Tarih: 16.07.2007 | Kategori:
İşçi - Sendika
AKP'ye Fanatik, Emekçiye Radikal
Doğan Holding yüzde yirmi küçülme kararı adı altında 28 Haziran 2007 Perşembe günü Radikal gazetesi çalışanı 41 gazeteciyi işten çıkardı. İşten çıkarılanlar arasında istihbarat servisi şefinden, köşe yazarına ve muhabire kadar farklı birimlerden insanlar bulunuyor. Bu isimlerin kimisi yazılarını okuduğumuz değerli köşe yazarları veya önemli haberlerin altına imzasını atmış duyarlı basın emekçileri.
İşten atılan basın emekçilerinin bazılarının isimleri şöyle; Metin Yener, Adem Altan, Yiğit Bulut, Uğur Civelek, Haydar Ergülen, Doğan Sarsar, Sibel Ünlü, Adil Küçük, Müjdat Tolu, Merve Bilge, Yasemin Eminli, Taylan Polat, Fazlı Tokat, Özer Bayraktar, Celal Başlangıç, Turgut Tarhanlı, Atilla Özsever, Belgin Demirel, Ersel Ergüz, Mahmut Hamsici, Emre Boztepe, Şule Çizmeci, Olkan Özyurt, Serkan Taycan, Nazmi Belge, Mustafa Kalyoncu, Osman Işıldurmuş, Serpil Birgen.
TMSF'nin (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) yönetimindeki Takvim gazetesinden de editör düzeyinde çalışanlar işten atıldılar. TMSF, basın çalışanlarının iş güvencesine, editöryel bağımsızlığına yönelik tavır geliştirmeyeceğine dair güvence vermesine rağmen, sözlerini unutup gazetecileri rahatça kapı önüne koyabiliyor. Hem de kamu yararına hareket eden, güvenilir, tarafsız bir kurum olması gerekirken.
Radikal gazetesindeki işten atmalar Doğan Medya Grubu'nun ilk işçi kıyımı değil elbette. Yakın zamanda Posta ve Fanatik gazetelerinde de toplu işten çıkarmalar yaşanmıştı. Aslında işten atılan gazetecilere bu durumun haber verilmesi şaşırtıcı. Çünkü Doğan Medya Grubu habersiz işten atmalarıyla ünlü. Daha önce bir çok gazeteciye işten atıldıklarını haber vermeye tenezzül etmemişler, basın emekçileri işe geldikleri sabah turnike kartlarının çalışmamasıyla ne olduğunu dahi anlamadan gazetedeki eşyalarını toplayıp güvenlik eşliğinde kapının önüne konulmuşlardı.
İştan atılan gazeteciler arasında TGS (Türkiye Gazeteciler Sendikası) üyesi olanlar da mevcut. İşten çıkarmalar üzerine TGS atılan gazetecilere sahip çıkmak için 10 Temmuz 2007 Salı günü basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında şunlara değinildi; "Doğan Grubu'nun en az işçiyle en fazla işi çıkarmak istemeleri emek sömürüsüdür. 17 yıl önce medyada sendikasızlaştırmanın öncülüğünü yapan Doğan grubu, şimdi de büyük bir işçi kıyımı başlatarak bir ayıba daha imza atmıştır. TGS Doğan grubunda bazı basın emekçilerinin, işveren temsilcilerince odaya çağırılarak "Sendika üyesi olduğunuzu öğrendik, istifa edin yoksa işten çıkarılacaksınız" diye tehdit edildiklerine dair şikayetler aldıklarını, Doğan grubu merkezinden tüm birimlere "Sendika üyesi olduğundan kuşkulandıklarınızı bile işten atın veya istifa ettirin" talimatı gönderildiğini de duyurdu."
İşten atmaların önü kesilecek gibi gözükmüyor. Şu sıralar sıranın Milliyet Gazetesi çalışanlarına geldiği söyleniyor. Hukukçular bu konunun peşinin bırakılmaması gerektiğini belirtip şu açıklamada bulunuyorlar: "İşveren basın çalışanlarını ekonomik nedenlerle işten çıkarıyorsa, bunu kanıtlamak zorunda. Radikal gazetesinin bu kadroyu ekonomik olarak taşıyamayacak duruma geldiğini belgeleriyle kanıtlamak zorunda. Eğer bu kanıtlanamazsa yada gösterilen belgeler ikna edici değilse, işten çıkarılan basın çalışanlarının haksız işten çıkarma nedeniyle işe iade davası açma hakları bulunuyor."
İşten atılmaları protesto etmek amacıyla Radikal okurları 14 Temmuz tarihinde Radikal almama kararı aldılar. Her geçen gün yalnızlaştırılan, örgütsüzlüğün dayatıldığı alanların başında geliyor basın-yayın sektörü. Örgütlülüğün en fazla ihtiyaç duyulduğu alanlardan bir tanesi. Medya tekelleri gayet örgütlü ve istediği gibi oynuyor kozunu. Küçülttüm sana ihtiyacım yok, yada benim istediğim gibi yazmak zorundasın yoksa kapı orada deyip çıkışı gösteriyor. Örgütsüzlük hangi sektörde olursa olsun emekçileri yalnızlaştıran, bireyselleştiren, dev tekellerin karşısında çaresizleştiren bir etken. Kendi gemisin kurtaran kaptan deyimi emekçilerin sonunu hazırlıyor. Bugün işten atılmayan gazetecilerin güvencesini kim verebilir. En üst kademede çalışanını bir gün de kapının önüne koyan Aydın Doğan ve onun başpehlivanları yakın bir zamanda yüzde 20 küçülme kesemi büyütmedi, bir yüzde 20 daha küçülsek fena olmaz derlerse sonuç bugünkünden farklı olmayacak. Sendikasız iş güvencesiz çalışmak emekçileri açlığa mahkum ediyor. Burada ilk yapılacaklardan bir tanesi geride kalan çalışanların bir an önce sendikal çalışma başlatmalarıdır. Yoksa yarın aynı şey kaçınılmaz olarak yaşanılacaktır.
İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek!
Medyada Emekçi Kıyımına Son!
İşten atılan basın emekçilerinin bazılarının isimleri şöyle; Metin Yener, Adem Altan, Yiğit Bulut, Uğur Civelek, Haydar Ergülen, Doğan Sarsar, Sibel Ünlü, Adil Küçük, Müjdat Tolu, Merve Bilge, Yasemin Eminli, Taylan Polat, Fazlı Tokat, Özer Bayraktar, Celal Başlangıç, Turgut Tarhanlı, Atilla Özsever, Belgin Demirel, Ersel Ergüz, Mahmut Hamsici, Emre Boztepe, Şule Çizmeci, Olkan Özyurt, Serkan Taycan, Nazmi Belge, Mustafa Kalyoncu, Osman Işıldurmuş, Serpil Birgen.
TMSF'nin (Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu) yönetimindeki Takvim gazetesinden de editör düzeyinde çalışanlar işten atıldılar. TMSF, basın çalışanlarının iş güvencesine, editöryel bağımsızlığına yönelik tavır geliştirmeyeceğine dair güvence vermesine rağmen, sözlerini unutup gazetecileri rahatça kapı önüne koyabiliyor. Hem de kamu yararına hareket eden, güvenilir, tarafsız bir kurum olması gerekirken.
Radikal gazetesindeki işten atmalar Doğan Medya Grubu'nun ilk işçi kıyımı değil elbette. Yakın zamanda Posta ve Fanatik gazetelerinde de toplu işten çıkarmalar yaşanmıştı. Aslında işten atılan gazetecilere bu durumun haber verilmesi şaşırtıcı. Çünkü Doğan Medya Grubu habersiz işten atmalarıyla ünlü. Daha önce bir çok gazeteciye işten atıldıklarını haber vermeye tenezzül etmemişler, basın emekçileri işe geldikleri sabah turnike kartlarının çalışmamasıyla ne olduğunu dahi anlamadan gazetedeki eşyalarını toplayıp güvenlik eşliğinde kapının önüne konulmuşlardı.
İştan atılan gazeteciler arasında TGS (Türkiye Gazeteciler Sendikası) üyesi olanlar da mevcut. İşten çıkarmalar üzerine TGS atılan gazetecilere sahip çıkmak için 10 Temmuz 2007 Salı günü basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasında şunlara değinildi; "Doğan Grubu'nun en az işçiyle en fazla işi çıkarmak istemeleri emek sömürüsüdür. 17 yıl önce medyada sendikasızlaştırmanın öncülüğünü yapan Doğan grubu, şimdi de büyük bir işçi kıyımı başlatarak bir ayıba daha imza atmıştır. TGS Doğan grubunda bazı basın emekçilerinin, işveren temsilcilerince odaya çağırılarak "Sendika üyesi olduğunuzu öğrendik, istifa edin yoksa işten çıkarılacaksınız" diye tehdit edildiklerine dair şikayetler aldıklarını, Doğan grubu merkezinden tüm birimlere "Sendika üyesi olduğundan kuşkulandıklarınızı bile işten atın veya istifa ettirin" talimatı gönderildiğini de duyurdu."
İşten atmaların önü kesilecek gibi gözükmüyor. Şu sıralar sıranın Milliyet Gazetesi çalışanlarına geldiği söyleniyor. Hukukçular bu konunun peşinin bırakılmaması gerektiğini belirtip şu açıklamada bulunuyorlar: "İşveren basın çalışanlarını ekonomik nedenlerle işten çıkarıyorsa, bunu kanıtlamak zorunda. Radikal gazetesinin bu kadroyu ekonomik olarak taşıyamayacak duruma geldiğini belgeleriyle kanıtlamak zorunda. Eğer bu kanıtlanamazsa yada gösterilen belgeler ikna edici değilse, işten çıkarılan basın çalışanlarının haksız işten çıkarma nedeniyle işe iade davası açma hakları bulunuyor."
İşten atılmaları protesto etmek amacıyla Radikal okurları 14 Temmuz tarihinde Radikal almama kararı aldılar. Her geçen gün yalnızlaştırılan, örgütsüzlüğün dayatıldığı alanların başında geliyor basın-yayın sektörü. Örgütlülüğün en fazla ihtiyaç duyulduğu alanlardan bir tanesi. Medya tekelleri gayet örgütlü ve istediği gibi oynuyor kozunu. Küçülttüm sana ihtiyacım yok, yada benim istediğim gibi yazmak zorundasın yoksa kapı orada deyip çıkışı gösteriyor. Örgütsüzlük hangi sektörde olursa olsun emekçileri yalnızlaştıran, bireyselleştiren, dev tekellerin karşısında çaresizleştiren bir etken. Kendi gemisin kurtaran kaptan deyimi emekçilerin sonunu hazırlıyor. Bugün işten atılmayan gazetecilerin güvencesini kim verebilir. En üst kademede çalışanını bir gün de kapının önüne koyan Aydın Doğan ve onun başpehlivanları yakın bir zamanda yüzde 20 küçülme kesemi büyütmedi, bir yüzde 20 daha küçülsek fena olmaz derlerse sonuç bugünkünden farklı olmayacak. Sendikasız iş güvencesiz çalışmak emekçileri açlığa mahkum ediyor. Burada ilk yapılacaklardan bir tanesi geride kalan çalışanların bir an önce sendikal çalışma başlatmalarıdır. Yoksa yarın aynı şey kaçınılmaz olarak yaşanılacaktır.
İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek!
Medyada Emekçi Kıyımına Son!