Tarih: Eylül - Ekim 2006 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:12
Şiddet Yükselirken:Kürt Sorunu
Türkiye halkları çok tanıdık bir oyunun sahnelenmesini izliyor bugünlerde. Egemenler Kürt sorunun çözümü için tek geçerli yolun şiddet olduğuna ikna etmeye çalışıyorlar bizi. Bizi ikna etmek üzere de çeşitli ayak oyunları yapıldı ve hâlâ yapılıyor. Toplumda Kürt düşmanlığı tırmandırılmaya çalışılırken bir yandan da çeşitli şiddet eylemlerinin içine giriliyor, toplum tek taraflı olarak bilgilendiriliyor. Çeşitli provokasyonlar yapılıyor.
Provokasyoncular yakayı ele veriyor!
Türkiye halkları, Kürt sorunu dolayısıyla, egemenler tarafından yeni bir şiddet sarmalına sokulurken; Kürtlerin barış çığlıkları duymazdan gelinir ve bu çığlığa karşı duyarlı davranan insanlarımız linç kültürüyle korkutulmaya çalışılırken ortaya dökülüp saçılanları bir hatırlamakta fayda var. Egemenlerin, bu ülkede akacak kanla beslenenlerin yaptıkları her zaman gizli kapaklı kalmıyor ve olur olmadık durumlarda ortaya dökülebiliyor. Şemdinli olaylarını hepimiz hatırlarız. Birileri barış için çabalarken birileri insanları kana bulayacak işlerle uğraşıyordu ve bunlar Şemdinli'de yakayı ele verdi. Hatta Şemdinli'de bomba atanlar yargılandı ve ceza da aldılar.
Bu olan bitenin üstünden çok fazla bir zaman geçmeden tırmandırılan toplumsal gerginlik sürerken eski OHAL (Olağan Üstü Hal) Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Habertürk'te yaptığı konuşmada "Kuzey Irak'a yönelik acilen operasyonlar başlatılmalı. Bu operasyonların uluslararası kamuoyuna duyurulması gerekmez. O zaman işin içine bir sürü prosedür giriyor. Meclisin karar alması gerekiyor. Bu iş derin devletin yapacağı bir iştir. Biz daha önceleri bir çok defa sivil-resmi karışık birliklerle yasal prosedürler dışında derin operasyonlar yapmıştık
Sivil asker karışık uzman birliklerle Irak'a girilip sonuç alıcı operasyonlar yapılmalıdır" şeklinde açıklamalar yaptı.
Daha bu açıklamaların dumanı tüterken emekli Korgeneral Altay Tokat da bir dergiyle yaptığı röportajda ilginç açıklamalar yaptı. Korgeneral Şemdinli olaylarını değerlendirirken "Olayları doğru buluyorum. Bende hakimleri ve bazı kamu görevlilerini korkutmak-eğitmek için birkaç bomba attırmıştım. Önemli olan örgütün milis desteğini kesmektir
" şeklinde açıklamalar yaptı.
Şiddetin tırmanmasından Türkiye halkları sorumlu değildir!
Tüm bu açıklamalar ve yaşananlar egemenlerin sorunu çözmek için nasıl bir yöntem izlediklerini ortaya koyuyor. Bunlar şu anki yasalarda bile suç teşkil ederken Korgeneral'in açıklamaları kamuoyunda çok öne çıktığı için bir zahmet soruşturma başlatılıyor ama eski vali hakkında "çıt" yok! Bu açıklamalar karşısında geçmişe dönük ciddi araştırmalar ve cezalandırmalar gelmediği taktirde bunların bugün de uygulandığını kabul etmek durumundayız. Birileri kasıtlı olarak şiddeti tırmandırıyor. Şiddeti tırmandıranlar bu topraklarda ölen her insanın da sorumluluğunu taşıyorlar. Tarih önünde hesap verecekler.
Türkiye halkları Ortadoğu'daki bataklığa çekilmek isteniyor!
Sonuç olarak yürütülen çeşitli provokasyonlar neticesinde yaratılan havayla birlikte ordunun bölgeye büyük bir yığınak yaptığını görüyoruz. Bu arada bölgeden neredeyse her gün bir ölüm haberi veriyor televizyonlar ve bir de ısmarlama propaganda haberleri. Fakat bölgeye yapılan yığınağın büyüklüğü düşünülünce yapılan yığınağın sadece bölgede "asayişi sağlamak" için yapılmadığı çıkıyor ortaya. Bu kadar bir askeri gücün oraya kaldırılması Türkiye'nin Ortadoğu'ya dönük başka hesaplarının olduğuna bir işaret olarak kabul edilebilir. Türkiye içerideki "terörü" bahane ederek bölgeye büyük bir yığınak yapma hakkını buluyor kendinde
Bu arada Kürtlerin ABD'nin oyunlarının karşısında uyanık olması gerekiyor. ABD bu aralar büyük bağımsız bir Kürdistan lafları ve yayınladığı haritalarla Kürtleri kendi safına çekmeye çalışıyor. Bir yandan da Türkiye'yi sıkıştırıp
kendi planlarına koşulsuz destek sağlamayı düşünüyor.
Halkları birbirine düşürerek kendi hesaplarını gerçekleştirmek istiyorlar. Bu oyuna gelmemek gerekir. Bu dönemde Kürtlerin tutarlı davranması ve emperyalizmin oyunlarına karşı halkların kardeşliği temelinde bir muhalefet yükseltmesi gerekir. Hele KDP ve KYB'nin ABD ile işbirlikçi tutumu ülkemizdeki Kürt hareketinin anti-emperyalist bir çizgide ısrar etmesini daha da zorunlu kılıyor. Çünkü Kürt meselesinin barışçıl demokratik çözümü ancak tutarlı bir anti-emperyalist mücadele ile mümkündür. Bunun içinse tüm bölge halklarının kapsayan bir Ortadoğu Devrimci Çemberi kurulabilmeli ve Kürt halkının temsilcileri de bu mücadelede yerlerini almalıdır. Böyle bir mücadele Ortadoğu'daki ülkelerin-anti-emperyalizmden, demokrasiden, barıştan ve sosyalizmden yana olan iç dinamiklerini güçlendirecek büyük olanaklar yaratacaktır. Kürt sorunun demokratik temelde çözümü bu mücadelenin gücüne bağlıdır.
Irak'taki, Filistin'deki ve son olarak Lübnan'daki anti-emperyalist cephelerin kapsayıcılığı ve gücü tüm bölgedeki ilerici güçler açısından öğretici olmalıdır. Emperyalistler Ortadoğu'dan kovulmadıkça bölge halklarına huzur olmadığı ortadadır. Kavga emperyalizmi tüm dünyadan silene kadar sürecektir!
Provokasyoncular yakayı ele veriyor!
Türkiye halkları, Kürt sorunu dolayısıyla, egemenler tarafından yeni bir şiddet sarmalına sokulurken; Kürtlerin barış çığlıkları duymazdan gelinir ve bu çığlığa karşı duyarlı davranan insanlarımız linç kültürüyle korkutulmaya çalışılırken ortaya dökülüp saçılanları bir hatırlamakta fayda var. Egemenlerin, bu ülkede akacak kanla beslenenlerin yaptıkları her zaman gizli kapaklı kalmıyor ve olur olmadık durumlarda ortaya dökülebiliyor. Şemdinli olaylarını hepimiz hatırlarız. Birileri barış için çabalarken birileri insanları kana bulayacak işlerle uğraşıyordu ve bunlar Şemdinli'de yakayı ele verdi. Hatta Şemdinli'de bomba atanlar yargılandı ve ceza da aldılar.
Bu olan bitenin üstünden çok fazla bir zaman geçmeden tırmandırılan toplumsal gerginlik sürerken eski OHAL (Olağan Üstü Hal) Bölge Valisi Hayri Kozakçıoğlu, Habertürk'te yaptığı konuşmada "Kuzey Irak'a yönelik acilen operasyonlar başlatılmalı. Bu operasyonların uluslararası kamuoyuna duyurulması gerekmez. O zaman işin içine bir sürü prosedür giriyor. Meclisin karar alması gerekiyor. Bu iş derin devletin yapacağı bir iştir. Biz daha önceleri bir çok defa sivil-resmi karışık birliklerle yasal prosedürler dışında derin operasyonlar yapmıştık
Sivil asker karışık uzman birliklerle Irak'a girilip sonuç alıcı operasyonlar yapılmalıdır" şeklinde açıklamalar yaptı.
Daha bu açıklamaların dumanı tüterken emekli Korgeneral Altay Tokat da bir dergiyle yaptığı röportajda ilginç açıklamalar yaptı. Korgeneral Şemdinli olaylarını değerlendirirken "Olayları doğru buluyorum. Bende hakimleri ve bazı kamu görevlilerini korkutmak-eğitmek için birkaç bomba attırmıştım. Önemli olan örgütün milis desteğini kesmektir
" şeklinde açıklamalar yaptı.
Şiddetin tırmanmasından Türkiye halkları sorumlu değildir!
Tüm bu açıklamalar ve yaşananlar egemenlerin sorunu çözmek için nasıl bir yöntem izlediklerini ortaya koyuyor. Bunlar şu anki yasalarda bile suç teşkil ederken Korgeneral'in açıklamaları kamuoyunda çok öne çıktığı için bir zahmet soruşturma başlatılıyor ama eski vali hakkında "çıt" yok! Bu açıklamalar karşısında geçmişe dönük ciddi araştırmalar ve cezalandırmalar gelmediği taktirde bunların bugün de uygulandığını kabul etmek durumundayız. Birileri kasıtlı olarak şiddeti tırmandırıyor. Şiddeti tırmandıranlar bu topraklarda ölen her insanın da sorumluluğunu taşıyorlar. Tarih önünde hesap verecekler.
Türkiye halkları Ortadoğu'daki bataklığa çekilmek isteniyor!
Sonuç olarak yürütülen çeşitli provokasyonlar neticesinde yaratılan havayla birlikte ordunun bölgeye büyük bir yığınak yaptığını görüyoruz. Bu arada bölgeden neredeyse her gün bir ölüm haberi veriyor televizyonlar ve bir de ısmarlama propaganda haberleri. Fakat bölgeye yapılan yığınağın büyüklüğü düşünülünce yapılan yığınağın sadece bölgede "asayişi sağlamak" için yapılmadığı çıkıyor ortaya. Bu kadar bir askeri gücün oraya kaldırılması Türkiye'nin Ortadoğu'ya dönük başka hesaplarının olduğuna bir işaret olarak kabul edilebilir. Türkiye içerideki "terörü" bahane ederek bölgeye büyük bir yığınak yapma hakkını buluyor kendinde
Bu arada Kürtlerin ABD'nin oyunlarının karşısında uyanık olması gerekiyor. ABD bu aralar büyük bağımsız bir Kürdistan lafları ve yayınladığı haritalarla Kürtleri kendi safına çekmeye çalışıyor. Bir yandan da Türkiye'yi sıkıştırıp
kendi planlarına koşulsuz destek sağlamayı düşünüyor.
Halkları birbirine düşürerek kendi hesaplarını gerçekleştirmek istiyorlar. Bu oyuna gelmemek gerekir. Bu dönemde Kürtlerin tutarlı davranması ve emperyalizmin oyunlarına karşı halkların kardeşliği temelinde bir muhalefet yükseltmesi gerekir. Hele KDP ve KYB'nin ABD ile işbirlikçi tutumu ülkemizdeki Kürt hareketinin anti-emperyalist bir çizgide ısrar etmesini daha da zorunlu kılıyor. Çünkü Kürt meselesinin barışçıl demokratik çözümü ancak tutarlı bir anti-emperyalist mücadele ile mümkündür. Bunun içinse tüm bölge halklarının kapsayan bir Ortadoğu Devrimci Çemberi kurulabilmeli ve Kürt halkının temsilcileri de bu mücadelede yerlerini almalıdır. Böyle bir mücadele Ortadoğu'daki ülkelerin-anti-emperyalizmden, demokrasiden, barıştan ve sosyalizmden yana olan iç dinamiklerini güçlendirecek büyük olanaklar yaratacaktır. Kürt sorunun demokratik temelde çözümü bu mücadelenin gücüne bağlıdır.
Irak'taki, Filistin'deki ve son olarak Lübnan'daki anti-emperyalist cephelerin kapsayıcılığı ve gücü tüm bölgedeki ilerici güçler açısından öğretici olmalıdır. Emperyalistler Ortadoğu'dan kovulmadıkça bölge halklarına huzur olmadığı ortadadır. Kavga emperyalizmi tüm dünyadan silene kadar sürecektir!
Diğer Haberler
Lübnan'da düşene dövüşene bin selam!Şiddet Yükselirken:Kürt SorunuNÜKLEERİN KARANLIK TARİHİKOLEKTİF BİLİNÇ-HAREKET FORUMKapitalizmin işçi sınıfına ve emekçi halklara saldırısının adı: Özelleştirmeİşte dünyaya seslenen bir kadının vahşeti durdurun çığlığıİsrail elçisi geri çağrılsın!Direnmenin Tarihi yeniden yazılırken...Devrim Ateşi Ortadoğu'dan Yükselecek!DDGF'NİN LÜBNAN'DA YAŞANAN VAHŞETE İLİŞKİN AÇIKLAMASI: