Tarih: 05.03.2012 | Kategori:
Kadın
İlerici gençler dün(04.03.12) Edirne'de 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliği düzenledi. Yaklaşık 40 kişinin katılımıyla gerçekleşen etkinlik "Emekçi Kadın" adlı şiirle başladı. Ardından 8 Mart'ın anlam ve önemine ilişkin kısa bir bilgi verildi. Türkiye'de 8 Mart ve İKD'nin kadın mücadelesindeki rolüne değinildi. Bu kısa tarihçe ardından panele geçildi.
Cinsiyetçi eğitime son!
Panelin ilk konuşması, salonun çoğunluğunu oluşturan öğrencileri ilgilendiren cinsiyetçi eğitim konusuydu. Bu cinsiyetçi ayrıştırmanın daha ilkokul yıllarında başladığını söyleyen panelist arkadaşımız "Ders kitaplarındaki hayat bilgisi dersi ile başlayıp üniversiteye kadar uzanıp giden bir eğitim sürecidir bu karşılaştığımız. Hayat bilgisi dersinin renkli ve resimli kitaplarında gördüğümüz ise gazete okuyan, işe giden, çocuklarına kazandığı paradan harçlık veren bir baba; temizlik, yemek ve ev işlerinin üçgeninde dönüp duran bir anne; ders çalışan yahut silahlarla, oyuncak askerlerle, kamyonlarla oynayan bir erkek çocuk, bebeklerle oynayan 'küçük anne' bir kız çocuk figürü aşılanmak isteniyor." dedi. Lisede bu sorunların etek boyu, üniversitelerde ise profesör baskısı ile sürüp gittiğini belirtti. Konuşmasının sonunda kadınların bu sorunları örgütlenerek daha kolay aşacaklarını belirtti.
Kadın cinayetlerini durduralım!
Panelin ikinci konuşmacısı, son yıllarda hızla ivme kazanan kadın cinayetlerini ele aldı. Fiziksel veya ruhsal baskının her alanda kadının yakasını bırakmadığının altını çizen arkadaşımız "Aydın'da cezaevinden yeni çıkan bir erkek tartıştığı eşini sırtından bıçaklayıp boğazını kesiyor, İstanbul'da bir kadın kocası tarafından boğularak öldürülüyor, Afganistan'da bir anne "kız çocuğu" dünyaya getirdiği için öldürülüyor, Batı Şeria'da bir kadın babası tarafından 9 yıl boyunca banyoda kilitli tutuluyor, Çorlu'da yine bir kadın başına aldığı darbeler sonucu hayatını kaybediyor." dedi. Kadına yönelik her türlü şiddeti durdurmak için ve sanki hiç yaşamamış gibi ölmemek için, 8 Mart'ın daha kitlesel kutlanmasının önemini belirtti.
Kadınlar reklam malzemesi olarak kullanılmasın!
Son olarak kadının metalaştırılması ve medyadaki yerine değinen arkadaşımız, kadınların alım gücünü arttırmak için erkeklere yönelik reklam malzemesi olarak kullanılmasının yanlış olduğunu belirtti. "Biz erkekler olarak, kadınların yaşadığı tüm bu zorluklara karşı onlara destek vermeli ve yanlarında olduğumuzu belirtmeliyiz" dedi. Panelin son bulmasıyla kısa bir ara verildi.
Aranın ardından etkinlik Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinden Sevda Doğan'ın hazırladığı "Kadın Dediğin" adlı kısa filmle devam etti. Ünivesite öğrencilerine yöneltilen "kadın dediğin nasıl olmalı?" sorusuna verilen trajikomik yanıtların içeriğini oluşturduğu film ardından, filmin değerlendirilmesi yapıldı.
Ezgiler kadınlar için;
Etkinliğin sonlarına ilerici gençlerin ezgileri Dünya Emekçi Kadınlar Günü için yükseldi. Müzik dinletisinin ardından etkinlik son buldu.
Cinsiyetçi eğitime son!
Panelin ilk konuşması, salonun çoğunluğunu oluşturan öğrencileri ilgilendiren cinsiyetçi eğitim konusuydu. Bu cinsiyetçi ayrıştırmanın daha ilkokul yıllarında başladığını söyleyen panelist arkadaşımız "Ders kitaplarındaki hayat bilgisi dersi ile başlayıp üniversiteye kadar uzanıp giden bir eğitim sürecidir bu karşılaştığımız. Hayat bilgisi dersinin renkli ve resimli kitaplarında gördüğümüz ise gazete okuyan, işe giden, çocuklarına kazandığı paradan harçlık veren bir baba; temizlik, yemek ve ev işlerinin üçgeninde dönüp duran bir anne; ders çalışan yahut silahlarla, oyuncak askerlerle, kamyonlarla oynayan bir erkek çocuk, bebeklerle oynayan 'küçük anne' bir kız çocuk figürü aşılanmak isteniyor." dedi. Lisede bu sorunların etek boyu, üniversitelerde ise profesör baskısı ile sürüp gittiğini belirtti. Konuşmasının sonunda kadınların bu sorunları örgütlenerek daha kolay aşacaklarını belirtti.
Kadın cinayetlerini durduralım!
Panelin ikinci konuşmacısı, son yıllarda hızla ivme kazanan kadın cinayetlerini ele aldı. Fiziksel veya ruhsal baskının her alanda kadının yakasını bırakmadığının altını çizen arkadaşımız "Aydın'da cezaevinden yeni çıkan bir erkek tartıştığı eşini sırtından bıçaklayıp boğazını kesiyor, İstanbul'da bir kadın kocası tarafından boğularak öldürülüyor, Afganistan'da bir anne "kız çocuğu" dünyaya getirdiği için öldürülüyor, Batı Şeria'da bir kadın babası tarafından 9 yıl boyunca banyoda kilitli tutuluyor, Çorlu'da yine bir kadın başına aldığı darbeler sonucu hayatını kaybediyor." dedi. Kadına yönelik her türlü şiddeti durdurmak için ve sanki hiç yaşamamış gibi ölmemek için, 8 Mart'ın daha kitlesel kutlanmasının önemini belirtti.
Kadınlar reklam malzemesi olarak kullanılmasın!
Son olarak kadının metalaştırılması ve medyadaki yerine değinen arkadaşımız, kadınların alım gücünü arttırmak için erkeklere yönelik reklam malzemesi olarak kullanılmasının yanlış olduğunu belirtti. "Biz erkekler olarak, kadınların yaşadığı tüm bu zorluklara karşı onlara destek vermeli ve yanlarında olduğumuzu belirtmeliyiz" dedi. Panelin son bulmasıyla kısa bir ara verildi.
Aranın ardından etkinlik Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencilerinden Sevda Doğan'ın hazırladığı "Kadın Dediğin" adlı kısa filmle devam etti. Ünivesite öğrencilerine yöneltilen "kadın dediğin nasıl olmalı?" sorusuna verilen trajikomik yanıtların içeriğini oluşturduğu film ardından, filmin değerlendirilmesi yapıldı.
Ezgiler kadınlar için;
Etkinliğin sonlarına ilerici gençlerin ezgileri Dünya Emekçi Kadınlar Günü için yükseldi. Müzik dinletisinin ardından etkinlik son buldu.