Tarih: 19.10.2011 | Kategori:
Toplumsal Haberler
Artık yeni ölümlerin değil "Barışın ve kardeşliğin" önü açılsın!
![Artık yeni ölümlerin değil](https://arsiv.ilericigenclik.org/images/news/201110/barisistiyoruz_20111019.jpg)
Sabah saatlerinde basına bir açıklama yapan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül: "Bu saldırıların intikamı çok büyük olacaktır." derken "Bunlara yataklık edenler de; bunlara bu şekilde at koşturulmasına fırsat verenler de muhakkak ki derslerini çıkartmalarını gerekir. Onların da neticelere katlanmaları gerekir." diye konuştu. Yaklaşık 4 saat süren bir güvenlik toplantısının ardından kameralar karşısına geçen Başbakan Erdoğan da basın açıklamasında cumhurbaşkanıyla benzer ifadeler kullandı.
12 Eylül statükosunun devamcısı AKP ölümlerin öncelikli sorumlusu
Son günlerde bölgeden benzeri pek çok çatışma ve ölüm haberi ardı ardına geliyor. 12 Haziran seçimlerinden sonra AKP hükümeti Kürt sorununda 80 yıllık statükonun devamı anlamına gelen "0 taviz" politikasına yeniden sarıldı. Çoğu açık alanda, yasal siyaset yapan ve seçilmiş pek çok Kürt politikacısını telefon dinlemesi, gizli tanık ifadeleri ve ortam dinlemeleri gibi gayri hukuki yöntemlere sığınarak demir parmaklıkların arkasına koymaya başladı. Özellikle son haftalarda BDP tabanına yönelik olarak genişleyen operasyonlarda bu güne kadar 3 binin üzerinde parti üye ve sempatizanının tutuklandığı tahmin ediliyor. Sadece dün (18.10.2011) 4 ayrı ilde düzenlenen polis operasyonlarında çoğu üniversite öğrencisi 34 BDP üye ve sempatizanı göz altına alındı. Yıllar yılı Kürt sorununu topluma bir asayiş sorunu olarak gösteren ve terör demogojisiyle, silahla ve korkuyla özgürlük ve demokrasi isteyen kitleleri yıldırabileceğine inanan askeri, bürokratik elit defalarca yanılmış olsa da aynı bayat savaş tezlerini halkın önüne yeniden koymaktan çekinmiyor. Büyük medya ise her zamanki gibi savaş tamtamlarının sesini yükseltme görevini layıkıyla üstleniyor. Kardeş Suriye halkına bile savaş tehtidinde bulunmaktan utanmayan medyamız içerde de dışarıda da savaşı büyütmek için çığlıklar atıyor. Daha önce sayısız defalar yapılmış ve daha fazla ölüm getirmekten başka bir anlamı olmayan kara harekatı için düğmeye basıyor.
Son yaşananlar, bir dönem "demokratik açılım" söylemiyle Kürt illerinden oy almayı hedefleyen AKP'nin kudretini pekiştirdiği bu günlerde statükonun yeni efendisi olarak Kürt sorununda önceki siyasi iktidarlardan farklı bir niyeti ve icraatı bulunmadığını bir kez daha kanıtlıyor. AKP'nin barış ve özgürlükleri geliştirme gibi bir politikası olmadığı açık. Gelinen noktanın sorumluluğu elbette AKP ve onun kör savaş politikalarını takip edenlerdedir. Bir an önce siyasal iktidar bu büyük yanılgıdan dönmek zorundadır.
Çözüm için adım atılmalı
Kapsamlı ve kalıcı bir çözümün öncesinde her gün daha fazla sayıda Türk ve Kürt gencinin hayatını kaybetmemesi için derhal yeni bir barış programı hayata geçirilmeli, polis devleti uygulamalarına son verilerek özgürlükler ve demokratik bir hukuk zemininde toplumsal hakların geliştirilmesi için somut adımlar atılmalıdır.
Unutulmamalı ki; sorumsuzca savaş ve kan üzerinden siyaset üretmeye devam eden devlet yetkililerini, kendi çocukları parayla "kıyak askerlik" yaparken çatışmalarda ölen emekçi gençlerin ardından "şehit cenazelerinde" timsah göz yaşı döken politikacıları ve patronları ülke gençliği asla affetmeyecektir.