Tarih: 22.07.2009 | Kategori:
Bildiriler
Kemal Türkler: Işığı söndürülemeyen sınıf neferi
1926 yılında Denizli'de doğan Kemal Türkler'in çocukluğu zorluklar içinde geçer. Küçük yaşta çalışmaya başlayan Türkler, terzi çıraklığı ve ayakkabıcı çıraklığı gibi işlerde çalıştıktan sonra mevsimlik işçi olarak orman işçiliği, pamuk ırgatlığı ve un fabrikası işçiliği yapar.
1944 yılında liseyi bitirdikten sonra yedek subay olarak askerliğini yapan Türkler, 1946 yılında askerden döndükten sonra Denizli'nin Tavas ilçesinde 1 yıl devlet memurluğu yapar. 1947 yılında üniversitede okumak için İstanbul'a gelir ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydolur. Aynı zamanda Bakırköy Emayetaş fabrikasına işçi olarak girer. Bir süre sonra, işyeri temsilcisi olan Kemal Türkler sendikal yaşama atılmış olur.
Sendikal yaşamı
Kemal Türkler, 1949 yılında babasının hastalığı nedeniyle ailesinin İstanbul'a gelişiyle Hukuk Fakültesini 3. sınıfta bırakmak zorunda kalır. 1953 yılına kadar tabak satıcılığı, gömlek terziliği gibi çeşitli işler yapar. 13 Eylül 1953'te Türkiye Maden-İş Sendikası'nın Bakırköy Şubesi yönetim kurulu üyeliğine seçilir. 19 Mart 1954'te yapılan genel kurulda Maden-İş Sendikası Genel Sekreterliği görevine getirilir. Yine 1954'te hastalığı sebebiyle genel başkanlık görevinden ayrılan Yusuf Sıdal'ın görevini üstlenir ve 26 yıl boyunca bu görevi sürdürür.
1958 yılında Türkiye Maden İş Sendikası ülke çapında örgütlenmeye, faaliyet göstermeye başlar. 27 Mayıs 1960 Darbesi sonrasında egemenlerin bazı hak ve özgürlükleri bir ölçüde tanımak zorunda kalmasıyla birlikte sendikal çalışmalar yükselişe geçer. 9 Ekim 1960'ta Kemal Türkler Türkiye Maden İş Sendikası'nın, Milletlerarası Maden İşçileri Sendikaları Federasyonu'na üye olmasını sağlar.
TİP ve DİSK'in kuruluşu
Kemal Türkler, 1961 yılında Şaban Yıldız, Kemal Sülker, İbrahim Güzelce, Rıza Kuas, İbrahim Denizcier, Adnan Ardan, Avni Erakalın, Kemal Nebioğlu, Hüseyin Uslubaş, Ahmet Muslu ve Salih Özkarabay ile birlikte Türkiye İşçi Partisi'ni kurar ve genel sekreterliğe seçilir.
1963'te Maden-İş Sendikası'nın Kavel'de başlatmış olduğu ve işçilerin grev hakkının yasal olarak elde edilmesine yol açan direnişin yürütülmesinde önemli rol oynayan Türkler, 1 yıl sonra Singer Fabrikası'nda başlatılan grev nedeniyle Türk-İş genel başkanı Seyfi Demirsoy'la birlikte tutuklanır.
Türk-İş yönetimiyle giderek şiddetlenen görüş ayrılıkları üzerine muhalefet hareketinin öne çıkan isimleri arasında yer alır. 26 Ocak 1966'da Türk Maden-İş Sendikası'nın yönetim kurulu toplantısında alınan kararla Türk-İş yönetimine karşı muhalefet hareketini başlatır. 15 Temmuz 1966'da sendikacı arkadaşlarıyla bir ortak karar alır ve Türk-İş'e üye Türk Maden-İş, Basın-İş, Lastik-İş ve Gıda-İş sendikaları genel başkanları Sendikalararası Dayanışma Anlaşması (SADA) imzalanır. 15 Ocak 1967'de toplanan ortak sendika temsilciler meclisi oybirliğiyle, Türk-İş'ten ayrılma ve yeni bir konfederasyon kurma kararı alır.
12 Şubat 1967'de İstanbul'da Çemberlitaş Şafak Sineması'nda toplanan Türk Maden-İş, Gıda-İş, Basın-İş, Lastik-İş ortak genel kurulunda Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) kurulması kararı alınır. Konfederasyonun kuruluşu 13 Şubat 1967'de yapılan başvuru ile ilan edilir. Maden-İş'ten Kemal Türkler, Lastik-İş'ten Rıza Kuas, maden işçilerinden Mehmet Alpdündar, Basın-İş'ten İbrahim Güzelce, Gıda-İş'ten Kemal Nebioğlu'ndan DİSK yönetim kurulunda, ilk genel başkanlığa Kemal Türkler seçilir.
15-16 Haziran, DGM ve MESS Grevleri, 1 Mayıs 1976-77-78
DİSK'in kuruluşuyla birlikte sınıf hareketi ivme kazanır. Ülke genelinde hızla örgütlenen DİSK birçok işyerinde çalışma yürütmeye başlar. DİSK, ilk en geniş kitlesel tepkiyi sendikalar ve işçiler aleyhine olan 274 ve 275 sayılı yasaya gösterir. 15-16 Haziran 1970'te sendikalar kanunun değiştirilmesini protesto etmek için işçiler DİSK'in çağrısıyla İstanbul, Ankara, İzmit ve İzmir başta olmak üzere birçok şehirde eylemler ve gösteriler yapar.
15-16 Haziran Büyük İşçi Genel Direnişi ile işçi sınıfı DİSK'i sahiplenir ve sınıf bilinciyle işçi eylemlilikleri yoğunlaşır. 15-16 Haziran nedeniyle sıkıyönetim ilan edilir. DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler ve birçok sendika yöneticisi hakkında "hükümet aleyhine halkı isyana teşvik etmek üzere ittifak etmek", "kanunlara karşı gelmeye halkı teşvik ile memleketin emniyetine tehlike teşkil edecek şekilde neşriyatta bulunmak" suçlarından dava açılır ve tutuklanırlar.
Takip eden yıllarda Kemal Türkler, artan ekonomik sıkıntılar ve silahlı saldırıların önlenmesi için yapılan Demokrasi mitinglerinin düzenlenmesini sağlar. 1976'da hak ve özgürlükleri kısıtlayan, anayasal hakları engelleyen Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin (DGM) kurulmasına karşı "Genel Yas" eylemlerinin başlamasında etkin rol oynar ve böylece Türkiye çapında genel grev başlamış olur. Kemal Türkler yas eylemleri nedeniyle tutuklanır.
İşçi sınıfının uluslararası birlik ve mücadele günü olan 1 Mayıs İşçi Bayramı'nın açık alanlarda, özgürce kutlanması için çalışma yürütür ve işçi sınıfının kararlı tutumuyla 1976'da başarıya ulaşır. İşçi, memur, köylü, kadın, erkek, genç, yaşlı tüm emekçi halk 1 Mayıs 1976'da bayramını 1 Mayıs alanı olan Taksim Meydanı'nda görkemli bir şekilde kutlar.
Madeni Eşya Sanayicileri Sendikası (MESS) ile DİSK'e bağlı olan Maden-İş Sendikası arasında 77-80 yılları arasında süregelen toplu sözleşme anlaşmazlıkları üzerine fabrikalarda yürütülen grev ve eylemliliklerinin sürdürülmesini sağlar. Eylül 1977'de şiddet, baskı ve antidemokratik uygulamalara karşı tüm demokrasi güçlerinin Ulusal Demokratik Cephe altında toplanması çağrısını yapanlar içinde yer alır.
26 Aralık 1977'de yapılan DİSK 6. Genel Kurulu'nda Kemal Türkler genel başkanlık görevini Abdullah Baştürk'e devreder. 1978-80 yılları arasında Maden-İş Sendikası genel başkanlığını yapar. 1 Mayıs 1978'de Maden-İş genel başkanı olarak bağrından geldiği işçi sınıfı ile birlikte kutlamalara katılır. 19 Aralık 1979'da Kemal Türkler, Maden-İş Sendikası'nın 23. Genel Kurulu'nda, Enternasyonal Marşı'nın okunması nedeniyle bir kez daha tutuklandı.
İlerici gençlere ışık tutmaya devam ediyor
Kemal Türkler 11 Temmuz 1980'de Gönen'de gerçekleşen Genel Yönetim Kurulu'nda ve 1980 2. Bölge Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmalarda faşizme karşı mücadelenin ve birliğin önemini vurgular. Kemal Türkler yaptığı konuşmadan 11 gün sonra 22 Temmuz 1980'de Merter'deki evinin önünde faşistlerce pusuya düşürülerek katledilir.
Cenaze törenine yüz binlerin katıldığı Kemal Türkler'i, Edirne'den Van'a kadar üretimi bırakarak saygı duruşunda bulunan işçiler bir ağızdan "Birleşik örgütlü güç yenilmez" diye haykırarak uğurladılar.
Türkiye işçi sınıfının tarihine adını silinmez bir şekilde kazıyan Kemal Türkler, ölümünün üstünden 29 yıl geçmesine rağmen fabrikalarda, işyerlerinde, alanlarda, 1 Mayıs'larda Taksim Meydanı'nda kavgasını sürdürüyor. Yaşamı boyunca tüm baskı ve zorluklara rağmen sınıfla olan bağını koparmamış, kendi söylemiyle "davasının neferi" olan Kemal Türkler'in mücadelesi "Yolumuz işçi sınıfının yoludur!" şiarıyla hareket eden ilerici gençliğin bayrağıyla yükseliyor. 26 Ocak 1966'da, Türkiye Maden-İş Yönetim Kurulu'nda içtiği Büyük Andı tekrarlıyoruz: İşçi sınıfının davası sonuna dek savunulacak ölmek var, dönmek yok bu yoldan
1944 yılında liseyi bitirdikten sonra yedek subay olarak askerliğini yapan Türkler, 1946 yılında askerden döndükten sonra Denizli'nin Tavas ilçesinde 1 yıl devlet memurluğu yapar. 1947 yılında üniversitede okumak için İstanbul'a gelir ve İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ne kaydolur. Aynı zamanda Bakırköy Emayetaş fabrikasına işçi olarak girer. Bir süre sonra, işyeri temsilcisi olan Kemal Türkler sendikal yaşama atılmış olur.
Sendikal yaşamı
Kemal Türkler, 1949 yılında babasının hastalığı nedeniyle ailesinin İstanbul'a gelişiyle Hukuk Fakültesini 3. sınıfta bırakmak zorunda kalır. 1953 yılına kadar tabak satıcılığı, gömlek terziliği gibi çeşitli işler yapar. 13 Eylül 1953'te Türkiye Maden-İş Sendikası'nın Bakırköy Şubesi yönetim kurulu üyeliğine seçilir. 19 Mart 1954'te yapılan genel kurulda Maden-İş Sendikası Genel Sekreterliği görevine getirilir. Yine 1954'te hastalığı sebebiyle genel başkanlık görevinden ayrılan Yusuf Sıdal'ın görevini üstlenir ve 26 yıl boyunca bu görevi sürdürür.
1958 yılında Türkiye Maden İş Sendikası ülke çapında örgütlenmeye, faaliyet göstermeye başlar. 27 Mayıs 1960 Darbesi sonrasında egemenlerin bazı hak ve özgürlükleri bir ölçüde tanımak zorunda kalmasıyla birlikte sendikal çalışmalar yükselişe geçer. 9 Ekim 1960'ta Kemal Türkler Türkiye Maden İş Sendikası'nın, Milletlerarası Maden İşçileri Sendikaları Federasyonu'na üye olmasını sağlar.
TİP ve DİSK'in kuruluşu
Kemal Türkler, 1961 yılında Şaban Yıldız, Kemal Sülker, İbrahim Güzelce, Rıza Kuas, İbrahim Denizcier, Adnan Ardan, Avni Erakalın, Kemal Nebioğlu, Hüseyin Uslubaş, Ahmet Muslu ve Salih Özkarabay ile birlikte Türkiye İşçi Partisi'ni kurar ve genel sekreterliğe seçilir.
1963'te Maden-İş Sendikası'nın Kavel'de başlatmış olduğu ve işçilerin grev hakkının yasal olarak elde edilmesine yol açan direnişin yürütülmesinde önemli rol oynayan Türkler, 1 yıl sonra Singer Fabrikası'nda başlatılan grev nedeniyle Türk-İş genel başkanı Seyfi Demirsoy'la birlikte tutuklanır.
Türk-İş yönetimiyle giderek şiddetlenen görüş ayrılıkları üzerine muhalefet hareketinin öne çıkan isimleri arasında yer alır. 26 Ocak 1966'da Türk Maden-İş Sendikası'nın yönetim kurulu toplantısında alınan kararla Türk-İş yönetimine karşı muhalefet hareketini başlatır. 15 Temmuz 1966'da sendikacı arkadaşlarıyla bir ortak karar alır ve Türk-İş'e üye Türk Maden-İş, Basın-İş, Lastik-İş ve Gıda-İş sendikaları genel başkanları Sendikalararası Dayanışma Anlaşması (SADA) imzalanır. 15 Ocak 1967'de toplanan ortak sendika temsilciler meclisi oybirliğiyle, Türk-İş'ten ayrılma ve yeni bir konfederasyon kurma kararı alır.
12 Şubat 1967'de İstanbul'da Çemberlitaş Şafak Sineması'nda toplanan Türk Maden-İş, Gıda-İş, Basın-İş, Lastik-İş ortak genel kurulunda Türkiye Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu'nun (DİSK) kurulması kararı alınır. Konfederasyonun kuruluşu 13 Şubat 1967'de yapılan başvuru ile ilan edilir. Maden-İş'ten Kemal Türkler, Lastik-İş'ten Rıza Kuas, maden işçilerinden Mehmet Alpdündar, Basın-İş'ten İbrahim Güzelce, Gıda-İş'ten Kemal Nebioğlu'ndan DİSK yönetim kurulunda, ilk genel başkanlığa Kemal Türkler seçilir.
15-16 Haziran, DGM ve MESS Grevleri, 1 Mayıs 1976-77-78
DİSK'in kuruluşuyla birlikte sınıf hareketi ivme kazanır. Ülke genelinde hızla örgütlenen DİSK birçok işyerinde çalışma yürütmeye başlar. DİSK, ilk en geniş kitlesel tepkiyi sendikalar ve işçiler aleyhine olan 274 ve 275 sayılı yasaya gösterir. 15-16 Haziran 1970'te sendikalar kanunun değiştirilmesini protesto etmek için işçiler DİSK'in çağrısıyla İstanbul, Ankara, İzmit ve İzmir başta olmak üzere birçok şehirde eylemler ve gösteriler yapar.
15-16 Haziran Büyük İşçi Genel Direnişi ile işçi sınıfı DİSK'i sahiplenir ve sınıf bilinciyle işçi eylemlilikleri yoğunlaşır. 15-16 Haziran nedeniyle sıkıyönetim ilan edilir. DİSK Genel Başkanı Kemal Türkler ve birçok sendika yöneticisi hakkında "hükümet aleyhine halkı isyana teşvik etmek üzere ittifak etmek", "kanunlara karşı gelmeye halkı teşvik ile memleketin emniyetine tehlike teşkil edecek şekilde neşriyatta bulunmak" suçlarından dava açılır ve tutuklanırlar.
Takip eden yıllarda Kemal Türkler, artan ekonomik sıkıntılar ve silahlı saldırıların önlenmesi için yapılan Demokrasi mitinglerinin düzenlenmesini sağlar. 1976'da hak ve özgürlükleri kısıtlayan, anayasal hakları engelleyen Devlet Güvenlik Mahkemeleri'nin (DGM) kurulmasına karşı "Genel Yas" eylemlerinin başlamasında etkin rol oynar ve böylece Türkiye çapında genel grev başlamış olur. Kemal Türkler yas eylemleri nedeniyle tutuklanır.
İşçi sınıfının uluslararası birlik ve mücadele günü olan 1 Mayıs İşçi Bayramı'nın açık alanlarda, özgürce kutlanması için çalışma yürütür ve işçi sınıfının kararlı tutumuyla 1976'da başarıya ulaşır. İşçi, memur, köylü, kadın, erkek, genç, yaşlı tüm emekçi halk 1 Mayıs 1976'da bayramını 1 Mayıs alanı olan Taksim Meydanı'nda görkemli bir şekilde kutlar.
Madeni Eşya Sanayicileri Sendikası (MESS) ile DİSK'e bağlı olan Maden-İş Sendikası arasında 77-80 yılları arasında süregelen toplu sözleşme anlaşmazlıkları üzerine fabrikalarda yürütülen grev ve eylemliliklerinin sürdürülmesini sağlar. Eylül 1977'de şiddet, baskı ve antidemokratik uygulamalara karşı tüm demokrasi güçlerinin Ulusal Demokratik Cephe altında toplanması çağrısını yapanlar içinde yer alır.
26 Aralık 1977'de yapılan DİSK 6. Genel Kurulu'nda Kemal Türkler genel başkanlık görevini Abdullah Baştürk'e devreder. 1978-80 yılları arasında Maden-İş Sendikası genel başkanlığını yapar. 1 Mayıs 1978'de Maden-İş genel başkanı olarak bağrından geldiği işçi sınıfı ile birlikte kutlamalara katılır. 19 Aralık 1979'da Kemal Türkler, Maden-İş Sendikası'nın 23. Genel Kurulu'nda, Enternasyonal Marşı'nın okunması nedeniyle bir kez daha tutuklandı.
İlerici gençlere ışık tutmaya devam ediyor
Kemal Türkler 11 Temmuz 1980'de Gönen'de gerçekleşen Genel Yönetim Kurulu'nda ve 1980 2. Bölge Genel Kurulu'nda yaptığı konuşmalarda faşizme karşı mücadelenin ve birliğin önemini vurgular. Kemal Türkler yaptığı konuşmadan 11 gün sonra 22 Temmuz 1980'de Merter'deki evinin önünde faşistlerce pusuya düşürülerek katledilir.
Cenaze törenine yüz binlerin katıldığı Kemal Türkler'i, Edirne'den Van'a kadar üretimi bırakarak saygı duruşunda bulunan işçiler bir ağızdan "Birleşik örgütlü güç yenilmez" diye haykırarak uğurladılar.
Türkiye işçi sınıfının tarihine adını silinmez bir şekilde kazıyan Kemal Türkler, ölümünün üstünden 29 yıl geçmesine rağmen fabrikalarda, işyerlerinde, alanlarda, 1 Mayıs'larda Taksim Meydanı'nda kavgasını sürdürüyor. Yaşamı boyunca tüm baskı ve zorluklara rağmen sınıfla olan bağını koparmamış, kendi söylemiyle "davasının neferi" olan Kemal Türkler'in mücadelesi "Yolumuz işçi sınıfının yoludur!" şiarıyla hareket eden ilerici gençliğin bayrağıyla yükseliyor. 26 Ocak 1966'da, Türkiye Maden-İş Yönetim Kurulu'nda içtiği Büyük Andı tekrarlıyoruz: İşçi sınıfının davası sonuna dek savunulacak ölmek var, dönmek yok bu yoldan