Tarih: 12.06.2003 | Kategori:
Toplumsal Haberler
Üniversite sınavları kaldırılsın!
Üniversiteye giriş sınavının yaklaştığı şu günlerde ÖSS ile ilgili tartışmalar her zaman ki gibi arttı. Bir tarafta ilerici, devrimci öğrenciler basın açıklamaları yaparak seslerini duyurmaya çalışa dursun, diğer tarafta iktidar ÖSS sistemini değiştireceğiz açıklamalarıyla öğrencileri ve velileri kandırmaya çalışıyor. Sınav sonucunda binlerce öğrencinin açıkta kaldığı (daha doğrusu şu an ne kadar öğrencinin açıkta kalacağı zaten belli!) bir sistemde herkesin istediği bir bölümü kazanması da imkansızlaştı. Bu sorunun temelinde ise kolay kolay göz ardı edilemeyecek bir konu olan “eğitimde fırsat eşitliği” bir diğer deyişle “eşitlik” kavramı yatıyor
Şöyle ki; emekçilerin yaşadığı semtlerde var olan liselerde verilen eğitim ile zenginlerin yaşadığı semtlerdeki liselerde verilen eğitim karşılaştırıldığında, emekçi çocuklarının nasıl eğitimsiz bırakıldığı açık bir şekilde görülebilir.
Bir tarafta; kalabalık (50-60 kişilik) sınıflarda ders dinlemeye çalışan, kışın sınıflar yeterince ısıtılmadığı için ders dinlemek yerine üşümemeye çalışan, eğitimsiz öğretmenlerin kaba dayağına maruz kalan, sınıfların kalabalığından dolayı oturacak sıra bulamayınca dersi ayakta dinlemeye çalışmak veya dinlememek arasında zorunlu tercih yapmaya zorlanan yoksul öğrenciler, diğer tarafta ise sabah servislerle evinden alınan, on beş ila yirmi kişilik sınıflarda ders gören, her türlü imkana sahip (bilgisayar, özel ders, iyi bir sosyal ortam), kışın üşümek yerine ders dinleyen, kendilerini eğitmesi gereken öğretmenlerin dayağına maruz kalmayan zengin çocukları. Burada yapılması gereken bu eşitsizliklerin ortadan kaldırılarak herkese parasız, kaliteli bir lise eğitimi verilmesidir.
Eğitimin tüm basamaklarında var olan eşitsizlik ortadan kaldırılmadan, üniversite sınavlarında herkesin başarılı olmasını beklemek öğrencilerle dalga geçmektir. Yukarıda sıralanan olumsuzluklar düşünüldüğünde de elbette ki elenenler emekçi çocukları olacaklardır. Onlarla karşılaştırıldığında daha kaliteli eğitim alan zengin çocukları ise üniversiteli kervanına katılacaklardır.
Sonuç olarak üniversite sınavları kaldırılmalı herkese yeteneklerine göre, parasız, bilimsel eğitim verilmelidir. Bunun yolu da birleşik bir mücadeleden geçer.
Parasız Sağlık
Parasız Eğitim
Yaşasın Emekçi Üniversitesi!
Gençlik Devrim İstiyor.
Şöyle ki; emekçilerin yaşadığı semtlerde var olan liselerde verilen eğitim ile zenginlerin yaşadığı semtlerdeki liselerde verilen eğitim karşılaştırıldığında, emekçi çocuklarının nasıl eğitimsiz bırakıldığı açık bir şekilde görülebilir.
Bir tarafta; kalabalık (50-60 kişilik) sınıflarda ders dinlemeye çalışan, kışın sınıflar yeterince ısıtılmadığı için ders dinlemek yerine üşümemeye çalışan, eğitimsiz öğretmenlerin kaba dayağına maruz kalan, sınıfların kalabalığından dolayı oturacak sıra bulamayınca dersi ayakta dinlemeye çalışmak veya dinlememek arasında zorunlu tercih yapmaya zorlanan yoksul öğrenciler, diğer tarafta ise sabah servislerle evinden alınan, on beş ila yirmi kişilik sınıflarda ders gören, her türlü imkana sahip (bilgisayar, özel ders, iyi bir sosyal ortam), kışın üşümek yerine ders dinleyen, kendilerini eğitmesi gereken öğretmenlerin dayağına maruz kalmayan zengin çocukları. Burada yapılması gereken bu eşitsizliklerin ortadan kaldırılarak herkese parasız, kaliteli bir lise eğitimi verilmesidir.
Eğitimin tüm basamaklarında var olan eşitsizlik ortadan kaldırılmadan, üniversite sınavlarında herkesin başarılı olmasını beklemek öğrencilerle dalga geçmektir. Yukarıda sıralanan olumsuzluklar düşünüldüğünde de elbette ki elenenler emekçi çocukları olacaklardır. Onlarla karşılaştırıldığında daha kaliteli eğitim alan zengin çocukları ise üniversiteli kervanına katılacaklardır.
Sonuç olarak üniversite sınavları kaldırılmalı herkese yeteneklerine göre, parasız, bilimsel eğitim verilmelidir. Bunun yolu da birleşik bir mücadeleden geçer.
Parasız Sağlık
Parasız Eğitim
Yaşasın Emekçi Üniversitesi!
Gençlik Devrim İstiyor.