Tarih: Haziran 2004 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:7
SİYASİ PARTİLER VE GENÇLİK HAREKETLERİ
-T ÜM- İ G D� n i n 1 . G e n e l Ku r u l u Ve s i l e s i y l e -
Evet, gençlik hareket ediyor, ama neden hareket ediyor ve nereye varmak istiyor? Varmak istedikleri yer sorunlarının çözümlenmesi olarak özetlenebilir. Dünyanın tüm ülkelerindeki gençlerin sorunlarına ve bu sorunların çözümlenmesi konusuna kısaca değinmek istiyorum. Ama evvela memleketimizdeki duruma bir göz atmak gerekiyor.
Elbette okuyan gençlerin (öğrencilerin) sorunları ile fabrikalarda, tarlalarda ve sanayi sitelerindeki atölyelerde çalışan işçi gençlerin sorunları birbirinden farklı.
16 Ağustos 2001'de Cezayir'de gerçekleşen 15. Dünya Gençlik Festivali'nin 1 No'lu kararına göre, öğrencilerin başta gelen sorunu "parasız ve kaliteli eğitim hakkı" yani parası olmayan gençlerin de okullarda okuyabilmeleri ve çarpıtılmamış bilgiler edinebilmeleri olarak saptamış olduğuna göre, memleketimizde de evvela bu soruna çözüm bulunması gerekiyor demektir.
Memleketimizde, öğrencilerin bilhassa yüksek tahsil görenlerin okul idaresinde söz hakları, barınma yurtları ve bu yurtların idaresine katılmaları, kitap, beslenme vs. gibi çözümlenmesi gereken sorunları da var şüphesiz.
Şurada veya burada çalışan işçi gençlerin de, üretime devam edebilmeleri için gerektiği gibi beslenmeleri, çalışma koşullarının iyileştirilmesi; yaşlılık veya sakatlık nedeniyle çalışamayacak duruma geldiklerin de, insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmelerinin sağlanması gibi sorunları var.
Bu sorunların çözümlenmesi konusuna girmeden önce, neden bu konuları ele aldığımı açıklamak istiyorum.
Bilindiği gibi, memleketimizde, yeni bir gençlik örgütü kuruldu. Bu, uzun zamandan beri, memleketimizdeki faşist baskılar yüzünden teşkilatlanamayıp seslerini duyuramayan gençlerimizin yeniden harekete geçtiklerini göstermektedir. Hiç şüphesiz, sevindirici bir olay.
Benim konuyla ilgilenmemin sebebi, kurulan bu dernektir. Geçmişte İGD olarak faaliyet göstermiş olan İGD'nin başına bir de "TÜM" eklenmiş. Bu "TÜM" ün eklenmesi, bence, memleketimiz gençlerinin ileriye doğru bir adım daha atmış olması demektir. Bu TÜM'ün İGD'nin başına eklenmesi, bundan sonra, memleketimiz gençlik hareketinin yalnız öğrenci kesimine münhasır kalmayıp, işçi ve köylü gençleri de kapsayarak, gerçek bir gençlik hareketine dönüşecek ve okuyan gençlerin de işçi-köylü gençlerin de sorunlarının çözümlenmesi daha da kolaylaşacak kanısındayım.
Tüm İlerici Gençlik Derneği'nin (TÜM-İGD) 31 Ağustos 2003 tarihinde İstanbul'da DİSK/BANKSEN toplantı salonunda 1. Olağan Kongresi yapıldı. Kongreye katılma ve Kongre çalışmalarını izleme olanağı ve şerefi bana da nasip oldu. Büyük bir uyum içinde sürdürülen kongre çalışmaları, başarı ile sona erdi. Organizatörleri kutlamamak mümkün değil. Gençlerin bundan sonraki çalışmalarında başarılar diliyorum.
Gençlerin sorunlarının çözümlenmesine gelince: Yazımın birinci satırı siyasi partiler. Siyasi partilerin gençlik hareketleri ile ilgisi var mı sorusu sorulmaya bile değmez. Burjuva partileri de komünist partileri de memleketlerindeki gençlik hareketleriyle yakından ilgilenir ve bu hareketleri kendi siyasi amaçları doğrultusunda kullanmak ve siyasi bakımdan kendilerine faydalı olacak yöne kanalize etmek isterler. Bu istekleri de gayet normaldir tabi.
Diğer taraftan gençlik örgütleri de, bir siyasi partinin desteğini arkasına almak zorundadır. Gençlerin politikaya alet edilmemesi safsatası ise, burjuva propagandistlerinin kullandıkları bir yanıltmacadır, aynı zamanda, gençleri siyasetin dışına itmek, onları politikadan tecrit etmek akacına yönelik bir politik hokkabazlıktır.
Burjuvazinin bu hokkabazlıkları o kadar çoktur ki, bunlar sayıp dökmek ve gerçekleri yüzlerine vurmak için 40-50 formalık kitap az bile gelir.
Biz konumuza dönelim ve gençlik örgütlerinin neden bir siyasi partiye dayanmalarının şart olduğunu kısaca açıklayalım. Bir siyasi partinin alacağı kararlar, gençlik örgütleri dahil, tüm örgüt ve hareketleri etkiler. Böyle olunca da, bir gençlik örgütü, gençlerin her türlü sorunlarını çözecek partiyi desteklemesi, onun iktidara gelmesine yardımcı olması politik bir davranış ise, gençlerin de politika yapmaya hakları var demektir.
Asırlardan beri iktidarda olan burjuva partileri ülkelerinde okuyan gençlerin ne eğitimle olan sorunlarını çözebilmişler ne de onların geleceklerini garanti altına alabilmişlerdir. Burjuva partilerinin idaresi altındaki ülkelerde; fabrikalarda ve tarlalarda çalışan işçilerin durumu da hiçbir zaman öğrencilerin durumundan daha iyi olmamıştır.
Burjuva partilerini alaşağı edip iktidara gelen komünist partileri; işçi gençler için olsun, okuyan gençler için olsun ne yaptılar bir de ona bakalım.
1917'de iktidara gelen Sovyetler Birliği Komünist Partisi başta olmak üzere, İkinci Dünya Savaşı Kızıl Ordu'nun zaferi ile sona erdikten sonra iktidara gelen diğer ülkelerdeki komünist partilerin, ülkelerindeki okuyan gençler ve fabrikalarda-tarlalarda çalışan işçi gençler için ne yaptıkları tüm dünyanın malumudur. Bunların ayrıntılarına girmek ne dergi sütunlarına sığar, ne de kitap sayfalarına.
Son olarak söylemek istediğim de, uluslararası toplantılara Türkiye gençlerini temsilen katılacak olan delegelerimize. Şayet gittikleri yerlerde başka bir çözüm olanağı olduğunu öne sürenler çıkarsa, onlarla tartışmaya girmemeleri için hiçbir sebebin bulunmadığıdır.
Bekir KARAYEL
Evet, gençlik hareket ediyor, ama neden hareket ediyor ve nereye varmak istiyor? Varmak istedikleri yer sorunlarının çözümlenmesi olarak özetlenebilir. Dünyanın tüm ülkelerindeki gençlerin sorunlarına ve bu sorunların çözümlenmesi konusuna kısaca değinmek istiyorum. Ama evvela memleketimizdeki duruma bir göz atmak gerekiyor.
Elbette okuyan gençlerin (öğrencilerin) sorunları ile fabrikalarda, tarlalarda ve sanayi sitelerindeki atölyelerde çalışan işçi gençlerin sorunları birbirinden farklı.
16 Ağustos 2001'de Cezayir'de gerçekleşen 15. Dünya Gençlik Festivali'nin 1 No'lu kararına göre, öğrencilerin başta gelen sorunu "parasız ve kaliteli eğitim hakkı" yani parası olmayan gençlerin de okullarda okuyabilmeleri ve çarpıtılmamış bilgiler edinebilmeleri olarak saptamış olduğuna göre, memleketimizde de evvela bu soruna çözüm bulunması gerekiyor demektir.
Memleketimizde, öğrencilerin bilhassa yüksek tahsil görenlerin okul idaresinde söz hakları, barınma yurtları ve bu yurtların idaresine katılmaları, kitap, beslenme vs. gibi çözümlenmesi gereken sorunları da var şüphesiz.
Şurada veya burada çalışan işçi gençlerin de, üretime devam edebilmeleri için gerektiği gibi beslenmeleri, çalışma koşullarının iyileştirilmesi; yaşlılık veya sakatlık nedeniyle çalışamayacak duruma geldiklerin de, insan onuruna yaraşır bir şekilde yaşamlarını sürdürebilmelerinin sağlanması gibi sorunları var.
Bu sorunların çözümlenmesi konusuna girmeden önce, neden bu konuları ele aldığımı açıklamak istiyorum.
Bilindiği gibi, memleketimizde, yeni bir gençlik örgütü kuruldu. Bu, uzun zamandan beri, memleketimizdeki faşist baskılar yüzünden teşkilatlanamayıp seslerini duyuramayan gençlerimizin yeniden harekete geçtiklerini göstermektedir. Hiç şüphesiz, sevindirici bir olay.
Benim konuyla ilgilenmemin sebebi, kurulan bu dernektir. Geçmişte İGD olarak faaliyet göstermiş olan İGD'nin başına bir de "TÜM" eklenmiş. Bu "TÜM" ün eklenmesi, bence, memleketimiz gençlerinin ileriye doğru bir adım daha atmış olması demektir. Bu TÜM'ün İGD'nin başına eklenmesi, bundan sonra, memleketimiz gençlik hareketinin yalnız öğrenci kesimine münhasır kalmayıp, işçi ve köylü gençleri de kapsayarak, gerçek bir gençlik hareketine dönüşecek ve okuyan gençlerin de işçi-köylü gençlerin de sorunlarının çözümlenmesi daha da kolaylaşacak kanısındayım.
Tüm İlerici Gençlik Derneği'nin (TÜM-İGD) 31 Ağustos 2003 tarihinde İstanbul'da DİSK/BANKSEN toplantı salonunda 1. Olağan Kongresi yapıldı. Kongreye katılma ve Kongre çalışmalarını izleme olanağı ve şerefi bana da nasip oldu. Büyük bir uyum içinde sürdürülen kongre çalışmaları, başarı ile sona erdi. Organizatörleri kutlamamak mümkün değil. Gençlerin bundan sonraki çalışmalarında başarılar diliyorum.
Gençlerin sorunlarının çözümlenmesine gelince: Yazımın birinci satırı siyasi partiler. Siyasi partilerin gençlik hareketleri ile ilgisi var mı sorusu sorulmaya bile değmez. Burjuva partileri de komünist partileri de memleketlerindeki gençlik hareketleriyle yakından ilgilenir ve bu hareketleri kendi siyasi amaçları doğrultusunda kullanmak ve siyasi bakımdan kendilerine faydalı olacak yöne kanalize etmek isterler. Bu istekleri de gayet normaldir tabi.
Diğer taraftan gençlik örgütleri de, bir siyasi partinin desteğini arkasına almak zorundadır. Gençlerin politikaya alet edilmemesi safsatası ise, burjuva propagandistlerinin kullandıkları bir yanıltmacadır, aynı zamanda, gençleri siyasetin dışına itmek, onları politikadan tecrit etmek akacına yönelik bir politik hokkabazlıktır.
Burjuvazinin bu hokkabazlıkları o kadar çoktur ki, bunlar sayıp dökmek ve gerçekleri yüzlerine vurmak için 40-50 formalık kitap az bile gelir.
Biz konumuza dönelim ve gençlik örgütlerinin neden bir siyasi partiye dayanmalarının şart olduğunu kısaca açıklayalım. Bir siyasi partinin alacağı kararlar, gençlik örgütleri dahil, tüm örgüt ve hareketleri etkiler. Böyle olunca da, bir gençlik örgütü, gençlerin her türlü sorunlarını çözecek partiyi desteklemesi, onun iktidara gelmesine yardımcı olması politik bir davranış ise, gençlerin de politika yapmaya hakları var demektir.
Asırlardan beri iktidarda olan burjuva partileri ülkelerinde okuyan gençlerin ne eğitimle olan sorunlarını çözebilmişler ne de onların geleceklerini garanti altına alabilmişlerdir. Burjuva partilerinin idaresi altındaki ülkelerde; fabrikalarda ve tarlalarda çalışan işçilerin durumu da hiçbir zaman öğrencilerin durumundan daha iyi olmamıştır.
Burjuva partilerini alaşağı edip iktidara gelen komünist partileri; işçi gençler için olsun, okuyan gençler için olsun ne yaptılar bir de ona bakalım.
1917'de iktidara gelen Sovyetler Birliği Komünist Partisi başta olmak üzere, İkinci Dünya Savaşı Kızıl Ordu'nun zaferi ile sona erdikten sonra iktidara gelen diğer ülkelerdeki komünist partilerin, ülkelerindeki okuyan gençler ve fabrikalarda-tarlalarda çalışan işçi gençler için ne yaptıkları tüm dünyanın malumudur. Bunların ayrıntılarına girmek ne dergi sütunlarına sığar, ne de kitap sayfalarına.
Son olarak söylemek istediğim de, uluslararası toplantılara Türkiye gençlerini temsilen katılacak olan delegelerimize. Şayet gittikleri yerlerde başka bir çözüm olanağı olduğunu öne sürenler çıkarsa, onlarla tartışmaya girmemeleri için hiçbir sebebin bulunmadığıdır.
Bekir KARAYEL