Tarih: 02.06.2012 | Kategori:
Kadın
Ankara Kadın Platformu kürtaj hakkı için yürüdü
Ankara Kadın Platformu, Başbakan Tayyip Erdoğan'ın "Her kürtaj bir Uludere'dir" sözleriyle gündeme getirilen kürtaj yasağı tartışmaları üzerine kitlesel katılımlı bir eylem örgütledi. İKD'nin de bileşeni olduğu Platform, 30 Mayıs akşamı Güvenpark'tan Başbakanlığa bir yürüyüş yapmak istedi. Ancak polisin zorbalığıyla karşılaşan kadınlar, Başbakanlık yerine Güvenpark'ta ve Yüksel Caddesi'nde basın açıklaması yaptılar.
"Kürtaj haktır, Uludere (Roboski) katliamdır!" sloganıyla düzenlenen eyleme çeşitli kadın örgütlerinin yanı sıra akademisyenler ve milletvekilleri de katıldı. Dört farklı noktada polis barikatıyla karşılaşan kadınlar, hükümeti istifaya çağırdı. "Kürtaj benim seçimim, katliam senin yöntemin", "Bağır herkes duysun, AKP şiddeti son bulsun" sloganları atıldı.
Basın açıklamasında; "Yaklaşık 150 gündür, Uludere katliamının katillerini bulamayan başbakan, bu kez de kürtaj açıklamasıyla kadınları katil ilan etti. Oysa polis şiddeti sonucu, hamile bir öğrenci, çocuğunu düşürdüğünde sorumlu polise katil demek başbakanın hiç aklına gelmemişti! Çünkü başbakanın esas derdi; çocukları yaşatmak değil, kadın bedeni üzerinde denetim ve tahakküm kurmaktır. Kürtajı bir cinayetmiş gibi gösterip, kadınlarda suçluluk hissi yaratmaya çalışırken, kendisi katledilen Kürtlere ilişkin olarak hiçbir suçluluk ve sorumluluk duymadığını tüm açıklama ve icraatlarıyla ortaya koymaktadır. Hepimizin gözü önünde katledilen 35 canla, tıbben ve hukuken canlı bile sayılmayan bir hücreyi eş tutan başbakan öncelikle Uludereli analardan ve tüm kadınlardan özür dilemelidir.
Başbakan ve şürekâsı, kadınları birer kuluçka makinesi olarak görmekte ve doğum sayısını arttırarak dünya piyasalarına pazarlayacağı ucuz işgücünü garanti altına almaya çalışmaktadır. Yeni çıkarılan 4+4+4 eğitim yasası ve gündemdeki kürtaj yasağı birlikte değerlendirildiğinde AKP'nin derdinin asıl olarak ucuz ve niteliksiz işgücünün üretimini ve piyasaya arzını sağlamak olduğu anlaşılmaktadır. Ancak kadın bedeni, cinselliği ve doğurganlığı Başbakanın tasarrufunda değildir. Başbakan işine bakmalı ve haddini bilmelidir." denildi.
Güvenpark'ta yapılan açıklamanın ardından Yüksel Caddesi'ne yürüyerek eylemi devam ettiren kadınlara, metro çıkışında polis biber gazı sıktı. Bir süre oturma eylemi yapıldıktan sonra barikat açıldı ve Yüksel Caddesi'nde alkışlar ve ıslıklarla eylem sona erdirildi.
"Kürtaj haktır, Uludere (Roboski) katliamdır!" sloganıyla düzenlenen eyleme çeşitli kadın örgütlerinin yanı sıra akademisyenler ve milletvekilleri de katıldı. Dört farklı noktada polis barikatıyla karşılaşan kadınlar, hükümeti istifaya çağırdı. "Kürtaj benim seçimim, katliam senin yöntemin", "Bağır herkes duysun, AKP şiddeti son bulsun" sloganları atıldı.
Basın açıklamasında; "Yaklaşık 150 gündür, Uludere katliamının katillerini bulamayan başbakan, bu kez de kürtaj açıklamasıyla kadınları katil ilan etti. Oysa polis şiddeti sonucu, hamile bir öğrenci, çocuğunu düşürdüğünde sorumlu polise katil demek başbakanın hiç aklına gelmemişti! Çünkü başbakanın esas derdi; çocukları yaşatmak değil, kadın bedeni üzerinde denetim ve tahakküm kurmaktır. Kürtajı bir cinayetmiş gibi gösterip, kadınlarda suçluluk hissi yaratmaya çalışırken, kendisi katledilen Kürtlere ilişkin olarak hiçbir suçluluk ve sorumluluk duymadığını tüm açıklama ve icraatlarıyla ortaya koymaktadır. Hepimizin gözü önünde katledilen 35 canla, tıbben ve hukuken canlı bile sayılmayan bir hücreyi eş tutan başbakan öncelikle Uludereli analardan ve tüm kadınlardan özür dilemelidir.
Başbakan ve şürekâsı, kadınları birer kuluçka makinesi olarak görmekte ve doğum sayısını arttırarak dünya piyasalarına pazarlayacağı ucuz işgücünü garanti altına almaya çalışmaktadır. Yeni çıkarılan 4+4+4 eğitim yasası ve gündemdeki kürtaj yasağı birlikte değerlendirildiğinde AKP'nin derdinin asıl olarak ucuz ve niteliksiz işgücünün üretimini ve piyasaya arzını sağlamak olduğu anlaşılmaktadır. Ancak kadın bedeni, cinselliği ve doğurganlığı Başbakanın tasarrufunda değildir. Başbakan işine bakmalı ve haddini bilmelidir." denildi.
Güvenpark'ta yapılan açıklamanın ardından Yüksel Caddesi'ne yürüyerek eylemi devam ettiren kadınlara, metro çıkışında polis biber gazı sıktı. Bir süre oturma eylemi yapıldıktan sonra barikat açıldı ve Yüksel Caddesi'nde alkışlar ve ıslıklarla eylem sona erdirildi.