Tarih: Eylül 2007 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:14
O duvar, o duvarınız, vız gelir bize, vız...
Yapı Kredi Yayınları'nın telif hakları yasasını kalkan ederek Türkiye edebiyatının birçok büyük sanatçısını "kendi malı" haline getirmeye çalışmasına karşı tepkiler eyleme dönüştü.
Bu tepkilerden birisi de nazimusta.com. Yapı Kredi Yayınları'nın Nazım Hikmet'in şiirlerini engelleme girişiminin ardından yayın hayatına başlayan nazimusta.com, ziyaretçilerin desteği ile bugüne kadar Nazım Hikmet'in 300'e yakın şiirini yayınladı. nazimusta.com emekçileri ayrıca bir ilki daha gerçekleştireceklerini ve Nazım Hikmet'in şiir kitaplarının tamamını da yayınlayacaklarını söylüyorlar.
Biz de nazimusta.com emekçilerine destek olmak amacıyla dergimize yolladıkları bildirilerini aynen yayınlıyoruz.
Bir halktır Nazım Hikmet!
Onlarca halkın dilinde söylenen bir türküdür Nazım Hikmet'in şiirleri. Onun şiirleri yaşadığı coğrafyanın sıradan insanlarının sıradan hikâyelerini anlatır. Bu sıradan insanlar karınca kadar çalışkandır ve her sabah fabrika yollarında karınca kadar çokturlar.
Bu sıradan insanlar nasırlı elleriyle hayatı her gün güneş doğarken yeniden yaratanlardır. Bu sıradan insanlar işçidirler; sekizinde işe gider, yirmisinde evlenirler ve sonrasında hep çalışırlar hep üretirler.
Bu sıradan insanlar, köylerde her sabah güneş doğmadan düşerler yollara. Üretmek için hayatı yeniden, her sabah ulaştıklarında tarlalarına çalışırlar güneşin alnında. Ve bu sıradan insanların mesai saatleri gün ağardığında başlar gün karadığında biter. Ve bu sıradan insanlar sadıktırlar hükümdarlarına. Ama bu sıradan insanlar bir kere yol gösteren düştüğünde önlerine ve gayrı yeter dediklerinde eskiyi yıkıp yeniyi kuracak kadar cesurdurlar.
Ve yine bu sıradan insanlar ülkeleri emperyalizm tarafından işgal edildiğinde düşmandan kaçmak için kara bir taşın arkasına saklanacak kadar korkaktır. Ve yine bu sıradan insanlar korktuklarında başına gelecekleri gördükleri zaman hiç düşünmeden saldırırlar emperyalizme. Gözlerini budaktan sakınmazlar Ve yine Kara Deniz'de bir gece yarısı bu sıradan insanların yürekleri bir kara saplı bıçakla on beş defa hançerlenmiştir. O sıradan insanlar hançerlenen on beş yoldaşlarına verdiği sözle zaman içinde 15 bin, 150 bin, 500 bin olup meydanları doldurmuşlardır.
İşte Nazım Hikmet şiirlerinde kendisi gibi bu sıradan insanların hikâyelerini anlatmıştır. Ve bu ülkede sadece derdini anlattığı için değil, anlattıklarını yaymak istediği için de ülkenin nice zindanlarında volta atmıştır. Tek bir isteği vardır: Sesinin daha çok insana ulaşması. Dün onun sesini kesmek için onu zindanlara atanlar, bu ülkenin düşmanları, kapitalistler, bugün onun sesini kesmek için bir başka yöntemi daha deniyorlar. Nazım Hikmet'in şiirlerinin bulunduğu sitelerden şiirlerini kaldırtıyor, ya da şiirleri yayınlamaya devam ettikleri takdirde bu sitelere erişimi engelliyorlar.
Nazım Hikmet, şiirini her zaman halk için yazdı ve halkı aydınlatmak, işçi sınıfının mücadelesini bir adım daha ileriye taşımak için karanlık geceleri kaleminin ucuyla aydınlatmayı denedi. Aydınlattı da. Şimdi Koç Holding'e bağlı Yapı Kredi Yayınları Nazım Hikmet'in şiirlerinin telif hakkını alarak işçi sınıfının bu mücadeleci neferinin emeğine ipotek koyduğunu zannediyor. Buna karşı Nazım'ın çocuklarının susacağını zannediyor. Yazık! Nazım'ı hiç tanıyamamışlar, çocuklarını nasıl tanısınlar. Bilmiyorlar ki bu çocuklar yılmaz mücadelecidirler. Ama öğrenecekler, öğreteceğiz.
Ey Koç Holding'in sahibi sömürücü para babaları! Ey onların yardakçıları Yapı Kredi Yayınları yöneticileri! Ey sermayenin uşakları! Şiiri yasaklayabileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Yasaklayamayacaksınız. Eşitliğin, özgürlüğün, kardeşliğin sesini susturamayacaksınız.
Yatar Bursa Kalesinde
Sevdalınız komünisttir,
on yıldan beri hapistir,
yatar Bursa kalesinde.
Hapis ammâ, zincirini kırmış yatar,
en âlâ mertebeye ermiş yatar,
yatar Bursa kalesinde.
Memleket toprağındadır kökü,
Bedreddin gibi taşır yükü,
yatar Bursa kalesinde.
Yüreği delinip batmadan,
şarkısı tükenip bitmeden,
cennetini kaybetmeden,
yatar Bursa kalesinde.
Nazım Hikmet
Bu tepkilerden birisi de nazimusta.com. Yapı Kredi Yayınları'nın Nazım Hikmet'in şiirlerini engelleme girişiminin ardından yayın hayatına başlayan nazimusta.com, ziyaretçilerin desteği ile bugüne kadar Nazım Hikmet'in 300'e yakın şiirini yayınladı. nazimusta.com emekçileri ayrıca bir ilki daha gerçekleştireceklerini ve Nazım Hikmet'in şiir kitaplarının tamamını da yayınlayacaklarını söylüyorlar.
Biz de nazimusta.com emekçilerine destek olmak amacıyla dergimize yolladıkları bildirilerini aynen yayınlıyoruz.
Bir halktır Nazım Hikmet!
Onlarca halkın dilinde söylenen bir türküdür Nazım Hikmet'in şiirleri. Onun şiirleri yaşadığı coğrafyanın sıradan insanlarının sıradan hikâyelerini anlatır. Bu sıradan insanlar karınca kadar çalışkandır ve her sabah fabrika yollarında karınca kadar çokturlar.
Bu sıradan insanlar nasırlı elleriyle hayatı her gün güneş doğarken yeniden yaratanlardır. Bu sıradan insanlar işçidirler; sekizinde işe gider, yirmisinde evlenirler ve sonrasında hep çalışırlar hep üretirler.
Bu sıradan insanlar, köylerde her sabah güneş doğmadan düşerler yollara. Üretmek için hayatı yeniden, her sabah ulaştıklarında tarlalarına çalışırlar güneşin alnında. Ve bu sıradan insanların mesai saatleri gün ağardığında başlar gün karadığında biter. Ve bu sıradan insanlar sadıktırlar hükümdarlarına. Ama bu sıradan insanlar bir kere yol gösteren düştüğünde önlerine ve gayrı yeter dediklerinde eskiyi yıkıp yeniyi kuracak kadar cesurdurlar.
Ve yine bu sıradan insanlar ülkeleri emperyalizm tarafından işgal edildiğinde düşmandan kaçmak için kara bir taşın arkasına saklanacak kadar korkaktır. Ve yine bu sıradan insanlar korktuklarında başına gelecekleri gördükleri zaman hiç düşünmeden saldırırlar emperyalizme. Gözlerini budaktan sakınmazlar Ve yine Kara Deniz'de bir gece yarısı bu sıradan insanların yürekleri bir kara saplı bıçakla on beş defa hançerlenmiştir. O sıradan insanlar hançerlenen on beş yoldaşlarına verdiği sözle zaman içinde 15 bin, 150 bin, 500 bin olup meydanları doldurmuşlardır.
İşte Nazım Hikmet şiirlerinde kendisi gibi bu sıradan insanların hikâyelerini anlatmıştır. Ve bu ülkede sadece derdini anlattığı için değil, anlattıklarını yaymak istediği için de ülkenin nice zindanlarında volta atmıştır. Tek bir isteği vardır: Sesinin daha çok insana ulaşması. Dün onun sesini kesmek için onu zindanlara atanlar, bu ülkenin düşmanları, kapitalistler, bugün onun sesini kesmek için bir başka yöntemi daha deniyorlar. Nazım Hikmet'in şiirlerinin bulunduğu sitelerden şiirlerini kaldırtıyor, ya da şiirleri yayınlamaya devam ettikleri takdirde bu sitelere erişimi engelliyorlar.
Nazım Hikmet, şiirini her zaman halk için yazdı ve halkı aydınlatmak, işçi sınıfının mücadelesini bir adım daha ileriye taşımak için karanlık geceleri kaleminin ucuyla aydınlatmayı denedi. Aydınlattı da. Şimdi Koç Holding'e bağlı Yapı Kredi Yayınları Nazım Hikmet'in şiirlerinin telif hakkını alarak işçi sınıfının bu mücadeleci neferinin emeğine ipotek koyduğunu zannediyor. Buna karşı Nazım'ın çocuklarının susacağını zannediyor. Yazık! Nazım'ı hiç tanıyamamışlar, çocuklarını nasıl tanısınlar. Bilmiyorlar ki bu çocuklar yılmaz mücadelecidirler. Ama öğrenecekler, öğreteceğiz.
Ey Koç Holding'in sahibi sömürücü para babaları! Ey onların yardakçıları Yapı Kredi Yayınları yöneticileri! Ey sermayenin uşakları! Şiiri yasaklayabileceğinizi mi düşünüyorsunuz? Yasaklayamayacaksınız. Eşitliğin, özgürlüğün, kardeşliğin sesini susturamayacaksınız.
Yatar Bursa Kalesinde
Sevdalınız komünisttir,
on yıldan beri hapistir,
yatar Bursa kalesinde.
Hapis ammâ, zincirini kırmış yatar,
en âlâ mertebeye ermiş yatar,
yatar Bursa kalesinde.
Memleket toprağındadır kökü,
Bedreddin gibi taşır yükü,
yatar Bursa kalesinde.
Yüreği delinip batmadan,
şarkısı tükenip bitmeden,
cennetini kaybetmeden,
yatar Bursa kalesinde.
Nazım Hikmet