Tarih: Mayıs - Haziran 2003 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:5
BİR FİLMİN ANATOMİSİ:

GAYRİMUAYYEN
Yapım Yönetim Senaryo Remzi KAZMAZ
Yapım Yönetim Senaryo Remzi KAZMAZ
Hiç bir zulüm bir annenin evladını yitirdiğinde çıkardığı feryat kadar acı vermez insanoğluna. Bu sebepten biz de, bu feryada kulak vererek, köşemizde “Gayrimuayyen” isimli belgesel filmi tanıtmayı, daha doğrusu kısa da olsa anlatmayı uygun gördük. Bu arada bir not: film aynı zamanda 38. Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde de gösterime girmiş ve büyük bir ilgi uyandırmıştı.
“Türkiye Gayrimuayyen bir ülkedir”
Köylerinden zorunlu göçe tabi tutulanlar; bununla kalmayıp, dişinden tırnağından artırıp içinde yaşanılası bir ev yapanların gözleri önünde o hayallerinin yakılması (hem de içinde tüm eşyalarıyla). Newroz kutlamalarının; güzelim bahar ayının gelişini kutlarken baharın ortasında yüreklerimizin ortasına sıkılan kurşunlar. Yani cehennem ateşinin ortasında yaşamak...
Bir kamyonun sebep olduğu (iyi ki de olmuş!) çete-mafya ve ortasında yer alan devlet üçlemesiyle 3 Kasım 1996 yılında tanışılan Susurluk olayı yani Susurluk çetesi. Elini kolunu sallayarak serbestçe dolaşan katiller ve polis karakollarını kendi ev adresleri gibi gösterenler. Vahşice öldürülen gazeteciler. Hunharca katledilen aydınlar ve yazarlar. Her cumartesi, yitirdikleri evlatları uğruna coplanan anneler, annelerimiz... Aynı otel odasında diri diri yananlar. Üzerimize sıkılan, kafamızın üstünden, yüreklerimizi delip geçen kurşunlar. Yaralarımıza tuz basanlar. Tuz basılmış yaralarımızı deşenler. Gazi Mahallesi’nde ve Ümraniye’de göz göre göre öldürülenler. Ve Maraş ve Malatya ve Çorum ve Sivas ve alabildiğine tüm sıcaklığı ile gülümseyen Denizler... Ve’lerin arkası bir türlü kesilmiyor. Kısacası bu filmde acılarımıza ait ne ararsanız var! Bir tek sevinçlerimiz yok. Çünkü bu görüntülerin içinde sevinçlerimize ilişkin pek fazla bir şey yok. Dahası mı? Dahası “Gayrimuayyen” adlı belgeselde. Maalesef Türkiye “GAYRİMUAYYEN” bir ülke olmaya devam ediyor.
İyi seyirler.