• ANASAYFA
  • LİNKLER
  • FOTOĞRAFLAR
  • HABER GÖNDER
  • MÜZİK
  • VİDEOLAR
  • ZİYARETÇİ DEFTERİ
  •  
  • YENİ SİTE

Kategoriler

Toplumsal HaberlerKültür SanatKöşe YazılarıKadınİşçi - Sendikaİnceleme - YorumGençlikEmekçi ÜniversitesiDış HaberlerBildiriler




Temel Metinler

İşçi, köylü, öğrenci gençlik görev başına Çağrı, Tüm İlerici, Yurtsever, Gençler Görev Başına ilerici gençlik derneğine kavuştu TÜM-İGD Kuruldu İlerici gençler 1. olağan genel kurul'da buluştu! Alternatif süreç gazetesi'nin TÜM-İGD ile yaptığı röportajın tam metni
Tarih: Eylül - Ekim 2006 | Sayı: İlerici Gençlik Sayı:12

Bir Röportaj(3)

 

İlerici Gençlik: Komünist toplum düzeninin aile ve kadın sorunu üzerindeki etkisi ne olacaktır?

Engels: Biz, cinsiyetler arasındaki ilişkinin, yalnızca ilgili kişileri ilgilendiren ve toplumun hiç bir müdahale isteminde bulunmayacağı salt özel bir ilişki haline gelmesini savunmaktayız. Şayet özel mülkiyeti kaldırmak demek aynı zamanda çocukları komünal olarak eğitmek, böylece bugüne kadar mevcut evlilik kurumunun ikiz temelini yani özel mülkiyet sayesinde kadının kocaya ve çocukların da ana-babaya olan bağımlılığını yok etmek demektir. Ahlak dersi veren dar kafalıların kadınların komünist ortaklaşalığına ilişkin kopardıkları yaygaranın yanıtı da buradadır. Kadınların ortaklaşalığı tümüyle burjuva toplumuna ait bir ilişkidir ve bugün eksiksiz bir biçimde fuhuş ile gerçekleşmektedir. Oysaki fuhuş dediğimiz şeyin kendisi doğrudan bir özel mülkiyet ilişkisidir. Dolayısıyla gelecekteki komünist toplumumuz özel mülkiyete son vererek kadın veya erkek tüm insanların metalaştırılması tehlikesini ortadan kaldıracaktır. Şu halde, komünist örgütlenme, gericilerin ilericilere saldırmak için ağızlarına pelesenk ettiğinin aksine kadınlarda ortaklaşalığı getirmek yerine, ona son verir.



İ.G.: Komünist örgütlenmenin mevcut milliyetler karşısındaki tutumu ne olacaktır?

Engels: Kelimenin en kısa şekliyle söylemek gerekirse: Kalacaktır!

 

İ.G.: Mevcut dinler karşısındaki tutumu ne olacaktır?

Engels: Bu da ulusal kökler ve milliyet konusunda olduğu gibi nettir. Kalacaktır. Hatta komünistler inanç ve düşünce ve yaşayış özgürlüğü konusunda bugüne kadar ki en geniş haklar yelpazesini de sunmaktadır.

 

İ.G.: Peki Komünistler sosyalistlerden hangi bakımdan farklıdırlar?

Engels: Sosyalist denilenler üç gruba ayrılırlar.

Birinci grup, büyük sanayi, dünya ticareti ve bunların ikisinin var ettiği burjuva toplumu tarafından yıkılmış, ya da hâlâ gün be gün yıkılmakta olan feodal ve ataerkil toplum yanlılarından oluşur. Bugünkü toplumunun hastalıklarından, bu grup, feodal ve ataerkil toplumun yeniden kurulması gerektiği, çünkü onun bu hastalıklardan uzak olduğu sonucunu çıkartıyor. Bu grubun bütün önerileri, doğrudan ya da dolambaçlı olarak, bu hedefe yöneliktir. Proletaryanın sefaleti karşısındaki bütün yakınlık gösterilerine ve yakınmalara karşın, komünistler, bu gerici sosyalistler grubuna şiddetle karşı koyacaklardır, çünkü 1. bu grup tamamen olanaksız bir şey için uğraşıyor; 2. bu grup, mutlakıyetçi ya da feodal hükümdarlardan, bürokratlardan, askerlerden ve rahiplerden oluşan maiyetleriyle birlikte aristokrasinin, lonca ustalarının ve manüfaktürcülerin egemenliğini; bugünkü toplumun kusurlarından gerçekten de uzak olan, ama peşinden en azından bir o kadar başka kötülük getiren ve ezilen sınıfların bir komünist örgütlerime yoluyla kurtuluşları için umut dahi vermeyen bir toplumu kurmaya çalışıyor; 3. proletarya ne zaman devrimci ve komünist olsa, bu grup, proleterlere karşı burjuvaziyle derhal bağlaşıklık kurarak gerçek niyetlerini her zaman açığa vuruyor.

İkinci grup, bugünkü mevcut toplum yandaşlarından oluşur. Bunlar, , mevcut toplumu korumaya, ama ona bağlı olan kötülükleri kaldırmaya çabalarlar. Bu amacı göz önüne alarak, bunlardan bazıları salt hayırsever önlemler; ötekiler ise, toplumu yeniden örgütleme bahanesi altında, mevcut toplumun temellerini, ve dolayısıyla mevcut toplumun kendisini koruyacak tantanalı reform sistemleri önerirler. Komünistler bu burjuva sosyalistlerine karşı da durmadan savaşmak durumunda olacaklardır, çünkü bunlar komünistlerin düşmanları için çalışıyorlar ve komünistlerin yıkmak amacında oldukları toplumu savunuyorlar.

Nihayet, üçüncü grup, daha önce sıraladığımız önlemlerden bir kısmını komünistlerle aynı şekilde, ama komünizme geçişin bir aracı olarak değil de, mevcut toplumun sefaletini kaldırmaya ve kötülüklerini yok etmeye yeterli önlemler olarak arzulayan demokratik sosyalistlerden oluşur. Bu demokratik sosyalistler, ya kendi sınıflarının kurtuluş koşulları konusunda henüz yeterince aydınlanmamış proleterlerdir, ya da demokrasi kazanılana ve bunu izleyen sosyalist önlemler gerçekleşene dek proletarya ile birçok bakımlardan aynı çıkarlara sahip olan bir sınıfın, küçük-burjuvazinin üyeleridirler. Eylem anlarında komünistler, bu nedenle, bu demokratik sosyalistlerle bir anlaşmaya varmak ve, bu demokratik sosyalistler egemen burjuvazinin hizmetine girmedikleri ve komünistlere saldırmadıkları sürece, bunlarla genel olarak şimdilik olabildiğince ortak bir politika izlemek durumundadırlar. Açıktır ki, bu ortak eylem, onlarla olan ayrılıkların tartışılmasını dıştalamaz.

Diğer Haberler

Lübnan'da düşene dövüşene bin selam!Şiddet Yükselirken:Kürt SorunuNÜKLEERİN KARANLIK TARİHİKOLEKTİF BİLİNÇ-HAREKET FORUMKapitalizmin işçi sınıfına ve emekçi halklara saldırısının adı: Özelleştirmeİşte dünyaya seslenen bir kadının vahşeti durdurun çığlığı
İsrail elçisi geri çağrılsın!Direnmenin Tarihi yeniden yazılırken...Devrim Ateşi Ortadoğu'dan Yükselecek!DDGF'NİN LÜBNAN'DA YAŞANAN VAHŞETE İLİŞKİN AÇIKLAMASI:
İlerici Gençlik Dergisi | bu site GNU / GPL lisanslı özgür yazılım araçları kullanarak hazırlanmıştır.
posta@ilericigenclik.org | |