Tarih: 21.05.2013 | Kategori:
Toplumsal Haberler

Hak mücadeleleri içerisinde belki de en 'öteki' olarak kalmış vegan hareket ve hayvan hakları aktivistliği böylece ilk defa dünyayla eş zamanlı olarak "Biz de varız" diyerek sokağa çıkmış oldu. Türcülük hakkında neredeyse hiç konuşulmayan bir coğrafyada, gezegenimizi paylaştığımız tüm türlerle birlikte hepimiz için eşit yaşam hakkı ve özgürlük talebi dillendirildi.
Neden Veganizm ve Hayvan Hakları?
Hayvanlar ham madde değildir. Hayvanlar insanların kullanımı için yumurta, süt, bal üretmezler. Hayvanların derileri ve kürkleri kendilerine aittir, insanların bunu kullanma hakkı yoktur. Hayvanlar denek değildir. Hayvanlar yemek değildir, insanları doyurabilmek için dünyaya gelmezler. Bir tabak yemek, bir canlının yaşam hakkından feragat etmesini beklemek demek. Oysa yaşam hakkı bütün canlılar içindir.
Hayvanların da kendilerine ait algı ve iletişim sistemleri vardır; ancak insanlar kadar gelişmiş medeniyetler kuramazlar. Bu durum, onların insanlığın daimi köleleri olarak görülmesine sebebiyet vermiştir. Ancak insanlık egosunu yenmeli ve yarattığı tahribata dönüp bakmalıdır. Hayvansal ürünlerin, kaynağı hiç sorgulanmaksızın tüketimi hem büyük katliamlara hem de dünyamızın doğal dengesinin bozumuna, insanın kendi açlık ve sususluğuna yol açıyor. Kapitalizm, insan ya da hayvan ayırmaksızın sömürüye devam ettiği sürece mücadelemizin çerçevesi yalnızca insan odaklı olamaz. Evrimsel varlığımızı kabul ediyorsak kendimizi üstün görmemiz için bir bahanemiz yok.
Hassasiyetlerimizi gözden geçirmenin vakti gelmedi mi? Herşey insanlar için mi?