Tarih: Kasım 2004 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:8
EMNİYET(SİZ) TAVSİYELER...
Bilindiği gibi üniversitelerin açıldığı ilk günlerde, öğrenciler tarafından çeşitli standlar açılır. Çoğunlukla bu standlarda, yeni başlayan öğrenci arkadaşlara okuldaki aktif kulüpler-topluluklar tanıtılır. Ancak bu yıl okul bahçelerini yeni bir stand renklendirdi. Emniyet güçlerinin standı. Anlaşılan o ki, geçmiş yıllarda öğrenci velilerine posta yolu ile gönderilen broşürler pek de etkili olamadığından, bu yıl emniyet bire bir el, kol ve göz temasıyla etki sağlamaya çalışıyor!
Söz konusu broşürler her öğrencinin üniversite yılları boyunca elinden düşürmemesi gereken "faideli" bir eser niteliğini taşıyor. İlk sayfayı açtığımızda, bize sevgisini(!) her ortamda ve her fırsatta cömertçe göstermekten kaçınmayan emniyet güçlerimizin "Sizi Seviyoruz" sözüyle gönüllerimiz kazanılıyor.Broşürün üç ana konusu var. Tabii önem sırasına göre ilk sırayı en büyük tehlike olan "terör" alıyor. Sonrasında ise uyuşturucu ve fuhuştan da lütfedilip bahsedilmiş.
Broşürde ağırlıklı olarak terör örgütleri (ideolojik gruplar) başlığı altında "teröristlerin" size hissettirmeden arkanızdan ne gibi hinlikler yaptıkları bir bir anlatılmış. Bunlar şöyle sıralanıyor: Biz de yazılanları anlayabildiğimiz kadarıyla yorumlamaya çalıştık.
"Size değer verdiklerini hissettirmek için sahte iltifatlarda bulunurlar." Yani aslında siz aptalsanız zekiliğinizden, iki yüzlüyseniz dürüstlüğünüzden bahsederler ve her tehlikeye açık olan siz, o sırada iltifatların sizde yarattığı rehavetle bunların ardındaki art niyeti anlayamazsınız.
"Hedef öğrencinin, aile yapısı, zaafları, arkadaşları ve ekonomik düzeyi gibi konularda istihbarat çalışması yaparlar. Diyalog kurmak amacıyla; çay partisi, sinema, tiyatro etkinlikleri tertiplerler. Ekonomik sıkıntısı olan öğrenciye kalacak yer, kitap ve burs temin edileceği vaat edilir. Sorunlarınızla ilgilenme bahanesiyle kendilerine minnet duymanızı sağlarlar." Bakın siz şu pis "teröristlere", sizin özel hayatınızı parmakladıkları yetmezmiş gibi, bir de sizi katakulliye getirip çay içirerek sosyalleştirirler. Ayrıca bunlar öyle organize çalışırlar ki, bir yandan sizin sorunlarınızı araştırıp öte yandan sosyal hizmetler kurumu gibi çözüm üretirler. Fakat, inanmayın siz bu aşevi görünümündeki çulsuzlara, hep vaat ederler ama hiçbirini yerine getirmezler. Siz de tabii minnet duygularınızdan ötürü arkadaşlık etmek zorunda kalırsınız.
"Grup içerisine çekilen öğrenciye, örgüt militanlarınca örgütün yayınları ve kitapları okutturulur. Sizi kendi etkinliklerine davet ederler. Kurdukları müzik gruplarınca, kendilerine has sloganlar ve kalıplaşmış sözler kullanarak müzik aracılığıyla protest duygular canlandırılır." Kitap okumanızı sağlayarak yavaş yavaş beyninizi de yıkamaya başlarlar. İnsan psikolojisini çoktan çözmüş bu başı bozuk takımı, sizi en hassas yerinizden yakalar, içinizdeki muhalif damara inerek bilinç altınızı da ele geçirmeye başlamıştır.
Bak Sen Şu Teröristin Yaptığına
Topluma kin ve nefret tohumları saçmaktan başka işi olmayan bu "teröristler" şeytani planlarına sizi alet etmek için her yolu kullanıyorlar. Netekim, emniyet güçlerimizin de broşürdeki uyuşturucu konusunda söylediği gibi, uyuşturucu karşısında "hayır" diyebilen özgür iradeniz, topluma nifak tohumları saçan terörist güçler karşısında devreye giremeyebilir. Risk almayın. Size bir tavsiye; okuldan yurda, yurttan okula gidin. Öyle herkesle arkadaşlık kurup muhatap olmayın. Ders kitapları dışında kitap okumayın hem zaman kaybı olmaz, hem de beyninizi boş şeylerle meşgul etmemiş olursunuz. Hele hele arkadaşlarınızın verdiği kitapları hiç okumayın. Kantindeki yemeklere zammış, harç zammıymış gibi durumlarda yapılan öğrenci protestolarına katılmayın. Başınıza iş açarsınız sonra. Demokrasiymiş, insan haklarıymış bunlar sizi hiç mi hiç ilgilendirmez. Bunları zaten sizin yerinize ulu büyüklerimiz gece gündüz düşünüyor
Bu broşürün genişletilmiş yeni baskısını umarız yakın zamanda tekrar okuma fırsatı buluruz. Ama bundan daha önemlisi terörist ilan edilen öğrencilerinde edecek bir iki kelamı vardır elbet!
Bizim de Sözümüz Var
Terörist olduğu iddia edilen biz öğrenciler diyoruz ki: Biz dili, dini, rengi, ulusu ne olursa olsun insanlara değer veriyoruz. İnsanların maddi ve manevi sorunlarına duyarsız değiliz. Kalamayız. Biz diyoruz ki: "kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!". Eğer bir arkadaşımızın maddi olarak desteğe ihtiyacı olursa elbeteki elbirliğiyle onu bu sıkıntısından kurtarmak için çabalarız. Eğer bir arkadaşımız bir bilet parası olmadığı için otobüse binemiyorsa, yarı aç yarı tok geziyorsa, bu sadece onun bireysel sorunu değil hepimizin sorunudur. Efendi-kul ilişkisinden öteye gidemeyen bu vahşi sistem, kocaman gökdelenler yapıp uygarlaştık naraları atıyor. Öğrencisine kalacak yeri, yemeği, eğitimi ve benzeri bir çok insani ihtiyacı karşılamadığı ve biz bu sorunlar karşısında vaatlerde bulunmayıp çözüm aradığımız için "terörist" olmakla suçlanıyorsak, evet hepimiz "teröristiz".
Araştırma ve sorgulama fırsatı yaratmak için, kitaplarımızı paylaşıyoruz. Paylaşıyoruz ki bu rezil sömürü sistemi daha kolay deşifre olsun. İnsanlara uyku hapı niyetine verilen saçma sapan dizi ve yarışmaların altındaki çelişkiler zincirini göstermeye çalışıyoruz. Bunların karşısında, başka bir dünyanın mümkün olduğunu söyleyen gazeteler, dergiler ve kitaplar çıkardığımız için terörist ilan ediliyorsak, evet biz "teröristiz".
Biz bencilliğin karşısında ortaklaşmanın önemine inanıyoruz. İçinde yetiştiğimiz toplumun sorunlarına kayıtsız değiliz. Fabrikadan atılan işçi, töre cinayetine kurban giden genç kız, hastane kuyruklarında bekleyenler hep tanıdığımız. Annemiz, babamız, kıardeşimiz
Elbetteki bu ülkenin aydınları olarak onların sorunlarına sıkıntılarına kayıtsız kalmayacağız. Ve inatla söylemeye devam edeceğimiz bir şey daha var ki, o da, devrimci olmaktan ve dolayısıyla insan olmaktan vazgeçmeyeceğimizdir. İnsan olmanın haysiyetiyle hareket ettiğimiz için varsınlar fişlesinler bizi ve çıksın adımız teröriste.
Söz konusu broşürler her öğrencinin üniversite yılları boyunca elinden düşürmemesi gereken "faideli" bir eser niteliğini taşıyor. İlk sayfayı açtığımızda, bize sevgisini(!) her ortamda ve her fırsatta cömertçe göstermekten kaçınmayan emniyet güçlerimizin "Sizi Seviyoruz" sözüyle gönüllerimiz kazanılıyor.Broşürün üç ana konusu var. Tabii önem sırasına göre ilk sırayı en büyük tehlike olan "terör" alıyor. Sonrasında ise uyuşturucu ve fuhuştan da lütfedilip bahsedilmiş.
Broşürde ağırlıklı olarak terör örgütleri (ideolojik gruplar) başlığı altında "teröristlerin" size hissettirmeden arkanızdan ne gibi hinlikler yaptıkları bir bir anlatılmış. Bunlar şöyle sıralanıyor: Biz de yazılanları anlayabildiğimiz kadarıyla yorumlamaya çalıştık.
"Size değer verdiklerini hissettirmek için sahte iltifatlarda bulunurlar." Yani aslında siz aptalsanız zekiliğinizden, iki yüzlüyseniz dürüstlüğünüzden bahsederler ve her tehlikeye açık olan siz, o sırada iltifatların sizde yarattığı rehavetle bunların ardındaki art niyeti anlayamazsınız.
"Hedef öğrencinin, aile yapısı, zaafları, arkadaşları ve ekonomik düzeyi gibi konularda istihbarat çalışması yaparlar. Diyalog kurmak amacıyla; çay partisi, sinema, tiyatro etkinlikleri tertiplerler. Ekonomik sıkıntısı olan öğrenciye kalacak yer, kitap ve burs temin edileceği vaat edilir. Sorunlarınızla ilgilenme bahanesiyle kendilerine minnet duymanızı sağlarlar." Bakın siz şu pis "teröristlere", sizin özel hayatınızı parmakladıkları yetmezmiş gibi, bir de sizi katakulliye getirip çay içirerek sosyalleştirirler. Ayrıca bunlar öyle organize çalışırlar ki, bir yandan sizin sorunlarınızı araştırıp öte yandan sosyal hizmetler kurumu gibi çözüm üretirler. Fakat, inanmayın siz bu aşevi görünümündeki çulsuzlara, hep vaat ederler ama hiçbirini yerine getirmezler. Siz de tabii minnet duygularınızdan ötürü arkadaşlık etmek zorunda kalırsınız.
"Grup içerisine çekilen öğrenciye, örgüt militanlarınca örgütün yayınları ve kitapları okutturulur. Sizi kendi etkinliklerine davet ederler. Kurdukları müzik gruplarınca, kendilerine has sloganlar ve kalıplaşmış sözler kullanarak müzik aracılığıyla protest duygular canlandırılır." Kitap okumanızı sağlayarak yavaş yavaş beyninizi de yıkamaya başlarlar. İnsan psikolojisini çoktan çözmüş bu başı bozuk takımı, sizi en hassas yerinizden yakalar, içinizdeki muhalif damara inerek bilinç altınızı da ele geçirmeye başlamıştır.
Bak Sen Şu Teröristin Yaptığına
Topluma kin ve nefret tohumları saçmaktan başka işi olmayan bu "teröristler" şeytani planlarına sizi alet etmek için her yolu kullanıyorlar. Netekim, emniyet güçlerimizin de broşürdeki uyuşturucu konusunda söylediği gibi, uyuşturucu karşısında "hayır" diyebilen özgür iradeniz, topluma nifak tohumları saçan terörist güçler karşısında devreye giremeyebilir. Risk almayın. Size bir tavsiye; okuldan yurda, yurttan okula gidin. Öyle herkesle arkadaşlık kurup muhatap olmayın. Ders kitapları dışında kitap okumayın hem zaman kaybı olmaz, hem de beyninizi boş şeylerle meşgul etmemiş olursunuz. Hele hele arkadaşlarınızın verdiği kitapları hiç okumayın. Kantindeki yemeklere zammış, harç zammıymış gibi durumlarda yapılan öğrenci protestolarına katılmayın. Başınıza iş açarsınız sonra. Demokrasiymiş, insan haklarıymış bunlar sizi hiç mi hiç ilgilendirmez. Bunları zaten sizin yerinize ulu büyüklerimiz gece gündüz düşünüyor
Bu broşürün genişletilmiş yeni baskısını umarız yakın zamanda tekrar okuma fırsatı buluruz. Ama bundan daha önemlisi terörist ilan edilen öğrencilerinde edecek bir iki kelamı vardır elbet!
Bizim de Sözümüz Var
Terörist olduğu iddia edilen biz öğrenciler diyoruz ki: Biz dili, dini, rengi, ulusu ne olursa olsun insanlara değer veriyoruz. İnsanların maddi ve manevi sorunlarına duyarsız değiliz. Kalamayız. Biz diyoruz ki: "kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz!". Eğer bir arkadaşımızın maddi olarak desteğe ihtiyacı olursa elbeteki elbirliğiyle onu bu sıkıntısından kurtarmak için çabalarız. Eğer bir arkadaşımız bir bilet parası olmadığı için otobüse binemiyorsa, yarı aç yarı tok geziyorsa, bu sadece onun bireysel sorunu değil hepimizin sorunudur. Efendi-kul ilişkisinden öteye gidemeyen bu vahşi sistem, kocaman gökdelenler yapıp uygarlaştık naraları atıyor. Öğrencisine kalacak yeri, yemeği, eğitimi ve benzeri bir çok insani ihtiyacı karşılamadığı ve biz bu sorunlar karşısında vaatlerde bulunmayıp çözüm aradığımız için "terörist" olmakla suçlanıyorsak, evet hepimiz "teröristiz".
Araştırma ve sorgulama fırsatı yaratmak için, kitaplarımızı paylaşıyoruz. Paylaşıyoruz ki bu rezil sömürü sistemi daha kolay deşifre olsun. İnsanlara uyku hapı niyetine verilen saçma sapan dizi ve yarışmaların altındaki çelişkiler zincirini göstermeye çalışıyoruz. Bunların karşısında, başka bir dünyanın mümkün olduğunu söyleyen gazeteler, dergiler ve kitaplar çıkardığımız için terörist ilan ediliyorsak, evet biz "teröristiz".
Biz bencilliğin karşısında ortaklaşmanın önemine inanıyoruz. İçinde yetiştiğimiz toplumun sorunlarına kayıtsız değiliz. Fabrikadan atılan işçi, töre cinayetine kurban giden genç kız, hastane kuyruklarında bekleyenler hep tanıdığımız. Annemiz, babamız, kıardeşimiz
Elbetteki bu ülkenin aydınları olarak onların sorunlarına sıkıntılarına kayıtsız kalmayacağız. Ve inatla söylemeye devam edeceğimiz bir şey daha var ki, o da, devrimci olmaktan ve dolayısıyla insan olmaktan vazgeçmeyeceğimizdir. İnsan olmanın haysiyetiyle hareket ettiğimiz için varsınlar fişlesinler bizi ve çıksın adımız teröriste.