KADIN
Yorgunum, yüküm ağır. Uzaklardan
geldim. İnsanlıkla eşit yaşım. Toprağa ilk düştüğünde cemre, tohum ilk
çatladığında, gök ilk kez gürlediğinde, yağmur yağdığında ben oradaydım. İnsan
heybetli yürüyüşüyle ilk adım attığında yeryüzüne ben oradaydım.Gülmeyin,
şaşırmayın.
Deli değil bir kadınım ben.Ananız,
evladınız, yariniz. Evet bir kadın, hamuru yoğuran,üreten, yediren, giydiren,
EZİLEN benim.
Asya'dan Avrupa'dan geldim.
Dünyanın dört bir yanından. Daha yolum uzun. Yüzyıllar var önümde.
Yüzümdeki yanıklara aldırmayın.
Hiroşima'dan geldim ben. İnsanlığın büyük kurtarıcıları özgürleştirmek için
insanlığı atıverdiler üstüme atom bombalarını!..
Vietnam'da kardeşlerimi, Irak'ta
evlatlarımı kaybettim ben. Her savaşta bedenimden geçtiler bir çekirge sürüsü
gibi, ağızlarının suyunu katarak gözyaşlarıma.
İşlediğiniz cinayetlerse namus,
kanını emip çaresiz yoksul bırakmaksa insanlığı birilerine ipekten tahtlar
yapıp, birilerini en karanlık zindanlarda aç, çıplak bırakmaksa namus dediğiniz
namussuzum ben öldürün beni diyemedim.
Bir özelliğim yok. Tarlada ekini
biçen, fabrikada tütünü işleyen,okullara gönderilmeyen, daha doğar doğmaz
gömülen, sofranızda yeri öküzünüzden sonra gelen, aşağılanan, sömürülen, ezilen
milyonlarca kadından biriyim yalnızca.
Cephelere kurşun taşıyan Nene
Hatun'um ben, evladını yitirmiş bir Cumartesi Annesi....
Ermeni'yim, Kürt, Türk, Arap,
Çerkez, Arnavut. Yalnızca bir kadın. Irkım, dilim, dinim, rengim yok.
BEN BİR İNSANIM.
Hey sen! Duy sesimi, duy ve ürper. silkelen,
yırt bu korkak karanlığı, yırt ki çiçekler açsın yeryüzü, umutla aydınlansın
dünyamız. Son ver bu zulme,
"Yürü üstüne üstüne Tükür
yüzüne celladın fırsatçının fesatçının hayının...
dayan kitap ile, dayan iş ile
tırnak ile düş ile,umut ile sevda ile düş ile..."
Ahmet Arif