Tarih: Kasım-Aralık 2006 | Sayı:
İlerici Gençlik Sayı:13
Yeni Ekimler İçin İleri!
Bundan tam 89 yıl önce, yani 7 Kasım 1917'de, Lenin'in önderliğindeki Bolşeviklerin örgütlediği işçi ve köylü kitleleri Rusya'da iktidara el koyarak, sosyalizme yürümeye başladıklarını ilan ettiler. Olay tarihe Büyük Ekim Sosyalist Devrimi olarak geçti. Haber başta Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri olmak üzere bütün dünyadaki zenginlerin yüreklerine büyük bir korku saldı. Burjuvazi büyük bir telaş içinde yeni doğan devrimi boğmak için harekete geçmeye çalışıyordu. Çünkü devrim, sömürdükleri insanların sırtından geçinen bu insanların varlık koşullarına saldırıyordu. Sömürülen halk kitleleri için ise devrim yeni bir umut ve kurtuluşun yolu olarak önlerinde yükseliyordu. Artık iktidar işçilere ve köylülere geçebilirdi. Tüm dünyada ve Türkiye'de devrimin etkisiyle komünist partileri kurulmaya başlandı
Tüm dünyayı etkileyen Ekim Devrimi'ni anlayabilmek için çok kısa ve genel bir bakışla devrimin nasıl olduğuna bakalım.
Devrim geliyor! 1917 Rusya'sında genel durum.
1917 yılı, emperyalistlerin dünyayı yeniden paylaşmak için tutuştukları I. Dünya Savaşı'nın yani I. Emperyalist Paylaşım Savaşı'nın, özellikle de Rusya açısından, en sıkıntılı günlerinin yaşandığı bir yıldı. Cepheden üst üste felaket haberleri geliyor, işçi ve köylüler cephede öldükçe ölüyordu. Çar II. Nikolai yenilginin ve savaşın faturasını halka ödettiriyor, bu arada soylularla birlikte müttefiklik ilişkisi içersinde olduğu patronlar (Burjuvazi) ise savaş ekonomisiyle servetine servet katıyordu. Rus halkı bu manzarayı 1905 Rus-Japon Savaşı'nda da görmüştü. O zaman ayaklanan işçiler (proletarya) Çarlığa geri adım attırmış, Çar, adına Duma denilen bir danışma meclisi kurmak zorunda kalmıştı. Fakat Rus proletaryasının bu ayaklanması köylülükle sağlam bağların kurulamamasının da etkisiyle yenilmiş ve ayaklanma kanlı bir biçimde bastırılmıştı. Ama proletarya bu ayaklanmadan dersler çıkarmış, özgürlüğe giden yolu kavramıştı. Aynı savaş ve yokluk manzarasıyla yine karşı karşıya olan Rus işçi sınıfı ve köylülüğü için iki yol gözüküyordu. Ya kaderlerine razı olacaklar ya da ayaklanacaklardı.
Ayaklanma! Sonuç: ikili iktidar!
Böylece anlattığımız düzenin sürdürücüsü olan Çar, Rus aristokrasisi (Soyluları) ve burjuvaziden oluşan ittifakın karşısına Rusya işçi sınıfı ve köylüleri çıkmış, cephede savaşan askerler de bu ittifaka katılmıştı. Halk, adına Sovyet (kurul) denilen, 1905 Devrimi'nde de kurulan, meclislerde örgütlenmiş böylece ortaya işçi-köylü-asker Sovyetleri çıkmıştı. Bu Sovyetler yurt genelinde yaygınlaşmaya ve ülkenin kaderine el koymaya başlamıştı.
Çarlık yükselen ayaklanmayı bastırmak için elinden geleni yaptı. Fakat işçilerin ve köylülerin yükselen eylemleri ve iktidara yürüyüşü karşısında çaresiz kaldı. Artık Rusya'da otokrasi tarihin çöplüğüne gömülmüştü.
Devrimin bu aşamasında Bolşevikler de etkili olmakla birlikte halk kitleleri üzerinde daha çok Menşeviklerin ve Sosyalist-Devrimcilerin (SR) etkileri daha belirleyiciydi. Böylece Çarlık'ın yıkılmasından sonra kurulan geçici hükümete burjuvazi dahil edildi ve belirleyici konuma geldi. Burjuvazi ise yıkılan müttefiki Çar ve soyluların ardından sıranın kendine geldiğinin farkına vararak devrimin yönetici unsurlarından Menşevikler ve SR'larla ittifaka yönelip; devrimin sosyalizme geçişini önlemek için, kendi çıkarları açısından ustaca, bir manevra yaptı. Bir süreliğine başarılı oldu da.
Kerenski'nin başkanlığında kurulan geçici hükümet kısa sürede burjuvazinin kontrolüne girdi. Bu arada devrimin en etkin araçlarından olan Sovyetler kendilerini feshetmediler ve özellikle de silahlı kuvvetler üzerindeki denetimlerini sürdürdüler. İşçi sınıfı üzerinde var olan etkilerini arttırdılar. Sovyetler tüm Rusya'da yayıldı ve örgütlülüğünü sağlamlaştırdı. Böylece ülkede bir yanda geçici hükümetin olduğu bir yanda ise işçi-köylü-asker Sovyetlerinin olduğu bir ikili iktidar ortaya çıktı. Emperyalist devletler daha çok hükümeti tanıyorlar Sovyet liderleriyle resmi olmayan yollarla iletişim kuruyorlardı. Hükümet ise Çarlığın bıraktığı düzeni kaldığı yerden sürdürmekten başka bir şey yapmadı. Çarlık yıkılırken öne çıkan barış isteğinin yerine getirilmesi şöyle dursun cephelerde yeni saldırı planları yürürlüğe konulmuştu. Burjuvazi cebini doldurmaya devam ediyor, yoksul köylülerin toprak reformu talebi yerine getirilmiyordu. Zenginler yine rahat halk yine açtı. Ama artık işçiler, köylüler ve askerler ne yapacaklarını iyi biliyorlardı!
Tüm iktidar Sovyetlere!
Fiilen işçilerin ve köylülerin yaptığı devrimin başına, Menşevik ve SR'ların kendilerine ve işçi sınıfına olan güvensizliği yüzünden, çöreklenen burjuva geçici hükümetinin sonu yakın görünüyordu. Lenin önderliğindeki Bolşevikler, en başından beri yürüttükleri çalışmaları hızlandırıyorlar ve "Tüm İktidar Sovyetlere!" talebini öne çıkarıyorlardı. Bolşevikler: "Emek, barış, özgürlük" talepleriyle örgütleniyorlar; derhal toprak reformu yapılmasını istiyor ve "ulusların kendi kaderlerini tayin hakkını" koşulsuz olarak savunuyorlardı. Rusya'daki yeni saflaşma şöyle şekilleniyordu: Geçici hükümette cisimleşen, burjuvazi ve büyük toprak sahipleri ile küçük-burjuva sosyalistlerinin kirli ittifakı ve karşısında işçi, yoksul-topraksız köylüler ve askerlerden oluşan ve Sovyetlerde cisimleşmeye başlayan özgürlük ve eşitlik ittifakı. Bu ittifakın yönetici gücü ise Bolşevik parti olmaya başlamıştı.
Bolşevikler bir yandan köylüler üzerindeki SR'lerin etkisini bir yandan da proletarya kitlelerini uyuşturan Menşevik etkiyi kırarak ilerliyorlardı. Bu arada yıkılan otokrasiyi geri getirmeyi amaçlayan karşı-devrimcileri etkisizleştirmek de temel olarak Bolşeviklere kalıyordu. Özellikle de Çar yanlısı Kornilov ayaklanmasını iktidar olanaklarına sahip olmayan Bolşeviklerin bastırmasından sonra kitlelerin gözü kulağı kesin olarak kendilerine döndü. Sovyetlerde çoğunluğu kazanan Bolşevikler; Devrimci Askeri Komite aracılığıyla da askerler üzerinde etkilerini artırdılar ve bu güçlerine dayanarak 7 Kasım 1917'de geçici hükümeti lağvederek tüm iktidarı işçi-köylü-asker Sovyetlerine geçirmiş oldular. Artık sosyalizmin kuruluşuna geçilebilirdi. Tabii bununla birlikte çar yanlılarının, Menşevik ve SR'ların, burjuva yanlılarının ve emperyalist devletlerin taraf olduğu karşı-devrimci güçlere karşı çetin bir iç savaş yürütmek ve kazanmak zorunda kaldılar.
Bugün: "Güneş çıkar, bu karanlık yırtılır elbet!"
Bugün ekim devrimi ile kurulan reel sosyalizm yıkılmış durumda. Ama ekim devrimi hala yolumuzu aydınlatıyor. Çünkü devrimle kurulan sosyalizm ile işsizlik, yoksulluk, eğitim, sağlık, konut, toplu taşıma gibi insanların temel sorunlarının çözülebileceğini gördük. Sovyetlerin yıkılmasının nedenlerinden dersler çıkardık. Tüm bunlarla birlikte sınıfsız, sınırsız sömürüsüz bir dünyayı kurabileceğimize olan inancımızı arttırdık. Artık geçici yenilgimizin etkisini kırmaya başlıyoruz. "ekmek gül ve hürriyet günleri" ellerimizdedir!
1- O yıllarda kullanılan Rus takvimi (Ortodoksların takvimi) şimdiki takvime göre 13 gün geriden geliyordu. Yani devrim Rus takvimine göre 17 Ekim 1917'de olmuştu.
2- Rusya, Şubat 1917'deki demokratik devrimle yıkılana kadar, adına Çar denilen imparatorlarla yönetiliyordu. Bundan dolayı bu rejime Rus Çarlığı denmiştir. Son Çarlık hanedanı ise Romanovlardır.
3- Çarlık ülkeyi otokrasi ile yönetiyordu. Otokrasi ise monarşinin bir türü olarak kabul edilir. Bu sistemde tüm iktidar (yasama, yürütme, yargı
) bir tek kişinin elinde Çar'da toplanıyordu.
4- Rusya'da Çarlık'a karşı örgütlenen devrimciler genel olarak Narodnikler (Narodya Volya- Halkın Yolu) ve komünistler olarak iki büyük gruba ayrılabilir. Komünistler Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi (RSDİP)'te örgütlenmişlerdi. Fakat parti ikinci kongrede Menşevikler (Azınlık grubu) ve Bolşevikler (Çoğunluk grubu) olarak ikiye ayrıldı. Menşevikler yaklaşan devrimin burjuva demokratik devrim olması dolayısıyla öncülüğün burjuvaziye bırakılmasını savunuyorlardı. Ayrıca parti üyelerinin parti çalışmalarına katılma zorunluluğunu kabul etmiyorlardı. Bolşevikler ise burjuvazinin kendi devrimine ihanet edeceğini bu yüzden burjuva demokratik devrimine de proletaryanın öncülük etmesini ve devrimi sosyalist devrime götürmesini öneriyorlardı. Parti çalışmalarında tam bir disiplin ile üyelerin parti çalışmalarına katılmalarının zorunlu olmasını istiyorlardı.
5- Narodnikler başarısız girişimleri neticesinde dağıldılar. Dağılmadan sonra Narodniklerin teori ve politikaları Marksizme doğru yönelmiş ama yine de küçük-burjuva kapitalist anlayışlarından sıyrılamamışlardı. Narodnikler dağılmanın ardından büyük bir oranda Sosyalist-Devrimci Parti'de toparlanmıştı.
6- Kendisi ılım bir Menşevikti
7- Otokrasi döneminin gerici Generallerindendir. Almanlar'dan aldığı destekle Kazaklar'dan (Ukraynalılar) oluşturduğu "Vahşi Tümen" ile o zamanki başkent St. Petersburg'a yürümüş ve Bolşevikler tarafından durdurulmuştur.
Tüm dünyayı etkileyen Ekim Devrimi'ni anlayabilmek için çok kısa ve genel bir bakışla devrimin nasıl olduğuna bakalım.
Devrim geliyor! 1917 Rusya'sında genel durum.
1917 yılı, emperyalistlerin dünyayı yeniden paylaşmak için tutuştukları I. Dünya Savaşı'nın yani I. Emperyalist Paylaşım Savaşı'nın, özellikle de Rusya açısından, en sıkıntılı günlerinin yaşandığı bir yıldı. Cepheden üst üste felaket haberleri geliyor, işçi ve köylüler cephede öldükçe ölüyordu. Çar II. Nikolai yenilginin ve savaşın faturasını halka ödettiriyor, bu arada soylularla birlikte müttefiklik ilişkisi içersinde olduğu patronlar (Burjuvazi) ise savaş ekonomisiyle servetine servet katıyordu. Rus halkı bu manzarayı 1905 Rus-Japon Savaşı'nda da görmüştü. O zaman ayaklanan işçiler (proletarya) Çarlığa geri adım attırmış, Çar, adına Duma denilen bir danışma meclisi kurmak zorunda kalmıştı. Fakat Rus proletaryasının bu ayaklanması köylülükle sağlam bağların kurulamamasının da etkisiyle yenilmiş ve ayaklanma kanlı bir biçimde bastırılmıştı. Ama proletarya bu ayaklanmadan dersler çıkarmış, özgürlüğe giden yolu kavramıştı. Aynı savaş ve yokluk manzarasıyla yine karşı karşıya olan Rus işçi sınıfı ve köylülüğü için iki yol gözüküyordu. Ya kaderlerine razı olacaklar ya da ayaklanacaklardı.
Ayaklanma! Sonuç: ikili iktidar!
Böylece anlattığımız düzenin sürdürücüsü olan Çar, Rus aristokrasisi (Soyluları) ve burjuvaziden oluşan ittifakın karşısına Rusya işçi sınıfı ve köylüleri çıkmış, cephede savaşan askerler de bu ittifaka katılmıştı. Halk, adına Sovyet (kurul) denilen, 1905 Devrimi'nde de kurulan, meclislerde örgütlenmiş böylece ortaya işçi-köylü-asker Sovyetleri çıkmıştı. Bu Sovyetler yurt genelinde yaygınlaşmaya ve ülkenin kaderine el koymaya başlamıştı.
Çarlık yükselen ayaklanmayı bastırmak için elinden geleni yaptı. Fakat işçilerin ve köylülerin yükselen eylemleri ve iktidara yürüyüşü karşısında çaresiz kaldı. Artık Rusya'da otokrasi tarihin çöplüğüne gömülmüştü.
Devrimin bu aşamasında Bolşevikler de etkili olmakla birlikte halk kitleleri üzerinde daha çok Menşeviklerin ve Sosyalist-Devrimcilerin (SR) etkileri daha belirleyiciydi. Böylece Çarlık'ın yıkılmasından sonra kurulan geçici hükümete burjuvazi dahil edildi ve belirleyici konuma geldi. Burjuvazi ise yıkılan müttefiki Çar ve soyluların ardından sıranın kendine geldiğinin farkına vararak devrimin yönetici unsurlarından Menşevikler ve SR'larla ittifaka yönelip; devrimin sosyalizme geçişini önlemek için, kendi çıkarları açısından ustaca, bir manevra yaptı. Bir süreliğine başarılı oldu da.
Kerenski'nin başkanlığında kurulan geçici hükümet kısa sürede burjuvazinin kontrolüne girdi. Bu arada devrimin en etkin araçlarından olan Sovyetler kendilerini feshetmediler ve özellikle de silahlı kuvvetler üzerindeki denetimlerini sürdürdüler. İşçi sınıfı üzerinde var olan etkilerini arttırdılar. Sovyetler tüm Rusya'da yayıldı ve örgütlülüğünü sağlamlaştırdı. Böylece ülkede bir yanda geçici hükümetin olduğu bir yanda ise işçi-köylü-asker Sovyetlerinin olduğu bir ikili iktidar ortaya çıktı. Emperyalist devletler daha çok hükümeti tanıyorlar Sovyet liderleriyle resmi olmayan yollarla iletişim kuruyorlardı. Hükümet ise Çarlığın bıraktığı düzeni kaldığı yerden sürdürmekten başka bir şey yapmadı. Çarlık yıkılırken öne çıkan barış isteğinin yerine getirilmesi şöyle dursun cephelerde yeni saldırı planları yürürlüğe konulmuştu. Burjuvazi cebini doldurmaya devam ediyor, yoksul köylülerin toprak reformu talebi yerine getirilmiyordu. Zenginler yine rahat halk yine açtı. Ama artık işçiler, köylüler ve askerler ne yapacaklarını iyi biliyorlardı!
Tüm iktidar Sovyetlere!
Fiilen işçilerin ve köylülerin yaptığı devrimin başına, Menşevik ve SR'ların kendilerine ve işçi sınıfına olan güvensizliği yüzünden, çöreklenen burjuva geçici hükümetinin sonu yakın görünüyordu. Lenin önderliğindeki Bolşevikler, en başından beri yürüttükleri çalışmaları hızlandırıyorlar ve "Tüm İktidar Sovyetlere!" talebini öne çıkarıyorlardı. Bolşevikler: "Emek, barış, özgürlük" talepleriyle örgütleniyorlar; derhal toprak reformu yapılmasını istiyor ve "ulusların kendi kaderlerini tayin hakkını" koşulsuz olarak savunuyorlardı. Rusya'daki yeni saflaşma şöyle şekilleniyordu: Geçici hükümette cisimleşen, burjuvazi ve büyük toprak sahipleri ile küçük-burjuva sosyalistlerinin kirli ittifakı ve karşısında işçi, yoksul-topraksız köylüler ve askerlerden oluşan ve Sovyetlerde cisimleşmeye başlayan özgürlük ve eşitlik ittifakı. Bu ittifakın yönetici gücü ise Bolşevik parti olmaya başlamıştı.
Bolşevikler bir yandan köylüler üzerindeki SR'lerin etkisini bir yandan da proletarya kitlelerini uyuşturan Menşevik etkiyi kırarak ilerliyorlardı. Bu arada yıkılan otokrasiyi geri getirmeyi amaçlayan karşı-devrimcileri etkisizleştirmek de temel olarak Bolşeviklere kalıyordu. Özellikle de Çar yanlısı Kornilov ayaklanmasını iktidar olanaklarına sahip olmayan Bolşeviklerin bastırmasından sonra kitlelerin gözü kulağı kesin olarak kendilerine döndü. Sovyetlerde çoğunluğu kazanan Bolşevikler; Devrimci Askeri Komite aracılığıyla da askerler üzerinde etkilerini artırdılar ve bu güçlerine dayanarak 7 Kasım 1917'de geçici hükümeti lağvederek tüm iktidarı işçi-köylü-asker Sovyetlerine geçirmiş oldular. Artık sosyalizmin kuruluşuna geçilebilirdi. Tabii bununla birlikte çar yanlılarının, Menşevik ve SR'ların, burjuva yanlılarının ve emperyalist devletlerin taraf olduğu karşı-devrimci güçlere karşı çetin bir iç savaş yürütmek ve kazanmak zorunda kaldılar.
Bugün: "Güneş çıkar, bu karanlık yırtılır elbet!"
Bugün ekim devrimi ile kurulan reel sosyalizm yıkılmış durumda. Ama ekim devrimi hala yolumuzu aydınlatıyor. Çünkü devrimle kurulan sosyalizm ile işsizlik, yoksulluk, eğitim, sağlık, konut, toplu taşıma gibi insanların temel sorunlarının çözülebileceğini gördük. Sovyetlerin yıkılmasının nedenlerinden dersler çıkardık. Tüm bunlarla birlikte sınıfsız, sınırsız sömürüsüz bir dünyayı kurabileceğimize olan inancımızı arttırdık. Artık geçici yenilgimizin etkisini kırmaya başlıyoruz. "ekmek gül ve hürriyet günleri" ellerimizdedir!
1- O yıllarda kullanılan Rus takvimi (Ortodoksların takvimi) şimdiki takvime göre 13 gün geriden geliyordu. Yani devrim Rus takvimine göre 17 Ekim 1917'de olmuştu.
2- Rusya, Şubat 1917'deki demokratik devrimle yıkılana kadar, adına Çar denilen imparatorlarla yönetiliyordu. Bundan dolayı bu rejime Rus Çarlığı denmiştir. Son Çarlık hanedanı ise Romanovlardır.
3- Çarlık ülkeyi otokrasi ile yönetiyordu. Otokrasi ise monarşinin bir türü olarak kabul edilir. Bu sistemde tüm iktidar (yasama, yürütme, yargı
) bir tek kişinin elinde Çar'da toplanıyordu.
4- Rusya'da Çarlık'a karşı örgütlenen devrimciler genel olarak Narodnikler (Narodya Volya- Halkın Yolu) ve komünistler olarak iki büyük gruba ayrılabilir. Komünistler Rusya Sosyal-Demokrat İşçi Partisi (RSDİP)'te örgütlenmişlerdi. Fakat parti ikinci kongrede Menşevikler (Azınlık grubu) ve Bolşevikler (Çoğunluk grubu) olarak ikiye ayrıldı. Menşevikler yaklaşan devrimin burjuva demokratik devrim olması dolayısıyla öncülüğün burjuvaziye bırakılmasını savunuyorlardı. Ayrıca parti üyelerinin parti çalışmalarına katılma zorunluluğunu kabul etmiyorlardı. Bolşevikler ise burjuvazinin kendi devrimine ihanet edeceğini bu yüzden burjuva demokratik devrimine de proletaryanın öncülük etmesini ve devrimi sosyalist devrime götürmesini öneriyorlardı. Parti çalışmalarında tam bir disiplin ile üyelerin parti çalışmalarına katılmalarının zorunlu olmasını istiyorlardı.
5- Narodnikler başarısız girişimleri neticesinde dağıldılar. Dağılmadan sonra Narodniklerin teori ve politikaları Marksizme doğru yönelmiş ama yine de küçük-burjuva kapitalist anlayışlarından sıyrılamamışlardı. Narodnikler dağılmanın ardından büyük bir oranda Sosyalist-Devrimci Parti'de toparlanmıştı.
6- Kendisi ılım bir Menşevikti
7- Otokrasi döneminin gerici Generallerindendir. Almanlar'dan aldığı destekle Kazaklar'dan (Ukraynalılar) oluşturduğu "Vahşi Tümen" ile o zamanki başkent St. Petersburg'a yürümüş ve Bolşevikler tarafından durdurulmuştur.