Tarih: 24.01.2012 | Kategori:
İşçi - Sendika
Saya ayakkabı işçilerinin insanca bir yaşam için direniş ve kazanımı!
Saya işçilerini düşünün!
Giydiğimiz ayakkabıların yapılabilmesi için, 6-7 kişinin gruplar halinde çalıştığını, tezgâhları süsleyen çeşit çeşit ayakkabıları gece yarılarına kadar çalışarak ortaya çıkardıklarını, düşük ücretlerle çalıştıklarını ve çalışma koşullarının da düzensiz olduğunu düşünün.
Evet, her 6-7 kişilik işçi grubunun günde ortalama 80 çift ayakkabı ürettiğini, çift başına aldıkları ücretin ise 1 ile 2 lira arasında değiştiğini, her bir işçinin ürettiği ayakkabı karşılığında ortalama günlük 20-30 lira kazandığını, yıllardan beri çalışan işçilerin yaşam koşullarının gün geçtikçe kötüye gittiğini, patronların ise tam tersi lüks içinde yaşadıklarını ve yaşam standartlarının arttığını da düşünün.
İşçilerin ayakkabıları yetiştirebilmek için sabah 7.00'dan gece 23.00'lara kadar çalışmak zorunda kaldığını, işçilerin hemen hemen hepsinin sigortasız çalıştırıldıklarını, sigortası olan küçük bir azınlığın ise sigorta primlerini kendi ceplerinden ödediklerini de düşünmeye devam edin.
8-9 metre kare yerlerde 7-8 kişinin çalıştığı atölyelerde kimyasal maddelerin arasında günde 13-14 saat çalıştıklarını, bu yüzden akşam evine gittiğinde eşine zaman ayıramadığını, hatta çocuklarının büyüdüklerini göremediklerini, bütün bunlara rağmen verdikleri emeğin karşılığını alamadıklarını ve "Bir çift ayakkabı kadar değer verilmediğini" de düşüncelerinize ekleyin.
Evet, bahsettiğimiz işçiler insanca yaşamak için harekete geçen saya ayakkabı işçileri.
İşçiler neden direnişte! Adana Büyüksaat Ayakkabıcılar Çarşısı'nda çalışan yaklaşık 3-4 bin ayakkabı işçisi var.
Bine yakını ise saya (ayakkabının üst tarafı) işçisi.
En kısa süreli çalışan 10 yıl. Çünkü saya işçiliği öyle kısa sürede oluşan bir meslek değil.
Bu ayakkabı çarşısında 20-30 yıldır çalışanlar bile var. Ayakkabı çarşısında uzun yıllardır emek veren saya işçileri, yılların suskunluğunu üzerinden atmayı başardı.
Evet, 1000'e yakın saya işçisi, çalışma koşullarının düzeltilmesi ve ücretlerinin insanca yaşayabilecekleri bir seviyeye getirilmesi için direnişe geçti.
Peki, bir arada durmayı başaran ve yaklaşık bir hafta direnişte olan işçilerin talepleri nelerdi?
Saya işçilerinin;
* Saya başına düşen fiyatların işçilerin görüşlerinin de alınarak arttırılması,
* Tüm çalışanlara insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanması,
* Kölelik düzenini andıran çalışma koşullarının kaldırılması ve çalışma saatlerinin iş yasasına uygun hale getirilmesi,
* Her türlü güvencesiz çalıştırılmaya son verilerek tüm çalışanlara iş ve sağlık güvencesinin sağlanması, talepleri arasındaydı.
Saya işçileri kazandı! Saya işçileri bu taleplerinin karşılanması için, büyük bir kararlılıkla mücadele ettiler.
Bütün işçilere zam yapılana kadar iş başı yapmayan işçiler, "Biz çalışmazsak, onlar da (patronlar da) para kazanamaz." diyerek üretimden gelen güçlerini kullandılar.
İşçilerin kararlılığı sonucu; parça başı ücretlerine yüzde 25'lik zam yapılırken, çalışma saatleri de 3 saat kısalmış oldu. Uzun süredir hiçbir şekilde zam alamayan saya işçilerinin bu kazanımı, işçilerin bir arada olduklarında istediklerini alabileceklerini bizlere göstermiş oldu.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Saya işçileri artık ayakkabıcılar çarşısında hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını sermaye sahiplerine ve patronlara kanıtlamış oldular.
Hatta işçiler, bu birlikteliklerinin devam edebilmesi için daha sistemli ve örgütlü olmaları gerektiğinin de farkına vardılar. Bu yüzden de saya işçileri dernek kurma girişimleriyle de ortak mücadelelerini somutlamış oldular.
Evet, her 6-7 kişilik işçi grubunun günde ortalama 80 çift ayakkabı ürettiğini, çift başına aldıkları ücretin ise 1 ile 2 lira arasında değiştiğini, her bir işçinin ürettiği ayakkabı karşılığında ortalama günlük 20-30 lira kazandığını, yıllardan beri çalışan işçilerin yaşam koşullarının gün geçtikçe kötüye gittiğini, patronların ise tam tersi lüks içinde yaşadıklarını ve yaşam standartlarının arttığını da düşünün.
İşçilerin ayakkabıları yetiştirebilmek için sabah 7.00'dan gece 23.00'lara kadar çalışmak zorunda kaldığını, işçilerin hemen hemen hepsinin sigortasız çalıştırıldıklarını, sigortası olan küçük bir azınlığın ise sigorta primlerini kendi ceplerinden ödediklerini de düşünmeye devam edin.
8-9 metre kare yerlerde 7-8 kişinin çalıştığı atölyelerde kimyasal maddelerin arasında günde 13-14 saat çalıştıklarını, bu yüzden akşam evine gittiğinde eşine zaman ayıramadığını, hatta çocuklarının büyüdüklerini göremediklerini, bütün bunlara rağmen verdikleri emeğin karşılığını alamadıklarını ve "Bir çift ayakkabı kadar değer verilmediğini" de düşüncelerinize ekleyin.
Evet, bahsettiğimiz işçiler insanca yaşamak için harekete geçen saya ayakkabı işçileri.
İşçiler neden direnişte! Adana Büyüksaat Ayakkabıcılar Çarşısı'nda çalışan yaklaşık 3-4 bin ayakkabı işçisi var.
Bine yakını ise saya (ayakkabının üst tarafı) işçisi.
En kısa süreli çalışan 10 yıl. Çünkü saya işçiliği öyle kısa sürede oluşan bir meslek değil.
Bu ayakkabı çarşısında 20-30 yıldır çalışanlar bile var. Ayakkabı çarşısında uzun yıllardır emek veren saya işçileri, yılların suskunluğunu üzerinden atmayı başardı.
Evet, 1000'e yakın saya işçisi, çalışma koşullarının düzeltilmesi ve ücretlerinin insanca yaşayabilecekleri bir seviyeye getirilmesi için direnişe geçti.
Peki, bir arada durmayı başaran ve yaklaşık bir hafta direnişte olan işçilerin talepleri nelerdi?
Saya işçilerinin;
* Saya başına düşen fiyatların işçilerin görüşlerinin de alınarak arttırılması,
* Tüm çalışanlara insan onuruna yakışır bir ücret ve sağlıklı çalışma koşullarının sağlanması,
* Kölelik düzenini andıran çalışma koşullarının kaldırılması ve çalışma saatlerinin iş yasasına uygun hale getirilmesi,
* Her türlü güvencesiz çalıştırılmaya son verilerek tüm çalışanlara iş ve sağlık güvencesinin sağlanması, talepleri arasındaydı.
Saya işçileri kazandı! Saya işçileri bu taleplerinin karşılanması için, büyük bir kararlılıkla mücadele ettiler.
Bütün işçilere zam yapılana kadar iş başı yapmayan işçiler, "Biz çalışmazsak, onlar da (patronlar da) para kazanamaz." diyerek üretimden gelen güçlerini kullandılar.
İşçilerin kararlılığı sonucu; parça başı ücretlerine yüzde 25'lik zam yapılırken, çalışma saatleri de 3 saat kısalmış oldu. Uzun süredir hiçbir şekilde zam alamayan saya işçilerinin bu kazanımı, işçilerin bir arada olduklarında istediklerini alabileceklerini bizlere göstermiş oldu.
Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak! Saya işçileri artık ayakkabıcılar çarşısında hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağını sermaye sahiplerine ve patronlara kanıtlamış oldular.
Hatta işçiler, bu birlikteliklerinin devam edebilmesi için daha sistemli ve örgütlü olmaları gerektiğinin de farkına vardılar. Bu yüzden de saya işçileri dernek kurma girişimleriyle de ortak mücadelelerini somutlamış oldular.