Tarih: Haziran 2002 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:1
İLERİCİ GENÇLİK 1 Mayıs'ta Alanlardaydı
Alanlara çıkılan her eylem insanın kendini biraz daha gerçekleştirmesi için bir araç olur; ama, diğer etkinliklerden öte, bu yıl gerçekleştirdiğimiz 1 Mayıs'ın bizler açısından çok önemli bir yeri var. Yıllardır özlemini çektiğimiz ilerici gençlik pankartıyla alanlarda beklenen yerimizi sonunda aldık. Belki hazırlıklarımız uzun sürdü.
belki gerekli mi yoksa gereksiz mi tartışmalarını lüzumsuz yere çok uzattık, sonrasında da çok yorulduk, çok yürüdük, çok terledik; ama, hepsinden önemlisi, en çok da taleplerimizi doyasıya haykırdık. Bizim için iyi bir başlangıç olduğu konusunda hiçbir kuşkumuz yok. Büyük bir "yürüyüşün" ilk adımlarını attık artık. Devamını getirmek bütün ilerici gençliğe düşüyor. Kendimizi çok da önemsemeyelim, ama küçümseyen bakışlara da doğrusu aldırış etmeye hiç ama hiç niyetimiz yok! "Biz var ya biz" diye başlayan konuşmalara karnımız tok. Hele hele, "siz bi de bizi bizim zamanımızda görecektiniz" diye başlayan tiradları dinlemeye tahammülümüz hiç kalmadı. Biz, geleneklerimizden edindiğimiz ve bize aktarılan tecrübeler ışığında daha gür, daha kitlesel katılımları da sağlayacak dinamizme ve bilince sahibiz. Bu böyle bilinsin.
1 Mayıs çalışmalarına çok geç başlamamıza rağmen alandaki her yönüyle disiplinli, coşkulu, düzenli kortejimize bakanlar, ilerici gençliğe yakışır bir biçimde yürüdüğümüzü görünce boşa konuşmadığımızı anlarlar. Bir mitinge hazırlanmak için şart olan görevlerin tamamı eski veya yeni ayrımı yapılmadan arkadaşlarımız tarafından üstlenildi; ve en yeni arkadaşımız dahi sanki yıllardır 1 Mayıs'a katılıyormuş gibi görevlerini layıkıyla yerine getirmeyi de başardı. Alana girildikten sonra, mitingin bitimine yakın, hepimizde tatlı bir yorgunluk, sesler kısılmış, durup da doğru dürüst bir dinlenmeye çalışmadan bir sonraki yılın hazırlıklarına başlanması dışında doğrusu abartılacak bir durum yoktu! Genel olarak bu yılki 1 Mayıs'ı değerlendirmeye çalışırsak, son yıllardaki 96 1 Mayıs'ından sonraki en kalabalık 1 Mayıs oldu diyebiliriz. Bu da bütün ilerici, sosyalist kamuoyu açısından olumlu bir gelişme. Katılımcıların sayısından öte 1 Mayıs'ı yaşayan insanların coşkusunun çok daha önemli olduğu kanısındayız. İşçilerin, emekçilerin katılımı ve coşkusu da önceki yıllara oranla artmış gibi görünmekteydi. EYLEM, DAHA FAZLA EYLEM Yürüyüşten sonra tüm illerden gelen arkadaşlarla birlikte bir toplantı yaptık. Alandaki disiplini, düzeni, kararlılığımızı ve coşkumuzu toplantıya kattık. Toplantımız her açıdan bizim kararlılığımızı arttıran bir platform işlevi gördü. Önümüzde duran görevlerin bilincinde bir gençlik kollektifine sahip olduğumuzu görmek, hepimizin davranışlarına yansıdı. Duygu birliğimiz siyasi irade haline dönüştü. İrademiz kararlarımıza yansıdı. Herkesin gönüllü iradesiyle katıldığı kollektif iradeyi tanımayanların, kollektifçe de tanınmayacağı net olarak vurgulandı. Bu kararlılığın bundan sonraki çalışmalar açısından da vazgeçilmez bir ilke haline gelmesi doğrultusunda genel bir mutabakat oluştu. Başlangıçların niteliği yolun belirlenmesinde çok önemli bir yer tutar. Bu bilinçle yola çıktık. Bu bilinçle yürüyeceğiz. Sonuç olarak daha kitlesel 1 Mayıslar için hepimize büyük görevler düşüyor. Ayrıca ilerici gençlik dergisinin ilk sayısında "ilk" 1 Mayıs yazısını yazmak da güzel bir tesadüf. 1 sene sonraki 1 Mayıs yazısında görüşmek üzere. Yolumuz açık olsun. Yolumuz işçi sınıfının savaş yoludur!!!
1 Mayıs çalışmalarına çok geç başlamamıza rağmen alandaki her yönüyle disiplinli, coşkulu, düzenli kortejimize bakanlar, ilerici gençliğe yakışır bir biçimde yürüdüğümüzü görünce boşa konuşmadığımızı anlarlar. Bir mitinge hazırlanmak için şart olan görevlerin tamamı eski veya yeni ayrımı yapılmadan arkadaşlarımız tarafından üstlenildi; ve en yeni arkadaşımız dahi sanki yıllardır 1 Mayıs'a katılıyormuş gibi görevlerini layıkıyla yerine getirmeyi de başardı. Alana girildikten sonra, mitingin bitimine yakın, hepimizde tatlı bir yorgunluk, sesler kısılmış, durup da doğru dürüst bir dinlenmeye çalışmadan bir sonraki yılın hazırlıklarına başlanması dışında doğrusu abartılacak bir durum yoktu! Genel olarak bu yılki 1 Mayıs'ı değerlendirmeye çalışırsak, son yıllardaki 96 1 Mayıs'ından sonraki en kalabalık 1 Mayıs oldu diyebiliriz. Bu da bütün ilerici, sosyalist kamuoyu açısından olumlu bir gelişme. Katılımcıların sayısından öte 1 Mayıs'ı yaşayan insanların coşkusunun çok daha önemli olduğu kanısındayız. İşçilerin, emekçilerin katılımı ve coşkusu da önceki yıllara oranla artmış gibi görünmekteydi. EYLEM, DAHA FAZLA EYLEM Yürüyüşten sonra tüm illerden gelen arkadaşlarla birlikte bir toplantı yaptık. Alandaki disiplini, düzeni, kararlılığımızı ve coşkumuzu toplantıya kattık. Toplantımız her açıdan bizim kararlılığımızı arttıran bir platform işlevi gördü. Önümüzde duran görevlerin bilincinde bir gençlik kollektifine sahip olduğumuzu görmek, hepimizin davranışlarına yansıdı. Duygu birliğimiz siyasi irade haline dönüştü. İrademiz kararlarımıza yansıdı. Herkesin gönüllü iradesiyle katıldığı kollektif iradeyi tanımayanların, kollektifçe de tanınmayacağı net olarak vurgulandı. Bu kararlılığın bundan sonraki çalışmalar açısından da vazgeçilmez bir ilke haline gelmesi doğrultusunda genel bir mutabakat oluştu. Başlangıçların niteliği yolun belirlenmesinde çok önemli bir yer tutar. Bu bilinçle yola çıktık. Bu bilinçle yürüyeceğiz. Sonuç olarak daha kitlesel 1 Mayıslar için hepimize büyük görevler düşüyor. Ayrıca ilerici gençlik dergisinin ilk sayısında "ilk" 1 Mayıs yazısını yazmak da güzel bir tesadüf. 1 sene sonraki 1 Mayıs yazısında görüşmek üzere. Yolumuz açık olsun. Yolumuz işçi sınıfının savaş yoludur!!!
İlk 1 Mayıs Bildirisi
Halkın Sesi Kendini Duyursun! Sessizliğimizin, bugün boğduğunuz seslerden daha güçlü olacağı gün de gelecektir! Bu sözleri 11 Kasım 1887'de Amerika Birleşik Devletleri'nin Şikago kentinde 8 saatlik işgünü için gösteri yaptıkları, halkı devlete karşı kışkırttıkları için tutuklanan Spies, idam edilmeden birkaç dakika önce söylüyordu. 1800'lü yıllarda düşük ücretle ve uzun saatler çalıştırılan işçilerin 8 saatlik işgünü istemi Amerikan işçi sınıfının tümünün ortak istemi haline gelmişti. Başta Albert Parsons ve Aigust Spies olmak üzere tüm işçi önderleri "8 saatlik işgünü" belgisini vurguluyordu. Bu nedenle 1 Mayıs 1886 yılında Şikago kentinde bir miting düzenlenmesi kararlaştırılmıştı. Miting gününe kadar kapitalist basın tekelleri çeşitli kışkırtmalarda bulunmuş ve ortalığın kan gölüne çevrileceğini yazmıştı. Ama bu kışkırtmalar fayda etmedi ve 1 Mayıs 1886'da 80 binden fazla işçi caddelerde düzenli yürüyüşlere geçtiler. Çeşitli konuşmalar yapıldı mitingde ve 8 saatlik işgünü belgisi yeniden ve ısrarla vurgulandı. Toplantı bittiğinde kalabalık dağılırken polis göstericilerin üzerine ateş açtı. 6 işçi öldürüldü. İşçiler silahsızdı. Kızgınlık ve çaresizlik içerisinde dağıldılar. Ancak ertesi gün yeni bir miting düzenleyerek toplandılar. Bu toplantının dağılmasından sonra özellikle işçi liderlerinin bulunduğu kalabalığa bomba atan sivil polis elemanları ortalığı karıştırdılar ve tüm işçi liderlerini tutukladılar. Basın tekelleri yayınladıkları gazetelerde "kan damlayan manşetler" attılar. Bunlardan Chicago Tribune Gazetesi hepsinden baskın çıkarak "kana kan" istedi. Ardından ülkede bir sürek avı gibi işçi avı başlatıldı. Binlerce işçi tutuklandı. Tutuklanan işçi liderleri yaklaşık 1.5 yıl sözümona yargılandılar ve 11 Kasım 1887'de idam edildiler. İdam edilen işçi liderlerinden Parsons şöyle diyordu: "Halkın sesi kendini duyursun. " Gerçekten de öyle oldu ve Paris'te 1889 yılı Temmuz ayında toplanan II. Enternasyonal'de her yıl 1 Mayıs'ta dünya işçilerinin birlik ve dayanışma içinde eyleme geçmesi, gösteriler düzenlemesi kararlaştırıldı. 1 Mayıs günü uluslararası işçi bayramı, ilk kez 1890 yılında Amerika, Avusturya, Almanya, Fransa, İtalya gibi ülkelerde kutlandı.