Tarih: Kasım 2004 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:8
MUSALLA'DA FAŞİZME GEÇİT YOK!
Emekçi mahallelerinde tırmandırılan faşist Tehdide bir karşı duruş örneği:
Tarsus'un en eski yerleşim yerlerinden biri olan Musalla Mahallesi veya resmi adıyla Yeşil Mahalle, Arap halkının yoğun olarak yaşadığı bir bölge. Mahalle geleneksel olarak sol bir geçmişe sahip olduğundan sağcıların sayısı azdır ve çoğunlukla zenginlerden oluşmaktadır. Mahalle halkının büyük bir kısmı emeğiyle geçinen yoksullardan oluşur. Kargıcılık (meyve taşımada kullanılan sepetlerin yapımı), manavlık, hızar işletmeciliği ve ustalığı, marangozluk, sanayi çıraklığı ve ustalığı, araba tamirciliği gibi işlerde sigortasız çalışmanın yaygın olduğu bir bölgedir. Sendika zaten yoktur. Kısacası Türkiye'nin her tarafında yüzlerce benzerine rastlanabilecek fakir bir mahalledir. Mahallede yaşayan halkın tamamına yakını Araplar ve Alevilerden oluşmaktadır. Ama, dışarıdan kimliklerine bir saldırı olduğu durumlar haricinde, ne Araplıkları ön plandadır, ne de Alevilikleri.
Geçmişiyle de Devrimci Bir Mahalle
Mahalle asıl ününü, 1970'li yıllarda "kurtarılmış bölge" olarak nitelendiği dönemde kazandı. Devrimci Yol, Halkın Kurtuluşu ve İGD'nin hakim olduğu mahalle bu yıllarda defalarca polisin saldırısına maruz kalmıştı. Kısacası, Musalla her zaman solun hakim olduğu, faşistlerin ise hiçbir dönem etkili olamadığı bir mahalleydi.
Şu anda durum biraz daha farklı. 12 Eylül sonrasında mahalleli çok acılar çekti. Türkiye'nin her yerinde yaşanan baskılar Musalla'yı da etkiledi. Bu durum bir dönem gençlerin duruşuna olumsuz olarak yansıdı. Daha özenti, burjuva hayat tarzını benimseyen gençlerin sayısı arttı. Ama, hem Arap olmanın, hem Alevi olmanın kazandırdığı doğal muhalif kimlikten dolayı gençlerin siyasi yapısında büyük bir savrulma da olmamıştı.
Son dönemde yaşanan en büyük yozlaşma, mafya bozuntusu grupların çek senet tahsilatı işine girmesinden sonra oldu. Gençlerin bir kısmının kafasını çelen bu çete özentileri toplumsal dokuyu da harap ettiler. Gençleri uyuşturucuya alıştırdılar. Beyinlerini çürüttükleri delikanlıların eline silah tutuşturdular. Onların kişiliksizleşmesine, kendi insanına düşman olmasına yol açtılar. Bu mafya çeteleri yüzünden polisin, emniyetin mahallede cirit atması olağanlaştı. Halkın aleyhine iş yapan bir sürü insanın kahvelerde rahatça oturması normal görülür oldu. Daha önceleri halka yaptıkları yüzünden selam bile verilmeyen bu tipler saygın adam rolüyle poz kesmeye başladı.
Bu çete bozuntularının son marifetini 2004 yılında yapılan yerel seçimlerde gördük. Tarsus halkı genel olarak solcudur. Ancak, 80 sonrası yaşanan yoğun Kürt göçü nedeniyle yerleşik halkta artan işsizlik ve şövenist propagandaların da etkisiyle Kürtlere ve Kürtlerle özdeşleştirdiği sola karşı çeşitli tepkiler ortaya çıktı.Bu durumu iyi değerlendiren sağcılar neredeyse topluca MHP'de birleştiler. Bunun neticesinde ilk kez 1994 seçimlerinde MHP belediyeyi aldı. MHP bir sonraki 1999 seçimini de aldı.
Mahallelere İnen Faşizm 28 Mart 2004 seçimleri öncesinde ise foyası açığa çıktığından, durumu iyice zora giren MHP farklı halk kesimlerinden destek arayışına girdi. Seçimi kaybedeceği korkusuna kapılan faşistler bu nedenle normal şartlarda asla yaklaşamayacağı Arap halkından oy alma peşine düştü. Elinde onlarca devrimcinin kanı bulunan, daha düne kadar Musalla halkına sırf Arap olduğu için, Alevi olduğu için saldıran faşistlerin mahalleye girebilmesinin tek yolu vardı: O da ancak mafya bozuntularıyla işbirliği içinde olabilirdi. Nitekim girdiler de.
Mahalledeki devrimci, ilerici güçler henüz sağlam ve organize bir şekilde hareket edemiyorlar. Bu yüzden de mahallenin tarihinde ilk kez MHP'nin bir seçim bürosu açıldı. Kendi halkından utanmayan, kendi geçmişini inkâr eden bu insan bozuntuları, faşistlerle kol kola üç hilalli bayrak taşımanın onursuzluğunu yaşadılar. Hatta bunlardan bir kesimi satılmışlıklarını öyle ileri götürdüler ki, sarhoş halde, kurt işareti yaparak halkla dalga geçtiler. Daha dün akrabalarının bu işareti yapan faşistlerce dövüldüğünü, sövüldüğünü hatta öldürüldüğünü unuttular. Ama, kimsenin kuşkusu olmasın. Yaptıkları her şey bir gün kendilerine tek tek hatırlatılır.
Halk Kendine Yapılanı Unutmaz
Tarsuslu ilerici, devrimci, yurtsever güçler ise, bu ahlâksızlara şimdilik basit bir tepki gösterdi. Musalla'da faşizme geçit vermeyeceklerini astıkları pankartlarla ve yayınladıkları bir bildiri ile cevap verdiler.
Halkımızın yüz karası bu karanlık tipler iyi bilirler ki, devrimciler asla unutmaz. Musalla Mahallesinin emekçi halkı, bol paraya sahip birkaç soysuzun emrine girmeyecek ve faşizmin suçlarını unutmayacak kadar onurludur
FAŞİZME GEÇİT YOK!
ZALİMİN MECLİSİNDE OTURAN DA ZALİMDİR!
OKULDA, FABRİKADA, TARLADA FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!
Bir Grup Musalla Halkı
Tarsus'un en eski yerleşim yerlerinden biri olan Musalla Mahallesi veya resmi adıyla Yeşil Mahalle, Arap halkının yoğun olarak yaşadığı bir bölge. Mahalle geleneksel olarak sol bir geçmişe sahip olduğundan sağcıların sayısı azdır ve çoğunlukla zenginlerden oluşmaktadır. Mahalle halkının büyük bir kısmı emeğiyle geçinen yoksullardan oluşur. Kargıcılık (meyve taşımada kullanılan sepetlerin yapımı), manavlık, hızar işletmeciliği ve ustalığı, marangozluk, sanayi çıraklığı ve ustalığı, araba tamirciliği gibi işlerde sigortasız çalışmanın yaygın olduğu bir bölgedir. Sendika zaten yoktur. Kısacası Türkiye'nin her tarafında yüzlerce benzerine rastlanabilecek fakir bir mahalledir. Mahallede yaşayan halkın tamamına yakını Araplar ve Alevilerden oluşmaktadır. Ama, dışarıdan kimliklerine bir saldırı olduğu durumlar haricinde, ne Araplıkları ön plandadır, ne de Alevilikleri.
Geçmişiyle de Devrimci Bir Mahalle
Mahalle asıl ününü, 1970'li yıllarda "kurtarılmış bölge" olarak nitelendiği dönemde kazandı. Devrimci Yol, Halkın Kurtuluşu ve İGD'nin hakim olduğu mahalle bu yıllarda defalarca polisin saldırısına maruz kalmıştı. Kısacası, Musalla her zaman solun hakim olduğu, faşistlerin ise hiçbir dönem etkili olamadığı bir mahalleydi.
Şu anda durum biraz daha farklı. 12 Eylül sonrasında mahalleli çok acılar çekti. Türkiye'nin her yerinde yaşanan baskılar Musalla'yı da etkiledi. Bu durum bir dönem gençlerin duruşuna olumsuz olarak yansıdı. Daha özenti, burjuva hayat tarzını benimseyen gençlerin sayısı arttı. Ama, hem Arap olmanın, hem Alevi olmanın kazandırdığı doğal muhalif kimlikten dolayı gençlerin siyasi yapısında büyük bir savrulma da olmamıştı.
Son dönemde yaşanan en büyük yozlaşma, mafya bozuntusu grupların çek senet tahsilatı işine girmesinden sonra oldu. Gençlerin bir kısmının kafasını çelen bu çete özentileri toplumsal dokuyu da harap ettiler. Gençleri uyuşturucuya alıştırdılar. Beyinlerini çürüttükleri delikanlıların eline silah tutuşturdular. Onların kişiliksizleşmesine, kendi insanına düşman olmasına yol açtılar. Bu mafya çeteleri yüzünden polisin, emniyetin mahallede cirit atması olağanlaştı. Halkın aleyhine iş yapan bir sürü insanın kahvelerde rahatça oturması normal görülür oldu. Daha önceleri halka yaptıkları yüzünden selam bile verilmeyen bu tipler saygın adam rolüyle poz kesmeye başladı.
Bu çete bozuntularının son marifetini 2004 yılında yapılan yerel seçimlerde gördük. Tarsus halkı genel olarak solcudur. Ancak, 80 sonrası yaşanan yoğun Kürt göçü nedeniyle yerleşik halkta artan işsizlik ve şövenist propagandaların da etkisiyle Kürtlere ve Kürtlerle özdeşleştirdiği sola karşı çeşitli tepkiler ortaya çıktı.Bu durumu iyi değerlendiren sağcılar neredeyse topluca MHP'de birleştiler. Bunun neticesinde ilk kez 1994 seçimlerinde MHP belediyeyi aldı. MHP bir sonraki 1999 seçimini de aldı.
Mahallelere İnen Faşizm 28 Mart 2004 seçimleri öncesinde ise foyası açığa çıktığından, durumu iyice zora giren MHP farklı halk kesimlerinden destek arayışına girdi. Seçimi kaybedeceği korkusuna kapılan faşistler bu nedenle normal şartlarda asla yaklaşamayacağı Arap halkından oy alma peşine düştü. Elinde onlarca devrimcinin kanı bulunan, daha düne kadar Musalla halkına sırf Arap olduğu için, Alevi olduğu için saldıran faşistlerin mahalleye girebilmesinin tek yolu vardı: O da ancak mafya bozuntularıyla işbirliği içinde olabilirdi. Nitekim girdiler de.
Mahalledeki devrimci, ilerici güçler henüz sağlam ve organize bir şekilde hareket edemiyorlar. Bu yüzden de mahallenin tarihinde ilk kez MHP'nin bir seçim bürosu açıldı. Kendi halkından utanmayan, kendi geçmişini inkâr eden bu insan bozuntuları, faşistlerle kol kola üç hilalli bayrak taşımanın onursuzluğunu yaşadılar. Hatta bunlardan bir kesimi satılmışlıklarını öyle ileri götürdüler ki, sarhoş halde, kurt işareti yaparak halkla dalga geçtiler. Daha dün akrabalarının bu işareti yapan faşistlerce dövüldüğünü, sövüldüğünü hatta öldürüldüğünü unuttular. Ama, kimsenin kuşkusu olmasın. Yaptıkları her şey bir gün kendilerine tek tek hatırlatılır.
Halk Kendine Yapılanı Unutmaz
Tarsuslu ilerici, devrimci, yurtsever güçler ise, bu ahlâksızlara şimdilik basit bir tepki gösterdi. Musalla'da faşizme geçit vermeyeceklerini astıkları pankartlarla ve yayınladıkları bir bildiri ile cevap verdiler.
Halkımızın yüz karası bu karanlık tipler iyi bilirler ki, devrimciler asla unutmaz. Musalla Mahallesinin emekçi halkı, bol paraya sahip birkaç soysuzun emrine girmeyecek ve faşizmin suçlarını unutmayacak kadar onurludur
FAŞİZME GEÇİT YOK!
ZALİMİN MECLİSİNDE OTURAN DA ZALİMDİR!
OKULDA, FABRİKADA, TARLADA FAŞİZME KARŞI OMUZ OMUZA!
Bir Grup Musalla Halkı