gördüm./Geldik buraya bitişik iki kamaradan, /Duvarlar kalkacak aradan,/Yola çıkınca buradan,/Ustam Nâzım'ı gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm./Elbet değil buluşma yeri,/Konuşma yeri,/ Burası duruşma yeri, /Yargımı yazımı gördüm.
Ben bugün kızımı gördüm./Yüzünde gülüşlerin en güzeli,/Baba gel sarıl öp beni der gibi, /Gözlerimin dili suskun avazımı gördüm.