Tarih: Ekim 2003 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:6
UZUN İNCE BİR YOLDA YENİ BİR HARİTA

"Benim nereye gideceğimi hiç düşündünüz mü?
Benim evim yok, vatanımı çaldılar. Pasaportum bile yok.
İşte, Filistin halkının faciası budur."
Yaser ARAFAT
Geride bıraktığımız 20. yüzyılın ortalarına gelindiğinde İngiltere, emperyal gücünü yavaş yavaş kaybetmiş sömürgecilik görevini ABD'ye bırakmıştı. Halklarını baskı altında tuttuğu sömürge topraklarından çekilmeye başlayan 19. yüzyılın sömürgecilikte en ileri gitmiş devleti olan İngiltere, sömürge topraklarından çekilirken ABD ile birlikte bu bölgelerde kendine bağlı uydu hükümet veya devletler kurmuşlardır. İşte bu devletlerden bir tanesi de bu iki emperyalist devletin Ortadoğu'daki çıkarlarının korunması için yapay olarak yaratılmış İsrail devletidir.
İSYANIN KISA TARİHİ
İsrail devleti, kurulduğu 1948 yılında Araplar ile yapılan ilk savaşta Mısır, Ürdün, Suriye ve Lübnan ordularını batı sömürgeci devletlerin yardımı ile yenilgiye uğratır. Bu savaşta 1 milyona yakın Arap evsiz ve yurtsuz kalır. İsrail ile Araplar arasındaki ikinci savaş İngiltere'nin ve Fransa'nın da kışkırtmaları ile İsrail'in Sina yarımadasını işgali ile başlar. İsrail Mısır'a hava saldırısında bulunur. Saldırıda binlerce Arap öldürülür. BM'nin de baskısı ile savaş sona erer. BM bu bölgenin bazı bölümlerinde denetimi eline alır. Üçüncü savaş olan ve "altı gün savaşı" olarak ta bilinen 1967 savaşında İsrail ile Mısır, Suriye ve Ürdün arasında şiddetli çatışmalar yaşanır. Savaş sonunda İsrail, Golan tepelerini, Batı Şeria'yı, Kudüs'ü, Sina yarımadasının tümünü işgal eder. Araplar yenilgiyi kabul etmek zorunda kalır. İsrail ile Araplar arasında 1973'te yaşanan ve "Yom Kipur" savaşı olarak ta bilinen dördüncü savaşta ise Araplar ilk başta geçici bir başarı sağlarlar fakat daha sonra savaşı kaybederler.
Son Arap-İsrail savaşından sonra tamamıyla emperyalizmin dümen suyuna girmeye başlayan Mısır, İsrail ile yakınlaşmaya başlar. Filistin halkının özgürlüğünün satılması süreci bu dönemde yavaş yavaş hızlanır. 1978'de İsrail ile Mısır arasında imzalanan Camp David bu sürecin ilk adımları arasında yer alır. İsrail bir taraftan anlaşma yaparken diğer taraftan da Filistinlileri katletmekten geri kalmaz. Bu yüzden bu süreç 1987'de başlayan ve 5 yıl süren I. İntifada ile ters yüz olur. I. İntifa'dan sora Filistin halkını direnişinin kırılması doğrultusunda 1993'te Oslo ve 1994'te ise Madrid görüşmeleri devreye sokulur. Bu süreç 90'lar boyunca Gazze-Eriha anlaşması, Şarm el Şeyh memorandumu ve Camp David'de yapılan görüşmelerle tıkanır. Çünkü ne ABD ne de İsrail bölgede barışın sağlanması ve iki halkın barış içinde bir arada yaşaması gibi bir amaca sahiptir. 2000 yılının sonlarına doğru şiddetlenen İsrail saldırılarına karşı Filistin halkı direniş içerisinden II. İntifada'yı çıkarır.
SALDIRININ YENİ ADI: YOL HARİTASI
İşte II. İntifada'nın boğulması için Filistin halkına dayatılan sözde barış girişimlerinden bir tanesi de "yol haritası" adı altında geçen Nisan ayında Filistinlilerin gündemine getirildi. Daha önceden planlanmış, Filistin direnişini yok etmeyi amaçlayan ve yıllardır temcit pilavı gibi tekrar tekrar ısıtılıp masaya getirilen bu planların asıl amacı Filistin'de kukla bir hükümet yaratılmasıdır. Bu hükümetin görevi ise Filistin isyanını boğmak ve bölgede sömürgeci devletlerin çıkarları doğrultusunda hizmet etmek olacaktır. Üç aşamada gerçekleşecek şekilde ayarlanan; ABD, Rusya, AB ve BM tarafından hazırlanan bu planının birkaç maddesi incelediğinde neyin amaç edinildiği açıkça ortaya çıkmaktadır. Şimdi durumun önemini daha iyi kavrayabilmek için 1. aşamada tarafların yükümlü olduğu iki maddeye kısaca göz atalım;
1-"Filistinlilerin şiddetin şartsız olarak derhal sona erdirilmesi sorumluluğunu üzerine alması" Bu madde ile Filistin halkının ve onun haklı intifadasının (isyanının) eli kolu bağlanmaktadır. Şöyle ki, bu maddeye göre İsrail ne yaparsa yapsın Filistinliler karşılık vermemelidir. Evleri yıkılsa, bağlarına bahçelerine el konulsa, hapse atılsalar, öldürülseler dahi Filistinliler bir şey yapmamalıdır. Bu maddenin anlamı kısaca: "teslimiyet."
2-"İsrail'in 28 Eylül 2000'den bu yana işgal ettiği Filistin topraklarından çekilmesi." Bu maddeyi görünce Filistin davasını az çok bilenlerin tüyleri diken diken oluyor. Çünkü daha önce de bir çok defa İsrail tarafından tıkanan ve Filistin halkını teslim almayı hedefleyen barış girişimlerinde ve BM planlarında her zaman İsrail'in 1967 savaşı öncesi sınırlarına çekilmesi öngörülmüştür. Bilindiği gibi İsrail 1967'de ki savaşla Golan tepelerini, Batı Şeria'yı, Kudüs'ü, Sina yarımadasının tümünü topraklarına katmıştı. Bu topraklar İsrail'de kaldığında kurulacak bir Filistin devleti bir birinden kopuk kukla kantonlardan oluşan bir yapı görünümünde olacaktır. Bunun anlamı ise Filistin halkının bir birinden kopuk küçük yerleşim alanlarında boğulması, asimile olması ve yok edilmesidir.
Yol haritasının rotası bu iki basit ve kısa maddeden kolayca anlaşılmaktadır. Yol haritası ABD, AB, BM ve Rusya gibi emperyal odakların Ortadoğu'da ki halkların Irak savaşı ve sonrasında meydana gelen direnişlerinin pasifize edilmesi planıdır. Yol haritası bu bölgedeki halkların emperyalist saldırganlığa karşı direnişlerinin tasfiye planıdır. Yol haritası bir halkın evsiz, vatansız ve pasaportsuz bırakılması planıdır.