Tarih: 11.08.2012 | Kategori:
Gençlik
Tüm yılın çalışmalarını değerlendirdiğimiz, öğrenirken eğlendiğimiz 5'inci İlerici Gençlik Yaz Kampı ikinci gününde de tüm coşkusuyla devam etti. Türkiye ve Dünya gündeminin tartışıldığı panel, fotoğraf, drama, ritim ve halk oyunları atölylerin düzenlendiği ikinci günde ilerici gençlere Laz Marks Emice oyunuyla tanınan tiyatrocu Haldun Açıksözlü'de eşlik etti.
"Kapitalizm sona yaklaşıyor"
Sabah kahvaltısının ardından saat 09.30'da Türkiye ve dünyadan değerlendirmeler başlıklı panel düzenlendi. Rıza Köse ve Özden Özgünel'in sunum gerçekleştirdiği panelde dünyada ve Türkiye'de kapitalizmin yaşadığı yapısal kriz sonrası işçilerin, emekçilerin, öğrencilerin ve ezilen halkların mücadelesi konuşuldu.
Dünya gündemine dair konuşma gerçekleştiren Rıza Köse, dünyada emperyalist kapitalist sistem içerisinde belli merkez oluştuğuna değinerek bu merkezlerin Amerika kıtası, Avrupa, Asya ve Ortadoğu olduğunu söyledi.
İlk olarak emperyalist kapitalist sistemin merkezi olan ABD'nin yaşadığı yapısal krizin altını çizen Köse, mortgage, kredi kartı ve "loan" denilen öğrenci kedisi borçlarının ABD'nin en büyük ekonomik sorunu olduğunu ifade etti. Köse, ABD'nin içine girdiği bu yapısal krizin faturasını emekçilere kesmek istemesine karşı işçilerin, emekçilerin ve öğrencilerin hatırı sayılır birçok eyleme imza attığını ancak bu eylemliliklerin anaakım medya tarafından görmezlikten gelindiğini vurguladı.
Avrupa'da ise tüm zamanların en geniş katılımlı genel grevlerinin bu sene içerisinde düzenlendiğini belirten Köse, artık sosyal Avrupa'nın kalmadığını Avrupa'da sosyal hakların gasp edildiğinin altını çizdi.
Bu sene içerisinde Amerika kıtasında, Avrupa'da ve Kuzey Afrika'da başlayan isyanların biribirinden ayrı değerlendirilemeyeceğini söyleyen Köse, bunu diyalektiği aykırı olduğunu vurguladı.
Mısır ve Tunus'tan farklı olarak Libya ve Suriye'nin emperyalist bir müdahale ifade eden Köse, emperyalizmin bu bölgelere müdahale etmesinin nedenini Mısır ve Tunus'taki halk devrimlerinin tüm bölgeye ayılmasını engellemek ve isyanın yönünü emperyalist politikalara doğru kaydırmak olduğunu söyledi. Suriye'ye müdahale'nin bir naşka nedeni de "Suriye'de 50'li yıllardan beri uygulanan devletçi politikalar" olduğunu ifade etti. Köse son olarak şunları söyledi: "Dünya'ya şöyle bir baktığımızda her yerde işçilein, emekçilerin, öğrenilerin ve ezilen halkların mücadelesini görüyoruz. Bu durumda bize kapitalizmin artık sona yaklaştığını gösteriyor."
"AKP iktidarı halklar ve inaçlar arasına nifak tohumları ekiyor"
Rıza Köse'nin ardından söz alan Özden Özgünel ise Türkiye'ye dair yaptığı değerlendirmede Tayyip Erdoğan'ın en son katıldığı bir televizyon programında Suriye, Kürt Sorunu ve Alevi inancı üzerine yaptığı açıklamalarda nasıl bir aymazlık içerisinde olduğunu ve Türkiye'nin içinde olduğu durumu çok iyi gösterdiğini söyledi.
Suriye konusunda, Suriye sınırlarını ihlal eden Türkiye uçaklarının düşürülmesinin ardından Suriye'ye karşı savaş çığırtkanlığının yükseltiğini ifade eden Özgünel, Antakya'da Suriye'den gelen gerici-faşistlerin Suriye halkına karşı emperyalizmin güdümünde olan Türkiye tarafından silahlandırılıp eğitildiğini vurguladı. Özgünel, Suriye'deki Kürtlerin ise kendi öz yönetimlerini oluşturmasının emperyalistlerin ve Türkiye'nin Suriye üzerindeki planlarını bozduğunu belirtti.
Türkiye'deki en yakıcı sorunlardan biri olan Kürt Sorunu'nda AKP iktidarının savaş politikasını sürdüğünü söyleyen Özgünel, "Şemdinli'de dağ taş bombalanıyor ve Türkiye'nin yürüttüğü savaş politikası yüzünden ölenler yine yoksul Türk ve Kürt gençleri oluyor" dedi. Özgünel, bu savaş politikasına karşı Kürt halkının iradesini tanımak ve Kürtlerin seslendirdiği onurlu barış şiarını yükseltmek gerektiğini vurguladı.
AKP iktidarının Suriye ve Cemevlerinin durumu üzerinden yükselttiği Alevi düşmanlığının sonuçlarının Malatya'da görüldüğüne dikkat çeken Özgünel, savaş politikalarının gereği olarak AKP iktiradının halklar inançlar arasında nifak tohumları ektiğini belirtti.
Sağlıkta dönüşüm ve tutuklu öğrenciler olmak üzere Türkiye'de bu yıl içerisinde birçok yakıcı sorunun baş gösterdiğini ifade eden Özgünel, bunlara karşı tek kurtuluş yolunun örgütlü mücadeleden geçtiğini vurguladı.
Atölyelerde birlikte üretip, serbest zamanda da birlikte eğlendik
Panelin ardından kampımızın ikinci günü serbest zaman ve ritim, drama, fotoğraf atölyeleri ile devam etti. Atölyelerde birlikte üretim yapan ilerici gençler, serbest zamanı ise denize girerek ve oyunlar oynarak değerlendirdi.
Fotoğraf atölyesinin ilk gününde temel fotoğrafçılık üzerine konuşmalar yapıldı. İlk gün fotoğrafçılığın teorik alt yapısını tartışan ilerici gençler, Fotoğrafın insanlık tarihi açısından önemine değindikten sonra fotoğraf çekerken dikkat edilmesi gereken noktaları öğrendi.
Ritim ve folklör atölyelerinde ezgilerin güzelliğine kendisini kaptıran, drama atölyesinde hayatı yeniden yorumlayan İlerici Gençler hep birlikte eğleniyor, üretiyor. Kampın son akşamında gerçekleştirecekleri gösterilere hazırlanan İlerici Gençler, davulun gümbürtüsünde, halk oyunlarının kıvraklığında, sözlerin gücünde kendi bildikleri eğlenceyi, kendi bildikleri sanatı arıyor ve kampta olan herkesi son akşam birlikte olmaya çağırıyor.
Atölyelerde hep birlikte üreten İlerici Gençler, satranç, tavla ve voleybol turnuvalarında hep beraber gülüp, sporun, rekabetin dostça yapılabileceğini kanıtlamış oldu.
İşçi, üniversiteli ve liseli gençler kendi atölyelerinde sorunlarını paylaştı
Türkiye'nin farklı bölgelerinden gelen üniversiteliler, ekonomik, akademik-demokratik ve siyasal-politik sorunlarını üniversiteli atölyesinde tartıştı. Paralı eğitimden barınmaya, ulaşımdan yemek sorununa kadar pek çok soruna değinen üniversiteli ilerici gençler, bilimsel eğitimden tutuklu öğrencilere, anadilde eğitimden üniversiteler de politik çalışmalara akdar birçok konuyu tartışma fırsatı buldu. Liseli tartışma atölyesinde bir araya gelen lise ve dershane öğrencileri de staj sömürüsünden 4+4+4 eğitime, cinsiyetçi eğitimden liselilerin özgürlük sorununa değin liselileri etkileyen pek çok soruna değinerek bu soruna çözümler üretmeye çalıştı. Liselilerin tartışmalarında şifrelere, hilelere, baskılara karşı çözüm mücadelede cevabı çıktı. İşçi-emekçi ilerici gençler ise bir araya geldikleri tartışma atölyesinde sendikaları, işçilere ölüm ve yoksulluktan başka bir şey vermeyen taşeron sistemi, iş yerlerinde yaşanan sıkıntıları tartıştı. İşçi, üniversiteli, liseli ilerici gençler tartışma atölyelerinde günlük hayattan gündeme sorunlarını tartışmaya önümüzdeki günlerde de devam edecek.
"Ha uşaklar ilk maçu kaybettuk ama bu daha ilk yarudur. İkinci yaruda zafer bizim olacaktur!"
Laz Marks'a hayat veren, Tiyatro sanatçısı Haldun Açıksözlü de 5. İlerici Gençlik Yaz Kampı'nın ikinci gününde İlerici Gençlerle bir araya geldi. "Boal'dan Baltacıoğlu'na Aadolu'da Politik Tiyatro" başlığı altında bir atölye gerçekleştiren Açıksözlü toplumdan yana tiyatronun neferleri olmuş Boal ve Baltacıoğlu'ndan bahsetti ve forum tiyatronun bir örneğini İlerici Gençlerle birlikte gerçekleştirdi.
İzleyiciyi oyunun içine katan forum tiyatronun konusu İlerici Gençler'in önerileriyle "Magazinleşerek milliyetçiliği pompalayan, Kürt sorununa ve Suriye'ye karşı körleşen yanlı medya" oldu. Konunun Malatya'da Alevi-Kürt aileye gerçekleştirilen gerici-faşist saldırıyı canlandırılarak tartışarılmasıyla ele alındığı atölyede "Yaşasın halkların kardeşliği" sloganını rehber edinmiş İlerici Gençler halklar arasına atılan öfke tohumlarının nasıl etkisiz hale getirilebileceğine çözüm aradı.
Akşam yemeğinin sonrasında ise Açıksözlü bu sefer politik stand-up Laz Marks Emice ile gençlerin karşısına çıktı. Suriye konusundan, HES'lere, polisin işçilere, öğrencilere, Türkiye halklarına saldırılarından, AKP iktidarına kadar pek çok konuya ilişkin fikirlerini Karadeniz insanının esprili dili ve sosyalist dünya görüşüyle birleştirerek aktaran Laz Marks Emice'yle birlikte İlerici Gençler keyifli bir akşam geçirdiler.
Laz Marks Emice'yle kampın 2. günü sona ererken 5. İlerici Gençlik Yaz Kampı 3. gününde panelleri ve atölyeleri ile sürüyor. Kamptan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.
"Kapitalizm sona yaklaşıyor"
Sabah kahvaltısının ardından saat 09.30'da Türkiye ve dünyadan değerlendirmeler başlıklı panel düzenlendi. Rıza Köse ve Özden Özgünel'in sunum gerçekleştirdiği panelde dünyada ve Türkiye'de kapitalizmin yaşadığı yapısal kriz sonrası işçilerin, emekçilerin, öğrencilerin ve ezilen halkların mücadelesi konuşuldu.
Dünya gündemine dair konuşma gerçekleştiren Rıza Köse, dünyada emperyalist kapitalist sistem içerisinde belli merkez oluştuğuna değinerek bu merkezlerin Amerika kıtası, Avrupa, Asya ve Ortadoğu olduğunu söyledi.
İlk olarak emperyalist kapitalist sistemin merkezi olan ABD'nin yaşadığı yapısal krizin altını çizen Köse, mortgage, kredi kartı ve "loan" denilen öğrenci kedisi borçlarının ABD'nin en büyük ekonomik sorunu olduğunu ifade etti. Köse, ABD'nin içine girdiği bu yapısal krizin faturasını emekçilere kesmek istemesine karşı işçilerin, emekçilerin ve öğrencilerin hatırı sayılır birçok eyleme imza attığını ancak bu eylemliliklerin anaakım medya tarafından görmezlikten gelindiğini vurguladı.
Avrupa'da ise tüm zamanların en geniş katılımlı genel grevlerinin bu sene içerisinde düzenlendiğini belirten Köse, artık sosyal Avrupa'nın kalmadığını Avrupa'da sosyal hakların gasp edildiğinin altını çizdi.
Bu sene içerisinde Amerika kıtasında, Avrupa'da ve Kuzey Afrika'da başlayan isyanların biribirinden ayrı değerlendirilemeyeceğini söyleyen Köse, bunu diyalektiği aykırı olduğunu vurguladı.
Mısır ve Tunus'tan farklı olarak Libya ve Suriye'nin emperyalist bir müdahale ifade eden Köse, emperyalizmin bu bölgelere müdahale etmesinin nedenini Mısır ve Tunus'taki halk devrimlerinin tüm bölgeye ayılmasını engellemek ve isyanın yönünü emperyalist politikalara doğru kaydırmak olduğunu söyledi. Suriye'ye müdahale'nin bir naşka nedeni de "Suriye'de 50'li yıllardan beri uygulanan devletçi politikalar" olduğunu ifade etti. Köse son olarak şunları söyledi: "Dünya'ya şöyle bir baktığımızda her yerde işçilein, emekçilerin, öğrenilerin ve ezilen halkların mücadelesini görüyoruz. Bu durumda bize kapitalizmin artık sona yaklaştığını gösteriyor."
"AKP iktidarı halklar ve inaçlar arasına nifak tohumları ekiyor"
Rıza Köse'nin ardından söz alan Özden Özgünel ise Türkiye'ye dair yaptığı değerlendirmede Tayyip Erdoğan'ın en son katıldığı bir televizyon programında Suriye, Kürt Sorunu ve Alevi inancı üzerine yaptığı açıklamalarda nasıl bir aymazlık içerisinde olduğunu ve Türkiye'nin içinde olduğu durumu çok iyi gösterdiğini söyledi.
Suriye konusunda, Suriye sınırlarını ihlal eden Türkiye uçaklarının düşürülmesinin ardından Suriye'ye karşı savaş çığırtkanlığının yükseltiğini ifade eden Özgünel, Antakya'da Suriye'den gelen gerici-faşistlerin Suriye halkına karşı emperyalizmin güdümünde olan Türkiye tarafından silahlandırılıp eğitildiğini vurguladı. Özgünel, Suriye'deki Kürtlerin ise kendi öz yönetimlerini oluşturmasının emperyalistlerin ve Türkiye'nin Suriye üzerindeki planlarını bozduğunu belirtti.
Türkiye'deki en yakıcı sorunlardan biri olan Kürt Sorunu'nda AKP iktidarının savaş politikasını sürdüğünü söyleyen Özgünel, "Şemdinli'de dağ taş bombalanıyor ve Türkiye'nin yürüttüğü savaş politikası yüzünden ölenler yine yoksul Türk ve Kürt gençleri oluyor" dedi. Özgünel, bu savaş politikasına karşı Kürt halkının iradesini tanımak ve Kürtlerin seslendirdiği onurlu barış şiarını yükseltmek gerektiğini vurguladı.
AKP iktidarının Suriye ve Cemevlerinin durumu üzerinden yükselttiği Alevi düşmanlığının sonuçlarının Malatya'da görüldüğüne dikkat çeken Özgünel, savaş politikalarının gereği olarak AKP iktiradının halklar inançlar arasında nifak tohumları ektiğini belirtti.
Sağlıkta dönüşüm ve tutuklu öğrenciler olmak üzere Türkiye'de bu yıl içerisinde birçok yakıcı sorunun baş gösterdiğini ifade eden Özgünel, bunlara karşı tek kurtuluş yolunun örgütlü mücadeleden geçtiğini vurguladı.
Atölyelerde birlikte üretip, serbest zamanda da birlikte eğlendik
Panelin ardından kampımızın ikinci günü serbest zaman ve ritim, drama, fotoğraf atölyeleri ile devam etti. Atölyelerde birlikte üretim yapan ilerici gençler, serbest zamanı ise denize girerek ve oyunlar oynarak değerlendirdi.
Fotoğraf atölyesinin ilk gününde temel fotoğrafçılık üzerine konuşmalar yapıldı. İlk gün fotoğrafçılığın teorik alt yapısını tartışan ilerici gençler, Fotoğrafın insanlık tarihi açısından önemine değindikten sonra fotoğraf çekerken dikkat edilmesi gereken noktaları öğrendi.
Ritim ve folklör atölyelerinde ezgilerin güzelliğine kendisini kaptıran, drama atölyesinde hayatı yeniden yorumlayan İlerici Gençler hep birlikte eğleniyor, üretiyor. Kampın son akşamında gerçekleştirecekleri gösterilere hazırlanan İlerici Gençler, davulun gümbürtüsünde, halk oyunlarının kıvraklığında, sözlerin gücünde kendi bildikleri eğlenceyi, kendi bildikleri sanatı arıyor ve kampta olan herkesi son akşam birlikte olmaya çağırıyor.
Atölyelerde hep birlikte üreten İlerici Gençler, satranç, tavla ve voleybol turnuvalarında hep beraber gülüp, sporun, rekabetin dostça yapılabileceğini kanıtlamış oldu.
İşçi, üniversiteli ve liseli gençler kendi atölyelerinde sorunlarını paylaştı
Türkiye'nin farklı bölgelerinden gelen üniversiteliler, ekonomik, akademik-demokratik ve siyasal-politik sorunlarını üniversiteli atölyesinde tartıştı. Paralı eğitimden barınmaya, ulaşımdan yemek sorununa kadar pek çok soruna değinen üniversiteli ilerici gençler, bilimsel eğitimden tutuklu öğrencilere, anadilde eğitimden üniversiteler de politik çalışmalara akdar birçok konuyu tartışma fırsatı buldu. Liseli tartışma atölyesinde bir araya gelen lise ve dershane öğrencileri de staj sömürüsünden 4+4+4 eğitime, cinsiyetçi eğitimden liselilerin özgürlük sorununa değin liselileri etkileyen pek çok soruna değinerek bu soruna çözümler üretmeye çalıştı. Liselilerin tartışmalarında şifrelere, hilelere, baskılara karşı çözüm mücadelede cevabı çıktı. İşçi-emekçi ilerici gençler ise bir araya geldikleri tartışma atölyesinde sendikaları, işçilere ölüm ve yoksulluktan başka bir şey vermeyen taşeron sistemi, iş yerlerinde yaşanan sıkıntıları tartıştı. İşçi, üniversiteli, liseli ilerici gençler tartışma atölyelerinde günlük hayattan gündeme sorunlarını tartışmaya önümüzdeki günlerde de devam edecek.
"Ha uşaklar ilk maçu kaybettuk ama bu daha ilk yarudur. İkinci yaruda zafer bizim olacaktur!"
Laz Marks'a hayat veren, Tiyatro sanatçısı Haldun Açıksözlü de 5. İlerici Gençlik Yaz Kampı'nın ikinci gününde İlerici Gençlerle bir araya geldi. "Boal'dan Baltacıoğlu'na Aadolu'da Politik Tiyatro" başlığı altında bir atölye gerçekleştiren Açıksözlü toplumdan yana tiyatronun neferleri olmuş Boal ve Baltacıoğlu'ndan bahsetti ve forum tiyatronun bir örneğini İlerici Gençlerle birlikte gerçekleştirdi.
İzleyiciyi oyunun içine katan forum tiyatronun konusu İlerici Gençler'in önerileriyle "Magazinleşerek milliyetçiliği pompalayan, Kürt sorununa ve Suriye'ye karşı körleşen yanlı medya" oldu. Konunun Malatya'da Alevi-Kürt aileye gerçekleştirilen gerici-faşist saldırıyı canlandırılarak tartışarılmasıyla ele alındığı atölyede "Yaşasın halkların kardeşliği" sloganını rehber edinmiş İlerici Gençler halklar arasına atılan öfke tohumlarının nasıl etkisiz hale getirilebileceğine çözüm aradı.
Akşam yemeğinin sonrasında ise Açıksözlü bu sefer politik stand-up Laz Marks Emice ile gençlerin karşısına çıktı. Suriye konusundan, HES'lere, polisin işçilere, öğrencilere, Türkiye halklarına saldırılarından, AKP iktidarına kadar pek çok konuya ilişkin fikirlerini Karadeniz insanının esprili dili ve sosyalist dünya görüşüyle birleştirerek aktaran Laz Marks Emice'yle birlikte İlerici Gençler keyifli bir akşam geçirdiler.
Laz Marks Emice'yle kampın 2. günü sona ererken 5. İlerici Gençlik Yaz Kampı 3. gününde panelleri ve atölyeleri ile sürüyor. Kamptan gelişmeleri aktarmaya devam edeceğiz.