Tarih: 07.06.2011 | Kategori:
İşçi - Sendika
Hopa ve Ankara'da yaşananlar öğretim üyeleri tarafından Cebeci'de protesto edildi

Gülseren Adaklı açıklamasına, "Hopa'da Eğitim-Sen üyesi, yılların devrimcisi, emekli öğretmen Metin Lokumcu'nun polis tarafından öldürülmesinin bu ülkede muhaliflerin ve hükümete karşı koyan herkesin artık yaşamsal tehdit altında olduğunun somut göstergesidir" diyerek başladı. Ankara'da Metin Lokumcu'nun öldürülmesini protesto edenlerinde aynı şekilde polis şiddetine maruz kaldığını, tacize ve işkenceye uğradığını söyleyen Adaklı, polisin en ağır şiddetine maruz kalanlar arasında Eğitim Sen 5 No'lu Şube Yönetim Kurulu üyesi Barış Çelik'in de olduğunu ve Çelik'in uğradığı şiddet nedeniyle sağ kulağının duymadığını , vücudunda da bariz işkence izleri bulunduğunu belirtti.
Adaklı, yaşanan gözaltıların ardından altı kişinin tutuklanma talebiyle mahkemeye sevk edildiğini, bunlardan birinin de tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakıldığını söyledi. Tutuklanan beş kişiden ikisinin Siyasl Bilgiler Fakültesi öğrencisi olduğunu ifade eden Adaklı, "Bu tutklamaların, önceki aylarda SBF'de yaşanan yumurtalı protestoların bir tür rövanşı olduğu açıktır. Bu öğrenciler o zaman da SBF'de gerçekleşen protesto eyleminin ardından hükümete yakın medya tarafından hedef gösterilmiş isimlerdir" dedi.
Devletin çıplak şiddetinin eril, millyetçi/faşizan bir dille bütünleştiğini vurgulayan Adaklı, "Demokratik bir ülkede, seçilmiş yöneticilerin ağzından duymayacağınız çirkinlikte erkek egemen ifadeler, Hopa'da HES'lere karşı direnen emekçilere, meşru yollardan meclise girmek için mücadele eden Kürt halkına, sosyalistlere yönelik faşizan dilin ortağıdır. Kadın düşmanlığı, işçi düşmanlığı, öğrenci düşmanlığı kol kola ilerlemektedir" dedi.
Adaklı, yaşananlarında gösterdiği gibi "ileri demokrasi" denilen, ileri düzeyde "cadı avı"ndan ibarettir diyerek, hükümetin kendi gibi düşünmeyen herkesi potansiyel suçlu olarak gördüğünü ve kendini protesto eden herkesi bir suç kılıfı uydurup içeriye atmak konusunda uzmanlaştığını vurguladı.
Özgür bir toplumun ve ileri bir demokrasinin, ancak bu baskıcı zihniyete karşı çıkarak sağlanabileceğini belirten Adaklı, tutuklanan öğrencilerin derhal serbest bırakılmasını istediklerini söyledi. Adaklı son olarak eğitim emekçileri olarak bulundukları her yerde; sokakta, kampüste, derslikte AKP'de cisimleşen devlet şiddetine, baskı politikalarına ve "ileri faşizme" karşı mücadeleye devam edeceklerini vurguladı.
Açıklamanın ardından sloganlar, alkışlar ve ıslıklar eşliğinde eyleme son verildi.