BARBARLARA GEÇİT YOK!

Görünen o ki Irak’ta savaş hızla yaklaşıyor. Dünya medyasına bakılınsa savaş çoktan başladı bile. Şimdi CNN ‘inden BCC’ sine büyük basın kuruluşlarını “uzman” yorumcuları, olası kayıpları hesaplamakla meşgul. Havadan bir saldırı olursa şu kadar Iraklı ölür, kara savaşı çıkarsa Bağdat şöyle yıkılır... Savaşın şeklini ve tarafların stratejilerini kestirmek şimdilik güç. Ancak bilinen bir şey var ki o da: Emperyalizmin çıkarları doğrultusunda gerçekleştirilecek böylesi bir saldırının insanlık adına ne kadar vahşi ve kanlı geçeceği. Kore’de, Vietnam’da, Latin Amerika’da ve dünyanın geri kalanında ABD’nin başını çektiği emperyalizmin neler yaptığı ortada.
EMPERYALİST SAVAŞ TEHDİDİNE KARŞI TEPKİLER ARTIYOR.
Şimdi dünyanın dört bir tarafında; Avustralya’dan Kore’ye, Türkiye’den Fransa’ya hatta Amerika’ya kadar pek çok ülkede milyonlar ABD emperyalizminin planlarını bozmak için sokaklarda.
Nasıl sonuçlarınsa sonuçlansın olası ikinci körfez savaşının pek de birincisi gibi olmayacağı ise şimdiden belli oldu. Hatırlanacak olursa ABD, Irak’a , SSCB’deki( Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği) karşı devrimin gerçekleşmesinden hemen sonra saldırmış ve dönemin atmosferinin de etkisiyle dünyada hemen hemen hiçbir ciddi tepkiyle karşılaşmamıştı. Zaten ABD’nin saldırısını doğuran sebeplerin biride dönemin bu koşullarıydı. Öyle ya sosyalizm ölmüş; ABD dünyanın tek süper gücü haline gelmişti. Böyle bir ortamda ABD’nin istediği herhangi bir yeri her hangi bir sebebe dayanarak ( hatta sebepsiz bile olabilir) yakmasına, yıkmasına kim karşı çıkabilirdi. İşte Körfez savaşı böyle bir psikolojinin halkların üzerine çöktüğü bin dönemde yaşandı. Ama şimdi Dünya, üzerindeki bu ölü toprağı silkelemeye başladı. İnsanlar kapitalizme, emperyalist gericiliğe mahkum olmadıklarının bilincine varıyorlar. Kapitalizm Sovyetler birliğinin çöküşünün ardından büyük gürültüler kopararak ilan ettiği “yeni Dünya Düzeni” gibi kavramlar sapır sapır dökülüyor. O kadar ki bir dönem ağızlara pelesenk olmuş bu gibi kavramlar şimdilerde patronlar tarafından bile seyrek kullanılır oldu. Dünya işte böyle bir ortamda ırak savaşını bekliyor.
TÜRKİYE HALKLARI DA SESSİZ DEĞİL!
Türkiye için savaş çok daha farklı boyutları içinde barındırıyor. ABD kaynaklarından basına yansıyan belgeler gösteriyor ki Irak’ta bir savaş halinde savaşın ikinci cephesi Türkiye olacak. ABD’nin isteği gerçek olursa ülke topraklarının önemli bir kısmı resmen ABD üssü konumuna gelecek. ABD buralara her türlü nükleer ve kimyasal silahını depolayabilecek. Hatta ABD askerleri Türkiye’de bile yargılanamayacaklar. Ülkeyi yönetsinler tarihte eşine az rastlanır bir teslimiyet örneği sergiliyorlar. Hem de tabiri caizse bir avuç dolar için ancak Türkiye Halkları’nın böyle bir teslimiyete onay vermesi imkansız.
Hem de kardeşinin, ırak halkının kanının dökülmesi söz konusu iken. Gerçekten de savaş söylentilerinin dillere düştüğü ilk günlerden bu yana Türkiye’de de çeşitli düzeylerde çok sayıda etkinlik düzenleniyor. İlk olarak 1 aralık İstanbul ve 22 aralık Ankara mitingleriyle meydanları dolduran on binler, eylemlerini giderek yaygınlaştırıyor. Sinop’tan Mersin’e, Diyarbakır’a kadar pek çok ilde Türkiye halkları emperyalist ABD’yi lanetliyor. Daha kitlesel ve ses getirici eylemler ise yolda.
GÖREV HEPİMİZİN
Bugün Irak’ın karşı karşıya kaldığı tehdit bütün herkesi ilgilendiriyor. Ne komşumuz Irak halkının ne de diğer halkların katledilmesine kayıtsız kalamayız. Daha şimdiden Irak petrol rezervleri AB ve ABD petrol şirketleri arasına paylaştırılmış vaziyette. Kimin pastadan ne kadar pay alacağı tartışmasının netleşmesi ise savaşın başlangıç tarihi olarak gösteriliyor. Ve en önemlisi de bütün bunlar dünyanın gözü önünde yaşanıyor. Öyle gizli filan değil açık açık. Ancak petrol düşü kuranlar, bir koyup üç alırız diyenler, biz en büyüğüz her şeyi yönetiriz diye düşünenler yanılıyorlar. Çünkü “küçük” bir gerçeği atlıyorlar: 6 milyar insanı.
İnsanlık en zor koşullar altında bile zorbalığa, barbarlığa karşı direnmiş, teslim olmamıştır. Bugüne kadar tarih binlerce yıllık geçmiş içerisinde bütün dünyaya hükmetmeye kalkmış, bütün insanları boyunduruğu altına almaya çabalamış nice imparatorluklar gördü. Ama hiçbiri başarılı olamadı. ABD’de başarılı olamayacaktır. Kimse böyle bir beklenti içinde olmasın. Dünya ve insanlığın kaderi birkaç dolar milyarderinin, tescilli katil ABD’nin eline bırakılamaz. Şimdi bu savaş oyununu bozmanın, emperyalistlerin hayallerini kâbusa çevirmenin vaktidir. Bu oyunu bozacak güç ellerimizde; bende,sende, onda...Bizde!