Tarih: 31.10.2012 | Kategori:
Gençlik
Üniversitelerimizi geri istiyoruz!
6 Kasım sana birşey ifade ediyor mu? Peki, YÖK nedir bilir misin? Tabii ki biliyorsun. Üniversitelerin yönetimini değil öğrencilere, üniversite çalışanlarına, akademisyenlere bile bırakmayan, üniversite yaşamını işkenceye çeviren YÖK'ü bilmemek mümkün mü? Üniversiteye adım attığın anda YÖK'ün çirkin nefesiyle karşı karşıyasın. İşte 6 Kasım da üniversitede yaşadığın sorunların baş sorumlusu YÖK'ün kuruluş yıldönümüdür.Yıllardır her iktidarın "kaldıracağız" vaatleriye öğrencilerin oylarını kazanmaya çalıştığı YÖK gün geçtikçe palazlanıp öğrencilere karşı saldırısını arttırdı. Vaatlerin aslında ne anlama geldiği ise AKP iktidarıyla anlaşıldı. YÖK'ün kaldırılmasından kasıt ambalajının değiştirilip, piyasacı anlayışa daha uygun bir şekle getirilmesiymiş. Kuruluşunun üzerinden 30 yılı aşkın bir süre geçen YÖK bugün 12 Eylül rejimin yeni efendisi AKP'nin eliyle öğrencilere saldırmaya devam ederken öğrenciler 6 Kasım'ı "İsmini değil YÖK'ü kaldırın", "Üniversitelerimizi geri istiyoruz" demek için alanlarda karşılayacak.
Evet biz "Üniversitelerimizi geri istiyoruz!". Yeni YÖK yasa tasarısıyla üniversitelerin yönetimine CEO'lar getirilirken, ırkçı, gerici, cinsiyetçi, piyasacı yönetim üniversitelerde hüküm sürmeye devam ediyor. Yemekhanelerin, kantinlerin özelleştirilmesiyle üniversitelerimizde daha pahalıya yemek yememizin ya da aç kalmamızın, yüksek eğitim giderleri (kitap, kırtasiye vs) altında ezilmemizin sebebi YÖK'tür. Irkçı, bilim düşmanı, cinsiyetçi eğitim almamızın, üniversitelerde görüşlerimiz, kılık kıyafetimiz yada saçımızın sakalımızın şekli-uzunluğu yüzünden şiddete maruz kalmamızın sebebi YÖK'tür. 100'lerce öğrencinin hapishanelerde olmasının, soruşturmalarla, cezalarla karşı karşıya olmasının sebebi YÖK'tür. Bilim üretmek için girdiğimiz bölümlerde bilime pay ayrılmamasının, iş bulabileceğiz umuduyla aldığımız diplomaları çerçeveletip "diplomalı işsiz" olmamızın sebebi YÖK'tür. Akademisyen olma umuduyla adım atanlarımızın araştırmalarının desteklenmemesinin, üniversite laboratuarlarının şirketlerin AR-GE departmanı gibi kullanılmasının, 50/D'li akademisyen dostlarımızın işinden olmasının sebebi YÖK'tür. Dershane sektörünün kalkınması, cebimizdeki deliğin büyümesi YÖK'ün eseridir.
YÖK'ün hükümranlığını sonlandırmak, mührü padişahın elinden alıp öğrencilerin, akademisyenlerin ve üniversite çalışanlarının eline vermek ise bizlerin üniversitenin gerçek sahiplerinin elindedir. TÜM-İGD'li öğrenciler seni de 6 Kasım'da alanda olmaya ve "YÖK'e hayır" haykırışlarımıza sesinle güç vermeye çağırıyor. Eşit, parasız, bilimsel, anadilde eğitim hakkı tanıyan, kapıları emekçi çocuklarına ardına kadar açık "Emekçi Üniversite"lerini kurma yolunda "SEN YOKSAN BİZ BİR EKSİĞİZ!".
