Tarih: 03.01.2013 | Kategori:
Gençlik
MÜ'de yeni YÖK yasa tasarısına geçit yok!
Marmara Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Klübü'nden öğrenciler bugün (03.01.2013) Anadolu Hisarı Kampüsü'nde gerçekleştirdikleri panelle "Yeni YÖK Yasa Tasarısı"nı tartıştı. Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler Bölümü'nden Prof. Dr. Büşra Ersanlı ve Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümü'nden Öğr. Gör. Dr. Meryem Kurtulmuş Kıroğlu'nun konuşmacı olarak yer aldığı panelde akademisyenler ve öğrenciler yeni YÖK yasa tasarısının üniversiteyi yok etme hamlesi olduğunu dile getirdi.
Saat 16.00'da Marmara Üniversitesi Anadolu Hisari Kampüsü'nde Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin konferans salonunda başlayan panelde ilk sözü Öğr. Gör. Dr. Meryem Kurtulmuş Kıroğlu aldı. Kıroğlu konuşmasında yeni YÖK yasa tasarısının üniversiteyi "üniversite a.ş." haline getirdiğini açıklayarak tasarının yasalaşması durumunda akademisyenler için iş güvencesinin ortadan kalktığı, bilim üretme görevini yerine getiremeyecek, sermayenin taleplerine uygun üniversitelerin ortaya çıkacağını dile getirdi. "Bu tasarı yasalaşırsa Büşra Ersanlı gibi, Onur Hamzaoğlu gibi daha çok akademisyenin yetişmesi artık imkansız olacaktır." diyen Kıroğlu, yeni YÖK yasa tasarısına karşı çaresiz olmadığımızı akademisyenlerin, idari ve teknik personelin ve öğrencilerin birlikte mücadelesiyle bu yasanın alaşağı edilebileceğini vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı.
Kıroğlu'nun ardından söz alan Prof. Dr. Büşra Ersanlı ise yasa tasarısının en basit akademik gerekleri bile karşılamaktan uzak bir metin olduğunu dile getirdi. Üniversitelerdeki baskı ve yasaklama politikalarının görmezden gelindiğini belirten Ersanlı, tüm suçun tepkisini dile getiren unsurlara yıkıldığını deşifre etti. Yeni YÖK yasa tasarısıyla üniversitelerin akademik özgürlüğünün ortadan kalkacağını vurgulayarak, araştırma konusunun seçiminde özgür olmayan akademinin bilim üretemeyeceğini belirtti.
Konuşmaların ardından gerçekleşen soru-cevap bölümünde yeni YÖK yasa tasarısının emperyalist çevrelerin desteklediği Bologna Süreci'nin bir parçası olduğu belirtildi. Yeni YÖK yasa tasarısının akademisyen, idari ve teknik personel ve öğrencilerin çabasıyla yasalaşmadan geri çevrilebileceği dile getirildi ve geçmiş dönemlerde kitlesel tepkiler üzerine iktidarların attığı geri adımlar örneklendi. Panel soru-cevap bölümünün ardından etkinlik panelistlerin daha iyi bir üniversiteyi hep birlikte kurma dileklerini sunmasıyla sona erdi.
Saat 16.00'da Marmara Üniversitesi Anadolu Hisari Kampüsü'nde Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin konferans salonunda başlayan panelde ilk sözü Öğr. Gör. Dr. Meryem Kurtulmuş Kıroğlu aldı. Kıroğlu konuşmasında yeni YÖK yasa tasarısının üniversiteyi "üniversite a.ş." haline getirdiğini açıklayarak tasarının yasalaşması durumunda akademisyenler için iş güvencesinin ortadan kalktığı, bilim üretme görevini yerine getiremeyecek, sermayenin taleplerine uygun üniversitelerin ortaya çıkacağını dile getirdi. "Bu tasarı yasalaşırsa Büşra Ersanlı gibi, Onur Hamzaoğlu gibi daha çok akademisyenin yetişmesi artık imkansız olacaktır." diyen Kıroğlu, yeni YÖK yasa tasarısına karşı çaresiz olmadığımızı akademisyenlerin, idari ve teknik personelin ve öğrencilerin birlikte mücadelesiyle bu yasanın alaşağı edilebileceğini vurgulayarak konuşmasını sonlandırdı.
Kıroğlu'nun ardından söz alan Prof. Dr. Büşra Ersanlı ise yasa tasarısının en basit akademik gerekleri bile karşılamaktan uzak bir metin olduğunu dile getirdi. Üniversitelerdeki baskı ve yasaklama politikalarının görmezden gelindiğini belirten Ersanlı, tüm suçun tepkisini dile getiren unsurlara yıkıldığını deşifre etti. Yeni YÖK yasa tasarısıyla üniversitelerin akademik özgürlüğünün ortadan kalkacağını vurgulayarak, araştırma konusunun seçiminde özgür olmayan akademinin bilim üretemeyeceğini belirtti.
Konuşmaların ardından gerçekleşen soru-cevap bölümünde yeni YÖK yasa tasarısının emperyalist çevrelerin desteklediği Bologna Süreci'nin bir parçası olduğu belirtildi. Yeni YÖK yasa tasarısının akademisyen, idari ve teknik personel ve öğrencilerin çabasıyla yasalaşmadan geri çevrilebileceği dile getirildi ve geçmiş dönemlerde kitlesel tepkiler üzerine iktidarların attığı geri adımlar örneklendi. Panel soru-cevap bölümünün ardından etkinlik panelistlerin daha iyi bir üniversiteyi hep birlikte kurma dileklerini sunmasıyla sona erdi.