Tarih: Kasım-Aralık 2006 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:13
DOĞALGAZ SAYAÇ OKUMA İŞİNDE 1 YIL
İGDAŞ'a ait olan doğalgaz sayacı okuma işi 8 Kasım 2005'ten beri özel bir şirket olan Ak-ka Alp İş Ortaklığı tarafından yapılmaktadır. İhale süresi bir yıl olduğu için kasım 2006 itibariyle Ak-ka Alp iş ortaklığı doğalgaz sayaç okuma işini Bilgen Aş adlı şirkete devredecek. Anadolu yakasında bir belirsizlik yaşanıyor. Buradaki ihale hala Ak-ka Alp İş Ortaklığı'nda olmasına rağmen Bilgen Aş'ye devredebilir. Ama henüz böyle bir gelişme yok. Eski şirket ise bu yakayı da elinden çıkarmak istiyor ve müşteri arıyor.
Avrupa yakasında yeni şirket neler yapacak henüz bilinmiyor ama eski şirkette çalışan işçiler İlk günden beri bir çok sorunla karşı karşıya kaldı. İşe 8 kasım 2005'te başlayan işçiler 20 aralık 2005'e kadar yaklaşık 45 gün hiç para alamadılar. İşçiler çalışacakları bölgelere gitmek için almaları gereken yol parasını dahi kendi çevrelerinden almak zorunda kaldı. Aralık ayının 20'sinde ise 8 kasım 1 aralık tarihi arasındaki 23 günlük parayı asgari ücret üzerinden aldılar. Aralık ayının maaşı bayram nedeniyle erken verildi fakat gene 23 günlük hesaplanarak verildi yani bayram tatilinin parası işçilerden kesildi. Tabii bu iki ayda işçiler hakları olan parayı almak için iş bırakma eylemi yaptılar. Bu iş bırakma eylemleri sonucunda çalışan işçiler bakımından işler yoluna girdi. Takip eden aylarda ise gene maaşlar eksik gününden sonra verilmeye çalışıldı fakat işçiler maaş almaları gereken gün maaş almadan işe çıkmayacaklarını belirtip iş bırakarak tepki verdiler.
İlk zamanlar Aksaray bölgesinde çalışan bütün işçiler aynı yerde toplanıp iş alıyordu bu da işçilerin toplu hareket etmesini sağlıyordu. Patron bu birlikte hareket etmenin önüne geçmek için bölgesel çalışmaya geçti. Bundan sonra işçiler çalışacakları bölgede buluşup işe çıktılar. Bu işçilerin birlikte hareket etmelerini tam olarak etkilemese de önemli ölçüde önüne geçti. İşçiler sadece birlikte çalıştıkları arkadaşlarını ve şeflerini görüyordu. Bu durum patronun saldırılarını artırmasının önünü açtı. Maaşlarda 3 ayrı sisteme geçildi.
1) Yeni girenler asgari ücretle çalıştılar ve bir günde normalden fazla sayaç okudular.
2) 500 ytl ile çalışanlar bunlar genelde şefler ve tekrar okuması (okunamayan sayaçların okunması) yapanlar oluyor.
3) Primle çalışanlar bu işçiler sayaç başına 0.06 kr alıyorlar günlük ortalama 1000 sayaç okunması isteniyor okunmayan sayaçlar ise okunan sayaçlardan düşülerek maaş hesaplanıyor. Örnek bir işçi 1000 sayaçlık için 600'ü okudu -ki bu oldukça iyimser bir yaklaşım- 400'ü okumadı okuduğu 600 sayaçtan 400 düşülüyor ve 200 sayaç olarak hesaplanıyor eksiye düştüğü durumlarda ise tabi ki borçlu oluyor. Yani aslında bu işçilerde üç aşağı beş yukarı asgari ücretle çalıştırılmış oluyor.
Yol Parası İşçilerin Cebinden Çıkıyor
İşçiler sayaç okumak için oturduğu bölgelerden uzak olan tanımadığı bilmediği bölgelere gidiyordu. Örnek olarak Eyüp'te oturan bir işçi sayaç okumak için Avcılar bölgesine, Zeytinburnu'nda oturan bir işçi Sarıyer'e servis olmadan otobüslerle gidiyordu. Neredeyse 4 saat işe geliş gidişle geçiyordu. İGDAŞ'ın kadrolu elemanları günde 200-250 sayaç okurken, bu işçilerden 1000'e yakın sayaç okunması İsteniyordu. Ayrıca her ayın başında almaları gereken maaşlarını her ayın 20'sine doğru ancak alabildiler. Bu da 20 günlük paranın patronun cebinde kalması demek oluyor. Her ayın 8'inde almaları gereken yol parasını yine maaşlarla birlikte 20'sine doğru aldılar. Yemek parası ise zaten yoktu. İşçilerin eline geçen para 500- 600 YTL arasında kaldı. Bu arada İGDAŞ'ın sayaç okuma işini yapan kadrolu işçileri ise 1500 YTL'nin üzerinde para kazanıyordu
.
Birçok işçinin ssk primleri yatırılmadı. Yatırılanlar ise eksik yatırıldı. Ayrıca Ağustos ayında eski işçilerin sigortaları kesildi. Eylül ayının başında tekrar başlatıldı. Bu durum işçiler tarafından yeni öğrenildiği için ancak ihale sonucunda bu sigorta primlerinin yatırılması konusunda bir girişimde bulunulacak.
Bu şartlar altında çalışan işçilerin morali, çalışma isteği ve iş verimi düşüyor. Çalışmaya başlanılmasından bugüne kadar 12 ay geçti. Bu zaman içinde sadece Avrupa yakasında 600'e yakın işçi işe girdi (bu sayıya 10 günden az çalışanlar dahil değil). Şu an da 200 kişi çalışıyor. İşten ayrılmadan ya da atılmadan ilk günden itibaren çalışan işçi sayısı 2530. Neredeyse her işçi ilk maaşını alıp çıktı ve hakkettikleri ihbar tazminatı alamadı. Bu da 400 kişi üzerinden 200 maaş yapar. Bu paralar çıkan işçilere verilmesi gerekirken patronun cebine kaldı. Yani patron kasıtlı olarak iş koşullarını zorlaştırarak, sürekli çalışan işçi sayısını azaltıp işçilerin işten çıkmasını sağlayarak hem işçilerin birbirileriyle tanışıp kaynaşmasını ve böylece işçilerin birlikte hareket etmesini engellemeye çalıştı, hem de ihbar tazminatlarının cebinde kalmasını sağladı. Bunda kısmen başarılı olduğu söylenebilir ama işçiler de çoğu zaman bir araya gelip neler yapılabileceği konusunda kendi aralarında konuştular. Bu da bizim en büyük kanacımız oldu.
Yeni Taşeron Eski Taşeronu Aratacak
Ak-ka alp iş ortaklığı adına çalıştıkları son günlerde henüz Eylül maaşlarını almamışlardı. Maaşlar tam olarak son iş günü yatırıldı bazı arkadaşların maaşları ise bayramdan sonraki ilk iş gününe kaldı Ekim ayının maaşı ise ne zaman ve nasıl verileceği belli değil çünkü kasım ayında doğalgaz sayaç okuma işi Bilgen aş tarafından yapılacak işçiler bu durumdan son derece rahatsız çünkü Eylül ayının maaşları sorunlu bir şekilde 3 parça halinde yatırıldı.Bu durumda işçiler son ayın maaşının yani Ekim ayının maaşının garantiye alınması için, İGDAŞ bu durumdan sorumlu olduğundan, herhangi bir sorun olduğunda sorunun İGDAŞ tarafından giderilmesi için İGDAŞ Genel Müdürlüğü'ne bu durumla ilgili şikayet dilekçeleri verilmesi düşünüldü. Fakat buna gerek kalmadı.
Yeni işbaşı yapacak şirket olan BİLGEN AŞ gelmeden adı geldi. Duyulanlar, bu şirketin aslında paravan olduğu, asıl şirketin ise Albayraklar olduğu, Bilgen Aş'nin İSKİ sayaç okumasını yapan Sistem Aş ve elektrik okuması yapan Elsan gibi Albayrakların kurduğu bir şirket olduğu yolunda şeyler. Şirket yeni kurulmasına rağmen İstanbul'da Sefaköy'ün elektrik okumasını ve İstanbul Avrupa yakasının doğalgaz okuma işini aldı. BİLGEN AŞ işçileri ne şartlarda çalıştırdığı diğer şirketlerin durumundan tahmin edebiliyoruz. Diğer şirketlerden bildiğimiz maaşların 2 ayda bir verildiği 1 aylık maaşın içerde kaldığı.
Bu şirket bir müddet kendi kadrosunu kurana kadar eski işçilere ihtiyaç duyacak, bu yüzden eski işçilerden seçerek aldığı işçilerle kasım ayının başında işe başlayacak. 26 Ekimde eski işçilerle bir toplantı yapıldı. İşçiler ve patron kendi şartlarını konuştular. Avrupa yakasında boğaziçi bölge diye geçen Sultançiftliği bölgesi çalışanları maaş olarak 750 ytl istediklerini belirtti. Birgün sonra kendilerine 600 ytl verilebileceği isterlerse çalışabilecekleri söylendi. 27 ekimde ise Aksaray bölgesi çalışanları ise 800 ytl istediklerini belirtiler. Çalışma şartlarından biri olarak da isteyen bütün işçilerin işe başlatılması yoksa hiç kimsenin işe başlamayacağıydı. Böylece pazarlık süreci başlatıldı. Patronda bunun üzerine Aslında eski işçilerle çalışmak istediğini belirtti. Çünkü bu iş kolunda yeni bir işçinin yetişmesinin 1 ay gibi bir zaman aldığını biliyor. Patron kendi çıkarları doğrultusunda, açıktan söylemese de, eski işçilere ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Maaş konusunda anlaşılabileceğini belirtti. Aslında bu bir oyalama amaçlı konuşmaydı. Patron bir an evvel okumalar başlanmasını, pazarlığın çalışırken sürmesini istiyor. Çünkü böylece kendi şartlarını dayatmak için ve yeni işçilerin yetişmesi için zaman kazanmak istiyor. Ama işçiler çalışacakları fiyat belli olmadan çalışmak istemiyor.
Ak-ka Alp İş Ortaklığı 1 yılını bitirdi. İşçiler bu geçen süreden kendilerine bir ders çıkardılar yeni şirkette bunları göz önüne alarak hareket edecekler, işçiler aralarında birlik dayanışmayı öne çıkartarak geçen yıl yapılan hataları tekrarlamamaya çalışacaklar.
İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek
Aslında enerji işkolundaki (su, elektrik, doğalgaz...) taşeronlarda çalışan diğer işçilerinde durumu İGDAŞ'tan farklı değil. Yani bu sadece İGDAŞ'ta değil, diğer iş yerlerinde de benzer sorunlar yaşanıyor. Buna karşı enerjideki taşeron işçilerinin ortak tavır belirleyip birlikte hareket etmesi gerekiyor
İşçiler bir araya geldiklerinde, kendi sınıf kardeşleriyle birlikte mücadele ettiğinde ancak kendi hayatlarını düzeltebilirler. Bunun için ilk önce iş yerlerimizdeki arkadaşlarımız olmak üzere BEDAŞ, İGDAŞ ve İSKİ'deki tüm taşeron işçileri olarak gücümüzü birleştirmek zorundayız.
Bizler işçiyiz, birleşince güçlüyüz!
Avrupa yakasında yeni şirket neler yapacak henüz bilinmiyor ama eski şirkette çalışan işçiler İlk günden beri bir çok sorunla karşı karşıya kaldı. İşe 8 kasım 2005'te başlayan işçiler 20 aralık 2005'e kadar yaklaşık 45 gün hiç para alamadılar. İşçiler çalışacakları bölgelere gitmek için almaları gereken yol parasını dahi kendi çevrelerinden almak zorunda kaldı. Aralık ayının 20'sinde ise 8 kasım 1 aralık tarihi arasındaki 23 günlük parayı asgari ücret üzerinden aldılar. Aralık ayının maaşı bayram nedeniyle erken verildi fakat gene 23 günlük hesaplanarak verildi yani bayram tatilinin parası işçilerden kesildi. Tabii bu iki ayda işçiler hakları olan parayı almak için iş bırakma eylemi yaptılar. Bu iş bırakma eylemleri sonucunda çalışan işçiler bakımından işler yoluna girdi. Takip eden aylarda ise gene maaşlar eksik gününden sonra verilmeye çalışıldı fakat işçiler maaş almaları gereken gün maaş almadan işe çıkmayacaklarını belirtip iş bırakarak tepki verdiler.
İlk zamanlar Aksaray bölgesinde çalışan bütün işçiler aynı yerde toplanıp iş alıyordu bu da işçilerin toplu hareket etmesini sağlıyordu. Patron bu birlikte hareket etmenin önüne geçmek için bölgesel çalışmaya geçti. Bundan sonra işçiler çalışacakları bölgede buluşup işe çıktılar. Bu işçilerin birlikte hareket etmelerini tam olarak etkilemese de önemli ölçüde önüne geçti. İşçiler sadece birlikte çalıştıkları arkadaşlarını ve şeflerini görüyordu. Bu durum patronun saldırılarını artırmasının önünü açtı. Maaşlarda 3 ayrı sisteme geçildi.
1) Yeni girenler asgari ücretle çalıştılar ve bir günde normalden fazla sayaç okudular.
2) 500 ytl ile çalışanlar bunlar genelde şefler ve tekrar okuması (okunamayan sayaçların okunması) yapanlar oluyor.
3) Primle çalışanlar bu işçiler sayaç başına 0.06 kr alıyorlar günlük ortalama 1000 sayaç okunması isteniyor okunmayan sayaçlar ise okunan sayaçlardan düşülerek maaş hesaplanıyor. Örnek bir işçi 1000 sayaçlık için 600'ü okudu -ki bu oldukça iyimser bir yaklaşım- 400'ü okumadı okuduğu 600 sayaçtan 400 düşülüyor ve 200 sayaç olarak hesaplanıyor eksiye düştüğü durumlarda ise tabi ki borçlu oluyor. Yani aslında bu işçilerde üç aşağı beş yukarı asgari ücretle çalıştırılmış oluyor.
Yol Parası İşçilerin Cebinden Çıkıyor
İşçiler sayaç okumak için oturduğu bölgelerden uzak olan tanımadığı bilmediği bölgelere gidiyordu. Örnek olarak Eyüp'te oturan bir işçi sayaç okumak için Avcılar bölgesine, Zeytinburnu'nda oturan bir işçi Sarıyer'e servis olmadan otobüslerle gidiyordu. Neredeyse 4 saat işe geliş gidişle geçiyordu. İGDAŞ'ın kadrolu elemanları günde 200-250 sayaç okurken, bu işçilerden 1000'e yakın sayaç okunması İsteniyordu. Ayrıca her ayın başında almaları gereken maaşlarını her ayın 20'sine doğru ancak alabildiler. Bu da 20 günlük paranın patronun cebinde kalması demek oluyor. Her ayın 8'inde almaları gereken yol parasını yine maaşlarla birlikte 20'sine doğru aldılar. Yemek parası ise zaten yoktu. İşçilerin eline geçen para 500- 600 YTL arasında kaldı. Bu arada İGDAŞ'ın sayaç okuma işini yapan kadrolu işçileri ise 1500 YTL'nin üzerinde para kazanıyordu
.
Birçok işçinin ssk primleri yatırılmadı. Yatırılanlar ise eksik yatırıldı. Ayrıca Ağustos ayında eski işçilerin sigortaları kesildi. Eylül ayının başında tekrar başlatıldı. Bu durum işçiler tarafından yeni öğrenildiği için ancak ihale sonucunda bu sigorta primlerinin yatırılması konusunda bir girişimde bulunulacak.
Bu şartlar altında çalışan işçilerin morali, çalışma isteği ve iş verimi düşüyor. Çalışmaya başlanılmasından bugüne kadar 12 ay geçti. Bu zaman içinde sadece Avrupa yakasında 600'e yakın işçi işe girdi (bu sayıya 10 günden az çalışanlar dahil değil). Şu an da 200 kişi çalışıyor. İşten ayrılmadan ya da atılmadan ilk günden itibaren çalışan işçi sayısı 2530. Neredeyse her işçi ilk maaşını alıp çıktı ve hakkettikleri ihbar tazminatı alamadı. Bu da 400 kişi üzerinden 200 maaş yapar. Bu paralar çıkan işçilere verilmesi gerekirken patronun cebine kaldı. Yani patron kasıtlı olarak iş koşullarını zorlaştırarak, sürekli çalışan işçi sayısını azaltıp işçilerin işten çıkmasını sağlayarak hem işçilerin birbirileriyle tanışıp kaynaşmasını ve böylece işçilerin birlikte hareket etmesini engellemeye çalıştı, hem de ihbar tazminatlarının cebinde kalmasını sağladı. Bunda kısmen başarılı olduğu söylenebilir ama işçiler de çoğu zaman bir araya gelip neler yapılabileceği konusunda kendi aralarında konuştular. Bu da bizim en büyük kanacımız oldu.
Yeni Taşeron Eski Taşeronu Aratacak
Ak-ka alp iş ortaklığı adına çalıştıkları son günlerde henüz Eylül maaşlarını almamışlardı. Maaşlar tam olarak son iş günü yatırıldı bazı arkadaşların maaşları ise bayramdan sonraki ilk iş gününe kaldı Ekim ayının maaşı ise ne zaman ve nasıl verileceği belli değil çünkü kasım ayında doğalgaz sayaç okuma işi Bilgen aş tarafından yapılacak işçiler bu durumdan son derece rahatsız çünkü Eylül ayının maaşları sorunlu bir şekilde 3 parça halinde yatırıldı.Bu durumda işçiler son ayın maaşının yani Ekim ayının maaşının garantiye alınması için, İGDAŞ bu durumdan sorumlu olduğundan, herhangi bir sorun olduğunda sorunun İGDAŞ tarafından giderilmesi için İGDAŞ Genel Müdürlüğü'ne bu durumla ilgili şikayet dilekçeleri verilmesi düşünüldü. Fakat buna gerek kalmadı.
Yeni işbaşı yapacak şirket olan BİLGEN AŞ gelmeden adı geldi. Duyulanlar, bu şirketin aslında paravan olduğu, asıl şirketin ise Albayraklar olduğu, Bilgen Aş'nin İSKİ sayaç okumasını yapan Sistem Aş ve elektrik okuması yapan Elsan gibi Albayrakların kurduğu bir şirket olduğu yolunda şeyler. Şirket yeni kurulmasına rağmen İstanbul'da Sefaköy'ün elektrik okumasını ve İstanbul Avrupa yakasının doğalgaz okuma işini aldı. BİLGEN AŞ işçileri ne şartlarda çalıştırdığı diğer şirketlerin durumundan tahmin edebiliyoruz. Diğer şirketlerden bildiğimiz maaşların 2 ayda bir verildiği 1 aylık maaşın içerde kaldığı.
Bu şirket bir müddet kendi kadrosunu kurana kadar eski işçilere ihtiyaç duyacak, bu yüzden eski işçilerden seçerek aldığı işçilerle kasım ayının başında işe başlayacak. 26 Ekimde eski işçilerle bir toplantı yapıldı. İşçiler ve patron kendi şartlarını konuştular. Avrupa yakasında boğaziçi bölge diye geçen Sultançiftliği bölgesi çalışanları maaş olarak 750 ytl istediklerini belirtti. Birgün sonra kendilerine 600 ytl verilebileceği isterlerse çalışabilecekleri söylendi. 27 ekimde ise Aksaray bölgesi çalışanları ise 800 ytl istediklerini belirtiler. Çalışma şartlarından biri olarak da isteyen bütün işçilerin işe başlatılması yoksa hiç kimsenin işe başlamayacağıydı. Böylece pazarlık süreci başlatıldı. Patronda bunun üzerine Aslında eski işçilerle çalışmak istediğini belirtti. Çünkü bu iş kolunda yeni bir işçinin yetişmesinin 1 ay gibi bir zaman aldığını biliyor. Patron kendi çıkarları doğrultusunda, açıktan söylemese de, eski işçilere ihtiyaç duyduğunu ifade etti. Maaş konusunda anlaşılabileceğini belirtti. Aslında bu bir oyalama amaçlı konuşmaydı. Patron bir an evvel okumalar başlanmasını, pazarlığın çalışırken sürmesini istiyor. Çünkü böylece kendi şartlarını dayatmak için ve yeni işçilerin yetişmesi için zaman kazanmak istiyor. Ama işçiler çalışacakları fiyat belli olmadan çalışmak istemiyor.
Ak-ka Alp İş Ortaklığı 1 yılını bitirdi. İşçiler bu geçen süreden kendilerine bir ders çıkardılar yeni şirkette bunları göz önüne alarak hareket edecekler, işçiler aralarında birlik dayanışmayı öne çıkartarak geçen yıl yapılan hataları tekrarlamamaya çalışacaklar.
İşçilerin Birliği Sermayeyi Yenecek
Aslında enerji işkolundaki (su, elektrik, doğalgaz...) taşeronlarda çalışan diğer işçilerinde durumu İGDAŞ'tan farklı değil. Yani bu sadece İGDAŞ'ta değil, diğer iş yerlerinde de benzer sorunlar yaşanıyor. Buna karşı enerjideki taşeron işçilerinin ortak tavır belirleyip birlikte hareket etmesi gerekiyor
İşçiler bir araya geldiklerinde, kendi sınıf kardeşleriyle birlikte mücadele ettiğinde ancak kendi hayatlarını düzeltebilirler. Bunun için ilk önce iş yerlerimizdeki arkadaşlarımız olmak üzere BEDAŞ, İGDAŞ ve İSKİ'deki tüm taşeron işçileri olarak gücümüzü birleştirmek zorundayız.
Bizler işçiyiz, birleşince güçlüyüz!