Tarih: Haziran 2004 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:7
Kapitalizmin ruhu seni çağırıyor Dinle Küçük Adam!
Özel mülkiyetin doğuşundan bu yana baskı ve sömürülere maruz
kalan insanlık, yaşadığımız şu günlerde medeniyet adı altında
yozlaşmış, ilkel yaşam alanlarına
doğru yol alıyor. Ekonomik, sosyal,
zihinsel alanda burjuvazinin
dişlileri arasına her geçen gün
biraz daha sıkışan insan, önüne
gelen her şeyi çılgınca, oburca tüketmekte,
kendine sunulduğunu
sandığı sözde özgürlüklerle zihnini
köleleştirmekte, insanlığın
insan olma yolunda doğaya karşı
giriştiği, yüzlerce yıllık birikimi
ve emeği hiçe sayarak insani olan
her yönünü kaybetmektedir.
Öyle ki; dünyamızda her gün açlıktan,
içecek temiz su bulamamaktan
ölen onlarca çocuğa, eğitim, barınma
gibi en temel haklarından
yoksun bırakılan binlerce insana,
Mcdonald's gibi sömürü mekanizmalarına
inek yetiştirerek batıya
borcunu ödemek için binlerce
hektarlık orman alanını otlaklara
çeviren, susuzluktan, açlıktan ölmek
zorunda bırakılan binlerce
Afrikalının yaşamına, emperyalist
odakların dünya halklarına
yaptıkları hunharca saldırılara,
savaşlara kulaklarını tıkayabilmekte,
kapitalizmin hasta küçük
insanı!
Nasıl bu kadar duyarsız davranıyor bu insan? Sahip olduğu her şeyi nasıl bir anda yok ediveriyor? Hayatına, doğaya, kendi yeteneklerine bu kadar yabancılaşabiliyor? Kendinden, geçmişinden gelen gücünden, bu kadar korkuyor Neden?
Ve bir kitap: 'Dinle Küçük Adam' Bu yapıt bir doğa bilimci ve tıp doktoru olan Wilhelm Reich tarafından yayınlanma amacı güdülmeksizin 1954 yılı yazında Orgone Enstitüsü Belgelikleri için yazılmıştır. Tarihsel bir belge niteliği taşımayan kitap, çok iyi bir gözlemcinin iç çelişkilerini ortaya döktüğü, konusu insan olan bir çalışmadır.
Bu hasta insanla, onu anlamak, onun dünyasına ulaşmak isteyen insanı buluşturuyor 'Dinle Küçük Adam'. Dünya'yı bir de bu yozlaştırılmış, sıradan insanın gözleriyle görmek isteyenlere küçük bir pencere açıyor. Wilhelm Reich yapıtında kapitalizmin hasta insanını yargılarken, okuyucusuna onu tanıma ve anlama olanağı veriyor.
"Sana Küçük Adam, sıradan insan diyorlar; yeni bir çağ, "Sıradan İnsan Çağı" başladı diyorlar. Bunu söyleyen sen değilsin Küçük Adam. Onlar söylüyor bunu, büyük ulusların başbakanları, koltuklanmış işçi liderleri, burjuva ailelerinin tövbekar evlatları, devlet adamları söylüyor, filozoflar söylüyor sana bunu. Geleceğini eline veriyor, geçmişinden hiç sual etmiyorlar."
Küçük adam kendine duyduğu güvensizliği genelleştirdiğinden, hırslarının, erdemsiz davranış biçimlerinin her insanda da varolduğunu sanıyor, Yaşamdan, kendinden korkuyor. 'Başka bir biçimde yaşayabileceğini düşünmeye cesaret edemiyorsun: Koyun gibi güdülmek yerine özgür yaşamak, taktikler uygulamak yerine açık davranmak, bir hırsız gibi gecenin karanlığında sevmek yerine açık açık sevebilme düşüncelerine yer vermiyorsun kafanda. Kendini küçümsüyorsun Küçük Adam.
Wilhelm Reich, bu insanın her davranışını, olaylar karşısında verdiği tepkileri çok iyi tahlil etmiş fakat bu insanın, bu davranış kalıplarını edinmesine neden olan etkenleri görmezden gelmiştir. Bu, yazarın kitapta eksik bıraktığı önemli bir noktadır. Örneğin, yukarıdaki alıntıda bu bireyin duyduğu korkulardan söz etmiştir ancak böylesi bir korkunun oluşmasına zemin hazırlayan hiçbir etkene değinmemiştir. Kitabın bir diğer çelişkisi de bir birine tamamen zıt iki sistem olana kapitalizm ve sosyalizm arasındaki farklılığı ve bunun toplumsal yansımalarını görememiş olmasıdır. Bu da yazarı yer yer reel sosyalizm uygulamalarıyla (Örneğin kitapta Stalin dönemine sık sık atıfta bulunulmakta.) Hitler faşizmini neredeyse bir tutmaya kadar götürmüştür. Oysa tarihsel sürece ve toplumsal değişime biraz dikkatle bakan her göz bu iki sistemin hem çıkış noktalarının hem de varmak istedikleri hedeflerin ne kadar da uzlaşmaz olduğunu görebilir.
Yeniden Küçük Adam'ın dünyasına dönelim; yeteri kadar bilinçli bir okuyucu halkı temsil eden bu insanı yargılarken, onu bu hale getiren koşulları da göz önünde bulundurmalıdır. Medyası, ekonomik hegemonyası, her türlü baskı mekanizması ile insanları bu korkunç cendereye sokan hiç şüphesiz ki burjuvazidir, sınıflı toplum yapısıdır. Ancak bu şekilde okunduğunda, kitap burjuvazinin tiksinti verici yüzünü ortaya çıkarmaktadır.
Evet, bu birey korkmaktadır, çevresindeki her şeye ve herkese korkuyla, büyük bir güvensizlikle yaklaşmaktadır, kendinden korkmaktadır, yapabileceklerinden, geçmişte yaptıklarından� Korku, egemenlik kurmanın en iyi yoludur. İnsanın birilerine gönüllü köle olmasının tek nedeni vardır; korku.İnsan emredenden korktuğu için, emirlere itaat eder. Korku, sonrasında uyum sağlamayı getirir, çevresindeki herkes gibi Küçük Adam da uyum sağlamaya başlar. Başkalarınca belirlenmiş kalıplara uyar, uymaya zorlanır. Tüm bunlardan kurtulma gücü yine küçük adamın ellerindedir, bunu fark edemez, fark etmemesi için her gün zihni köleleştirilir, her gün yaşam biraz daha korkutur onu.
'Sana nasıl olduğunu anlatacağım Küçük Adam, çünkü büyük bir geleceğin olduğuna içtenlikle inanıyorum. Gelecek senindir, buna hiç kuşku yoktur.' Dinle Küçük Adam, okuyucunun içindeki küçük adamı yargılamasına olanak verirken, bu hasta insanın birgün iyileşeceğine dair, umutlarını yitirmekte olan kitlelere bir aydınlatıcı, umut ışığı olması bakımından da önemli, okunması gereken bir yapıt.
'Ben, umudumu yitirmedim, yenilik duygusuna kapılmadım, çünkü bu arada, senin hastalığını daha iyi ve derinlemesine anlamayı öğrenmiş bulunuyordum. Şimdi, daha doğru düşünmene ve o zaman yaptığından daha doğru davranmana olanak bulunmadığını çok iyi anlıyorum. Kendi içindeki "yaşayan şey"den ölesiye korktuğunu öğrendim çünkü; bu korku senin, her seferinde bir işe doğru başlamana ve onu yanlış sonuçlandırmana neden oluyor. Bilginin umut'a yol açtığını anlamıyorsun. Umudu yalnızca kendi içine pompalıyorsun, içinden dışarıya değil. Bu yüzden de, kendi dünyan tümüyle yıkıldığı içindir ki, bana "iyimser" diyorsun, Küçük Adam. Evet, iyimserim ben ve yüreğim, her şeyim gelecekle dolu.'
Bengü Funda Günay
KAYNAKÇA:
Wilhelm Reich, DİNLE KÜÇÜK ADAM, Çev: Şemsa Yeğin, Payel Yay., I. basım: Şubat 1980
Nasıl bu kadar duyarsız davranıyor bu insan? Sahip olduğu her şeyi nasıl bir anda yok ediveriyor? Hayatına, doğaya, kendi yeteneklerine bu kadar yabancılaşabiliyor? Kendinden, geçmişinden gelen gücünden, bu kadar korkuyor Neden?
Ve bir kitap: 'Dinle Küçük Adam' Bu yapıt bir doğa bilimci ve tıp doktoru olan Wilhelm Reich tarafından yayınlanma amacı güdülmeksizin 1954 yılı yazında Orgone Enstitüsü Belgelikleri için yazılmıştır. Tarihsel bir belge niteliği taşımayan kitap, çok iyi bir gözlemcinin iç çelişkilerini ortaya döktüğü, konusu insan olan bir çalışmadır.
Bu hasta insanla, onu anlamak, onun dünyasına ulaşmak isteyen insanı buluşturuyor 'Dinle Küçük Adam'. Dünya'yı bir de bu yozlaştırılmış, sıradan insanın gözleriyle görmek isteyenlere küçük bir pencere açıyor. Wilhelm Reich yapıtında kapitalizmin hasta insanını yargılarken, okuyucusuna onu tanıma ve anlama olanağı veriyor.
"Sana Küçük Adam, sıradan insan diyorlar; yeni bir çağ, "Sıradan İnsan Çağı" başladı diyorlar. Bunu söyleyen sen değilsin Küçük Adam. Onlar söylüyor bunu, büyük ulusların başbakanları, koltuklanmış işçi liderleri, burjuva ailelerinin tövbekar evlatları, devlet adamları söylüyor, filozoflar söylüyor sana bunu. Geleceğini eline veriyor, geçmişinden hiç sual etmiyorlar."
Küçük adam kendine duyduğu güvensizliği genelleştirdiğinden, hırslarının, erdemsiz davranış biçimlerinin her insanda da varolduğunu sanıyor, Yaşamdan, kendinden korkuyor. 'Başka bir biçimde yaşayabileceğini düşünmeye cesaret edemiyorsun: Koyun gibi güdülmek yerine özgür yaşamak, taktikler uygulamak yerine açık davranmak, bir hırsız gibi gecenin karanlığında sevmek yerine açık açık sevebilme düşüncelerine yer vermiyorsun kafanda. Kendini küçümsüyorsun Küçük Adam.
Wilhelm Reich, bu insanın her davranışını, olaylar karşısında verdiği tepkileri çok iyi tahlil etmiş fakat bu insanın, bu davranış kalıplarını edinmesine neden olan etkenleri görmezden gelmiştir. Bu, yazarın kitapta eksik bıraktığı önemli bir noktadır. Örneğin, yukarıdaki alıntıda bu bireyin duyduğu korkulardan söz etmiştir ancak böylesi bir korkunun oluşmasına zemin hazırlayan hiçbir etkene değinmemiştir. Kitabın bir diğer çelişkisi de bir birine tamamen zıt iki sistem olana kapitalizm ve sosyalizm arasındaki farklılığı ve bunun toplumsal yansımalarını görememiş olmasıdır. Bu da yazarı yer yer reel sosyalizm uygulamalarıyla (Örneğin kitapta Stalin dönemine sık sık atıfta bulunulmakta.) Hitler faşizmini neredeyse bir tutmaya kadar götürmüştür. Oysa tarihsel sürece ve toplumsal değişime biraz dikkatle bakan her göz bu iki sistemin hem çıkış noktalarının hem de varmak istedikleri hedeflerin ne kadar da uzlaşmaz olduğunu görebilir.
Yeniden Küçük Adam'ın dünyasına dönelim; yeteri kadar bilinçli bir okuyucu halkı temsil eden bu insanı yargılarken, onu bu hale getiren koşulları da göz önünde bulundurmalıdır. Medyası, ekonomik hegemonyası, her türlü baskı mekanizması ile insanları bu korkunç cendereye sokan hiç şüphesiz ki burjuvazidir, sınıflı toplum yapısıdır. Ancak bu şekilde okunduğunda, kitap burjuvazinin tiksinti verici yüzünü ortaya çıkarmaktadır.
Evet, bu birey korkmaktadır, çevresindeki her şeye ve herkese korkuyla, büyük bir güvensizlikle yaklaşmaktadır, kendinden korkmaktadır, yapabileceklerinden, geçmişte yaptıklarından� Korku, egemenlik kurmanın en iyi yoludur. İnsanın birilerine gönüllü köle olmasının tek nedeni vardır; korku.İnsan emredenden korktuğu için, emirlere itaat eder. Korku, sonrasında uyum sağlamayı getirir, çevresindeki herkes gibi Küçük Adam da uyum sağlamaya başlar. Başkalarınca belirlenmiş kalıplara uyar, uymaya zorlanır. Tüm bunlardan kurtulma gücü yine küçük adamın ellerindedir, bunu fark edemez, fark etmemesi için her gün zihni köleleştirilir, her gün yaşam biraz daha korkutur onu.
'Sana nasıl olduğunu anlatacağım Küçük Adam, çünkü büyük bir geleceğin olduğuna içtenlikle inanıyorum. Gelecek senindir, buna hiç kuşku yoktur.' Dinle Küçük Adam, okuyucunun içindeki küçük adamı yargılamasına olanak verirken, bu hasta insanın birgün iyileşeceğine dair, umutlarını yitirmekte olan kitlelere bir aydınlatıcı, umut ışığı olması bakımından da önemli, okunması gereken bir yapıt.
'Ben, umudumu yitirmedim, yenilik duygusuna kapılmadım, çünkü bu arada, senin hastalığını daha iyi ve derinlemesine anlamayı öğrenmiş bulunuyordum. Şimdi, daha doğru düşünmene ve o zaman yaptığından daha doğru davranmana olanak bulunmadığını çok iyi anlıyorum. Kendi içindeki "yaşayan şey"den ölesiye korktuğunu öğrendim çünkü; bu korku senin, her seferinde bir işe doğru başlamana ve onu yanlış sonuçlandırmana neden oluyor. Bilginin umut'a yol açtığını anlamıyorsun. Umudu yalnızca kendi içine pompalıyorsun, içinden dışarıya değil. Bu yüzden de, kendi dünyan tümüyle yıkıldığı içindir ki, bana "iyimser" diyorsun, Küçük Adam. Evet, iyimserim ben ve yüreğim, her şeyim gelecekle dolu.'
Bengü Funda Günay
KAYNAKÇA:
Wilhelm Reich, DİNLE KÜÇÜK ADAM, Çev: Şemsa Yeğin, Payel Yay., I. basım: Şubat 1980