Tarih: Kasım-Aralık 2006 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:13
GENÇLİK YÖK'E HAYIR DİYOR !
1982 darbe anayasasının kurumu olan YÖK'e karşı Türkiye'nin bir çok il ve ilçesinde farklı renk ve tonlarda muhafet yükseltildi.
Üniversiteleri kışla disipliniyle ehlileştirmek, kayıtsız şartsız sermaye projelerine boyun eğdirmek ve üniversitelerde her türlü muhalefeti sindirmek amacıyla kurulan YÖK, 25. kuruluş yıldönümünde artarak devam eden saldırılarıyla varlığını sürdürüyor.
Bu yıl gerçekleşen YÖK karşıtlığı sürecinin, eylemliliklerin, bildiri ve afişlerin başlıca konuları özetle; ticarileşen üniversiteler, müşteri konumuna indirgenen öğrenciler, proleterleşen eğitimciler, emekçi çocuklarına kapılarını giderek daha da kapayan ve okuma hakkını sadece zengine tanıyan üniversiteler, okullarda gerçekleşen soruşturma saldırıları, toplumla mücadele yasası, özelleştirmeler ve emperyalist savaşlar, işgaller şeklinde sayılabilir.
Yağmur, kar, fırtına gençliğin ateşini söndüremez /İSTANBUL
YÖK, Kadıköy meydanında yapılan mitingle protesto edildi. Miting; üniversite, lise öğrencileri, veliler, akademisyenler ve sendikacıların katılımı ile saat 12:30'da Kadıköy Numune Hastanesi önünden başladı. Mitinge yaklaşık 1000 kişi katıldı. Uzun bir aradan sonra gençliğin birleşik bir miting örgütlemesiyle alandaki coşkunun daha da arttğı gözlendi. İstanbul'un tüm Türkiye için bir çok bakımdan olduğu gibi siyasi bakımdan da önemli bir yerde olduğunu düşünecek olursak birleşik örülmüş bir sürecin önemini bir kez daha hatırlamış oluruz.
Soruşturma açan değil; araştırma yapan bir üniversite için YÖK'e hayır şiarı ile yurt genelinde çalışma yapan TÜM-İGD üyeleri de alandaki yerini aldı. TÜM-İGD alanda Emekçi Üniversitesi şiarını yükseltti.
YÖK'e hayır! Bu sesi susturamayacaksınız /ANKARA
7 Kasım Salı günü saat 14:00'dan itibaren Ankara Kurtuluş Parkı'nda toplanmaya başlayan kitleyi polis ablukaya aldı. Abluka altında "YÖK, Polis, Medya bu abluka dağıtılacak, Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim, Sermaye defol üniversiteler bizimdir, Ortadoğu halkları yalnız değildir, Okulda, fabrikada, tarlada, faşizme karşı omuz omuza, YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek" sloganları coşkuyla atıldı.
Yaklaşık 3 saatlik bekleyiş süresince, marşlarla, halaylarla, sloganlarla gençliğin polis ablukası ile durdurulamayacağı hep birlikte haykırıldı. Kurtuluş Parkı'ndan Sakarya Caddesi'ne sloganlarıyla yürümek isteyen öğrencileri yürütmek istemeyen polis, öğrencilerin haklı ve kararlı duruşları karşısında geri adım attı ve öğrenciler polis barikatını aşarak yürüyüşe başladı.
Sakarya Caddesi'nde aydınlarla buluşmayı planlayan öğrenciler yürüyüş süresince polisin kışkırtmalarıyla karşı karşıya kaldı. Sık sık sağduyulu olma çağrılarının yapıldığı yürüyüşte polis her zamanki gibi provokasyonuyla öğrencilere saldırdı. Öğrencileri üç gruba bölen İsrail uşağı polis, hızını alamayarak Sakarya Caddesi'nde diğer öğrencilerle buluşmayı bekleyen, içerisinde aydınların da olduğu, gruba da saldırdı.
Birçok arkadaşımızın yaralandığı ve meşru savunma hakkının kullanıldığı çatışmada, içerisinde TÜM-İGD'lilerin de bulunduğu 48 gözaltı gerçekleşti. Gözaltına alınanların ikisi aynı gün, diğerleri bir gün sonra savcılıkta ifadeleri alınarak serbest bırakıldı. Adliye çıkışında sloganlar ile karşılanan öğrenciler 8 Kasım Çarşamba günü hem polisin saldırısını hem de 7 Kasım günü yapamadıkları basın açıklamasını Yüksel Caddesi'nde gerçekleştirdiler.
Sermayenin YÖK'ü değil, emekçi üniversitesi /AMASYA
Yaptıkları basın açıklamasıyla; darbe ürünü olan YÖK'ün ilerici gençleri yıldıramayacağını haykıran TÜM-İGD üyeleri; YÖK'ün kaldırılması ve eşit, bilimsel, anadilde eğitim veren emekçi üniversitesi şiarını yükselttiler.
YÖK'e, özelleştirmelere, emperyalist işgale ve TMY' ye hayır /MERSİN
Tüm yurtta olduğu gibi Mersin'de de YÖK'ün 25. kuruluş yıldönümü Mersin TÜM-İGD'nin çağrıcısı olduğu meşaleli bir yürüyüşle 7 Kasım Salı günü protesto edildi.
"YÖK'e, özelleştirmelere, emperyalist işgale ve TMY'ye hayır" diyerek başlatılan çalışmalar sonucunda, daha önce devrimci ve demokratik kitle örgütlerine duyurulan şekilde meşaleli bir yürüyüş gerçekleştirildi.
Akşam saat 17:00'da İHD (İnsan Hakları Derneği) önünde toplanan gençlik örgütleri bayrakları, dövizleri, meşaleleri ve ortak pankartları ile yürüyüşe geçti. "Sermaye defol üniversiteler bizimdir", "YÖK, polis, medya; bu abluka dağıtılacak", "katil ABD Ortadoğu'dan defol", "YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek", "Yaşasın devrimci dayanışma" sloganları eşliğinde Taş Bina önüne kadar yürüyen kitle burada basın açıklamasını yapmak üzere toplandı. Basın metnini okuyan Oktay Z., "Üniversiteler baştan sona paralı hale getirilerek; akademik kadroların holding patronlarının memuru, öğrencilerin de tekellerin müşterisi haline getirilmek istendiğini." belirtti. Öğrenciler, kapıları emekçi çocuklarına sonuna kadar açık, düşünen, sorgulayan, toplum için bilim üreten üniversite mücadelesini, 25 yıllık YÖK baskısına karşı mücadelelerini yükselterek devam ettireceklerini belirttiler.
Soruşturma açan değil, araştırma yapan bir üniversite istiyoruz! /BERGAMA
TÜM-İGD Bergama üyeleri "Soruşturma açan değil, araştırma yapan bir üniversite için YÖK'e HAYIR!'' bildirilerini 6 Kasım Pazartesi günü Bergama Meslek Yüksek Okulu'nda dağıtıp, "YÖK'e Hayır", "Yaşasın Emekçi Üniversitesi", "Safları sıklaştır TÜM-İGD'ye katıl!" etiketlerini yapıştırdılar.
İlerici liseli gençlik de YÖK'e karşı /BODRUM
YÖK'ün sadece üniversite öğrencilerinin, akademisyenlerin değil liseliler ve emekçilerin de bir sorunu olduğu perspektifi ile hareket eden İlerici Liseliler de YÖK'e karşı bir dizi eylem gerçekleştirdi.
Bodrum'un bir çok lisesinde TÜM-İGD'nin çıkarttığı bildiriler yoğun bir şekilde dağıttıldı. YÖK zulmüne karşı liseli gençliği bilinçlendirme çalışmaları yapan ilerici liseliler okullarda hem öğretmenler hem de öğrenciler tarafından yoğun bir ilgi ile karşılandılar.
YÖK'e karşı üniversiteleri fethedelim
Yukarıda saydığımız dışında kalan ve Türkiyenin çok farklı bölgelerinde yapılan eylemlilik süreçlerinde gördük ki; semayenin YÖK eliyle tezgahladığı üniversite modeline yönelik çalışmaları ve bu yönde saldırıları artarak devam ediyor.
Egemen güçler çıkarttıkları yasalar yoluyla, yükseltmeye çalıştıkları milliyetçi dalga ve faşist, gerici hareketler yoluyla, okullarda soruşturma terörürüyle, polisiyle, jandarmasıyla, özel güvenlik birimleriyle; ilericileri, aydınları, devrimcileri, demokratları yıldırmaya ve her geçen gün icazet alanını biraz daha daraltarak muhalefeti söndürmeye çalışıyorlar.
YÖK karşıtlığını yükseltelim
Kapitalist sistemin amansız saldırılarına karşı daha kitlesel, direngen süreçler örmek, buna uygun yol ve yöntemleri geliştirmek görevi; İlerici Gençler'in önünde duruyor. Bu muhalefete üniversitenin onurlu tüm bileşenleriyle birlikte toplumsal bir boyut kazandırmak, emekçi halkımız ve emek örgütleriyle sırtlayacağımız bir hareket yaratmak görevi; İlerici Gençler'in önünde duruyor.
Bunu yapabilecek güce ve güvene sahibiz. Çünkü biz, halkımız için bilim üreten üniversiteler istiyoruz, onlar değil. Çünkü biz özgür düşünce, eleştiri, bilim, sanat diyoruz, onlar değil. Çünkü biz sermayenin kar güdüsüne değil, emekçi çocuklarına kapılarını açan eğitim kurumları diyoruz, onlar değil. Çünkü biz çokuz, okullar, fabrikalar, tarlalar dolusuyuz; onlar değil.
Geleceğimizi bir avuç kan emiciye terk etmeyeceğiz.
Çünkü biz emekçi üniversitesi istiyoruz!
Üniversiteleri kışla disipliniyle ehlileştirmek, kayıtsız şartsız sermaye projelerine boyun eğdirmek ve üniversitelerde her türlü muhalefeti sindirmek amacıyla kurulan YÖK, 25. kuruluş yıldönümünde artarak devam eden saldırılarıyla varlığını sürdürüyor.
Bu yıl gerçekleşen YÖK karşıtlığı sürecinin, eylemliliklerin, bildiri ve afişlerin başlıca konuları özetle; ticarileşen üniversiteler, müşteri konumuna indirgenen öğrenciler, proleterleşen eğitimciler, emekçi çocuklarına kapılarını giderek daha da kapayan ve okuma hakkını sadece zengine tanıyan üniversiteler, okullarda gerçekleşen soruşturma saldırıları, toplumla mücadele yasası, özelleştirmeler ve emperyalist savaşlar, işgaller şeklinde sayılabilir.
Yağmur, kar, fırtına gençliğin ateşini söndüremez /İSTANBUL
YÖK, Kadıköy meydanında yapılan mitingle protesto edildi. Miting; üniversite, lise öğrencileri, veliler, akademisyenler ve sendikacıların katılımı ile saat 12:30'da Kadıköy Numune Hastanesi önünden başladı. Mitinge yaklaşık 1000 kişi katıldı. Uzun bir aradan sonra gençliğin birleşik bir miting örgütlemesiyle alandaki coşkunun daha da arttğı gözlendi. İstanbul'un tüm Türkiye için bir çok bakımdan olduğu gibi siyasi bakımdan da önemli bir yerde olduğunu düşünecek olursak birleşik örülmüş bir sürecin önemini bir kez daha hatırlamış oluruz.
Soruşturma açan değil; araştırma yapan bir üniversite için YÖK'e hayır şiarı ile yurt genelinde çalışma yapan TÜM-İGD üyeleri de alandaki yerini aldı. TÜM-İGD alanda Emekçi Üniversitesi şiarını yükseltti.
YÖK'e hayır! Bu sesi susturamayacaksınız /ANKARA
7 Kasım Salı günü saat 14:00'dan itibaren Ankara Kurtuluş Parkı'nda toplanmaya başlayan kitleyi polis ablukaya aldı. Abluka altında "YÖK, Polis, Medya bu abluka dağıtılacak, Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim, Sermaye defol üniversiteler bizimdir, Ortadoğu halkları yalnız değildir, Okulda, fabrikada, tarlada, faşizme karşı omuz omuza, YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek" sloganları coşkuyla atıldı.
Yaklaşık 3 saatlik bekleyiş süresince, marşlarla, halaylarla, sloganlarla gençliğin polis ablukası ile durdurulamayacağı hep birlikte haykırıldı. Kurtuluş Parkı'ndan Sakarya Caddesi'ne sloganlarıyla yürümek isteyen öğrencileri yürütmek istemeyen polis, öğrencilerin haklı ve kararlı duruşları karşısında geri adım attı ve öğrenciler polis barikatını aşarak yürüyüşe başladı.
Sakarya Caddesi'nde aydınlarla buluşmayı planlayan öğrenciler yürüyüş süresince polisin kışkırtmalarıyla karşı karşıya kaldı. Sık sık sağduyulu olma çağrılarının yapıldığı yürüyüşte polis her zamanki gibi provokasyonuyla öğrencilere saldırdı. Öğrencileri üç gruba bölen İsrail uşağı polis, hızını alamayarak Sakarya Caddesi'nde diğer öğrencilerle buluşmayı bekleyen, içerisinde aydınların da olduğu, gruba da saldırdı.
Birçok arkadaşımızın yaralandığı ve meşru savunma hakkının kullanıldığı çatışmada, içerisinde TÜM-İGD'lilerin de bulunduğu 48 gözaltı gerçekleşti. Gözaltına alınanların ikisi aynı gün, diğerleri bir gün sonra savcılıkta ifadeleri alınarak serbest bırakıldı. Adliye çıkışında sloganlar ile karşılanan öğrenciler 8 Kasım Çarşamba günü hem polisin saldırısını hem de 7 Kasım günü yapamadıkları basın açıklamasını Yüksel Caddesi'nde gerçekleştirdiler.
Sermayenin YÖK'ü değil, emekçi üniversitesi /AMASYA
Yaptıkları basın açıklamasıyla; darbe ürünü olan YÖK'ün ilerici gençleri yıldıramayacağını haykıran TÜM-İGD üyeleri; YÖK'ün kaldırılması ve eşit, bilimsel, anadilde eğitim veren emekçi üniversitesi şiarını yükselttiler.
YÖK'e, özelleştirmelere, emperyalist işgale ve TMY' ye hayır /MERSİN
Tüm yurtta olduğu gibi Mersin'de de YÖK'ün 25. kuruluş yıldönümü Mersin TÜM-İGD'nin çağrıcısı olduğu meşaleli bir yürüyüşle 7 Kasım Salı günü protesto edildi.
"YÖK'e, özelleştirmelere, emperyalist işgale ve TMY'ye hayır" diyerek başlatılan çalışmalar sonucunda, daha önce devrimci ve demokratik kitle örgütlerine duyurulan şekilde meşaleli bir yürüyüş gerçekleştirildi.
Akşam saat 17:00'da İHD (İnsan Hakları Derneği) önünde toplanan gençlik örgütleri bayrakları, dövizleri, meşaleleri ve ortak pankartları ile yürüyüşe geçti. "Sermaye defol üniversiteler bizimdir", "YÖK, polis, medya; bu abluka dağıtılacak", "katil ABD Ortadoğu'dan defol", "YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteler bizimle özgürleşecek", "Yaşasın devrimci dayanışma" sloganları eşliğinde Taş Bina önüne kadar yürüyen kitle burada basın açıklamasını yapmak üzere toplandı. Basın metnini okuyan Oktay Z., "Üniversiteler baştan sona paralı hale getirilerek; akademik kadroların holding patronlarının memuru, öğrencilerin de tekellerin müşterisi haline getirilmek istendiğini." belirtti. Öğrenciler, kapıları emekçi çocuklarına sonuna kadar açık, düşünen, sorgulayan, toplum için bilim üreten üniversite mücadelesini, 25 yıllık YÖK baskısına karşı mücadelelerini yükselterek devam ettireceklerini belirttiler.
Soruşturma açan değil, araştırma yapan bir üniversite istiyoruz! /BERGAMA
TÜM-İGD Bergama üyeleri "Soruşturma açan değil, araştırma yapan bir üniversite için YÖK'e HAYIR!'' bildirilerini 6 Kasım Pazartesi günü Bergama Meslek Yüksek Okulu'nda dağıtıp, "YÖK'e Hayır", "Yaşasın Emekçi Üniversitesi", "Safları sıklaştır TÜM-İGD'ye katıl!" etiketlerini yapıştırdılar.
İlerici liseli gençlik de YÖK'e karşı /BODRUM
YÖK'ün sadece üniversite öğrencilerinin, akademisyenlerin değil liseliler ve emekçilerin de bir sorunu olduğu perspektifi ile hareket eden İlerici Liseliler de YÖK'e karşı bir dizi eylem gerçekleştirdi.
Bodrum'un bir çok lisesinde TÜM-İGD'nin çıkarttığı bildiriler yoğun bir şekilde dağıttıldı. YÖK zulmüne karşı liseli gençliği bilinçlendirme çalışmaları yapan ilerici liseliler okullarda hem öğretmenler hem de öğrenciler tarafından yoğun bir ilgi ile karşılandılar.
YÖK'e karşı üniversiteleri fethedelim
Yukarıda saydığımız dışında kalan ve Türkiyenin çok farklı bölgelerinde yapılan eylemlilik süreçlerinde gördük ki; semayenin YÖK eliyle tezgahladığı üniversite modeline yönelik çalışmaları ve bu yönde saldırıları artarak devam ediyor.
Egemen güçler çıkarttıkları yasalar yoluyla, yükseltmeye çalıştıkları milliyetçi dalga ve faşist, gerici hareketler yoluyla, okullarda soruşturma terörürüyle, polisiyle, jandarmasıyla, özel güvenlik birimleriyle; ilericileri, aydınları, devrimcileri, demokratları yıldırmaya ve her geçen gün icazet alanını biraz daha daraltarak muhalefeti söndürmeye çalışıyorlar.
YÖK karşıtlığını yükseltelim
Kapitalist sistemin amansız saldırılarına karşı daha kitlesel, direngen süreçler örmek, buna uygun yol ve yöntemleri geliştirmek görevi; İlerici Gençler'in önünde duruyor. Bu muhalefete üniversitenin onurlu tüm bileşenleriyle birlikte toplumsal bir boyut kazandırmak, emekçi halkımız ve emek örgütleriyle sırtlayacağımız bir hareket yaratmak görevi; İlerici Gençler'in önünde duruyor.
Bunu yapabilecek güce ve güvene sahibiz. Çünkü biz, halkımız için bilim üreten üniversiteler istiyoruz, onlar değil. Çünkü biz özgür düşünce, eleştiri, bilim, sanat diyoruz, onlar değil. Çünkü biz sermayenin kar güdüsüne değil, emekçi çocuklarına kapılarını açan eğitim kurumları diyoruz, onlar değil. Çünkü biz çokuz, okullar, fabrikalar, tarlalar dolusuyuz; onlar değil.
Geleceğimizi bir avuç kan emiciye terk etmeyeceğiz.
Çünkü biz emekçi üniversitesi istiyoruz!