Tarih: 26.11.2010 | Kategori:
Kadın
25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele ve Dayanışma Günü'nde Ankara Kadın Platformu'nun örgütlediği bir yürüyüş gerçekleştirildi. Kadına yönelik şiddetin giderek arttığı bu günlerde, yağan sağanak yağmur kadınların öfkesini dindirmedi, Sakarya Caddesi şiddete karşı birleşen kadınlarla doldu.
İlerici kadınların da dövizleri ve kızıl bandanalarıyla katıldıkları eylem saat 12.00'da Kolej Kavşağı'nda toplanmayla başladı. "Yasta değil isyandayız, kadına yönelik şiddete karşı sokaklardayız!" pankartı açan kadınlar, yürüyüş öncesinde platform komitesinden bir ekiple kadınların taleplerini içeren bir dosyayı Başbakanlığa gönderdi. Daha sonra saat 12.30 civarı Sakarya Caddesi'ne doğru yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş boyunca "Jin, jiyan, azadi", "Kadın, yaşam, özgürlük", "Kadına yönelik şiddete hayır!", "Yaşasın kadın dayanışması!" sloganları atıldı.
Kadın cinayetleri %1400 arttı
Alana gelindikten sonra okunan basın metninde; kadın cinayetlerinin önceki yıllara göre yüzde 1400 arttığı, medyanın tecavüzü meşrulaştırıp kahkaha malzemesi haline getirdiği belirtildi. Güvencesiz, sigortasız, taşeron çalışmaya son diyen, tacize tecavüze hayır diyen, barış ve özgürlük isteyen kadınlar, bir kez daha ataerkil kapitalist sistemin şiddetine karşı birlikte mücadele edeceklerini vurguladılar.
Bakan Kavaf neye bakıyor?
Kadınlar devletin ataerkilliğini, kadın hakları konusundaki ikiyüzlülüğünü de teşhir etti: "Ülkenin her yanında kadınlar öldürülürken, tecavüze uğrarken, sokak ortasında şiddet görürken 'Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı' Selma Aliye KAVAF'ın en küçük bir açıklama bile yapmadığını görmekteyiz. Merak etmekteyiz Sayın Bakan biz kadınların yaşadıklarından habersiz midir? Ekim ayında kaybettiğimiz Necla'nın ölümünü duymuş mudur? Her gün kaç kadının öldürüldüğü ya da yaşamımızın her alanında yaşadığımız şiddet konusunda bir bilgisi bulunmakta mıdır?" denildi.
Ayrıca 19 Aralık 2000'de yapılan cezaevi operasyonlarında diri diri yakılan Bayrampaşa Cezaevindeki tutuklu kadınların görüntülerinin unutulmadığı, sorumluların yargılanması istendi. Paşabahçe Devlet Hastanesi işçisi Türkan ALBAYRAK'ın güvencesiz, sendikasız, taşeron çalıştırmaya karşı tek başına verdiği direnişi de belirten kadınlar; "Türkan'ın zaferi hepimizin zaferidir, mücadele etmeden kazanamayacağımızı bize bir kez daha göstermiştir." denildi.
Açıklamanın sonunda "Bugün ve bugünden sonra da kadınların sesi ülkenin her yanında yankılanacak, sesimiz daha da artacak. Biliyoruz ki bu ancak kadınların örgütlü mücadelesiyle olacak!" vurgusu yapılarak, küçük bir müzik dinletisinin ardından eylem sona erdirildi.
İlerici kadınların da dövizleri ve kızıl bandanalarıyla katıldıkları eylem saat 12.00'da Kolej Kavşağı'nda toplanmayla başladı. "Yasta değil isyandayız, kadına yönelik şiddete karşı sokaklardayız!" pankartı açan kadınlar, yürüyüş öncesinde platform komitesinden bir ekiple kadınların taleplerini içeren bir dosyayı Başbakanlığa gönderdi. Daha sonra saat 12.30 civarı Sakarya Caddesi'ne doğru yürüyüşe geçtiler. Yürüyüş boyunca "Jin, jiyan, azadi", "Kadın, yaşam, özgürlük", "Kadına yönelik şiddete hayır!", "Yaşasın kadın dayanışması!" sloganları atıldı.
Kadın cinayetleri %1400 arttı
Alana gelindikten sonra okunan basın metninde; kadın cinayetlerinin önceki yıllara göre yüzde 1400 arttığı, medyanın tecavüzü meşrulaştırıp kahkaha malzemesi haline getirdiği belirtildi. Güvencesiz, sigortasız, taşeron çalışmaya son diyen, tacize tecavüze hayır diyen, barış ve özgürlük isteyen kadınlar, bir kez daha ataerkil kapitalist sistemin şiddetine karşı birlikte mücadele edeceklerini vurguladılar.
Bakan Kavaf neye bakıyor?
Kadınlar devletin ataerkilliğini, kadın hakları konusundaki ikiyüzlülüğünü de teşhir etti: "Ülkenin her yanında kadınlar öldürülürken, tecavüze uğrarken, sokak ortasında şiddet görürken 'Kadın ve Aileden Sorumlu Devlet Bakanı' Selma Aliye KAVAF'ın en küçük bir açıklama bile yapmadığını görmekteyiz. Merak etmekteyiz Sayın Bakan biz kadınların yaşadıklarından habersiz midir? Ekim ayında kaybettiğimiz Necla'nın ölümünü duymuş mudur? Her gün kaç kadının öldürüldüğü ya da yaşamımızın her alanında yaşadığımız şiddet konusunda bir bilgisi bulunmakta mıdır?" denildi.
Ayrıca 19 Aralık 2000'de yapılan cezaevi operasyonlarında diri diri yakılan Bayrampaşa Cezaevindeki tutuklu kadınların görüntülerinin unutulmadığı, sorumluların yargılanması istendi. Paşabahçe Devlet Hastanesi işçisi Türkan ALBAYRAK'ın güvencesiz, sendikasız, taşeron çalıştırmaya karşı tek başına verdiği direnişi de belirten kadınlar; "Türkan'ın zaferi hepimizin zaferidir, mücadele etmeden kazanamayacağımızı bize bir kez daha göstermiştir." denildi.
Açıklamanın sonunda "Bugün ve bugünden sonra da kadınların sesi ülkenin her yanında yankılanacak, sesimiz daha da artacak. Biliyoruz ki bu ancak kadınların örgütlü mücadelesiyle olacak!" vurgusu yapılarak, küçük bir müzik dinletisinin ardından eylem sona erdirildi.