Tarih: 29.09.2007 | Kategori:
Kadın
Antalya Serbest Bölgesi'nde 81'i kadın olan grevci işçilerle dayanışma göstermek amacıyla kurulan "Novamed Greviyle Dayanışma Kadın Platformu" bir süredir yoğun bir kampanya yürütüyor. TÜM-İGD'li Kadınlar olarak biz de bütün enerjimizle platformun bu kampanyasına katıldık.
Taksim, Kartal, Aksaray, Eminönü gibi, İstanbul'un çeşitli bölgelerinde açılan standlarda imza topladık. Başka işyerlerindeki emekçi kadınlara Novamed'deki kadın işçilerin grevini duyurmak için, özellikle tekstil işçilerinin yoğun olduğu Bomonti semtinde çeşitli işyerlerinin önünde bildiriler dağıttık. Dayanışma kartları sattık.
Bu kampanyanın son ayağı olarak, planlandığımız gibi, kadın işçileri ziyaret etmek amacıyla Antalya'ya gitmek üzere 25 Eylül, Çarşamba günü yola koyulduk. İlk önce, saat 19:30'da İstanbul'da Taksim tramvay durağında toplandık. İstiklal caddesi boyunca zılgıtlarımız, alkışlarımızla İstiklal'i çınlatarak, sloganlarımızla İstanbul'dan Novamed'li kadınların sesine ses katmaya çalışarak TRT Binası'nın önüne kadar yürüdük. Yürüyüşe halktan da büyük bir katılım oldu. Uzun ve coşkulu yürüyüşümüzün sonunda TRT binası önünde bir araya geldik. Toplandığımız alanda basın metni Türkçe ve Kürtçe olarak okundu. Bizim yürüyüşümüze destek veren ve bizlerin de seçim kampanyasında kendisine yoğun destek verdiğimiz kadın milletvekili Sebahat Tuncel bir konuşma yaptı, dünyada ve ülkemizde kadın emeğinin yoğun sömürüsüne dikkat çekti.
Türküler söyledik, halaylar çektik. Artık akşam karanlığı da bastırmış, gitme vakti gelmişti. Saat 22.15 gibi arkadaşlarımızın alkışları ve sloganları eşliğinde otobüse bindik. Sendikalardan, çeşitli siyasi partilerden, derneklerden ve meslek örgütlerinden gelen 45 civarında kadın arkadaşla birlikte Antalya'ya doğru yola koyulduk. Yarın, 26 Eylül; Novamed'li işçi kadınların grevlerinin birinci yıl dönümü. Onların direnişine destek olmak ve mücadele bayraklarını yükseltmek için yollardayız. Yol uzun, gece uzun
Bu uzun yolculuğumuzda marşlarımız ve türkülerimiz bize eşlik etti. Zehra ablamız yanık güzel sesi ile bize türküler söyledi. Fethiye arkadaşımızın öncülüğünde Avusturya İşçi Marşı'nı ve Mamak Türküsü'nü söyledik. Ve türküdeki gibi, "ne güzeldi yollarda olmak şimdi
".
Uğurlamadaki büyük coşku yolculuğumuz boyunca devam etti, ve Antalya'dayız. Saat 09:30. EMO'nun bizim için hazırladığı börek ve çaydan oluşan nefis kahvaltı sofrasındayız. Bu güzel kahvaltının ardından EMO'dan ayrıldık. Antalya Petrol-İş Temsilciliği önünde grevde olan Novamed'li kadın işçilerle buluştuk. Petrol-İş Sendikası'nın Antalya Temsilciliği ile genel merkez yöneticileri de platformumuzu alkışlarla karşıladı. Düzenli kortejler oluşturduk. Platformumuzun yanı sıra, Türkiye'nin dört bir yanından ve uluslararası çeşitli sendikalardan grevdeki işçilerle dayanışmaya gelen kadınlı-erkekli eylemcilerle yürüyüşe geçtik. Otobüs yolculuğu sırasında ortaya çıkan bestemizi, buluşma noktasında hep bir ağızdan haykırdık: "KADINLAR ÖRGÜTLÜYÜZ, DAHA DAHA GÜÇLÜYÜZ; HEPİMİZ NOVAMED'DEYİZ, HEPİMİZ GREVDEYİZ" ve ardından "YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI" sloganıyla yürüyüşe geçtik. Daha sonra grev alayıyla birlikte davullar ve zurnalar eşliğinde Antalya Serbest Bölgesi'nin girişine kadar yürüdük.
Serbest Bölge girişinde konuşmalar yapıldı ve Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın Novamed örgütlenmesi ve grevinin öyküsünü anlattı. Novamed işyeri baştemsilcisi Fatma Özüm, kadın işçilerin grev ve dayanışma deneyimleri hakkında konuştu. Ardından Petrol-İş Sendikası'nın davetlisi olarak ülkemizde bulunan Novamed işyeri ile aynı işkollarından gelen Rusya, Romanya ve Belçikalı kadın sendikacılar, uluslararası dayanışmanın en güzel örneklerinden birini sergileyerek, Novamed Grevi'ni desteklediklerini belirttiler. Konuşmaları sık sık "Yaşasın Sınıf Dayanışma" sloganlarıyla kesildi. Bu uluslararası konuşmalar devam ederken, AB Parlamentosu'nun Novamed'in işverenini ve üst işvereni Fresenius Medical Care Şirketi'ni kınama kararı aldığı ve bunu işyerine ilettiği mesajı geldi. Bu karar yoğun bir alkış aldı.
Daha sonra, Petrol-İş Kadın Dergisi editörlerinden Necla Akgökçe İstanbul'da, Ankara, İzmir'de ve çeşitli illerde oluşturulan "Novamed Greviyle Dayanışma Kadın Platformu"nun sözcülerini konuşma yapmaları için davet etti. "Yaşasın Kadın Dayanışması", sloganları eşliğinde öne çıkan kadın sözcüler, Novamed'li kadın işçilerin onurlu direnişine işaret eden konuşmalar yaptı. İstanbul platformundan Filiz Karakuş arkadaşımız hepimiz adına konuşmasında şunları söyledi:
"Bir yıldır onurlu bir şekilde direnişini sürdüren, Novamed'deki grevci arkadaşlar, grevci kadınlara merhaba. Bu greve sahip çıkan, örgütlü bir şekilde sürdüren Petrol-İş'e ve dayanışan tüm kurumlara merhaba. Bizler, İstanbul'da Novamed'li işçilerin, Novamed'li kadın işçilerin mücadeleleri ve kendilerini bizlere göstermeleri sonucu, Novamed'le Dayanışma Kadın Platformu kurduk. Platformda aşağı yukarı bütün siyasi parti temsilcileri, KESK'li kadınlar, DİSK'li kadınlar, Hava-İş'li kadınlar, Dev-Sağlık-İş'li kadınlar, Konut-İş'li kadınlar var. Ayrıca, Amargi'den, Sosyalist Feminist Kolektiften, Pazartesi'den, Filmmor'dan kadınlar var. Emekçi Kadınlar Derneği'nden, Halkevleri'nden, 78'lerden, TÜM-İGD'den kadınlar var. Daha saymadığım birçok kurumdan kadınlar var. Bizler Novamed'li kadınların direnişini görünce çok heyecanlandık. Hala çok heyecanlıyız. Burada olduğumuz için çok mutluyuz. Ve diyoruz ki, bizler 'hepimiz Novamed'deyiz, hepimiz grevdeyiz'. Novamed'de yaşananlar hem erkek egemenliğinin hem de kapitalizmin nasıl yaşandığının göstergesi. Novamed'de işçi kadınlar hamile olmak için sıraya girmek zorundaydılar, tuvalete giderken yazdırmak zorundaydılar. Bu aslında kadınların bedenlerine patronların nasıl el koyduğunun göstergesi.
Bugün dışarıdaki direniş sayesinde içerde Novamed'de çalışan kadınlar artık hamilelik için sıraya girmiyorlar. O dışarıdaki grevdeki kadınların mücadelesi sonucunda oldu. Novamed'li kadınlar örgütlü mücadeleye devam ediyorlar. Ve biliyoruz ki bu örgütlü mücadele söndüğü noktada, içerdi kazanılan, aslında kısmen verilen haklar geriye alınabilir. Biz, İstanbul'daki kadın platformu olarak, ki bu platform tüm Türkiye'ye yayıldı, Eskişehir'de, Adana'da, İzmir'de, Ankara'da, Bursa'da kadın platformları oluşmuş durumda, bu mücadeleye devam edeceğiz. Meclis'e gönderilmek üzere bir imza metni hazırladık. Bu imza metninin aynısını Ekim'in ortalarında Novamed patronlarına da göndereceğiz. Sokaklarda imza topluyoruz, kadın erkek bütün Novamed dayanışmacılarından, imza toplamaya devam edeceğiz. Dayanışma kartları bastırdık. Şimdilik 5530 ytl topladık. Onu Novamed'li arkadaşlarımıza getirdik. Bu kampanyamız da sürüyor. Biz, Türkiye'deki 'Novamed'le Dayanışma Kadın Platformu' olarak, bu grev kazanılana kadar, Petrol-İş'le Novamed patronları masaya oturana kadar bu işin takipçisi olacağız. Yaşasın Novamed grevcilerinin direnişleri, yaşasın kadın dayanışması."
İzmir'den ve Ankara'dan gelen arkadaşların da konuşmalarının ardından, Serbest Bölge'ye giriş yasağı nedeniyle basınla birlikte yalnızca 15 kişi girebildi. TÜM-İGD'li Ayşe arkadaşımız da 15 kişiyle birlikte serbest bölgeye girebilenlerdendi. Arkadaşımızın içerden aktardığı gözlemlere göre, işveren de boş durmamıştı. Fabrikada hala çalışmaya devam eden kadınlara, önünde " I love Novamed" ("Novamed'i Seviyorum"), arkasında ise "Novmed'de çalışmaktan gurur duyuyorum" yazılı tişörtler giydirerek provokasyon yaratmaya çalıştı.
Direnişçi kadınlarımız da " Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz", " İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız", sloganları ile grev kırıcı kadınların bu davranışına karşılık verdiler. Çadırda bulunan grevci işçi arkadaşlara dışarıdaki dayanışmacıların gönderdiği çiçekler verildi. Petrol-İş başkanı Mustafa Öztaşkın da, patronun yaptığı hareketin provakasyona hizmet ettiğini belirtti. İçeri giren grup, daha sonra sloganlar eşliğinde serbest bölgeden ayrıldı ve dışarıda coşkulu kalabalığa katıldı.
Grevci işçilerle beraber Tarım-İş Oteli'nin bize sunduğu konferans salonunda grevci işçilerle sohbet toplantısı yapmak üzere, oradan ayrıldık. Otelde bizim için hazırlanan sandviçleri yedikten ve çayımızı içtikten sonra grevcilerle beraber konferans salonuna geçtik. Burada grevci kadınlara çeşitli sorular soruldu. Bu sorulardan biri dayanışma hakkında ve bugün yaşananlarla ilgili neler düşünüp, hissettiklerine ilişkin bir soruydu. İlk cevap grevde bulunan kadın işçi Derya'dan geldi: "Bugün yaşadığım olaylar çok güzeldi. Katılım harikaydı. Greve girdiğimiz ilk günden daha güzel bir gün. Vermiş olduğunuz destek için hepinize çok teşekkür ederim. Desteğinizin devamını bekliyoruz."
TÜM-İGD'li kadınlar adına İzmir'den gelen Özge arkadaşımız Novamed'li direnişçi kadınlara Tüm İlerici Gençlik Derneği adına konuştuğunu ve "Yolumuz işçi sınıfının yoludur" şiarını ilke edinen bir derneğin temsilcisi olduğunu konuşmasının başında belirttikten sonra Novamed'li kadınların bu haklı ve onurlu mücadelelerini desteklediğini söyledi. Bir yıldır sürdürülen bu haklı grevi takip eden dünyanın ve Türkiye'nin herhangi bir yerinde bir fabrikada çalışan işçiye mücadelenizle ilgili ve örgütlülükle ilgili ne söylemek istersiniz sorusunu soran arkadaşımıza, bir grevci kadın arkadaş mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini ve örgütlü olmanın çok güzel olduğunu, herkesin örgütlenerek sendikalı olması gerektiğini ve insanca koşullarda yaşamak için mücadele etmeleri gerektiğini belirtti. Kendilerinin de bundan sonra daima başka direnişleri ve grevleri destekleyeceklerini söyledi.
Uzun ve güzel bir sohbetin ardından Novamed'li grevci kadınları evlerine uğurladık.
Bütün bu dayanışma eylemlerinden kimi sonuçlar da çıkardık. Feministler dahil, kadın hareketinin farklı görüşlere sahip kesimlerinin bir araya gelerek, anti-kapitalist talepler etrafında ortaklaşması, bizim hep başından itibaren savunduğumuz emekçi kadın mücadele çizgimizin doğruluğunu bir kez daha bize gösterdi. Çünkü, çeşitli toplantılarda da belirttiğimiz gibi, bu ortaklaşma aynı zamanda bir ayrışmaydı. Kadın mücadelesini sınıf mücadelesinden ayıranlarla bir ayrışmaydı. Çünkü, feministlerin bir kesimi örneğin "Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği" TÜSİAD'ın başkanlığına bir kadının gelmesine alkış tutabiliyordu. Oysa, grevdeki kadınlar için tek bir patronun, kadın bile olsa, kılını kıpırdatmayacağı ortaya çıktı. Ama "işte Halep, işte arşın" dedirtecek böyle bir ayrışmanın yaşanması gerekiyordu. Bu anlamda, bu eylem bizim açımızdan çok öğreticiydi. İlk defa 81 kadın işçinin yürüttüğü (o iş kolunun özelliği nedeniyle erkek işçi sayısı çok az ve yalnızca 2 erkek işçi grevci aynı zamanda) bu grev, aynı zamanda sendikal tarihe geçecek de bir grev.
Bu dayanışma kampanyasının tüm coşkusuna rağmen, biz TÜM-İGD'li kadınlarda burukluk yaratan bir konu şu oldu. Oteldeki grevci kadın işçilerle yapılan toplantı sırasında bir erkek işçi de söz almak istemişti. Ancak, ona yalnızca kadınlara söz verileceği belirtilerek, söz verilmedi. Biz olsaydık, öyle yapmazdık, topu topu iki erkek işçi de deneyimlerini kendi pencerelerinden aktarabilirlerdi, bu ortamı daha da zenginleştirirdi düşüncesindeyiz.
Yorucu ve güzel bir günün akşamında artık o güzel grev alanını geride bırakarak, grevci arkadaşlarla ve diğer illerden gelen kadın arkadaşlarla vedalaştık. TÜM-İGD'liler olarak Antalya sahilinde son bir tur attıktan sonra, akşam saat 18.00'de yola koyulduk. Bu dayanışmanın giderek büyümesi ve Novamed'le son bulmaması gereğinin bilinciyle İstanbul'a döndük.
Kadınlar örgütlü, daha daha güçlüyüz!
Hepimiz Novamed'de, hepimiz grevdeyiz!
Görünmeyen emek, sesini yükselt!
Yaşasın kadın dayanışması!
TÜM-İGD bayrağı, daha daha yukarı!
İş, ekmek yoksa, barış da yok!
Taksim, Kartal, Aksaray, Eminönü gibi, İstanbul'un çeşitli bölgelerinde açılan standlarda imza topladık. Başka işyerlerindeki emekçi kadınlara Novamed'deki kadın işçilerin grevini duyurmak için, özellikle tekstil işçilerinin yoğun olduğu Bomonti semtinde çeşitli işyerlerinin önünde bildiriler dağıttık. Dayanışma kartları sattık.
Bu kampanyanın son ayağı olarak, planlandığımız gibi, kadın işçileri ziyaret etmek amacıyla Antalya'ya gitmek üzere 25 Eylül, Çarşamba günü yola koyulduk. İlk önce, saat 19:30'da İstanbul'da Taksim tramvay durağında toplandık. İstiklal caddesi boyunca zılgıtlarımız, alkışlarımızla İstiklal'i çınlatarak, sloganlarımızla İstanbul'dan Novamed'li kadınların sesine ses katmaya çalışarak TRT Binası'nın önüne kadar yürüdük. Yürüyüşe halktan da büyük bir katılım oldu. Uzun ve coşkulu yürüyüşümüzün sonunda TRT binası önünde bir araya geldik. Toplandığımız alanda basın metni Türkçe ve Kürtçe olarak okundu. Bizim yürüyüşümüze destek veren ve bizlerin de seçim kampanyasında kendisine yoğun destek verdiğimiz kadın milletvekili Sebahat Tuncel bir konuşma yaptı, dünyada ve ülkemizde kadın emeğinin yoğun sömürüsüne dikkat çekti.
Türküler söyledik, halaylar çektik. Artık akşam karanlığı da bastırmış, gitme vakti gelmişti. Saat 22.15 gibi arkadaşlarımızın alkışları ve sloganları eşliğinde otobüse bindik. Sendikalardan, çeşitli siyasi partilerden, derneklerden ve meslek örgütlerinden gelen 45 civarında kadın arkadaşla birlikte Antalya'ya doğru yola koyulduk. Yarın, 26 Eylül; Novamed'li işçi kadınların grevlerinin birinci yıl dönümü. Onların direnişine destek olmak ve mücadele bayraklarını yükseltmek için yollardayız. Yol uzun, gece uzun
Bu uzun yolculuğumuzda marşlarımız ve türkülerimiz bize eşlik etti. Zehra ablamız yanık güzel sesi ile bize türküler söyledi. Fethiye arkadaşımızın öncülüğünde Avusturya İşçi Marşı'nı ve Mamak Türküsü'nü söyledik. Ve türküdeki gibi, "ne güzeldi yollarda olmak şimdi
".
Uğurlamadaki büyük coşku yolculuğumuz boyunca devam etti, ve Antalya'dayız. Saat 09:30. EMO'nun bizim için hazırladığı börek ve çaydan oluşan nefis kahvaltı sofrasındayız. Bu güzel kahvaltının ardından EMO'dan ayrıldık. Antalya Petrol-İş Temsilciliği önünde grevde olan Novamed'li kadın işçilerle buluştuk. Petrol-İş Sendikası'nın Antalya Temsilciliği ile genel merkez yöneticileri de platformumuzu alkışlarla karşıladı. Düzenli kortejler oluşturduk. Platformumuzun yanı sıra, Türkiye'nin dört bir yanından ve uluslararası çeşitli sendikalardan grevdeki işçilerle dayanışmaya gelen kadınlı-erkekli eylemcilerle yürüyüşe geçtik. Otobüs yolculuğu sırasında ortaya çıkan bestemizi, buluşma noktasında hep bir ağızdan haykırdık: "KADINLAR ÖRGÜTLÜYÜZ, DAHA DAHA GÜÇLÜYÜZ; HEPİMİZ NOVAMED'DEYİZ, HEPİMİZ GREVDEYİZ" ve ardından "YAŞASIN KADIN DAYANIŞMASI" sloganıyla yürüyüşe geçtik. Daha sonra grev alayıyla birlikte davullar ve zurnalar eşliğinde Antalya Serbest Bölgesi'nin girişine kadar yürüdük.
Serbest Bölge girişinde konuşmalar yapıldı ve Petrol-İş Genel Başkanı Mustafa Öztaşkın Novamed örgütlenmesi ve grevinin öyküsünü anlattı. Novamed işyeri baştemsilcisi Fatma Özüm, kadın işçilerin grev ve dayanışma deneyimleri hakkında konuştu. Ardından Petrol-İş Sendikası'nın davetlisi olarak ülkemizde bulunan Novamed işyeri ile aynı işkollarından gelen Rusya, Romanya ve Belçikalı kadın sendikacılar, uluslararası dayanışmanın en güzel örneklerinden birini sergileyerek, Novamed Grevi'ni desteklediklerini belirttiler. Konuşmaları sık sık "Yaşasın Sınıf Dayanışma" sloganlarıyla kesildi. Bu uluslararası konuşmalar devam ederken, AB Parlamentosu'nun Novamed'in işverenini ve üst işvereni Fresenius Medical Care Şirketi'ni kınama kararı aldığı ve bunu işyerine ilettiği mesajı geldi. Bu karar yoğun bir alkış aldı.
Daha sonra, Petrol-İş Kadın Dergisi editörlerinden Necla Akgökçe İstanbul'da, Ankara, İzmir'de ve çeşitli illerde oluşturulan "Novamed Greviyle Dayanışma Kadın Platformu"nun sözcülerini konuşma yapmaları için davet etti. "Yaşasın Kadın Dayanışması", sloganları eşliğinde öne çıkan kadın sözcüler, Novamed'li kadın işçilerin onurlu direnişine işaret eden konuşmalar yaptı. İstanbul platformundan Filiz Karakuş arkadaşımız hepimiz adına konuşmasında şunları söyledi:
"Bir yıldır onurlu bir şekilde direnişini sürdüren, Novamed'deki grevci arkadaşlar, grevci kadınlara merhaba. Bu greve sahip çıkan, örgütlü bir şekilde sürdüren Petrol-İş'e ve dayanışan tüm kurumlara merhaba. Bizler, İstanbul'da Novamed'li işçilerin, Novamed'li kadın işçilerin mücadeleleri ve kendilerini bizlere göstermeleri sonucu, Novamed'le Dayanışma Kadın Platformu kurduk. Platformda aşağı yukarı bütün siyasi parti temsilcileri, KESK'li kadınlar, DİSK'li kadınlar, Hava-İş'li kadınlar, Dev-Sağlık-İş'li kadınlar, Konut-İş'li kadınlar var. Ayrıca, Amargi'den, Sosyalist Feminist Kolektiften, Pazartesi'den, Filmmor'dan kadınlar var. Emekçi Kadınlar Derneği'nden, Halkevleri'nden, 78'lerden, TÜM-İGD'den kadınlar var. Daha saymadığım birçok kurumdan kadınlar var. Bizler Novamed'li kadınların direnişini görünce çok heyecanlandık. Hala çok heyecanlıyız. Burada olduğumuz için çok mutluyuz. Ve diyoruz ki, bizler 'hepimiz Novamed'deyiz, hepimiz grevdeyiz'. Novamed'de yaşananlar hem erkek egemenliğinin hem de kapitalizmin nasıl yaşandığının göstergesi. Novamed'de işçi kadınlar hamile olmak için sıraya girmek zorundaydılar, tuvalete giderken yazdırmak zorundaydılar. Bu aslında kadınların bedenlerine patronların nasıl el koyduğunun göstergesi.
Bugün dışarıdaki direniş sayesinde içerde Novamed'de çalışan kadınlar artık hamilelik için sıraya girmiyorlar. O dışarıdaki grevdeki kadınların mücadelesi sonucunda oldu. Novamed'li kadınlar örgütlü mücadeleye devam ediyorlar. Ve biliyoruz ki bu örgütlü mücadele söndüğü noktada, içerdi kazanılan, aslında kısmen verilen haklar geriye alınabilir. Biz, İstanbul'daki kadın platformu olarak, ki bu platform tüm Türkiye'ye yayıldı, Eskişehir'de, Adana'da, İzmir'de, Ankara'da, Bursa'da kadın platformları oluşmuş durumda, bu mücadeleye devam edeceğiz. Meclis'e gönderilmek üzere bir imza metni hazırladık. Bu imza metninin aynısını Ekim'in ortalarında Novamed patronlarına da göndereceğiz. Sokaklarda imza topluyoruz, kadın erkek bütün Novamed dayanışmacılarından, imza toplamaya devam edeceğiz. Dayanışma kartları bastırdık. Şimdilik 5530 ytl topladık. Onu Novamed'li arkadaşlarımıza getirdik. Bu kampanyamız da sürüyor. Biz, Türkiye'deki 'Novamed'le Dayanışma Kadın Platformu' olarak, bu grev kazanılana kadar, Petrol-İş'le Novamed patronları masaya oturana kadar bu işin takipçisi olacağız. Yaşasın Novamed grevcilerinin direnişleri, yaşasın kadın dayanışması."
İzmir'den ve Ankara'dan gelen arkadaşların da konuşmalarının ardından, Serbest Bölge'ye giriş yasağı nedeniyle basınla birlikte yalnızca 15 kişi girebildi. TÜM-İGD'li Ayşe arkadaşımız da 15 kişiyle birlikte serbest bölgeye girebilenlerdendi. Arkadaşımızın içerden aktardığı gözlemlere göre, işveren de boş durmamıştı. Fabrikada hala çalışmaya devam eden kadınlara, önünde " I love Novamed" ("Novamed'i Seviyorum"), arkasında ise "Novmed'de çalışmaktan gurur duyuyorum" yazılı tişörtler giydirerek provokasyon yaratmaya çalıştı.
Direnişçi kadınlarımız da " Kurtuluş yok tek başına ya hep beraber ya hiç birimiz", " İşçiyiz, haklıyız, kazanacağız", sloganları ile grev kırıcı kadınların bu davranışına karşılık verdiler. Çadırda bulunan grevci işçi arkadaşlara dışarıdaki dayanışmacıların gönderdiği çiçekler verildi. Petrol-İş başkanı Mustafa Öztaşkın da, patronun yaptığı hareketin provakasyona hizmet ettiğini belirtti. İçeri giren grup, daha sonra sloganlar eşliğinde serbest bölgeden ayrıldı ve dışarıda coşkulu kalabalığa katıldı.
Grevci işçilerle beraber Tarım-İş Oteli'nin bize sunduğu konferans salonunda grevci işçilerle sohbet toplantısı yapmak üzere, oradan ayrıldık. Otelde bizim için hazırlanan sandviçleri yedikten ve çayımızı içtikten sonra grevcilerle beraber konferans salonuna geçtik. Burada grevci kadınlara çeşitli sorular soruldu. Bu sorulardan biri dayanışma hakkında ve bugün yaşananlarla ilgili neler düşünüp, hissettiklerine ilişkin bir soruydu. İlk cevap grevde bulunan kadın işçi Derya'dan geldi: "Bugün yaşadığım olaylar çok güzeldi. Katılım harikaydı. Greve girdiğimiz ilk günden daha güzel bir gün. Vermiş olduğunuz destek için hepinize çok teşekkür ederim. Desteğinizin devamını bekliyoruz."
TÜM-İGD'li kadınlar adına İzmir'den gelen Özge arkadaşımız Novamed'li direnişçi kadınlara Tüm İlerici Gençlik Derneği adına konuştuğunu ve "Yolumuz işçi sınıfının yoludur" şiarını ilke edinen bir derneğin temsilcisi olduğunu konuşmasının başında belirttikten sonra Novamed'li kadınların bu haklı ve onurlu mücadelelerini desteklediğini söyledi. Bir yıldır sürdürülen bu haklı grevi takip eden dünyanın ve Türkiye'nin herhangi bir yerinde bir fabrikada çalışan işçiye mücadelenizle ilgili ve örgütlülükle ilgili ne söylemek istersiniz sorusunu soran arkadaşımıza, bir grevci kadın arkadaş mücadeleyi sonuna kadar sürdüreceklerini ve örgütlü olmanın çok güzel olduğunu, herkesin örgütlenerek sendikalı olması gerektiğini ve insanca koşullarda yaşamak için mücadele etmeleri gerektiğini belirtti. Kendilerinin de bundan sonra daima başka direnişleri ve grevleri destekleyeceklerini söyledi.
Uzun ve güzel bir sohbetin ardından Novamed'li grevci kadınları evlerine uğurladık.
Bütün bu dayanışma eylemlerinden kimi sonuçlar da çıkardık. Feministler dahil, kadın hareketinin farklı görüşlere sahip kesimlerinin bir araya gelerek, anti-kapitalist talepler etrafında ortaklaşması, bizim hep başından itibaren savunduğumuz emekçi kadın mücadele çizgimizin doğruluğunu bir kez daha bize gösterdi. Çünkü, çeşitli toplantılarda da belirttiğimiz gibi, bu ortaklaşma aynı zamanda bir ayrışmaydı. Kadın mücadelesini sınıf mücadelesinden ayıranlarla bir ayrışmaydı. Çünkü, feministlerin bir kesimi örneğin "Türk Sanayicileri ve İşadamları Derneği" TÜSİAD'ın başkanlığına bir kadının gelmesine alkış tutabiliyordu. Oysa, grevdeki kadınlar için tek bir patronun, kadın bile olsa, kılını kıpırdatmayacağı ortaya çıktı. Ama "işte Halep, işte arşın" dedirtecek böyle bir ayrışmanın yaşanması gerekiyordu. Bu anlamda, bu eylem bizim açımızdan çok öğreticiydi. İlk defa 81 kadın işçinin yürüttüğü (o iş kolunun özelliği nedeniyle erkek işçi sayısı çok az ve yalnızca 2 erkek işçi grevci aynı zamanda) bu grev, aynı zamanda sendikal tarihe geçecek de bir grev.
Bu dayanışma kampanyasının tüm coşkusuna rağmen, biz TÜM-İGD'li kadınlarda burukluk yaratan bir konu şu oldu. Oteldeki grevci kadın işçilerle yapılan toplantı sırasında bir erkek işçi de söz almak istemişti. Ancak, ona yalnızca kadınlara söz verileceği belirtilerek, söz verilmedi. Biz olsaydık, öyle yapmazdık, topu topu iki erkek işçi de deneyimlerini kendi pencerelerinden aktarabilirlerdi, bu ortamı daha da zenginleştirirdi düşüncesindeyiz.
Yorucu ve güzel bir günün akşamında artık o güzel grev alanını geride bırakarak, grevci arkadaşlarla ve diğer illerden gelen kadın arkadaşlarla vedalaştık. TÜM-İGD'liler olarak Antalya sahilinde son bir tur attıktan sonra, akşam saat 18.00'de yola koyulduk. Bu dayanışmanın giderek büyümesi ve Novamed'le son bulmaması gereğinin bilinciyle İstanbul'a döndük.
Kadınlar örgütlü, daha daha güçlüyüz!
Hepimiz Novamed'de, hepimiz grevdeyiz!
Görünmeyen emek, sesini yükselt!
Yaşasın kadın dayanışması!
TÜM-İGD bayrağı, daha daha yukarı!
İş, ekmek yoksa, barış da yok!