Tarih: Haziran 2004 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:7
RACHEL CORRİE’yi UNUTMA! UNUTTURMA!
Rachel Corrie, Filistin halkıyla dayanışmak için Amerika'daki evini ve
ailesini bırakıp Filistine gitmiş genç bir barış eylemcisiydi. Filistine adımını
attığı andan itibaren İsrail faşizminin tehditlerine maruz kalsa da Filistin
halkının haklı davasının yanında yer almak için bir an bile tereddüt etmedi.
Rachel Filistin'de kaldığı süre içinde özellikle Filistinlilere ait evlerin İsrail iş
makinalarınca yıkılmasını engellemeye çalıştı. Gazze'de bir evin İsrail Ordusunca yıkılmakta olduğunu
öğrendiğinde ilk o çıktı makinanın önüne. Vücudunu dokuz tonluk buldozerin önüne siper etti. Ve 16
Mart 2003 günü onlarca insanın gözü önünde İsrail buldozerince ezilerek katledildi.
Rachel'den Mektup var...
Merhaba arkadaşlarım ve ailem, ve diğerleri;
Şu anda Filistin'e geleli iki hafta oldu ve buna rağmen gördüklerimi anlatmakta kelime bulamıyorum. Buradaki çocukların pek çoğu, evlerinin duvarlarındaki tank mermisi delikleri ve bir işgal kuvvetinin onları sürekli izleyen kuleleri olmadığı bir gün yaşamış mıdır, bilmiyorum. Tam emin olmasam da, bu çocukların en küçüğünün bile, her yerde hayatın böyle olmadığını anlayabildiğini düşünüyorum. Ben buraya gelmeden iki gün önce sekiz yaşında bir çocuk bir İsrail tankı tarafından öldürülmüş ve çocukların birçoğu bana onun ismini mırıldanıyor: "Ali". Her neyse, burada, küresel hiyerarşinin işleyişinden, benim yalnızca iki yıl kadar önce olduğumdan çok daha iyi farkında olan sekiz yaşında çocuklar var, en azından İsrail konusunda.
Görmeden bunu hayal edemiyorsun ve gördükten sonra bile bu deneyiminin hiç de o gerçekliği bütünüyle yansıtmadığının farkındasın. Benim ailemden hiç kimse, memleketimde, arabasıyla giderken ana caddenin sonundaki bir kuleden atılan bir roketatar tarafından vurulmadı. Bir evim var. Gidip okyanusu görme hakkım var. Gene benim için, bir duruşma yapılmadan aylarca ya da yıllarca bekletilmek de çok zor bir ihtimal. (Bunun sebebi, diğer çoğundan farklı olarak, beyaz bir ABD vatandaşı olmam.)
Okula veya işe gitmek için çıktığımda, Mud Koyu ile Olympia şehir merkezinin ortasında bir kontrol noktasında bekleyen ağır silah donanımlı bir asker (işime gidip gidemeyeceğime ve işimi tamamladığımda tekrar evime gidip gidemeyeceğime karar verme yetkisine sahip bir asker) olmayacağına emin olabilirim. Dolayısıyla, eğer ben bu çocukların yaşadığı dünyaya kısmen girmemden sonra bile nefret hissi duyuyorsam, tersine, onlar benim dünyama girselerdi ne hissedeceklerini merak ediyorum. Onlar Birleşik Devletler'deki çocukların anne ve babalarının vurulmadığını ve okyanusu görmeye gidebildiklerini biliyorlar. Eğer ölüm saçan kuleler, tanklar, silahlı "yerleşimler" ve bu şimdiki dev metal duvar ile çevrelenmemiş bir dünyanın gerçekliğini yaşasanız, dünyanın tek süper gücü tarafından desteklenen, dünyanın dördüncü büyük ordusunun, sizi vatanınızdan silmek için yaptığı baskıya karşı sağ kalma mücadelesiyle geçen çocukluk yıllarınız için dünyayı affedebilir miydiniz, merak ediyorum.
Sınır boyunca ve Refah ile sahil boyu uzanan yerleşimler arasında kalan batı bölgesinde, sürekli olarak tankların varlığının yanı sıra; burada sayabileceğimden de fazla sayıda IDF1 kuleleri var. Bazıları sadece asker yeşili metalden. Diğerlerinde, içeride ne yapıldığı anlaşılmaması için bir tür fileyle kaplı olan, tuhaf sarmal merdivenlerden var. Bazıları, binaların ufuk çizgisinin hemen altına gizlenmiş. Sonraki bir gün, bizim çamaşır yıkamak ve pankart asmak için kasabayı iki defa geçmek için harcadığımız zaman içerisinde, bunlardan bir yenisi daha yükseldi. Gördüğüm kadarıyla, herhangi bir kulenin görüş alanı dışında olan bir yer, eğer varsa bile çok azdır. Apaçi helikopterlerine veya saatlerce şehrin üstünde vızıltılarını duyduğumuz görünmez arı uçaklarının kameralarına karşı korunaklı bir yer, kesin olarak yok.
Biz burada beş altı uluslararası eylemciyiz. Birçok yerden halk, enternasyonallerden evleri daha fazla yıkıma karşı korumaya çalışmak için, gece de hazır bulunmalarını rica etti. Akşam saat ondan sonra, gece çıkmak çok güç. İsrail Ordusu sokaklarda gördüğü herkesi direnişçi sayıyor ve onlara ateş ediyor. Dolayısıyla şu çok açık ki, sayımız pek az. Ben, çok sağlam bir koruyucu olduğunu düşündüğüm, insanların her duruma karşı örgütlenme ve her duruma karşı direnme yeteneğini, yeni öğrenmeye başlıyorum.
7 Şubat 2003
1 Israel Defence Forces: İsrail Savunma Kuvvetleri.
Çeviren: Yağmur Şimşek
Rachel'den Mektup var...
Merhaba arkadaşlarım ve ailem, ve diğerleri;
Şu anda Filistin'e geleli iki hafta oldu ve buna rağmen gördüklerimi anlatmakta kelime bulamıyorum. Buradaki çocukların pek çoğu, evlerinin duvarlarındaki tank mermisi delikleri ve bir işgal kuvvetinin onları sürekli izleyen kuleleri olmadığı bir gün yaşamış mıdır, bilmiyorum. Tam emin olmasam da, bu çocukların en küçüğünün bile, her yerde hayatın böyle olmadığını anlayabildiğini düşünüyorum. Ben buraya gelmeden iki gün önce sekiz yaşında bir çocuk bir İsrail tankı tarafından öldürülmüş ve çocukların birçoğu bana onun ismini mırıldanıyor: "Ali". Her neyse, burada, küresel hiyerarşinin işleyişinden, benim yalnızca iki yıl kadar önce olduğumdan çok daha iyi farkında olan sekiz yaşında çocuklar var, en azından İsrail konusunda.
Görmeden bunu hayal edemiyorsun ve gördükten sonra bile bu deneyiminin hiç de o gerçekliği bütünüyle yansıtmadığının farkındasın. Benim ailemden hiç kimse, memleketimde, arabasıyla giderken ana caddenin sonundaki bir kuleden atılan bir roketatar tarafından vurulmadı. Bir evim var. Gidip okyanusu görme hakkım var. Gene benim için, bir duruşma yapılmadan aylarca ya da yıllarca bekletilmek de çok zor bir ihtimal. (Bunun sebebi, diğer çoğundan farklı olarak, beyaz bir ABD vatandaşı olmam.)
Okula veya işe gitmek için çıktığımda, Mud Koyu ile Olympia şehir merkezinin ortasında bir kontrol noktasında bekleyen ağır silah donanımlı bir asker (işime gidip gidemeyeceğime ve işimi tamamladığımda tekrar evime gidip gidemeyeceğime karar verme yetkisine sahip bir asker) olmayacağına emin olabilirim. Dolayısıyla, eğer ben bu çocukların yaşadığı dünyaya kısmen girmemden sonra bile nefret hissi duyuyorsam, tersine, onlar benim dünyama girselerdi ne hissedeceklerini merak ediyorum. Onlar Birleşik Devletler'deki çocukların anne ve babalarının vurulmadığını ve okyanusu görmeye gidebildiklerini biliyorlar. Eğer ölüm saçan kuleler, tanklar, silahlı "yerleşimler" ve bu şimdiki dev metal duvar ile çevrelenmemiş bir dünyanın gerçekliğini yaşasanız, dünyanın tek süper gücü tarafından desteklenen, dünyanın dördüncü büyük ordusunun, sizi vatanınızdan silmek için yaptığı baskıya karşı sağ kalma mücadelesiyle geçen çocukluk yıllarınız için dünyayı affedebilir miydiniz, merak ediyorum.
Sınır boyunca ve Refah ile sahil boyu uzanan yerleşimler arasında kalan batı bölgesinde, sürekli olarak tankların varlığının yanı sıra; burada sayabileceğimden de fazla sayıda IDF1 kuleleri var. Bazıları sadece asker yeşili metalden. Diğerlerinde, içeride ne yapıldığı anlaşılmaması için bir tür fileyle kaplı olan, tuhaf sarmal merdivenlerden var. Bazıları, binaların ufuk çizgisinin hemen altına gizlenmiş. Sonraki bir gün, bizim çamaşır yıkamak ve pankart asmak için kasabayı iki defa geçmek için harcadığımız zaman içerisinde, bunlardan bir yenisi daha yükseldi. Gördüğüm kadarıyla, herhangi bir kulenin görüş alanı dışında olan bir yer, eğer varsa bile çok azdır. Apaçi helikopterlerine veya saatlerce şehrin üstünde vızıltılarını duyduğumuz görünmez arı uçaklarının kameralarına karşı korunaklı bir yer, kesin olarak yok.
Biz burada beş altı uluslararası eylemciyiz. Birçok yerden halk, enternasyonallerden evleri daha fazla yıkıma karşı korumaya çalışmak için, gece de hazır bulunmalarını rica etti. Akşam saat ondan sonra, gece çıkmak çok güç. İsrail Ordusu sokaklarda gördüğü herkesi direnişçi sayıyor ve onlara ateş ediyor. Dolayısıyla şu çok açık ki, sayımız pek az. Ben, çok sağlam bir koruyucu olduğunu düşündüğüm, insanların her duruma karşı örgütlenme ve her duruma karşı direnme yeteneğini, yeni öğrenmeye başlıyorum.
7 Şubat 2003
1 Israel Defence Forces: İsrail Savunma Kuvvetleri.
Çeviren: Yağmur Şimşek