Tarih: Kasım-Aralık 2006 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:13
İSTANBUL ÜNİVERSİTELİ OLMAK!
Bir ayrıcalıktır İstanbul Üniversitesi'nde okumak, okula kayıt olurken böyle yazıyordu tanıtım broşüründe: "Siz de İstanbul Üniversiteli olmanın ayrıcalığını yaşayacaksınız". Daha ilk günden yaşamaya başladık ayrıcalığımızı
ÖGB sen bizim her şeyimizsin
Okulumuz Özel Güvenlik Birimi ile sıkı bir şekilde korunuyor. Afiş asmak yasak, asan dayağı yer! Okuldaki bir avuç "teröristin" yıkıcı faaliyetlerine karşı her daim hazırlar. Görev tanımları çok geniş afiş asan öğrencileri bir temiz dövmekten tutun da okula girişte RTÜK misali okuduğunuz dergi ve kitabın "sakıncalılığına" karar verecek kadar geniş bir çalışma alanları mevcut. Bunların yanında okulda beğendikleri kadın öğrencilere laf atmak gibi kendi oluşturdukları görevleri de var.
Bir etkinlik duyurusu asarken çok dikkatli olmalısınız. Duyurunuz dekanlık onaylı olsa bile her an ÖGB'lerin saldırısına maruz kalabilirsiniz, sopa yiyebilirsiniz (yanlışlıkla bile olsa!). Ancak üniversitemiz öğrenci haklarına sonuna kadar saygılıdır. Yapılan yanlışlık derhal düzeltilir. Okulun başlarında böyle bir saldırıya maruz kalmak en iyisidir, daha sonraları saldırıya maruz kalmanızı önler. Böylece en baştan sıranızı savmış olursunuz!
Okulumuzu ÖGB'ler olmadan düşünemiyoruz. Onlar olmadan üniversitenin dirlik ve düzeni altüst olabilir. "Bu avuç asalak" okulda terörist faaliyette bulunabilir. Başımızdan eksik olmasınlar. Darısı diğer üniversitelerimiz başına diyoruz.
Bu duruma karşı söz söyleyenler ise okuldaki "yıkıcı faaliyetlerinden" dolayı bir süre dinlendiriliyor!. Üniversiteyi 12 eylülün baskıcı yönetimlerini aratır şekilde yönetenler ise uygulamaları ile gurur duyuyorlar. Yaptıklarının yetmediğini düşünmüş olacak ki daha da fazlasını hayata geçirmeye çalışıyorlar!
Yassak Kardeşim!
Üniversitemizde her bir şey yasaktır. Yemekhanenin özelleştirilmesini protesto etmek yasak, şenlikler yasaktır. Eğlenmek isteyen çıkar Taksim'e bir bara çılgınlar gibi eğlenir. Başka bir fakülteye girmek de yasaktır. Mesela edebiyat fakültesinde okuyan bir öğrenci fakülte içinden fen fakültesine girebilir; ama fen fakültesinden edebiyat fakültesine giriş yapamaz.
Bu öğrenci milletini fazla özgürlüğe alıştırmamak lazım. Sonra yıkıcı faaliyetlere girişiyorlar. Bu konuda devletimiz, üniversite rektörlerimiz el ele verdiler eğitim-öğretim hayatımızın selameti için gece gündüz demeden uğraşıyorlar. Toplantılar yapıyorlar sabahlardan başlayıp gece yarılarına kadar.
Bu konuda o kadar net bir duruşları var ki kendi yaptıkları açılış şenliklerini bile terörist faaliyetlere yol açtığı için yasaklıyorlar. Aslında bu konuda gayet eşitlikçi anlayış içerisinde olduklarını düşünüyorum. Bu güne kadar zaten öğrencilerin yaptıkları alternatif şenlikler bir şekilde fiili, meşru zeminde yürütülüyordu. Şimdi kendi yaptıkları şenlikleri de yasaklayarak ortada duran eşitsizliği ortadan kaldırmış oldular.
Her Şey Kontrol Altında Paniğe Gerek Yok!
Korkmayın her şey kontrol altında fakültelerde "ajanlarla" öğrenemediğimiz yasadışı faaliyetleri 24 saat kameralarla izliyoruz. Kantinde, hergelede, aralarda kısacası her yerde takipteyiz. Emin olmadıklarımızı fişliyoruz tek tek, mesela özelleşen yemekhaneden yemek yemeyenler. Fakülte girişinde üstlerini tam olarak aratmayanlar hepsinin bizde kaydı var. Ne olur ne olmaz belki yarın beyinleri yıkanıp ta terörist faaliyetlere girişirlerse boşuna bulmaya çalışmayalım değil mi!
Tuvaletlere ve amfilere de kamere koymayı düşünüyoruz. Bu teröristlerin ne yapacakları belli olmaz orada da bir şeyler yapmaya kalkabilirler.
Ha bu arada öğrenciler arasında okula kamera veya fotoğraf makinesi sokulup sokulamadığına dair bir tereddüt varmış. Biz özgürlükçü bir üniversiteyiz. Okul içine kamera ve fotoğraf makinesi sokmak serbest ancak bir şartla çektiğiniz video ve fotoğraflardan birer tane örnek vermek koşuluyla...
ÖGB sen bizim her şeyimizsin
Okulumuz Özel Güvenlik Birimi ile sıkı bir şekilde korunuyor. Afiş asmak yasak, asan dayağı yer! Okuldaki bir avuç "teröristin" yıkıcı faaliyetlerine karşı her daim hazırlar. Görev tanımları çok geniş afiş asan öğrencileri bir temiz dövmekten tutun da okula girişte RTÜK misali okuduğunuz dergi ve kitabın "sakıncalılığına" karar verecek kadar geniş bir çalışma alanları mevcut. Bunların yanında okulda beğendikleri kadın öğrencilere laf atmak gibi kendi oluşturdukları görevleri de var.
Bir etkinlik duyurusu asarken çok dikkatli olmalısınız. Duyurunuz dekanlık onaylı olsa bile her an ÖGB'lerin saldırısına maruz kalabilirsiniz, sopa yiyebilirsiniz (yanlışlıkla bile olsa!). Ancak üniversitemiz öğrenci haklarına sonuna kadar saygılıdır. Yapılan yanlışlık derhal düzeltilir. Okulun başlarında böyle bir saldırıya maruz kalmak en iyisidir, daha sonraları saldırıya maruz kalmanızı önler. Böylece en baştan sıranızı savmış olursunuz!
Okulumuzu ÖGB'ler olmadan düşünemiyoruz. Onlar olmadan üniversitenin dirlik ve düzeni altüst olabilir. "Bu avuç asalak" okulda terörist faaliyette bulunabilir. Başımızdan eksik olmasınlar. Darısı diğer üniversitelerimiz başına diyoruz.
Bu duruma karşı söz söyleyenler ise okuldaki "yıkıcı faaliyetlerinden" dolayı bir süre dinlendiriliyor!. Üniversiteyi 12 eylülün baskıcı yönetimlerini aratır şekilde yönetenler ise uygulamaları ile gurur duyuyorlar. Yaptıklarının yetmediğini düşünmüş olacak ki daha da fazlasını hayata geçirmeye çalışıyorlar!
Yassak Kardeşim!
Üniversitemizde her bir şey yasaktır. Yemekhanenin özelleştirilmesini protesto etmek yasak, şenlikler yasaktır. Eğlenmek isteyen çıkar Taksim'e bir bara çılgınlar gibi eğlenir. Başka bir fakülteye girmek de yasaktır. Mesela edebiyat fakültesinde okuyan bir öğrenci fakülte içinden fen fakültesine girebilir; ama fen fakültesinden edebiyat fakültesine giriş yapamaz.
Bu öğrenci milletini fazla özgürlüğe alıştırmamak lazım. Sonra yıkıcı faaliyetlere girişiyorlar. Bu konuda devletimiz, üniversite rektörlerimiz el ele verdiler eğitim-öğretim hayatımızın selameti için gece gündüz demeden uğraşıyorlar. Toplantılar yapıyorlar sabahlardan başlayıp gece yarılarına kadar.
Bu konuda o kadar net bir duruşları var ki kendi yaptıkları açılış şenliklerini bile terörist faaliyetlere yol açtığı için yasaklıyorlar. Aslında bu konuda gayet eşitlikçi anlayış içerisinde olduklarını düşünüyorum. Bu güne kadar zaten öğrencilerin yaptıkları alternatif şenlikler bir şekilde fiili, meşru zeminde yürütülüyordu. Şimdi kendi yaptıkları şenlikleri de yasaklayarak ortada duran eşitsizliği ortadan kaldırmış oldular.
Her Şey Kontrol Altında Paniğe Gerek Yok!
Korkmayın her şey kontrol altında fakültelerde "ajanlarla" öğrenemediğimiz yasadışı faaliyetleri 24 saat kameralarla izliyoruz. Kantinde, hergelede, aralarda kısacası her yerde takipteyiz. Emin olmadıklarımızı fişliyoruz tek tek, mesela özelleşen yemekhaneden yemek yemeyenler. Fakülte girişinde üstlerini tam olarak aratmayanlar hepsinin bizde kaydı var. Ne olur ne olmaz belki yarın beyinleri yıkanıp ta terörist faaliyetlere girişirlerse boşuna bulmaya çalışmayalım değil mi!
Tuvaletlere ve amfilere de kamere koymayı düşünüyoruz. Bu teröristlerin ne yapacakları belli olmaz orada da bir şeyler yapmaya kalkabilirler.
Ha bu arada öğrenciler arasında okula kamera veya fotoğraf makinesi sokulup sokulamadığına dair bir tereddüt varmış. Biz özgürlükçü bir üniversiteyiz. Okul içine kamera ve fotoğraf makinesi sokmak serbest ancak bir şartla çektiğiniz video ve fotoğraflardan birer tane örnek vermek koşuluyla...