Tarih: 28.12.2012 | Kategori:
Gençlik
AKP'nin kindar, umuda, insana düşman gençliğinden ODTÜ öğrencisine saldırı
AKP Gençlik Kolları Başkanı Zafer Çubukçu, Mehmet Akif Ersoy'u anlama gecesinde yaptığı konuşmada ODTÜ direnen ilerici, devrimci, yurtsever öğrencilere saldırdı. Çubukçu'nun konuşmasıyla Roboski'de 34 Kürt köylüsünü katleden, Maraş'ta katliamı protesto etmek isteyenlere biber gazı, plastik mermi ile saldıran, patronların cebine milyar dolarların akmasını sağlarken emekçiye 35 TL'lik zammı reva gören AKP iktidarı yaratmayı hedeflediği gençliğin yalana boğulmuş, kindar, umuda, insanlığa düşman bir gençlik olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Çubukçu, Türkiye halklarına ve gençliğine yalan söylüyor Baştan ayağa yalana boğulmuş olan AKP ve gençliği, polisin silahsız ve savunmasız öğrencilere biber gazı, plastik mermi, tomalarla gerçekleştirdiği terörü, gerçek sahibi olduğu üniversitede yaşanan polis işgalini görmezden geliyor. "Bir öğrenci elinde sopa, molotof kokteyli demir bilyeleri polise atarak neyi protesto edebilir? diyen Çubukçu, bu sözleriyle yaşananları çarpıtarak Türkiye halklarına ve gençliğine yalan söylüyor. Unutulmamalıdır ki hiç bir yalan gerçeklerin ortaya çıkmasını engelleyemez.
Asıl AKP Türkiye emekçi halklarına zulmetmektedir " Sizler edepsiz bir azınlığın çoğunluğa zulüm ettiğini öyle güzel görüyorsunuz ki" sözlerini sarf eden Çubukçu bir noktada haklıdır. Türkiye'de azınlığın çoğunluğa zulmü vardır. Amerikan emperyalizmin, patronların güdümünde olan AKP iktidarı, Türkiye emekçi halklarına dört bir yandan saldırmaktadır. Kendi iddiasına göre halkın oylarıyla başa geçen siyasal iktidarın aldığı her karar bizlerin zararına olmaktadır.
Kanlı Pazar'dan bugüne saldırıları gençliği yıldıramayacak "Sayın genel başkanım siz hiç üzülmeyin. Sizin ak gençliğiniz. Atalarına sahip çıka çıka, değerlerine sahip çıka çıka o üç beş çapulcuya meydanı bırakmayacak. Edebini koruyarak gerekli dersi verecektir." bu sözlerle bitiriyor Başbakan'a yönelik duygusal, ajitatif konuşmasını. Çubukçu'nun bu sözleri aklımıza 16 Şubat 1969'u, bugünkü AKP'yi de oluşturan ırkçı, gerici grubun Amerikan 6. Filo'sunu protesto eden gençlere taşlı, sopalı, bıçaklı saldırısını, saldırıda hayatını kaybeden iki genci hatırlatıyor. Bu sözler bize Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta, Roboski'de yaşanan katliamları hatırlatıyor. Çubukçu zihniyetinin "edebini koruyarak gerekli dersi vermekten" kastı emekçi halkı savunan, özgür, güneşli bir dünya hayali kuran herkese amansızca saldırmaktır. Unuttukları şey ise Kanlı Pazar'dan bugüne kadar yaptıkları hiç bir saldırı gençliğin mücadelesini durdurmamış, durdurmayacaktır.
Direnenler asla yenilmezler Siyasal iktidarın ve onun Çubukçu gibi temsilcilerinin işçilere, köylülere, öğrencilere, kendi kalıplarına uyumayan Kürt, Rum, Ermeni, Alevi tüm kesimlere yaptıkları saldırılar sokaklardan, fabrikalardan, tarladan, ODTÜ'den direnişle karşılanıyor. Direnişten korkan siyasal iktidar direnenlere karşı dört bir cepheden amansızca saldırıyor. Bu amansızca saldırıda siyasal iktidarın bir şeyi unutuyor "Direnenler asla yenilmezler". Bu ülkenin ilerici, devrimci, demokrat, yurtsever gençliği, onurlu vicdan sahibi halkı bu saldırıları bertaraf edecek ve Nâzım'ın şiirinde dediği gibi: "Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
akar suyun,
meyve çağında ağacın,
serpilip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına :
çürüyen diş, dökülen et ,
bir daha geri dönmemek üzre yıkılıp gidecekler.
Ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle : işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet..."
Çubukçu, Türkiye halklarına ve gençliğine yalan söylüyor Baştan ayağa yalana boğulmuş olan AKP ve gençliği, polisin silahsız ve savunmasız öğrencilere biber gazı, plastik mermi, tomalarla gerçekleştirdiği terörü, gerçek sahibi olduğu üniversitede yaşanan polis işgalini görmezden geliyor. "Bir öğrenci elinde sopa, molotof kokteyli demir bilyeleri polise atarak neyi protesto edebilir? diyen Çubukçu, bu sözleriyle yaşananları çarpıtarak Türkiye halklarına ve gençliğine yalan söylüyor. Unutulmamalıdır ki hiç bir yalan gerçeklerin ortaya çıkmasını engelleyemez.
Asıl AKP Türkiye emekçi halklarına zulmetmektedir " Sizler edepsiz bir azınlığın çoğunluğa zulüm ettiğini öyle güzel görüyorsunuz ki" sözlerini sarf eden Çubukçu bir noktada haklıdır. Türkiye'de azınlığın çoğunluğa zulmü vardır. Amerikan emperyalizmin, patronların güdümünde olan AKP iktidarı, Türkiye emekçi halklarına dört bir yandan saldırmaktadır. Kendi iddiasına göre halkın oylarıyla başa geçen siyasal iktidarın aldığı her karar bizlerin zararına olmaktadır.
Kanlı Pazar'dan bugüne saldırıları gençliği yıldıramayacak "Sayın genel başkanım siz hiç üzülmeyin. Sizin ak gençliğiniz. Atalarına sahip çıka çıka, değerlerine sahip çıka çıka o üç beş çapulcuya meydanı bırakmayacak. Edebini koruyarak gerekli dersi verecektir." bu sözlerle bitiriyor Başbakan'a yönelik duygusal, ajitatif konuşmasını. Çubukçu'nun bu sözleri aklımıza 16 Şubat 1969'u, bugünkü AKP'yi de oluşturan ırkçı, gerici grubun Amerikan 6. Filo'sunu protesto eden gençlere taşlı, sopalı, bıçaklı saldırısını, saldırıda hayatını kaybeden iki genci hatırlatıyor. Bu sözler bize Maraş'ta, Çorum'da, Sivas'ta, Roboski'de yaşanan katliamları hatırlatıyor. Çubukçu zihniyetinin "edebini koruyarak gerekli dersi vermekten" kastı emekçi halkı savunan, özgür, güneşli bir dünya hayali kuran herkese amansızca saldırmaktır. Unuttukları şey ise Kanlı Pazar'dan bugüne kadar yaptıkları hiç bir saldırı gençliğin mücadelesini durdurmamış, durdurmayacaktır.
Direnenler asla yenilmezler Siyasal iktidarın ve onun Çubukçu gibi temsilcilerinin işçilere, köylülere, öğrencilere, kendi kalıplarına uyumayan Kürt, Rum, Ermeni, Alevi tüm kesimlere yaptıkları saldırılar sokaklardan, fabrikalardan, tarladan, ODTÜ'den direnişle karşılanıyor. Direnişten korkan siyasal iktidar direnenlere karşı dört bir cepheden amansızca saldırıyor. Bu amansızca saldırıda siyasal iktidarın bir şeyi unutuyor "Direnenler asla yenilmezler". Bu ülkenin ilerici, devrimci, demokrat, yurtsever gençliği, onurlu vicdan sahibi halkı bu saldırıları bertaraf edecek ve Nâzım'ın şiirinde dediği gibi: "Onlar ümidin düşmanıdır, sevgilim,
akar suyun,
meyve çağında ağacın,
serpilip gelişen hayatın düşmanı.
Çünkü ölüm vurdu damgasını alınlarına :
çürüyen diş, dökülen et ,
bir daha geri dönmemek üzre yıkılıp gidecekler.
Ve elbette ki, sevgilim, elbet,
dolaşacaktır elini kolunu sallaya sallaya,
dolaşacaktır en şanlı elbisesiyle : işçi tulumuyla
bu güzelim memlekette hürriyet..."