Tarih: Kasım 2002 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:3
Kapitalist Ali Babanın Çiftliği

“Ali babanın bir çiftliği var; çiftliğinde inekleri var, öküzleri var, horozları var, çeşit çeşit kümes hayvanları ve tabii ahır hayvanları var.....” Bu ne menem bir çiftlikmiş ki; hiç batmadı. Ne inek içti, ne dağa kaçtı, ne de yandı bitti kül oldu. O kadar ekonomik kriz yaşadık; insanlar açlıktan öldü. Dinar’da, Erzincan’da, İzmit’te deprem oldu, Çarşamba’yı sel aldı, insanlar yine öldü, bu çiftlik hala ayakta, çocuklarımız dilinde. Dünyanın her yerinde sayısız insanlar; toprakları için, çiftlikleri için canlarından oldu. Fakat bu Ali baba denilen kapitalist ineğin pardon çiftlik sahibinin çiftliğine hiçbir şey olmadı. İlahi adalet midir yoksa C.I.A. ajanı mıdır belli değil. Yıllardır sapa sağlam ayakta.
Biliyorum bu bir çocuk şarkısı. Biliyorum bundan başka onlarca (belki de yüzlerce). Ama hafızanızı bir yokladığınızda ilk olarak hangi çocuk şarkısı ile karşılaşıyorsunuz.: Ali baba ve çiftliği.
Tamam biliyorum Ali baba adında biri yok. Hele onun bir çiftliği hiç yok. Zaten olsaydı da son ekonomik kriz sayesinde çoktan kalp krizi geçirip mekan değiştirmişti. Ne de olsa kendisi 80-90 yaşlarında bunak bir ihtiyardı... Ama bu öyle bir çocuk şarkısı ki; babam dinlemiş, ben dinledim (hatta ezberledim), üzülüyorum çocuğum da dinliyor. Eh ben bu Ali babaya Cıa ajanı demişim çok mu? Değil! Üç kuşak Ali baba ve zenginliklerini diline dolayacak ve fakat bu düzensizliğe kimse “DUR” diyen olmayacak. İşte ben bu kapitalist oyuna “DUR” diyorum. Ve en azından torunlarımız bu şarkı ile büyümeyecek diyorum. Çünkü her ne pahasına olursa olsun gidip bu çocuk şarkısının kahramanı ve şarkının tek fenomeni bulup gırtlaklayacağım. Eh artık tavukların yumurtalarından, ineklerin etinden, sütünden yararlanmak size kalıyor. Bu sistem benim yeterince etimden, sütümden, yağımdan maaşımdan kesinti yaptığına göre benden sonra yani “ben içerideyken” sizde Ali babanın nimetlerinden yararlanır beni bol bol anarsınız. Bunun bir şaka olduğunu düşünenler,hatta bunu bir mizah malzemesi olarak görenler, hatta ve hatta buna bir komedi olarak gülenler.... yarın, yaşamı hiçbir haber değeri taşımayan ve hiçbir haber bültenine çıkmamış ( ki; hiçbir ünlü ile don paça greko-romen resmim yok) olan ben. Bu aynı zamanda benim ünsüz olduğumu kanıtlıyor. Ama Ali babayı gırtlakladıktan sonra ünlü olacağımı da kanıtlıyor... Bu sizce bir tezat mı...? Yapmayın... Bu gerçek bir trajedi olacak benim için. Aslolan nasıl bir çağda yaşadığımız aslında??? Ve ne yazık ki; bu çağ geçmiş çağın çocuğu olması dolayısı ile aynı genleri, aynı şarkıları, aynı monoton hayatları içinde barındırıyor. Benim anlamadığım; biz yetişkinlerin beyinlerini yıkamaya çalışan, sömüren ve sırf fikirlerimiz için harcamaya çalışan sistem çocuklarımızdan ne ister??? Cevabını bildiğimiz sorularla boğuşmayalı epey olmuş anlaşılan..... İstedikleri şey belli tabi ki; 1980 sonrası özellikle çocuklar ve gençler üzerine yapılanların bir devamı niteliğindeki “Beyin Yıkama Operasyonu” Muhtemel bir Ali baba ve çiftliğindekilerin yaratılması şöyle olmuştu: --- Nasıl yapalım da bu ülkedeki insanları susturalım? --- İşkence? --- Olur. Başka? --- İdam? --- Ona da kabul. Peki sonra? ........ Düşünürler, taşınırlar. Çok düşünürler, çok taşınırlar. Ama hala çok güzel rantların üzerinde otururlar. Rantların nimetlerinden oldukça faydalanırlar..... ---Buldum. Der biri. --- Ne buldun Der öteki. --- Aç kulağını beni iyi dinle! Der “Buldum” diyen apoletli adam. Aç parantez ( apoletli adamlar yalnızca erkektir) kapat parantez. --- Seni can kulağı ile dinliyorum Der öteki apoletli adam.”Buldum” diyen apoletli adam devam eder. --- Ali babanın bir çiftliği var, çiftliğinde inekleri var! --- Eeee? --- MÖÖ, MÖÖ diye bağırır. Der keyifle. --- Ali baba kim? Der. Şaşkın bakışlı, ablak suratlı, apoletli öteki adam --- Anlamasınlar diye öyle dedim. Sam amca deseydim çok anlaşılırdı. Sözler nasıl sen onu söyle. Kendi sorusuna kendi cevap verir. --- Bence güzel. TRT’ye veririz bir de müzik yazarlar bu sözlerin üzerine. Ama önce çocuk korosu kurdurturuz. Amma daha öncesinde de sansür kurulu kurar, bende başkan olurum.nasıl fikir ama. Der, daha bir keyifle. İyi bir iş yapanın suratına yerleştirdiği gülümsemeyi o bu kez sinsice yerleştirir. --- Vallahi cuk oturdu. Bir kez daha söylesene şunu. Der, öteki sonradan keyiflenen apoletli adam. --- Ali babanın bir çiftliği var. Çiftliğinde inekleri var. MÖÖ MÖÖ diye bağırır.... IMF IMF diye öter........ İmza: Ali Baba Mağduru
Tamam biliyorum Ali baba adında biri yok. Hele onun bir çiftliği hiç yok. Zaten olsaydı da son ekonomik kriz sayesinde çoktan kalp krizi geçirip mekan değiştirmişti. Ne de olsa kendisi 80-90 yaşlarında bunak bir ihtiyardı... Ama bu öyle bir çocuk şarkısı ki; babam dinlemiş, ben dinledim (hatta ezberledim), üzülüyorum çocuğum da dinliyor. Eh ben bu Ali babaya Cıa ajanı demişim çok mu? Değil! Üç kuşak Ali baba ve zenginliklerini diline dolayacak ve fakat bu düzensizliğe kimse “DUR” diyen olmayacak. İşte ben bu kapitalist oyuna “DUR” diyorum. Ve en azından torunlarımız bu şarkı ile büyümeyecek diyorum. Çünkü her ne pahasına olursa olsun gidip bu çocuk şarkısının kahramanı ve şarkının tek fenomeni bulup gırtlaklayacağım. Eh artık tavukların yumurtalarından, ineklerin etinden, sütünden yararlanmak size kalıyor. Bu sistem benim yeterince etimden, sütümden, yağımdan maaşımdan kesinti yaptığına göre benden sonra yani “ben içerideyken” sizde Ali babanın nimetlerinden yararlanır beni bol bol anarsınız. Bunun bir şaka olduğunu düşünenler,hatta bunu bir mizah malzemesi olarak görenler, hatta ve hatta buna bir komedi olarak gülenler.... yarın, yaşamı hiçbir haber değeri taşımayan ve hiçbir haber bültenine çıkmamış ( ki; hiçbir ünlü ile don paça greko-romen resmim yok) olan ben. Bu aynı zamanda benim ünsüz olduğumu kanıtlıyor. Ama Ali babayı gırtlakladıktan sonra ünlü olacağımı da kanıtlıyor... Bu sizce bir tezat mı...? Yapmayın... Bu gerçek bir trajedi olacak benim için. Aslolan nasıl bir çağda yaşadığımız aslında??? Ve ne yazık ki; bu çağ geçmiş çağın çocuğu olması dolayısı ile aynı genleri, aynı şarkıları, aynı monoton hayatları içinde barındırıyor. Benim anlamadığım; biz yetişkinlerin beyinlerini yıkamaya çalışan, sömüren ve sırf fikirlerimiz için harcamaya çalışan sistem çocuklarımızdan ne ister??? Cevabını bildiğimiz sorularla boğuşmayalı epey olmuş anlaşılan..... İstedikleri şey belli tabi ki; 1980 sonrası özellikle çocuklar ve gençler üzerine yapılanların bir devamı niteliğindeki “Beyin Yıkama Operasyonu” Muhtemel bir Ali baba ve çiftliğindekilerin yaratılması şöyle olmuştu: --- Nasıl yapalım da bu ülkedeki insanları susturalım? --- İşkence? --- Olur. Başka? --- İdam? --- Ona da kabul. Peki sonra? ........ Düşünürler, taşınırlar. Çok düşünürler, çok taşınırlar. Ama hala çok güzel rantların üzerinde otururlar. Rantların nimetlerinden oldukça faydalanırlar..... ---Buldum. Der biri. --- Ne buldun Der öteki. --- Aç kulağını beni iyi dinle! Der “Buldum” diyen apoletli adam. Aç parantez ( apoletli adamlar yalnızca erkektir) kapat parantez. --- Seni can kulağı ile dinliyorum Der öteki apoletli adam.”Buldum” diyen apoletli adam devam eder. --- Ali babanın bir çiftliği var, çiftliğinde inekleri var! --- Eeee? --- MÖÖ, MÖÖ diye bağırır. Der keyifle. --- Ali baba kim? Der. Şaşkın bakışlı, ablak suratlı, apoletli öteki adam --- Anlamasınlar diye öyle dedim. Sam amca deseydim çok anlaşılırdı. Sözler nasıl sen onu söyle. Kendi sorusuna kendi cevap verir. --- Bence güzel. TRT’ye veririz bir de müzik yazarlar bu sözlerin üzerine. Ama önce çocuk korosu kurdurturuz. Amma daha öncesinde de sansür kurulu kurar, bende başkan olurum.nasıl fikir ama. Der, daha bir keyifle. İyi bir iş yapanın suratına yerleştirdiği gülümsemeyi o bu kez sinsice yerleştirir. --- Vallahi cuk oturdu. Bir kez daha söylesene şunu. Der, öteki sonradan keyiflenen apoletli adam. --- Ali babanın bir çiftliği var. Çiftliğinde inekleri var. MÖÖ MÖÖ diye bağırır.... IMF IMF diye öter........ İmza: Ali Baba Mağduru