Tarih: 14.06.2008 | Kategori:
İnceleme - Yorum
Küba devriminin önderlerinden, devrimci kişiliği ile hâlâ yolumuzu aydınlatan, ünlü gerilla, yoldaş Ernesto Che Guevera'yı doğumunun 80. yılında saygıyla anıyoruz.
Yaşamının ilk yılları, motosiklet günlüğü
Ernesto Guevera 14 Haziran 1928 yılında Arjantin'de beş çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu olarak doğdu. Okumayı çok seven Ernesto'nun en sevdiği yazarlar arasında Şili'li ünlü şair Pablo Neruda ve Jack Londan da bulunuyordu.
Üniversite eğitimine bir tıp öğrencisi olarak başlayan Guevara bir süre sonra yakın dostu Alberto Granada ile çıktığı "motosiklet yolculuğu" sonrasında hayatının dönüm noktasını yaşadı. Latin Amerika'yı bir uçtan bir uca motosikletle geçmeyi planladıkları yolculuk sırasında genç Ernesto, Latin Amerika halkının yoksulluğunu ve onlara uygulanan baskıyı gördü. Yaşanan bu ekonomik ve sosyal eşitsizliğin tek çözümünün devrim olduğunu düşündü. Marksizm'den etkilenmeye başladığı ve İber Amerika'yı kurmayı düşündüğü ilk süreç bu dönem oldu. Yaşadıkları talihsizlikler dolayı yolculuklarını tamamlayamayan Ernesto ve Granada'nın yolları da uzun yıllar boyunca ayrıldı. Arjantin'e geri döndü, tıp eğitimini tamamladı ve Latin Amerika yolculuğuna kaldığı yerden devam etti.
Guatemala ve Fidel'le ilk bağlantılar
Latin Amerika yolculuğuna Bolivya, Peru, Ekvador, Panama, Kosta Rika, Nikaragua, Honduras ve El Salvador'dan Guatemala'ya geçerek devam eden Ernesto, kendini bir devrimci olarak yetiştirmek için burada bir süreliğine kalmaya karar verdi.
Guatemala'da kaldığı süreç boyunca Fidel'le bağlantıları bulunan bir grup Kübalı sürgünle iletişim halinde oldu. Komünist Gençliğin örgütlediği silahlı milislere katıldı ancak milislerin bir türlü harekete geçememesinden dolayı sadece çok kısa bir süre burada kaldı.
Guatemala'daki Arbenz hükümetinin CIA destekli bir darbeyle devrilmesinden sonra Arjantin konsolosluğuna sığındı ve oradan Arjantin'e geçti.
Ayrıca İspanyolca "hey", "dostum" gibi anlamları olan "Che" lakabını ilk kez kullanılması Guatemala'da kaldığı süreçte olmuştur.
26 Temmuz Hareketi ve Küba Devrimi
Meksika'ya geçtikten sonra Kübalı sürgünlerle tekrar iletişim kuran Che, kısa bir süre sonra kendisini kardeşi Fidel'le tanıştıracak olan Raul Castro ile bu süreçte karşılaştı. Fidel'le tanıştığı ilk andan itibaren ondan inanılmaz etkilendi ve faşist Küba diktatörü Batista'yı devirecek olan 26 Temmuz Hareketi'ne katıldı. Gerilla savaşı boyunca Che cesareti, zekâsı ve askeri yeteneği ile yoldaşlarının beğenisini kazandı ve onların gözünde bir "comandante" olmayı başardı.
Birkaç sene süren savaş sonrası Batista Dominik Cumhuriyeti'ne kaçtı ve M-26-7(26 Temmuz Hareketi) kuvvetleri Havana'ya girdi. Artık Küba'da devrim başlamıştı. Devrimin başlamasıyla birlikte Che "doğuştan Küba vatandaşı" sayıldı. Hapishane komutanlığından Sanayi Bakanlığı'na kadar birçok yerde Küba için çalıştı. 26 Temmuz Hareketi, devrimden sonra Küba'daki devrimci gruplarla birleşerek Küba Sosyalist Devrimi Birleşik Partisi'ni kurdu. Bu parti 1965'te Küba Komünist Partisi'ne dönüştü.
Bolivya'ya geçişi ve katledilişi
Çeşitli ülkelerde denediği başarısız gerilla savaşı deneyimlerinden sonra Che, Bolivya'daki gerilla birliklerini yetiştirmek üzere Bolivya'ya geçti. Burada yaklaşık elli kişiden oluşan gerilla birlikleriyle Bolivya düzenli ordusuna karşı bazı başarılar elde etti. Ancak bu başarıları uzun süre devam edemedi çünkü ABD Bolivya'daki isyanı bastırmak için CIA ve diğer ajanlarını Bolivya'ya göndermişti.
Bir muhbirin Che'nin gerilla kampının yerini bildirmesi üzerine kamp kuşatıldı ve Che Sarabia ile birlikte devriyede gezerken yakalandı. Yakın bir köydeki bir okula götürüldü ve ertesi gün öldürüldü.
İlerici gençlik Che'nin derslerle dolu yaşamından; başarılarından, hatalarından ve o büyük devrimci coşkusundan öğrenmeye devam ediyor!
Yaşamının ilk yılları, motosiklet günlüğü
Ernesto Guevera 14 Haziran 1928 yılında Arjantin'de beş çocuklu bir ailenin en büyük çocuğu olarak doğdu. Okumayı çok seven Ernesto'nun en sevdiği yazarlar arasında Şili'li ünlü şair Pablo Neruda ve Jack Londan da bulunuyordu.
Üniversite eğitimine bir tıp öğrencisi olarak başlayan Guevara bir süre sonra yakın dostu Alberto Granada ile çıktığı "motosiklet yolculuğu" sonrasında hayatının dönüm noktasını yaşadı. Latin Amerika'yı bir uçtan bir uca motosikletle geçmeyi planladıkları yolculuk sırasında genç Ernesto, Latin Amerika halkının yoksulluğunu ve onlara uygulanan baskıyı gördü. Yaşanan bu ekonomik ve sosyal eşitsizliğin tek çözümünün devrim olduğunu düşündü. Marksizm'den etkilenmeye başladığı ve İber Amerika'yı kurmayı düşündüğü ilk süreç bu dönem oldu. Yaşadıkları talihsizlikler dolayı yolculuklarını tamamlayamayan Ernesto ve Granada'nın yolları da uzun yıllar boyunca ayrıldı. Arjantin'e geri döndü, tıp eğitimini tamamladı ve Latin Amerika yolculuğuna kaldığı yerden devam etti.
Guatemala ve Fidel'le ilk bağlantılar
Latin Amerika yolculuğuna Bolivya, Peru, Ekvador, Panama, Kosta Rika, Nikaragua, Honduras ve El Salvador'dan Guatemala'ya geçerek devam eden Ernesto, kendini bir devrimci olarak yetiştirmek için burada bir süreliğine kalmaya karar verdi.
Guatemala'da kaldığı süreç boyunca Fidel'le bağlantıları bulunan bir grup Kübalı sürgünle iletişim halinde oldu. Komünist Gençliğin örgütlediği silahlı milislere katıldı ancak milislerin bir türlü harekete geçememesinden dolayı sadece çok kısa bir süre burada kaldı.
Guatemala'daki Arbenz hükümetinin CIA destekli bir darbeyle devrilmesinden sonra Arjantin konsolosluğuna sığındı ve oradan Arjantin'e geçti.
Ayrıca İspanyolca "hey", "dostum" gibi anlamları olan "Che" lakabını ilk kez kullanılması Guatemala'da kaldığı süreçte olmuştur.
26 Temmuz Hareketi ve Küba Devrimi
Meksika'ya geçtikten sonra Kübalı sürgünlerle tekrar iletişim kuran Che, kısa bir süre sonra kendisini kardeşi Fidel'le tanıştıracak olan Raul Castro ile bu süreçte karşılaştı. Fidel'le tanıştığı ilk andan itibaren ondan inanılmaz etkilendi ve faşist Küba diktatörü Batista'yı devirecek olan 26 Temmuz Hareketi'ne katıldı. Gerilla savaşı boyunca Che cesareti, zekâsı ve askeri yeteneği ile yoldaşlarının beğenisini kazandı ve onların gözünde bir "comandante" olmayı başardı.
Birkaç sene süren savaş sonrası Batista Dominik Cumhuriyeti'ne kaçtı ve M-26-7(26 Temmuz Hareketi) kuvvetleri Havana'ya girdi. Artık Küba'da devrim başlamıştı. Devrimin başlamasıyla birlikte Che "doğuştan Küba vatandaşı" sayıldı. Hapishane komutanlığından Sanayi Bakanlığı'na kadar birçok yerde Küba için çalıştı. 26 Temmuz Hareketi, devrimden sonra Küba'daki devrimci gruplarla birleşerek Küba Sosyalist Devrimi Birleşik Partisi'ni kurdu. Bu parti 1965'te Küba Komünist Partisi'ne dönüştü.
Bolivya'ya geçişi ve katledilişi
Çeşitli ülkelerde denediği başarısız gerilla savaşı deneyimlerinden sonra Che, Bolivya'daki gerilla birliklerini yetiştirmek üzere Bolivya'ya geçti. Burada yaklaşık elli kişiden oluşan gerilla birlikleriyle Bolivya düzenli ordusuna karşı bazı başarılar elde etti. Ancak bu başarıları uzun süre devam edemedi çünkü ABD Bolivya'daki isyanı bastırmak için CIA ve diğer ajanlarını Bolivya'ya göndermişti.
Bir muhbirin Che'nin gerilla kampının yerini bildirmesi üzerine kamp kuşatıldı ve Che Sarabia ile birlikte devriyede gezerken yakalandı. Yakın bir köydeki bir okula götürüldü ve ertesi gün öldürüldü.
İlerici gençlik Che'nin derslerle dolu yaşamından; başarılarından, hatalarından ve o büyük devrimci coşkusundan öğrenmeye devam ediyor!