Tarih: 14.01.2013 | Kategori:
İnceleme - Yorum
Nâzım Usta 111 yaşında, aramızda!
Hayatını işçi sınıfına ve ezilenlerin onurlu mücadelesine adamış, komünist şair Nâzım Hikmet Ran 111 yaşında. Nâzım Usta aramızdan ayrılışının 50., doğumunun 111. yıldönümünde emek ve demokrasi mücadelesi veren yüz binlerle yaşama devam ediyor.
Nâzım Usta, 1902'de Selanik'te başlayıp 1963'te Moskova'da sona eren yaşamı boyunca hayatıyla, verdiği eserlerle hep işçi sınıfının devrimci mücadelesinden yana oldu. Kapitalizmin çarklarında ezilen milyonların tepkilerini, üzüntülerini, yaşamlarını dile getiren eserlerinin yanı sıra yazdığı teorik yazılarla da işçi sınıfına katkıda bulunmaya çalıştı.
Mücadelenin ancak örgütle yapılacağına inançla Mustafa Suphilerin, İsmail Bilenlerin TKP'sine katılan Nâzım Usta partinin genel sekreterli görevinden sokaklarda gazete satmaya kadar çeşitli kademelerinde görev alarak devrim mücadelesinin yiğit bir neferi oldu. Hayata karşı tutumu, politik ve sanatsal çalışmalarından dolayı hayatının önemli bir kısmını hapislerde ve sürgünde geçirmesine rağmen devrime olan inancını bir gün bile yitirmedi. Nâzım Usta, kararlılığı, onurlu duruşu, yaşamıyla bugün mücadeleyi sürdürmekte olan yüz binlere ışık yaymaktadır.
İşçi sınıfının yiğit şairi Nâzım Usta'yı ölümünden bir yıl önce, sürgünde, memleket hasreti çekerken ama umudunu asla kaybetmeyerek yazdığı bir şiirle, anısı önünde saygıyla eğilerek anıyoruz:
HÜRRİYET KAVGASI
Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler,
dalga dalga aydınlık oldular,
yürüdüler karanlığın üstüne.
Meydanları zaptettiler yine.
Beyazıt'ta şehit düşen
silkinip kalktı kabrinden,
ve elinde bir güneş gibi taşıyıp yarasını
yıktı Şahmeran'ın mağarasını.
Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar.
Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.
Safları sıklaştırın çocuklar,
bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.
Nâzım Hikmet Ran
Nâzım Usta, 1902'de Selanik'te başlayıp 1963'te Moskova'da sona eren yaşamı boyunca hayatıyla, verdiği eserlerle hep işçi sınıfının devrimci mücadelesinden yana oldu. Kapitalizmin çarklarında ezilen milyonların tepkilerini, üzüntülerini, yaşamlarını dile getiren eserlerinin yanı sıra yazdığı teorik yazılarla da işçi sınıfına katkıda bulunmaya çalıştı.
Mücadelenin ancak örgütle yapılacağına inançla Mustafa Suphilerin, İsmail Bilenlerin TKP'sine katılan Nâzım Usta partinin genel sekreterli görevinden sokaklarda gazete satmaya kadar çeşitli kademelerinde görev alarak devrim mücadelesinin yiğit bir neferi oldu. Hayata karşı tutumu, politik ve sanatsal çalışmalarından dolayı hayatının önemli bir kısmını hapislerde ve sürgünde geçirmesine rağmen devrime olan inancını bir gün bile yitirmedi. Nâzım Usta, kararlılığı, onurlu duruşu, yaşamıyla bugün mücadeleyi sürdürmekte olan yüz binlere ışık yaymaktadır.
İşçi sınıfının yiğit şairi Nâzım Usta'yı ölümünden bir yıl önce, sürgünde, memleket hasreti çekerken ama umudunu asla kaybetmeyerek yazdığı bir şiirle, anısı önünde saygıyla eğilerek anıyoruz:
HÜRRİYET KAVGASI
Yine kitapları, türküleri, bayraklarıyla geldiler,
dalga dalga aydınlık oldular,
yürüdüler karanlığın üstüne.
Meydanları zaptettiler yine.
Beyazıt'ta şehit düşen
silkinip kalktı kabrinden,
ve elinde bir güneş gibi taşıyıp yarasını
yıktı Şahmeran'ın mağarasını.
Daha gün o gün değil, derlenip dürülmesin bayraklar.
Dinleyin, duyduğunuz çakalların ulumasıdır.
Safları sıklaştırın çocuklar,
bu kavga faşizme karşı, bu kavga hürriyet kavgasıdır.
Nâzım Hikmet Ran