SOL tribünlere girebilir mi?
Geçtiğimiz aylarda Lazio-Livorno maçında
attığı golden sonra Livorno tribünlerine dönerek nazi selamı veren Lazio
oyuncusu Di Canio, yarattığı gündemle daha çok Livorno taraftarlarının işine
yaradı. Genel olarak komünist eğilimli Livorno taraftarları bu olayın yarattığı
atmosferi kullanarak, takip eden maçlarda bu olayın öcünü alırcasına görkemli
tribünlerle gövde gösterisi yaptılar. Ülkemiz muhalif basınının da sayfalarında
yer verdiği Livorno'yu belki bilmeyenler olabilir, o nedenle kısaca Livorno'dan
bahsedelim:
Livorno İtalya'nın kuzeybatısında
mücadeleci işçileriyle ünlü küçük bir liman kenti. Livorno İtalya Komünist
Partisi'nin bugünkü kalesi durumunda. Ancak Livorno'yu bizim için daha da
özelleştiren konu bugün artık parayla, mafyayla, pislikle anılan futbol
dünyasındaki inatçı tavırları. Livorno halkının siyasi mücadeleye olan
bağlılığı, onları futboldan uzaklaştırmamış, tersine onları futbolla siyaseti
iç içe yaşamaya sevk etmiş. Bunu her maçta tribünleri dolduran taraftarlarının
ellerindeki orak-çekiçli, Che amblemli bayraklardan, tribünlerde söyledikleri
Bella Çav, Bandera Rossa gibi devrimci marşlardan, açtıkları pankartlardan çok
rahat anlayabiliriz. İtalya Serie A ligi'nde her maç öncesi Irak'ta ölen 17
İtalyan askeri için yapılan saygı duruşlarında Livorno tribünlerinden Irak
ulusal kurtuluş mücadelesini destekleyen tezahüratlar duymak ya da Stalin'in
doğum gününde "İyi ki doğdun Stalin" yazılı pankartlar görmek de mümkün. Her
maçları düzene bir başkaldırı eylemi olarak, ırkçı-faşist taraftarlara bir
gövde gösterisi olarak geçiyor.
Livorno'nun taraftarları gibi sol'dan bakan
futbolcuları da var. Mesela Cristiano Lucarelli. Livornolu bir liman işçisinin
oğlu Lucarelli, Livorno alt yapısında yetişiyor, daha sonra başka bir İtalyan
takımına transfer ediliyor ancak bir süre sonra bulunduğu takımdan aldığı
paranın daha düşüğüne razı olarak Livorno'ya geri dönüyor. Giydiği formanın
numarası 99, bu numarayı Livorno'nun en büyük taraftar grubu olan B.A.L'ın
(Otonom Tugaylar Taraftar Grubu)1999'da kurulması nedeniyle tercih etmiş. Milli
takıma ilk davet edildiği maçta ise attığı golden sonra formasını sıyırarak
altındaki Che Guevara baskılı tişörtü tribünlere göstermesi, onun bir daha
milli takıma çağrılmamasına neden olmuş. Livorno bütün bu özelliklerinin
yanında Avrupa'nın en zor ligi olan Serie A'da şu anda altıncı sırada
bulunarak, futbol konusunda başarılı olduğunu da kanıtlıyor. Livorno'nun şu
anki başkanı ise Spinelli isimli bir işadamı; ancak başkanın yönetim konusunda pek
sözü geçtiği söylenemez. Tribünlerin hakimi taraftarlar bu konuda da yetkinler.
Livorno taraftarları enternasyonalizm
konusunda da başarılılar. Avrupa ülkelerindeki devrimci taraftar gruplarıyla
iletişim halindeler. Üstelik internet ortamında İsveçli ve İspanyalı
"Livornosever" lerin açtıkları site ve forumlar var. Bu forumlara bir yenisi
ise ülkemizden geldi. Türkiye'deki ilerici, devrimci-demokrat görüşlü
futbolseverler de www.forzalivorno.org adresli bir forum oluşturdular. Üstelik
bu forum şimdiden medyada yer almaya başladı. Aktüel, bu formu ve futboldaki
sol unsurları konu alan bir yazı yayınladı.
Livornolular, kapitalistler tarafından
kitleleri uyuşturmak için kullanılan futbolun, devrimci bir propagandanın sesi
de olabileceğini gösterdiler. Dünyada birçok ülkede bu ve benzeri örnekler
görmek mümkün. Neden Türkiye'de de yaratılmasın?