Tarih: Kasım 2004 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:8
EĞİTİM SORUNUNA ÇÖZÜM ÖNERİLERİ
DDGF'nin 15 Genel Kurulunuda tartışılan temel konularından birisi de eğitim kavramı ve eğitim sorununa ilişkin yaklaşımlar niteliği idi. Bu alanda DDGF üyesi ilerici gençlik örgütlerinin üzerinde uzlaştıkları bir metni çevirerek yayınlamayı faydalı gördük. Metni önümüzdeki günlerde eğitim sorununun çözümü üzerine yapılacak daha kapsamlı incelemelere bir giriş olarak değerlendirdiğimizi de not edelim.
Teknolojinin ve bilginin hızla yayıldığı bir dünyada, biz- DDGF 15. Genel Kuruluna katılan örgütler- insan halkları evrensel bildirgesinin 26. maddesini destekliyor ve onaylıyoruz. "Herkes eğitim hakkına sahiptir ve bu haktan eşit bir şekilde yararlanır." Bu madde aynı zamanda bizim neden milyonlarca gencin ücretsiz eğitim almasını imkansızlaştıran, sosyal harcamaların kısılması için baskı yapan dünya bankası ve uluslar arası para fonu gibi kuruluşlar tarafından dikte edilen, eğitimin özelleştirilmesini hedef alan neoliberal politikaları da eleştirmemizin sebeplerinden birisidir.Bugün, burada eğitimin herkes için olmasını, parasız olmasını, kamuya yönelik olmasını, evrensel ve bilimsel olmasını ve yaşam boyu olması gerektiğini savunuyoruz.
Neoliberal Eğitim Politikalarına Karşı Direnişi Yükseltelim
Neoliberal ideoloji, eğitimin ideolojik olmaması gerektiği kriterini kullanarak eğitimin özelleştirilmesini dikte etmektedir. Bunu da bireycilik, dışlayıcılık ve kişiler arasındaki dayanışmanın yok edilmesi gibi kavramlarla pazarlamaktadır. Otoriter ve homojenleştirilmiş bu fikir, bu yolla bir çok topluma çok zor şartlar altında aynı modelin empoze edilmesinin önünü açacaktır. Bu aynı zamanda farklı toplumların farklı kimliklerini çözecek ve onların toplumsal algılamalarını birer tüketim nesnesine dönüştürecektir. Neoliberal globalleşme yeni bir toplum yaratmanın ve yeni, farklı ve adil bir dünya kurmanın olasılıklarının ortadan kaldırılmasını amaç edinmiştir.
Bu gerçekle karşı karşıya geldiğimizde biz şunu da tanımalıyız ki bugün bütün dünyada etkili ve güçlü ulusal öğrenci hareketleri gelişmektedir. Bu hareket sadece gençliğin eğitim hakkını talep etmemektedir, bu hareket aynı zamanda daha demokratik bir toplumun yaratılması için kapitalist sisteme karşı mücadele etmektedir. Biz değişik gerçeklikler üzerinden emperyalizme ve neoliberalizme karşı aktif bir şekilde mücadele eden öğrenci ve diğer gençlik örgütleri arasındaki bağın zorlanmasını dikkate değer buluyoruz. Ve dünyanın her köşesindeki bu öğrenci mücadeleleri ile dayanışma eylemleri yapılabileceği kanısındayız.
Bu yüzyıl bilimsel ve ekonomik gelişme açısından bir çok fırsatı da beraberinde getirecek. Fakat eğer emperyalist sistem varlığını devam ettirirse, bu gelişme gezegenimizin bütün sakinlerinin yaşam standardının göreceli bir şekilde ilerleyeceği anlamına gelemeyecektir. Daha güzel bir gelecek amacımıza ulaşmak için çokuluslu şirketler tarafından sağlanan ve bilişim tarafından promosyonu yapılan sahte kültürel yayılmaya karşı bir özgürlük ve karşı duruş -isyan- kültürü örgütlemeliyiz.
Bu bağlamda her ülke ve bölge evrensel ve otonom değerleri dikkate alan kendi toplumsal modelini seçmekte özgürdür. Eğitim her ülkede gençliğin ekonomik, bilimsel, sosyal ve kültürel ilerlemesini sağlayan eleştirel düşünmenin bir aracı olarak kullanılmalıdır. Bundan dolayı, biz eğitim sistemlerinde sürdürülebilecek bir kalkınmada kullanılmak için yeterli ekonomik kaynak talep ediyoruz.Bu bağlamda, eğitim için yapılacak iyi yönde değişiklik özgürlüğün ruhunu yüceltmek anlamına gelir. Bu, gençliğe eleştirel yorumlar yapmak ve varolan gerçekliği değiştirmeye yönelik harekete geçmeye izin veren hümanist değerleri ve yetenekleri geliştirici araçları sunmak anlamına gelir. Eğitim, gençliğe özgürlük, bilimsellik ve adalet yolunda rehberlik yapmalıdır. Gençler serbest piyasa ekonomisi tarafından yüceltilen rekabete hizmet için değil, hümanist dayanışma temelleri üzerinde yetiştirilmelidir. Bu yolla yurttaşlar, serbest piyasa ekonomisinin etkilerine karşı koyabilecek gerekli teknik kapasiteyi, hümanizm ve eşitlik değerlerini kazanabilirler.
Eğitim aynı zamanda insanlar arasında bir hoşgörü kültürünü de yüceltmelidir. Biz gençliğin ve çocukların bütün öğrenme aşamaları boyunca önlerine konulan ulusal, cinsel, sınıfsal, kültürel, kimliksel, ideolojik, politik engellemelere karşıyız.
Üniversiteler Sermayeye Teslim Edilemez
Biz üniversitelerin kar için kurulmuş olan özel ticarethaneler olmasına izin veremeyiz. Üniversiteler, insanlığın bugünü ve geleceği için insanların kendi sorumluluklarının farkına vardığı ve dünyayı anlama kapasitelerini geliştirdiği sosyal laboratuarlar olmalıdır. Üniversiteler sadece bilgi akışının sağlandığı yerler olamaz. Üniversiteler aynı zamanda genç insanların toplum içerisinde karar verme sürecine katıldıkları, demokrasinin yüceltildiği, insani değerlerin ve yaratıcılığın geliştirildiği yerlerdir.Her ülkedeki eğitim sürecini kötü yönde etkileyen bütün kanunları kınıyoruz ve insanların, sağlanan özel fonlar aracılığıyla eğitilmelerine son verilmesini talep ediyoruz.
Son olarak, eğer eğitim bugün dünyada baskın olan emperyalist sistem tarafından şekillendirilmeye devam ederse, elbette biz yukarıda bahsettiğimiz konuda-eğitimin bu yüzyılda dünyayı değiştirecek güç olduğu konusunda- yanılmış olacağız. Eğitimcileri rahatsız eden işsizlik ve düşük ücretler, kurumların özelleştirilmesi, bütün üniversitelerin sorunsalı haline gelen araştırma yapılmasının imkansızlığı, üniversitelerin özerkliğinin altını oyan kanunlar gibi konular toplumlarımızın devrimci bir dönüşümü için ivme kazandıracak bütün toplumsal kesimlerin bir araya gelmelerini zorunlu kılıyor. Bunun için başlattığımız bütün hareketler kapitalist hegemonyanın toptan reddini içeren ve anti-emperyalist olan bir karakter taşımalılar...
Çeviren: Rıza KÖSE
Teknolojinin ve bilginin hızla yayıldığı bir dünyada, biz- DDGF 15. Genel Kuruluna katılan örgütler- insan halkları evrensel bildirgesinin 26. maddesini destekliyor ve onaylıyoruz. "Herkes eğitim hakkına sahiptir ve bu haktan eşit bir şekilde yararlanır." Bu madde aynı zamanda bizim neden milyonlarca gencin ücretsiz eğitim almasını imkansızlaştıran, sosyal harcamaların kısılması için baskı yapan dünya bankası ve uluslar arası para fonu gibi kuruluşlar tarafından dikte edilen, eğitimin özelleştirilmesini hedef alan neoliberal politikaları da eleştirmemizin sebeplerinden birisidir.Bugün, burada eğitimin herkes için olmasını, parasız olmasını, kamuya yönelik olmasını, evrensel ve bilimsel olmasını ve yaşam boyu olması gerektiğini savunuyoruz.
Neoliberal Eğitim Politikalarına Karşı Direnişi Yükseltelim
Neoliberal ideoloji, eğitimin ideolojik olmaması gerektiği kriterini kullanarak eğitimin özelleştirilmesini dikte etmektedir. Bunu da bireycilik, dışlayıcılık ve kişiler arasındaki dayanışmanın yok edilmesi gibi kavramlarla pazarlamaktadır. Otoriter ve homojenleştirilmiş bu fikir, bu yolla bir çok topluma çok zor şartlar altında aynı modelin empoze edilmesinin önünü açacaktır. Bu aynı zamanda farklı toplumların farklı kimliklerini çözecek ve onların toplumsal algılamalarını birer tüketim nesnesine dönüştürecektir. Neoliberal globalleşme yeni bir toplum yaratmanın ve yeni, farklı ve adil bir dünya kurmanın olasılıklarının ortadan kaldırılmasını amaç edinmiştir.
Bu gerçekle karşı karşıya geldiğimizde biz şunu da tanımalıyız ki bugün bütün dünyada etkili ve güçlü ulusal öğrenci hareketleri gelişmektedir. Bu hareket sadece gençliğin eğitim hakkını talep etmemektedir, bu hareket aynı zamanda daha demokratik bir toplumun yaratılması için kapitalist sisteme karşı mücadele etmektedir. Biz değişik gerçeklikler üzerinden emperyalizme ve neoliberalizme karşı aktif bir şekilde mücadele eden öğrenci ve diğer gençlik örgütleri arasındaki bağın zorlanmasını dikkate değer buluyoruz. Ve dünyanın her köşesindeki bu öğrenci mücadeleleri ile dayanışma eylemleri yapılabileceği kanısındayız.
Bu yüzyıl bilimsel ve ekonomik gelişme açısından bir çok fırsatı da beraberinde getirecek. Fakat eğer emperyalist sistem varlığını devam ettirirse, bu gelişme gezegenimizin bütün sakinlerinin yaşam standardının göreceli bir şekilde ilerleyeceği anlamına gelemeyecektir. Daha güzel bir gelecek amacımıza ulaşmak için çokuluslu şirketler tarafından sağlanan ve bilişim tarafından promosyonu yapılan sahte kültürel yayılmaya karşı bir özgürlük ve karşı duruş -isyan- kültürü örgütlemeliyiz.
Bu bağlamda her ülke ve bölge evrensel ve otonom değerleri dikkate alan kendi toplumsal modelini seçmekte özgürdür. Eğitim her ülkede gençliğin ekonomik, bilimsel, sosyal ve kültürel ilerlemesini sağlayan eleştirel düşünmenin bir aracı olarak kullanılmalıdır. Bundan dolayı, biz eğitim sistemlerinde sürdürülebilecek bir kalkınmada kullanılmak için yeterli ekonomik kaynak talep ediyoruz.Bu bağlamda, eğitim için yapılacak iyi yönde değişiklik özgürlüğün ruhunu yüceltmek anlamına gelir. Bu, gençliğe eleştirel yorumlar yapmak ve varolan gerçekliği değiştirmeye yönelik harekete geçmeye izin veren hümanist değerleri ve yetenekleri geliştirici araçları sunmak anlamına gelir. Eğitim, gençliğe özgürlük, bilimsellik ve adalet yolunda rehberlik yapmalıdır. Gençler serbest piyasa ekonomisi tarafından yüceltilen rekabete hizmet için değil, hümanist dayanışma temelleri üzerinde yetiştirilmelidir. Bu yolla yurttaşlar, serbest piyasa ekonomisinin etkilerine karşı koyabilecek gerekli teknik kapasiteyi, hümanizm ve eşitlik değerlerini kazanabilirler.
Eğitim aynı zamanda insanlar arasında bir hoşgörü kültürünü de yüceltmelidir. Biz gençliğin ve çocukların bütün öğrenme aşamaları boyunca önlerine konulan ulusal, cinsel, sınıfsal, kültürel, kimliksel, ideolojik, politik engellemelere karşıyız.
Üniversiteler Sermayeye Teslim Edilemez
Biz üniversitelerin kar için kurulmuş olan özel ticarethaneler olmasına izin veremeyiz. Üniversiteler, insanlığın bugünü ve geleceği için insanların kendi sorumluluklarının farkına vardığı ve dünyayı anlama kapasitelerini geliştirdiği sosyal laboratuarlar olmalıdır. Üniversiteler sadece bilgi akışının sağlandığı yerler olamaz. Üniversiteler aynı zamanda genç insanların toplum içerisinde karar verme sürecine katıldıkları, demokrasinin yüceltildiği, insani değerlerin ve yaratıcılığın geliştirildiği yerlerdir.Her ülkedeki eğitim sürecini kötü yönde etkileyen bütün kanunları kınıyoruz ve insanların, sağlanan özel fonlar aracılığıyla eğitilmelerine son verilmesini talep ediyoruz.
Son olarak, eğer eğitim bugün dünyada baskın olan emperyalist sistem tarafından şekillendirilmeye devam ederse, elbette biz yukarıda bahsettiğimiz konuda-eğitimin bu yüzyılda dünyayı değiştirecek güç olduğu konusunda- yanılmış olacağız. Eğitimcileri rahatsız eden işsizlik ve düşük ücretler, kurumların özelleştirilmesi, bütün üniversitelerin sorunsalı haline gelen araştırma yapılmasının imkansızlığı, üniversitelerin özerkliğinin altını oyan kanunlar gibi konular toplumlarımızın devrimci bir dönüşümü için ivme kazandıracak bütün toplumsal kesimlerin bir araya gelmelerini zorunlu kılıyor. Bunun için başlattığımız bütün hareketler kapitalist hegemonyanın toptan reddini içeren ve anti-emperyalist olan bir karakter taşımalılar...
Çeviren: Rıza KÖSE