Tarih: 26.11.2007 | Kategori:
Kadın
Gördü,
Küçük pencrelerden şehirlere doğru
Ses oldu,
Türkü oldu.
Bir sabah sürgün yedi lise defteri
sorgularda suç oldu.
Elif Kumru'nun şiiri "Günce Kız"ın uyanışıyla başladı etkinliğimiz. Ardından sunucu arkadaşımız Selin bize kısaca 25 Kasım'ın tarihçesinden bahsetti ve programın akışını sundu. Saat 15:00'da başlayan etkinliğimiz panelle devam etti.
Moderatör arkadaşımız Tayyibe panelin içeriğini anlattıktan sonra sözü Merve arkadaşımıza bıraktı. Merve arkadaşımız şiddetin tanımını, kadınlara yönelik şiddet çeşitlerini ve bugün neden kadına yönelik şiddeti konuşuyoruzu anlatattı. Tüm bunlara değindikten sonra konuşmasını şöyle son verdi: "Güler Sabancı'yla Novamed'deki Fatma'nın farkı nedir? İkisi de kadın. Peki, onları birbirinden farklı kılan ne? Tabii ki, onların kadın olmalarının dışında farklı kılan mülkiyetleri. Aynı oranda ezilmemeleri. O halde tüm bu mülkiyet ilişkilerini ve insanın insanı sömürdüğü bu düzeni ortadan kaldırmak gerekir. Bu düzenden de yalnız ve ancak sınıf mücadelesiyle sosyalizmi kurarak kurtulabiliriz."
Ardından Fetiye arkadaşımız da Novamed'in ne olduğuna ve Novamedli kadınların greve çıkma nedenlerine değindi. Konuşmasında, "Konuşma yasağı var. Doğum sıraya konulmuş durumda. Hamile kadınlara emzirme izni yok. Kadınlar sağlıklarını çok ciddi şekilde etkileyen kimyasal maddelerle uğraşıyor. Sağlıklarını ciddi şekilde tehdit eden çalışma koşulları iyleştirilmiyor. Novamedli kadınlar bir yılı aşkın süredir grevdeler. Bu grev sayesinde fabrikada çalışan kadınların çalışma koşullarının bir bölümü iyleşti. Doğumun sıraya konulması kalktı." diye belirtti.
Ayşe arkadaşımız da Novamed'de direnen emekçi kadınlar için TÜM-İGD'li Kadınlar'ın neler yaptığını anlttı. Konuşmanın öncesinde TÜM-İGD'li Kadınların'da içinde yer aldığı Novamed Greviyle Dayanışma Kadın Platfomu'nun 25 Eylül'deki Antalya'ya uğurlama etkinliği ve Novamed grevinin birinci yılında (26 Eylül) yapılan Antalya'daki eylem görüntüleri gösterildi. Görüntüler hepimize o günün çoşkusunu yaşattı. Grevcilerin karalılığını ve dayanışmanın onlar için ne kadar önemli olduğuna bizler de çekilen görüntüler sayesinde tanık olduk. Eylem görüntülerin ardından Ayşe arkadaşımız dayanışma platformunun aylardır süren çalışmalarını anlattı. Ve konuşmasına şöyle son verdi: "Bu gün grevin 456. günü. Novamedli emekçi kadınlar mücadleye devam ediyor. Bizler, TÜM-İGD'li Kadınlar, Novamedli emekçi kadınları desteklemeye onların sesini yükseltmeye devam edeceğiz. Yaşasın kadın dayanışması!"
Ardından Yetgül arkadaşımız da "Biz neden emekçi kadınlar diyoruz?" sorunun yanıtını vermeye çalıştı. Tekstilde, tarımda, ev aksenli ve ev içi çalışan kadınların yaşadıkları sömürüyü anlattı. Ve kadınlara yönelik yapılan ekonomik şiddeti de ele aldı. Öğrenci kadın müadelesinin emeçi kadın mücadelesiyle bütünleşmesi gerektiğini vurguladı. Sözüne: "Biz emekçi kadınlar diyoruz ki: Toplumsal bir uyanıştan ve devrimden bahsediyorsak ki bizim böyle bir idaamız var, bizlerin; biz ilerici kadınların sömürülen ezilen kadınlara ulaşması gerekiyor. Örgütlenmenin önemini, örgütlenince hayatı değiştirebileceğimizi, bizlere yaşatılanların kaderimiz olmadığını anlatmamız gerekiyor."
Kısa bir aranın ardından söz şiirdeydi:
Bilemem var olduğunu gerçekten
Bir yaratıcının
Ya da bilemem doğrunun yanlışın
Hangisi olduğunu
Bildiğim tek şey
Beni bir kadının doğurması
Ama insan bazen gafrete düşebiliyor
Unutup bir kadının onu doğurduğunu
Kendi kadınının yorgun yüzüne vurabiliyor
Ya da tüm evin yükünü sırtına.
...
TÜM-İGD'li Kadınların hazırladığı "Kadınız Biz" adlı ve ilk gösterimi yapılan belgesel filmde şiddete maaruz kalmış bir çok kadının kendi hayatlarından kesitler sunuldu. Özel sektörde çalışmanın iyi bir şey olmadığını belirten temizlik işçisinden, şiddet gördüğü için eşinden ayrılan ve iş yerinde rahtsız edilmekten korktuğu için bu durumunu kimseye söylemeyen kadına; eşinden şiddet gören ev kadınından, öğrenci kadına; avukat Eren Keskin'nin de yürüttüğü Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Projesi ve kadınların verdiği mücadeleler sonucu kazanılan hukuki haklardan çarpıcı görüntüler izledik. Filmde yaşamın her alanında farklı şekilde şiddete maruz kalan kadın görüntüleri de vardı. Son söz TÜM-İGD'li kadınlarındı. "Şiddete, Irkçılığa, Sömürüye karşı kadınlar Mücadeleye!"
Yürümek;
Yürümeyenleri
Arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
Havaları boydan boya yarıp ikiye
Bir mavzer gözü gibi
Karanlığın gözüne bakarak
yürümek!...
...
Yürümek;
Yürekten
Gülerekten
yürümek!...
Küçük pencrelerden şehirlere doğru
Ses oldu,
Türkü oldu.
Bir sabah sürgün yedi lise defteri
sorgularda suç oldu.
Elif Kumru'nun şiiri "Günce Kız"ın uyanışıyla başladı etkinliğimiz. Ardından sunucu arkadaşımız Selin bize kısaca 25 Kasım'ın tarihçesinden bahsetti ve programın akışını sundu. Saat 15:00'da başlayan etkinliğimiz panelle devam etti.
Moderatör arkadaşımız Tayyibe panelin içeriğini anlattıktan sonra sözü Merve arkadaşımıza bıraktı. Merve arkadaşımız şiddetin tanımını, kadınlara yönelik şiddet çeşitlerini ve bugün neden kadına yönelik şiddeti konuşuyoruzu anlatattı. Tüm bunlara değindikten sonra konuşmasını şöyle son verdi: "Güler Sabancı'yla Novamed'deki Fatma'nın farkı nedir? İkisi de kadın. Peki, onları birbirinden farklı kılan ne? Tabii ki, onların kadın olmalarının dışında farklı kılan mülkiyetleri. Aynı oranda ezilmemeleri. O halde tüm bu mülkiyet ilişkilerini ve insanın insanı sömürdüğü bu düzeni ortadan kaldırmak gerekir. Bu düzenden de yalnız ve ancak sınıf mücadelesiyle sosyalizmi kurarak kurtulabiliriz."
Ardından Fetiye arkadaşımız da Novamed'in ne olduğuna ve Novamedli kadınların greve çıkma nedenlerine değindi. Konuşmasında, "Konuşma yasağı var. Doğum sıraya konulmuş durumda. Hamile kadınlara emzirme izni yok. Kadınlar sağlıklarını çok ciddi şekilde etkileyen kimyasal maddelerle uğraşıyor. Sağlıklarını ciddi şekilde tehdit eden çalışma koşulları iyleştirilmiyor. Novamedli kadınlar bir yılı aşkın süredir grevdeler. Bu grev sayesinde fabrikada çalışan kadınların çalışma koşullarının bir bölümü iyleşti. Doğumun sıraya konulması kalktı." diye belirtti.
Ayşe arkadaşımız da Novamed'de direnen emekçi kadınlar için TÜM-İGD'li Kadınlar'ın neler yaptığını anlttı. Konuşmanın öncesinde TÜM-İGD'li Kadınların'da içinde yer aldığı Novamed Greviyle Dayanışma Kadın Platfomu'nun 25 Eylül'deki Antalya'ya uğurlama etkinliği ve Novamed grevinin birinci yılında (26 Eylül) yapılan Antalya'daki eylem görüntüleri gösterildi. Görüntüler hepimize o günün çoşkusunu yaşattı. Grevcilerin karalılığını ve dayanışmanın onlar için ne kadar önemli olduğuna bizler de çekilen görüntüler sayesinde tanık olduk. Eylem görüntülerin ardından Ayşe arkadaşımız dayanışma platformunun aylardır süren çalışmalarını anlattı. Ve konuşmasına şöyle son verdi: "Bu gün grevin 456. günü. Novamedli emekçi kadınlar mücadleye devam ediyor. Bizler, TÜM-İGD'li Kadınlar, Novamedli emekçi kadınları desteklemeye onların sesini yükseltmeye devam edeceğiz. Yaşasın kadın dayanışması!"
Ardından Yetgül arkadaşımız da "Biz neden emekçi kadınlar diyoruz?" sorunun yanıtını vermeye çalıştı. Tekstilde, tarımda, ev aksenli ve ev içi çalışan kadınların yaşadıkları sömürüyü anlattı. Ve kadınlara yönelik yapılan ekonomik şiddeti de ele aldı. Öğrenci kadın müadelesinin emeçi kadın mücadelesiyle bütünleşmesi gerektiğini vurguladı. Sözüne: "Biz emekçi kadınlar diyoruz ki: Toplumsal bir uyanıştan ve devrimden bahsediyorsak ki bizim böyle bir idaamız var, bizlerin; biz ilerici kadınların sömürülen ezilen kadınlara ulaşması gerekiyor. Örgütlenmenin önemini, örgütlenince hayatı değiştirebileceğimizi, bizlere yaşatılanların kaderimiz olmadığını anlatmamız gerekiyor."
Kısa bir aranın ardından söz şiirdeydi:
Bilemem var olduğunu gerçekten
Bir yaratıcının
Ya da bilemem doğrunun yanlışın
Hangisi olduğunu
Bildiğim tek şey
Beni bir kadının doğurması
Ama insan bazen gafrete düşebiliyor
Unutup bir kadının onu doğurduğunu
Kendi kadınının yorgun yüzüne vurabiliyor
Ya da tüm evin yükünü sırtına.
...
TÜM-İGD'li Kadınların hazırladığı "Kadınız Biz" adlı ve ilk gösterimi yapılan belgesel filmde şiddete maaruz kalmış bir çok kadının kendi hayatlarından kesitler sunuldu. Özel sektörde çalışmanın iyi bir şey olmadığını belirten temizlik işçisinden, şiddet gördüğü için eşinden ayrılan ve iş yerinde rahtsız edilmekten korktuğu için bu durumunu kimseye söylemeyen kadına; eşinden şiddet gören ev kadınından, öğrenci kadına; avukat Eren Keskin'nin de yürüttüğü Gözaltında Cinsel Taciz ve Tecavüze Karşı Hukuki Yardım Projesi ve kadınların verdiği mücadeleler sonucu kazanılan hukuki haklardan çarpıcı görüntüler izledik. Filmde yaşamın her alanında farklı şekilde şiddete maruz kalan kadın görüntüleri de vardı. Son söz TÜM-İGD'li kadınlarındı. "Şiddete, Irkçılığa, Sömürüye karşı kadınlar Mücadeleye!"
Yürümek;
Yürümeyenleri
Arkanda boş sokaklar gibi bırakarak,
Havaları boydan boya yarıp ikiye
Bir mavzer gözü gibi
Karanlığın gözüne bakarak
yürümek!...
...
Yürümek;
Yürekten
Gülerekten
yürümek!...